P
Osmanlı alfabesinin üçüncü harfi olup, ebced hesâbında "b" harfi gibi iki sayısına tekabül eder.
PÂ (PÂY)
f. Ayak. * Takat, mukavemet. * İz.
PÂ-BEND
Ayak bağı. Köstek. Ayağa vurulan zincir. * Engel, mâni.
PÂ-BEND-İ TERAKKİ
İlerlemeğe mâni olan zincir, köstek.
PÂ-BERCÂ
Ayağı yerde demek olan bu tâbir, mecaz yoliyle kaim, sabit, berkarar