Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Merhaba Ziyaretçi. "Hoşgeldin sonbahar " konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...
Orta Çağ dünya haritaları
Kangnido Haritası (1402)
· De Virga Haritası (1411-1415) ·
Pizzigano Haritası (1424)
· Fra Mauro haritası (1459)
· Vinland Haritası (?)
· Cantino Haritası (1502)
· Waldseemüller Haritası (1507)
· Piri Reis Haritası (1513)
· Johannes Schöner dünya küreleri (1515 ve 1520)
· Kunyu Wanguo Quantu (1602)
Kangnido Haritası (1402)
Kangnido veya Gangnido Haritası, uzun ismi Honil Gangni Yeokdae Gukdo Jido (Tarihi Ülkelerinin Bölgelerinin ve Başkentlerinin Birleşik Haritası) olan ve 1402 yılında Korede yapılan harita. Joseon Hanedanından kral Taejong hükümdarlığında yapılmıştır. İpek üzerine çizilmiştir ve 158.5 cm eninde, 168 cm boyundadır.
Harita yeni kurulan Joseon Hanedanının kültürel hamlesi kapsamında iki Koreli yüksek devlet adamı Gim Sahyeong ve Yi Hoe ile Konfüçyüsçü düşünür Gwon Geun danışmanlığında meydana getirilmiştir.
Harita günümüze kadar gelen ve Asya kaynaklı ikinci haritadır. Harita Afrikadan başlayarak Avrupa ve Asyayı Japonyaya kadar Eski Dünyayı resmeder.
Arkaplanı
Joseon Hanedanı kurulduğundan beri haritacılıkla çok ilgiliydi. Özellikle yönetimsel bölgelerin dağılımı ve başkentin taşınması gibi konular için detaylı haritalara ihtiyaç duyulmuştu. Ayrıca kuzey sınırının belirlenmesi ve burasının yerleşime açılması da planlanmaktaydı. Ayrıca Kore kıyılarının Wokou olarak bilinen Japon korsanların saldırılarına karşı savunulması için detaylı haritalara gereksinim duyuluyordu. Ayrıca özellikle Arap ülkeleriyle sürdürülen ticaretten dolayı denizaşırı haritalara da ihtiyaç üst düzeydeydi.
Yönetimsel kolaylıkların yanı sıra haritacılığın ulusal onur ve prestij açısından da önemi bulunmaktaydı. Joseon Hanedanı döneminde diğer ülkelere elçiler gönderilerek buraların haritaları talep edildi ve yeni dünya haritasının oluşturulması projesine devlet yönetiminin üst düzey yetkilileri de dahil oldu. Ortaya çıkan harita o dönemde bilinen dünyanın ayrıntılı bir haritası olsa da Koreli yetkililerin dünyanın geri kalan kısmından ziyade Korenin haritalandırılmasını daha çok önemsedikleri düşünülmektedir.
Elyazmaları
Halen Japonyadaki Ryukoku Üniversitesinde bulunan harita asıl Kangnido Haritasının kopyasıdır. İpek üzerine çizilmiştir, 158x163 cm boyutlarındadır. Haritanın Korede kopyalandığı ve 1592-98 Kore İşgali sırasında Japonyaya getirildiği düşünülmektedir. 1485 yılında kimi revizyonlar yapılmış olmakla beraber 1405 haritasının aslı gibi kopyasıdır.
Diğer bir harita ise Nagazakideki Shimabara Honkoji Tapınağında 1988 yılında keşfedilmiştir. 220x280 cm boyutlarında olan haritanın Japonyada kopyalandığı düşünülmektedir.
Haritanın iki diğer kopyası daha Japonyada bulunmaktadır. Kumamotdaki Honmyoji Tapınağındaki harita ile Tenri Üniversitesindeki haritaların asıldan kopya oldukları bilinmektedir. Bu haritalarda revizyon yapılmış ve Çindeki yer isimleri asıl olarak Moğol Yuan Hanedanına göre gösterilmişken kopya haritalarda Ming Hanedanı zamanındaki isimler kullanılmıştır.
Kaynakları
Haritanın yapılırken asıl olarak dört kaynaktan faydalandığı düşünülmektedir. Bunlar;
Li Zemin tarafından yapılan Shengjiao Guangbei Tu (聲教廣被圖) ismindeki dünya haritası
Qing Jun tarafından yapılan Hunyi Jiangli Tu (混一疆理圖) ismindeki Çin haritası
İsimsiz bir Kore haritası
İsimsiz bir Japonya haritasıdır.
1402 yılında Gim Gim Sahyeong ve Yi Mu ile onlara sonradan dahil olan Yi Hoe bu haritaları tek bir haritada birleştirmişlerdir.
İçeriği
Haritada Afrika, Avrupa ve Ortadoğunun resmedilişi
Harita Eski Dünyayı kabul edilen şekilde resmederken batıda Afrika ve Avrupadan doğuda Japonyaya kadar olan bölgeyi kapsar. Haritada batı doğuya göre daha küçük resmedilmiştir. Avrupa ve Afrikadaki yer isimlerinden hareketle Koredeki bilgilerin 14.yüzyıl başına ait olduğu düşünülmektedir. Batıdaki yerleşim yerlerinin isilerine dair Doğudaki bilgiler 16.yüzyılda bölgeye gelen Cizvit papaz Matteo Ricciya kadar pek az bilinecektir.
Haritada geleneksel Çin yer isimleriyle, İslami bilgiye dayanan yer isimleri birlikte yer alır. Batı Türkistan, İran, Arabistan, Mısır ve Anadolu çok net şekilde resmedilmişir. Buralar ayrıntılı olarak betimlense de yerleşim yerlerine dair isimler neredeyse haritaya serpiştirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında İlhanlılar ve Altın Orda devletlerinin esas bilgi kaynağı olduğu düşünülmektedir.
Afrika kıtasında 35 adet yer ismi bulunmaktadır. Afrika kıtasının genel hatları Avrupalı kaşif Vasco de Gamanın keşiflerinden çok önce bu kıtanın etrafının keşfedildiğinin işareti olarak değerlendirilmektedir. Özellikle Güney Afrika ve Ümit Burnu çok ayrıntılı tasvir edilmiştir. Kuzey Afrikada İskenderiye Feneri, Kahire ve Mogadişu (Maqdashaw) işaretlenmiştir. Akdeniz diğer denizlerin aksine siyaha boyanmamıştır. Akdeniz içerisindeki İber Yarımadası detaylı gösterilmiş, Cenova ve Venedik ise resmedilmemiştir. Avrupa kıtasında ise yüzün üzerinde yerleşim yeri işaretlenmiş ve isimlendirilmiştir.
Çin coğrafi keşifleri
Özellikle 1421 isimli kitabında İngiliz amatör tarihçi Gavin Menzies o dönemde haritacılıkta bu denli ileri gitmiş olan ve Afrika kıtasını dolaşabilecek kadar uzun yolculuğu finanse edebilecek ve ileri medeniyet seviyesinde olarak sadece Çin donanmasının bu keşifleri yapmış olabileceğini ileri sürer.
Çin, batısındaki ülkelerle temas kurmaya Zhang Qian zamanında MÖ 126 yılında ilk olarak başlar. K'ang-chü (Sogd), Dayuan (Fergana), An-shih (Persler) ve Daqin (Roma İmparatorluğu) ile temas kurulur. Budist rahip Faxian, MS 5.yüzyılda Hint Okyanusuna açılan ilk Çinli olur ve seyahatlerinde Hindistan ile Sri Lankaya gider. Bundan sonra özellikle MS 8.yüzyılı takip eden dönemde İslamiyetin yayılmasıyla beraber karayolu ticaretinin İslamiyeti benimseyen devletlerce yapılmasının ardından deniz ticaretine ağırlık verilir. Tang Hanedanından yazar Duan Chengshi ve diğer yazarlar Afrika kıtasıyla yapılan ve özellikle köle ticaretine dayanan ilişkilerden bahseder. Wang Dayuan ise Memlükler Mısırı üzerinden Akdenize çıkan ve günümüz Fasına kadar giden ilk Çinli donanma kaptanıdır.
De Virga Haritası, 1411 ile 1415 yılları arasında Venedikli Albertinus de Virga tarafından çizilen dünya haritası.
Harita
Dairesel olan haritanın çapı 410mmdir. 696x440mm ölçülerindeki bir parşömenin üzerine çizilmiştir. Haritanın yanında bir takvim ve iki tablo bulunur. Bir tablo ayın fazlarını izlemek için diğeri ise Paskalya gününün hesap edilmesi içindir.[2] Haritada kuzey üst taraftadır. Dairesel haritada Hazar Denizinin batısında bir nokta merkez olmak üzere 8 eşit dilime bölünmüştür. Harita renklidir: Denizler beyaz bırakılmış, Kızıldeniz kırmızı renge boyanmıştır. Kıtalarda sarı, adalarda farklı renkler kullanılmıştır. Dağlar ve ırmaklar kahverengi, göller maviye boyanmıştır. Haritanın yanında yer alan takvimde burçlar ve simgeleri bulunur. Harita Ümit Burnu keşfedilmeden önce çizilen Fra Mauro haritası (1457) ile uyumludur.
Bölgeler
Kıtasal toprakları çevreleyen okyanusa haritada Mari Oziano Magno denmektedir. Kudüsün yeri haritada belirtilse de adet olduğu gbi dünyanın merkezine konmamıştır. Üç kıta oldukça iyi resmedilmiştir. Hint Okyanusu ise çok sayıda adayı barındırır şekilde resmedilmiştir. Bu yüzden büyük ölçüde Arap haritalarından etkilendiği düşünülmektedir.
Büyük Okyanus
Kanarya Adaları ve Azorlar resmedilmiştir. Bu adaların resmedilişi Ceneviz ve Katalan haritalarına benzemektedir.
Afrika
Afrika kıtasında Atlas Dağları ve Nil nehri resmedilmiştir. Etiyopyada Rahip John için vaadedilen topraklar gösterilmiştir. Ayrıca kıtanın güneyinde İncilde bahsedilen cennet bahçeleri resmedilmiştir.
Asya
Asyadaki yerleşim yerleri Moğol hakimiyetini doğrular niteliktedir: Medru, Calzar, Monza sede di sedre (Kuzey Çindeki Mangi), Bogar Tartarorum (Altın Orda Devleti). Karakurum şehir etrafında şehir duvarları olarak resmedilmiş, Çindeki ırmak ve şehir isimleri Marco Polodan aynen alınmıştır. Hint Okyanusu kıyısında Mimdar ve Madar (Malabar olabilir) krallıkları resmedilmiştir. Okyanusun ortasında yer alan Caparu sive Java magna Marco Polo tarafından anlatılan Java ve Japonyanın karışımıdır.
Avrupa
Kuzey Avrupada "Ogama, Goga, Gog, Magog, Rotenia, Russia, Naia, Samolica ve Norveca (Norveç belirtilmekte ancak İzlanda yer almamaktadır.
Haritanın tarihçesi
Harita bir harita koleksiyoncusu olan Albert Figdor tarafından 1911 yılında Bosnadaki Srebrenicadaki bir ikinci el kitap satan dükkânda bulunmuştur. Harita Viyana Üniversitesi Prof.Franz von Weiser tarafından incelenmiş ve fotoğrafı çekilerek belgelenmiştir. Bu fotoğraflar halen İngiltere Kütüphanesindedir. Haritanın 1932 yılında açık artırmaya sokulacağı ilan edilse de harita müzayede salonuna getirilmeyecektir. Son akibeti bilinmemektedir.
· Pizzigano Haritası (1424)
Pizzigano Haritası, İtalya kaynaklı,1424 yılına ait portolan haritasıdır.
Özelliği
Atlantik Okyanusunun kuzeyindeki, İspanya ve Portekizin batısındaki adaları ve Portekizlilerin keşfettikleri iddia edilen Antilleri içerir.
Çizeri
Haritayı çizenin 14.yüzyılda önemli bir haritacı gelenekten ve daha önceden 1367 yılında yine aynı isimle anılan Pizzigano haritasını çizen aileden gelen Venedikli Zuane Pizigano olduğu iddia edilmektedir.
1421 Teorisi
1421 adlı eserinde amatör tarihçi Gavin Menzies Antillerin haritada gösterilmesinin bu bölgenin Kristof Kolombdan önce Çinli Amiral Zheng He komutasındaki donanma tarafından keşfedildiğini iddia eder. Haritada Antiller ve Şeytan Adası (Satanazes) adası olarak bahsedilen adaların Porto Riko ve Guadeloupe olduğunu öne sürer.
Fra Mauro Haritası veya Rahip Mauro Haritası, 1450’li yıllarda Venedikli Rahip Mauro tarafından yapılan harita. Parşomen üzerine düzlemküre şeklinde çizilen harita yaklaşık iki metre çapında ve ağaç çerçevelidir.Haritanın bir kopyası Rahip Mauro ve yardımcısı denizci-haritacı Andrea Bianco tarafından Portekiz Kralı V. Alfonso için yapılmıştır. Çizilen harita 24 Nisan 1459 tarihinde tamamlanarak Portekiz’ e gönderilmiştir. Ancak harita günümüze kadar gelmemiştir. Harita Venedik açıklarındaki Murano Adasındaki Isola kentinde San Michel manastırında bulunmuştur. Harita şu anda Venedik’deki Correr Müzesinde sergilenmektedir.
Dünya haritası
Harita sıradışıdır ancak Mauro’nun portolan haritalarına çok benzemektedir. Harita dönemin müslüman haritaları gibi güneyi üstte göstermektedir ve kuzeyi üstte gösteren Batlamyus haritasından ayrılır. Mauro, Batlamyus haritasının varlığından haberdardır ve bunun dünyayı tanımlamak için yetersizliğinden bahseder. Bu haritada bir çok yerin bilinmeyen topraklar (terra incognita) olarak tanımlandığını, bu dönem buraların keşfedilmemiş olduğunu aktarır. Ayrıca Batlamyus haritasında Kudüs’ün merkez olarak alındığını, bunun enlem olarak doğru olsa da boylam olarak biraz batıda olduğunu, bunun da Avrupa’nın nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde kabul edilebilir olduğunu belirtir. Rahip Mauro dünyayı bir küre olarak kurgular ancak dünyanın büyüklüğüne dair bilgiye sahip değildir. Haritada yerleşim yerlerinin resmedilmesi de ilginç ve önemli bir özelliktir. Kaleler ve şehirler büyüklüklerine ve önemlerine göre burçlarla veya duvarlarla çevrilerek resmedilmiştir.
Afrika kıtası
Haritanın üzerindeki metin ve çizimlerden bir detay. Resimdeki gemi 1420 yılındaki seyahatte bahis konusu olan gemidir
Haritada Afrika kıtası büyük ölçüde doğru resmedilmiştir. Mauro Afrika kıtasının en güney kısmına Daib Burnu olarak adlandırdığı yere yazdığı yazıda 1420 yılında bir geminin Hint Okyanusundan gelerek Diab Burnu açıklarındaki Erkek ve Kadın Adalarına doğru seyahat ettiğini belirtir. Buna göre gemi 40 gün güney batı istikametinde ilerlemiş ve hiçbir kara parçasına rastlamamıştır. Seyahat eden kişilere göre rüzgar ve su durumu müsade ettiğince 2000 deniz mili ilerlemiş, daha sonra tekrar Diab Burnuna dönmüştür. Dönüş yolculuğu 70 gün sürmüştür. Mauro daha sonra bu gemileri açıklamaya başlar ve dört ya da beş mendirekli olduklarını ve dönemin Avrupalı gemilerinden çok daha büyük olduğunu belirtir. Gemiler pusulasız seyahat edebilmektedir, bunu mürettebatın içinde bulunan astronomlar sayesinde gerçekleştirebilmektedirler. Rahip Mauro bu bilgileri seyahate katılan güvenilir bir kişiden aldığını ekler. Bu kişinin o dönemde Kalküta’da bulunan Venedikli kaşif Niccolò de' Conti olması kuvvetle muhtemeldir.
Rahip Mauro edindiği bu bilgilerin ışığında eskiden inanıldığı gibi Hint Okyanusunun bir iç deniz olmadığı ve güney ucundan dolaşılarak Hint Okyanusuna ulaşılabileceğini ileri sürmüştür. Bu bilginin ve haritanın ışığında özellikle Portekizlilerin, karayolundan İpek Yolu sayesinde sağlanan ticaretin deniz yoluyla sağlanabileceğini düşünerek coğrafi keşiflere giriştikleri düşünülebilir.
Japonya
Rahip Mauro haritası muhtemelen De Virga Haritasından sonra Japonya’nın gösterildiği ilk Avrupalı haritadır. Adaya Cimpagu denmektedir. (Cipangu’nun değişik bir şekli)
Haritanın kaynakları
Haritanın büyük oranda etkilendiği düşünülen De Virga haritası
Endülüslü ünlü haritacı El İdrisi'nin 1154 yılında Sicilya kralı II. Roger için çizdiği ve döneminin en ileri tekniklerinin kullanıldığı, çok sayıda kaşife ilham kaynağı olan harita
1411 ila 1415 yılları arasında yapıldığı düşünülen De Virga Haritası dünyayı Rahip Mauro Haritasındaki gibi resmeder. İki harita arasında bağlantı olması kuvvetle muhtemeldir.
Rahip Mauro Arap kaynaklarından büyük oranda yararlanmıştır. Özellikle Afrika’nın güneydoğu kıyılarının 1430’lu yıllarda Roma’ya ziyarette bulunan Etiyopya Elçisinin getirdiği ve 12.yüzyılda Arap haritacı Muhammad al-İdrisi’ye ait olan bir haritadan alındığı düşünülmektedir.
Vinland Haritası, 15. yüzyıla ait olduğu iddia edilen ve özellikle Kuzey Amerika’daki Viking keşiflerinin gösterildiği dünya haritası. Haritanın 20. yüzyılda hazırlanan sahte bir harita olduğuna dair şüpheler bulunmaktadır. Harita Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarının yanı sıra Grönland’ı ve Grönland’ın güneybatısında ve Atlantik Okyanusunda Vinland olarak isimlendirilen bir toprak parçasını da gösterir. Haritada bu bölgenin Avrupalılarca 11.yüzyılda ziyaret edildiği iddia edilmektedir.
Harita dünya kamuoyuna Yale Üniversitesi ve İngiliz Müzesi yetkilileri tarafından kaleme alınan bilimsel bir çalışmayla ilan edilse de Orta Çağ uzmanlarının haritanın fotoğraflarına ulaşma fırsatı olduktan sonra haritanın sahte olabileceğini dair şüpheler oluşmuş, haritanın mürekkebinde yapılan kimyasal analizlerde 20.yüzyıla ait bir yapay pigment bulunmuştur Ancak buna rağmen haritanın orijinal olduğu da iddia edilmektedir
Haritanın tarihçesi
Vinland Haritası ilk olarak 1957 yılında günışığına çıktı. Bu tarihte Londra’daki bir sahaf tarafından İngiltere Müzesine satılmaya çalışan Ortaçağdan kalma Hystoria Tartororum adlı kitabın arasında bulunuyordu. Sahaf kitabı satamaz ve kitabı alan başka bir Amerikalı, eseri Yale Üniversitesi önerir.Üniversite ise bir mezun öğrencisinden bu eseri almasını ister. Öğrenci ise kitabı alacağını ve eğer sahte değilse üniversiteye bağışlayacağını söyleyerek alır. Ancak içindeki haritanın önemini farkeden mezun öğrenci harita hakkında akademik bir eser yazılmadan haritanın kamuoyuna açıklanmamasını şart koşar. Eserin yazılması için üç uzman seçilir. Ancak çalışmanın bilimsel çevrelerden gizli yapılması eserin nesnelliğini etkileyecektir. Kitap 1964 yılında tamamlandıktan sonra eser yayımlanır ve kitabın mülkiyeti üniversiteye geçer. Akademik çevrelerde haritanın gerçekliğine dair ciddi kuşkular bulunduğu için Vinland Haritası Konferansı düzenlenecektir
Akademik iddialar
Akademik çevrelerde haritanın sahte olduğuna yönelik iddiaların bazı dayanakları aşağıda sıralanmıştır:
En önemli konu Grönland’ın resmedilmesidir. Haritada Grönland tamamıyla ada şeklinde ve gerçeğe çok yakın bir şekilde resmedilirken, adanın sömürge olarak bağlı bulunduğu Norveç oldukça hatalı şekilde resmedilmiştir. Ayrıca Arktik Denizi Grönland’ın çevresinin çepeçevre dolaşılmasına o dönemde izin vermiş olabileceğine dair bir kanıt bulunmamaktadır.[8]
O dönemde doğu kaynaklı haritalarda bile gösteilmeyen Honshu, Hokkaido ve Sakhalin Adaları haritada gösterilmiştir.
Haritadaki Latince yazı 17.yüzyıl kaynaklarına benzemektedir. Özellikle kullanılan æ harfi dönemsel yazıda kullanılmamaktaydı.
El yazısı uzmanları haritanın üzerindeki yer isimleriyle açıklama yazılarının farklı el yazıları olduğunu göstermişlerdir.
Haritanın çizildiği parşomene yapılan karbon testinde 1423 ila 1445 yılları arasında imal edildiği belirlenmiştir. Ancak haritada kullanılan mürekkepte yapılan çok sayıda incelemede mürekkepte 20.yüzyıla ait renk pigmentleri bulunmuştur
Haritanın değeri
Üzerindeki sahtecilik iddialarına rağmen harita 25 milyon dolara sigorta edilmiştir.
Yale Üniversitesinin duruşu
Haritaya dair farklı iddiaların ortada bulunmasına rağmen ,Yale Ünivesitesi yetkilileri iddialar hakkında görüş belirtmekten kaçınarak böylesi ilgi çekici bir belgeye sahip olmaktan dolayı gurur duyduklarını ve akademik çalışmaları ilgiyle izlediklerini belirtmişlerdir.
Vinland’ın varlığına dair kanıt
Haritanın gerçek olup olmamasından bağımsız olarak Grönland’ın Vikingler tarafından MS 970’li yıllardan itibaren 15.yüzyıl sonralarına kadar yerleşim yeri olarak kullanıldığı biliniyor. Kuzey Amerika’da ise günümüz Kanada Newfoundland bölgesindeki L'Anse aux Meadows’da yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında burada Vikinglerin yaşadığına dair kanıtlar bulunmuştur. Bu yerleşim yeri bölgeye 1497 yılında gelen ilk Avrupalı olan John Cabot’dan yaklaşık 500 yıl öncedir.
Cantino Haritası, doğu ve batıdaki Portekiz coğrafi keşiflerini gösteren ve günümüze kadar gelebilmiş en eski dünya haritasıdır. İsmini Ferrara Dükü için çalışan ve haritayı 1502 yılında Portekiz’den İtalya’ya kaçıran Alberto Cantino’dan alır. Amerika kıtasını resmeden bu ilk haritada Karayipler ve Florida kıyıları ile Afrika kıtası, Avrupa ve Asya önemli hassasiyetle haritalandırılmıştır. Bunun yanı sıra harita, Brezilya kıyılarının bir kısmını resmettiği için de ayrı bir öneme sahiptir. Brezilya kıyıları Portekizli kaşif Pedro Alvares Cabral tarafından 1500 yılında keşfedilmiş[2] ve daha sonra Gonçalo Coelho ve Amerigo Vespucci tarafından keşifleri derinleştirilmiştir.
Tarihçe
16.yüzyılın başında, Lizbon birçok farklı milletten insanın şehre gelerek şöhret ve servet peşinde koştuğu bir metropol kentiydi. Aynı zamanda şehir, dünyanın farklı bölgelerine yapılan seyahatlerden gelen bilgileri ve belgeleri arayan ajanlarla doluydu. Bu ajanlardan bir tanesi de Alberto Cantino idi. Lizbon’a Ferrara Dükü tarafından göstermelik olarak bir at satıcısı göreviyle gönderilmiş ancak gerçekte yapması istenen Portekizlilerin yaptıkları coğrafi keşiflere dair bilgi toplamasıydı. Cantino’nun ajanlıkta başarılı olduğu Dük’e yazdığı 17 ve 18 Ekim 1501 tarihli mektuplarda görülmektedir. Mektuplarda ünlü Portekizli kaşif Gaspar Corte-Real’in en son seyahatinde Newfoundland’e ulaştığını Portekiz Kralı I. Manuel’e aktardığını anlatır.
Cantino haritasının Lizbon’da bulunan ve tüm Portekiz keşiflerinin tümünün işlendiği ana haritanın bir kopyası olduğu düşünülmektedir. Casa da Índia adı verilen Portekiz kurumu, Padrão Real isimli bu haritayı çizen ve denizaşırı yolculuklarda kaptanlara veren yetkili devlet dairesiydi. Cantino’nun bu çok gizli kurumda çalışan bir Portekizli haritacıya rüşvet vererek haritanın bir kopyasını Aralık 1501 ile Ekim 1502 tarihleri arasında çıkarttığı düşünülmektedir. Cantino’nun Ferrara Düküne 19 Kasım 1502 tarihinde gönderdiği mektupla birlikte haritayı da gönderdiği biliniyor. Haritanın arkasında Latince olarak “Carta de navigar per le Isole nouam trovate in le parte de India: dono Alberto Cantino al S. Duca Hercole” yazmaktadır. Çizeri belli olmayan bu haritaya Cantino Haritası denmektedir.
Diğer haritalara etkisi
Harita İtalyanları o zamanlara kadar bilmedikleri bölgeler açısından aydınlattıysa da kısa bir dönem sonra yeni Portekiz keşifleri sayesinde harita güncelliğini yitirecektir.Ancak bu olgu haritanın önemini azaltmamalıdır. Harita sayesinde İtalyanlar Brezilya kıyıları ve Güney Amerika bölgesi hakkında önemli bilgilere ulaşmışlardır. Cantino Haritası, İtalyanlar tarafından yapılan Canerio Haritasına kaynaklık etmiş, bu harita da Lorraine Dükü Rene için 1507 yılında Martin Waldseemüller tarafından yapılan görkemli Waldseemüller Haritasına öncülük etmiştir.
Akıbeti
Harita, birbirine yapıştırılan üç parçadan oluşmaktadır. Ferrara’daki Dükalık Kütüphanesinde saklanan haritalar 90 yıl sonra Papa VIII. Clement zamanında Modena’daki bir saraya alındı. İki yüz yıl sonra 1859 yılında bu saray yağmalanınca Cantino Haritası kayboldu. Aynı yıl harita Estense Kütüphanesi Genel Müdürü Guiseppe Boni tarafından Modena’daki bir kasapta bulunur. Harita şu anda İtalya, Modena’daki Estense Kütüphanesindedir.
Kaynakça
^ Bu dönemde özellikle Portekiz ve İspanya kendi keşiflerini ve bunları gösteren haritaları devlet sırrı olarak saklamak ve korumaktadır. Kaşifler veya devletler arasında bilgi akışı çok sınırlı olmaktadır.
^ Cabral daha önce Avrupalılarca bilinmeyen bu bölgenin ayrı bir kıta olduğuna doğru bir şekilde karar vermiştir.
^ Dönemin en önemli ikinci denizci ulusu olan İspanya’da ise Padrón Real isimli ana harita Casa de Contratación isimli kurumda bulunmaktadır
Harita hakkında yazılan eserler
Harvey, Miles The Island of Lost Maps: A True Story of Cartographic Crime. New York:Random House, 2000. ISBN 0-7679-0826-0 (İngilizce)
Rodrigues, Jorge Nascimento; Devezas, Tessaleno Portugal - O Pioneiro da Globalização. Famalicão, Portugal:Centro Atlântico, 2007. ISBN 978-989-615-042-6. (Portekizce)
· Waldseemüller Haritası (1507)
Waldseemüller Haritası ya da Universalis Cosmographia, Nisan 1507'de Alman kartograf Martin Waldseemüller tarafından yapılmıştır. Bu harita Amerika kelimesinin geçtiği ilk haritadır, ancak haritada Kuzey Amerika Kıtası eksiktir.
Martin Waldseemüller'in Güney Amerika Kıtası'na "America" ismini vermesinin sebebi Amerigo Vespucci'nin ismiyle bağlantılıdır. Amerigo Vespucci, Latince yazdığı yazılarını kendi adının Latincesi olarak düşündüğü "Americus Vespucius" adıyla imzalamıştı. Waldseemüller bu sebeple yeni keşfedilmiş Güney Amerika Kıtası'na, Vespucci'nin ilk adının Latince formundan yola çıkarak, 1507 tarihli dünya haritasında America ismini koydu; ancak 1513 tarihli kendisine ait başka bir dünya haritasında "America" ismini verdiği bölgeye "bilinmeyen topraklar" anlamına gelen "Terra Incognita" ismini vererek "America" ifadesinde değişikliğe gitmiştir.
Piri Reis Haritası günümüze kalan, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir.. Osmanlı amirali Piri Reis tarafından 1513'de çizilmiş olup, Avrupa ve Afrika'nın batı kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterir. Aralarında Kristof Kolomb'a ait bir haritanın da bulunduğu yirmi kaynağı bütünleştirerek hazırlanmış, 16. yüzyıl Avrupa ve Müslüman denizcilerinin coğrafya bilgilerini içeren değerli bir tarihi belgedir.
Tarihçesi Piri Reis, kendisini yetiştirmiş olan amcası Kemal Reis'in 1511'deki ölümünün ardından Gelibolu'ya çekilip orada bir dünya haritası, bir de Kitab-ı Bahriye'sini hazırlamıştır. Dünya haritasını 1513'de tamamlayıp, 1517 yılında, Mısır’ın fethinin hemen sonrasındaki günlerde Yavuz Sultan Selim’e takdim etmiştir. Piri Reis bunun ardından Kaptan-ı Derya (amiral) rütbesine getirilir. Harita 1929'da Topkapı Sarayı'nın müzeye dönüştürülme çalışmaları sırasında keşfedilir ve hâlâ oradadır. 1954 yılında yayımlanan En Eski Amerika Haritası adlı kitabında Afet İnan haritanın kenar notlarınının, Osmanlı Türkçesinden yeni harflere çevirilerini yayımlamıştır.
Amerika'yı gösteren günümüze kalmış antik haritalar arasında Piri Reis'inkinden daha eski birkaç başka harita vardır. Bunlardan Cantino'nun 1502'de, Nicolo Caveri (Nicolo de Canerio)'nun, 1504-1505'de basılmış, Amerika'yı Asya'nın bir uzantısı olarak gösteren haritaları sayılabilir. Öbürü, 1507'de basılmış Martin Waldseemüller'in haritasıdır. Bu harita Cannerio'nun haritasından kaynaklanmıştır ama Amerika'yı Asya'dan ayrı bir kıta olarak gösterir ve onu ilk defa "Amerika" olarak adlandırır. Piri Reis kendi haritası için kullandığı kaynaklar arasında Kristof Kolomb'un haritası olduğunu belirtir ki bu muhtemelen Kolomb'un 1498'de çizdiği haritadır. Ancak Kolomb'un 1498 haritasının ne aslı ne de kopyaları bulunabilmiştir.
Haritanın bulunuşu
Harita, 9 Kasım 1929'da Topkapı Sarayı'nda sarayı müzeye dönüştürme sırasındaki envanter tespit çalışmaları sürerken tesadüfen bulundu. Alman bilimadamı Adolf Deismann (1866-1937), dönemin Milli Müzeler Müdürü Halil Ethem Eldem'in kendisine verdiği parçaları inceleyip düzenlerken eline geçen harita takımının içindeki folyoyu o sırada İstanbul'da bulunan ve Türk denizciliği hakkında uzman olan Alman bilimadamı Paul Kahle'ye göstermişti. Eserin Piri Reis'in ilk dünya haritası olduğunu teşhis eden Paul Kahle oldu
Prof. Kahle, harita ile ilgili inceleme sonuçlarını 1931 yılında 18. Doğubilimleri Kongresi'nde sundu[2]. Haritanın üzerindeki notları Hasan Fehmi Bey latin harflerine aktardı. Türk Tarih Kurumu başkanı Yusuf Akçura'nın 1937 tarihli 'Piri Reis Haritası' adlı kitabında haritayı yayımladı. Cumhurbaşkanı Atatürk, haritayı Ankara'ya getirtip bizzat inceledi ve devlet matbaasında çoğaltılmasını sağladı.
Haritanın kayıp parçalarını arama çabası sırasında Topkapı Sarayı Müdürü Tahsin Öz tarafından dünya haritası olduğu sanılan bir başka Piri Reis haritası bulunmuştur.
Harita ceylan derisi üzerine çizilmiş, 900 x 600 mm boyutlarındadır. Ortaçağ haritalarından sıkça rastlanan portolan tarzında yapılmıştır, yani enlem ve boylam çizgileri yerine anahtar noktalarda yönleri gösteren pusula gülleri ve bunlardan ışınsal olarak yayılan yön çizgileri vardır.
Kenarlarda açıklayıcı nitelikte çeşitli notlar vardır. Notların bır kısmı tutsak edilmiş Portekiz ve İspanyol denizcilerin ifadelerine dayalıdır. Notlarda Yeni Dünya’nın yerlileri, hayvanları, bitkileri, madenî zenginlikleri ve diğer ilginç özelliklerine değinilir. Ayrıca, gösterilen yerlerde bulunduğu rivayet edilmiş hayvan veya hayalî yaratıkların resimlerini de gösteren harita, toplam dokuz renkle çizilmiştir.
Kenar notlarından birinde bu haritanın batıda Kristof Kolomb'un keşfettiği yöreler, doğuda da "Çin, Hint ve Sint" bölgelerini gösterdiğini yazar. Sağ kenardaki notlarının bazıların yarım cümlelerden oluşması bu haritanın daha büyük bir dünya haritasının sol yarısı olduğunu gösterir; öbür yarısı kayıptır.
Notlardan bir diğerinde "İşbu haritayı Kemal Reisin biraderzadesi unvanile müştehir Piri ibni Hacı Mehmet 919 senesi muharreminde [yani 1513 senesi 9 Mart ile 7 Nisan arasında] Geliboluda tahrir eylemiştir" yazar. Kenar notlardaki bilgilerin bir kısmı Piri Reis'in daha sonra yazdığı Kitab-ı Bahriye'sinde de aynen yer alır.
Coğrafî Ayrıntılar
Çizimde Batı Avrupa, Batı Afrika ve Güney Amerika'nın doğusu kolayca tanınabilir.
Atlas Okyanusunda Kanarya Adaları, Kap Verde Adaları ve Azor Adaları'nın konumları doğrudur ama biraz orantısızdırlar.
Avrupada Fransa ve İber Yarımadası iyi çizilmiştir. İber Yarımadası'nda gösterilen dört nehirden üçü Tagus, Guadalkivir ve Ebro olarak tanınabilir, ancak bu nehirlerin yukarı kısımlarında hatalar vardır.
Afrika kıtasında Senegal, Gambia ve Guinea, ve Fildişi Sahili'ndeki Sassandra nehirlerini tanımak mümkündür. Nijer Nehri'nin kaynağı olarak, Sahra Çölü'nde görünen göller vardır.
Kuzey Amerikanın ayrıntıları, gerçek ayrıntılarına hiç uymamaktadır. Hispanyola olarak adlandırılan ada, kuzey-güney dogrultusunda çizilip, görünüm olarak Japonya'nın 15. yy'da bilinen şekline benzer.
Güney Amerikada Brezilya'nın kuzey kıyıları gerçekle oldukça uyumludurlar. Orinoko ve Amazon nehirleri, Trinidad adası kolaylıkla tanınabilir. Amazon'un denize döküldüğü noktanın açıklarında çizilmiş olan büyük ada ise gerçekte yoktur. Güney Amerika'nın iç bölgelerinde dağlar görünür. Rio de la Plata nehri olması muhtemel bir nehrin güneyindeki kıyı ayrıntıları Brezilya kıyılarıyla çeşitli noktalarda uymaktadır ama kıyı çizgisinin doğrultusu güney yerine doğuya doğru uzanır.
Haritanın kaynakları Varsayımlara göre bu haritanın, bir kısmı Akdeniz'de ele geçirilmiş İspanyol ve Portekiz gemilerinde bulunmuş olan, yaklaşık 20 haritanın bir birleşimi olduğu yönündedir. Bunların arasında sekiz 'Caferiye' haritası, dört Portekiz haritası, güney Asya'ya ait bir Arap haritası ve Kristof Kolomb'a ait bir Amerika haritası vardır. Caferiye haritaları, çok eskiye dayanan, Abbasi halifelerinden Me'mun zamanında kopyalanmış olan, Büyük İskender zamanına ait haritalardır
Piri Reis, haritasının Orta Amerika kısmının kaynağının Kristof Kolomb olduguna bu satırlarda kendi yazısı olmayan bir yazıyla: "Bu isimler ki mezbur cezairde ve kenarlarda kim vardır, Kolonbo koğuştur ki anınla malûm oluna. Ve hem Kolonbo ulu müneccim imiş. Mezbur hartide olan bu kenarlar ve cezireler kim vardır, Kolonbonun hartisinden yazılmıştır
Piri Reis haritasının Kristof Kolomb haritasından kaynaklandığının önemli bir delili, Küba'nın yokluğudur. Kristof Kolomb seyahatnamelerinde Küba'nın bir ada değil, kıtanın uzantısı oldugunu yazmıştır ve Piri Reis haritasında da Küba bu şekilde gösterilir.
Notlarda "Antilya" olarak değinilen Karayipler hakkında çeşitli bilgiler verilir. Bir kenar notunda adı geçen "Izle de Spanya", (günümüzde Dominik Cumhuriyeti ve Haiti'nin bulunduğu) Hispanyola adasına karşılık geldiği anlaşılabilse de, bu kenar notunun yanındaki adanın şekli Japonya'ya benzemektedir. Macellan'ın seyahatlerinden önceki dönemde Atlas Okyanusu'nun batı kıyısında Asya olduğu kanısı yaygındı. Çin'e varmak amacıyla yola çıkan Kristof Kolomb'un yanına Uzak Doğu Asya haritaları almış oldugu rivayeti ülkemizde çok meşhurdur, bu Kolomb'un Doğu Asya kıyılarını gösteren haritalara kendi keşfettiği yerleri eklemiş olması muhtemeldir. Haritanın bu bölgesindeki pek çok kıyı şekli Asya'nın doğu kıyılarına karşılık gelmektedir.
Karayipler'in çiziminde Piri Reisin iki haritadan yararlandığı anlaşılabilir. Sancuvano Batisdo adı iki farklı ada için (biri günümüz Porto Riko'sunda bulunan San Juan Bautista, öbürü Küçük Antiller'de yer alan Santa Maria de Guadalupe) kullanılmıştır, ayrıca Virgin Adaları iki kere çizilmiştir
Güney Amerika'nın içerlerinde görülen dağlar Caneiro haritasında da görüldüğünden dolayı, Piri Reis’in kaynaklarından biri muhtemelen onun türevlerindendir.
Brezilya kıyıları konusundaki kenar notunda bu kıyıları kazara keşfetmiş Portekiz kaşiflerin ayrıntılı anlatılarından yararlandığını belirtir. Söz konusu kaşif şüphesiz 1500’de Hindistan’a giderken Brezilya'yı keşfeden Pedro Alvares Cabral'dir.
Haritadaki bazı yörelerin kaşiflerin Ceneviz Cumhuriyetili olduğuna dair övücü ifadeler bulunması, ayrıca Kristof Kolomb'dan onun İtalyanca'da kullanılan adı olan 'Kolombo' olarak bahsetmesi Piri Reis'in Cenevizli kaynaklardan da yararlandığına işaret eder
Haritanın kaynakları hakkında diğer teoriler
Güney Amerika'nın modern bir projeksiyonu ile Piri Reis haritasının karşılaştırması, Güney Amerika'nın haritaya sığdırılmak için çarpıtılmış olabileceğini gösteriyor.
Piri Reis haritası 1960'lı yıllarda bazı bilim ötesi teorilere ilham kaynağı olmuştur. Charles Hapgood, Piri Reis'in haritasındaki Güney Amerika'nın güney ucundan doğuya doğru olan uzantıyı, 16. yüzyılda henüz varlığı bilinmeyen Antarktika kıtası olarak Avrupa'ya tanıtmıştır. Bu kara parçasının haritada buzlu görünmemesi, Sahra çölünde ise göllerin görünmesi yüzünden Hapgood, Piri Reis'in kullandığı kaynaklar arasındaki bir haritanın, dünyanın onbin yıl önceki, ikliminin günümüzden çok farklı olduğu, bir dönemine ait olduğunu öne sürmüştür. iddiaya göre Piri Reis, tarih öncesi çağlarda yaşamış bir medeniyetten kalma bir haritadan yada uzaylılardan yararlanmıştır. Erich von Daniken ise Tanrıların Arabaları adlı kitabında, Piri Reis haritasındaki bazı şekil bozukluklarını açıklamak için, uzaylı bir medeniyetin uzaydan çektiği dünya fotoğraflarından yararlanılmış olduğunu iddia etmiştir.
Haritada Güney Amerika kıyılarının doğuya doğru dönmesinin bir açıklaması, Güney Amerika'nın doğru çizilmesi halinde haritanın üzerine çizildiği kıymetli ceylan derisinde ona yer kalmayacağıdır. Bu görüşe göre Piri Reis, haritaya bir ekleme yapıp onun güzelliğini bozmaktansa Güney Amerika kıyılarını haritasının alt kısmına kaydırmıştır. Böyle bir görüşteki anlamsızlık, sınırlı bir deriye çizilen haritanın, istenilse daha küçük yapılabileceği ve de Güney Amerika' nın da harita da gerçek görüntüsüne kavuşabilmesi gerçeğidir. Halbuki dünyayı gerçek halinde düşünecek olursak (küre) ve de resmini çekecek olursak Güney Amerika'nın kürenin kenarına gelmesi halinde Piri Reis'in haritasındaki gibi bir görsellik kazandığını görürüz.
Ayrıca Piri Reis haritasının orjinal nüshalarının kenarlarına kendi yazı biçimi olmadığı belli olan ve yeni yazılmış olduğu anlaşılan "Kristof Kolomb dan yararlandığını belirten yazılar" ve haritaların üzerinde yemek lekelerinin dahi bulunması Adile Ayda nın dikkatini çekmiş ve bu konuda tereddütler ortaya konulmuştur.
Kesin olarak bilinmelidirki Kristof Kolomb Amerikayı keşfetmemiş,varmış olduğu Bahama adalarını Asya Kıtasının parçası zannetmiştir.Ayrıca unutulmaması gereken en önemli husus Kristof Kolomb'un Harita bilimci değil Tüccar olduğu gerçeğidir.Bunun yanı sıra Amerika Kıtasının haritalarını çizmediği gibi elindeki kendi ülkesinin haritaları dahi yaşadığı zaman a göre büyük hatalarla dolu olması ve Piri Reis in Haritalarındaki Antarktika Kıtası hakkında hiçbir bilgisinin bulunmaması,Piri Reisin, Kristof kolomb un haritalarını eline geçirdiği yönündeki söylentilerin tutarsızlığını apaçık ortaya koymaktadır.
Sonuç Piri Reis haritası, yapıldığı dönemdeki yirmi haritadaki coğrafya bilgilerini, yanlışları ve doğruları ile bütünleştirmiş tarihî bir belgedir. Bu haritaların bir kısmının düşman sırrı olması ve kenar notlarının tutsak edilmiş İspanyol ve Portekizli denizcilerin ifadelerini de içermesine bakılırsa, bu aynı zamanda değerli bir denizcilik istihbarat çalışmasıdır. Bunca malzemenin bir elde toplanabilmesi Osmanlı Bahriyesinin 16. yy'daki askeri gücünün bir göstergesi olarak gösterilebilir.
Johannes Schöner Dünya Küreleri, 1515 ve 1520 yılında Alman astronom ve haritacı Johannes Schöner (1477-1547) tarafından yapılan ve günümüze kadar gelen en eski dünya küreleridir. Burada henüz Avrupalılarca keşfedilmemiş olan Macellan Boğazı ve Antarktika gösterilmektedir.
Dünya Küreleri
1515 yılındaki Johannes Schöner dünya küresi hakkında Strasbourg Üniversitesinde Kozmoloji Profesörü olan Rafael Candel Vila, 1515 yılında Johannes Schöner tarafından yapılan küreyi önemsediğini belirtirken, haritada keşfinden önce Macellan Boğazının gösterildiğini vurgular. Bibliotèque et de Musée de Saint-Dié des Vosges’de yönetici olan Albert Rossini ise Macellan Boğazının “resmî keşfinden” önce haritada yer almasının ilgi çekici olduğunu belirtir.
1520 yılındaki Johannes Schöner dünya küresi ise özellikle yine o zamana kadar keşfedilmemiş olan Antartika kıtasını gösterdiği için Albert Ronsin tarafından önemli olarak değerlendirilir. Bu dönemde Ferdinand Magellan’ın seyahati tamamlanmadığı için bu bilginin Magellan kaynaklı olmadığı düşünülmektedir.
1533 yılında Schöner tarafından yaılan üçüncü bir dünya küresinde ise Kuzey Amerika, Asya’nın bir kısmı olarak gösterilmiştir.
· Kunyu Wanguo Quantu (1602)
Konyo Bankoku Zenzu, Japonya'ya ihraç edilen dünya haritası Kunyu Wanguo Quantu 'nun renksiz versiyonuna dayanılarak Kanō ressamları tarafından renkli olarak çizilip basılan katakana ilaveli haritadır. Sağ üst köşesinde Kanō'nun mühürü görülmektedir (Tohoku Üniversitesi Kütüphanesi Kanō Bunko).
Kunyu Wanguo Quantu (Çince: 坤輿萬國全圖/坤舆万国全图, pinyin: Kūnyú Wànguó Quántú, anlam: "Dünya bütün ülkeler tam haritası", İtalyanca: Carta Geografica Completa di tutti i Regni del Mondo), 1602 yılında Cizvit tarikatına bağlı İtalyan misyoneri Matteo Ricci tarafından çizilmiş olan Dünya haritası. Çin'in bilinen en eski Avrupa tarızı haritası olup Amerika Kıtası'nın eklendiği ilk Çin yazısı haritasıdır. Çinlilerin dünya görüşlerini büyük bir ölçüde etkiledi ve Japonya'ya ihraç edilerek büyük etki yarattı.
Matteo Ricci 1584 yılında ilk Çin yazısı dünya haritasını çizdi ancak günümüzde mevcut değildir. Daha sonra Matteo Ricci'nin haritası, Ming Hanedanı'nın imparatoru Wanli'nin isteği üzerine dönemin önde gelen tercüman ve gökbilimcilerden Taipu-si adlı Budizm tapınağının "Shaoquin" (Şaoçin, anlam: Küçük Lord, başlıca tapnaklarında başkan yardımcısı)'i olan Li Zhizao (李之藻)'nın desteğiyle basıldı. Orijinal harita toplam altı parçadan oluşturuldu. Sonraki versyonları tek parça olarak düzeltildiler.
Boyu 1,52 metre eni 3,66 metredir. Haritanın ortasında Çin yerleştirildi. Dönemin Avrupa tarızı dünya haritalarında olduğu gibi Asya, Avrupa, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ve Megaranica, Avustralya + Antarktika) olmak üzere beş kıta, Atlas Okyanusu (Büyük Batı Okyanusu), Büyük Okyanus (Büyük Doğu Okyanus), Hint Okyanusu (Küçük Batı Okyanus) ve Arktik Okyanusu (Buz Denizi) olmak üzere dört okyanus çizildi.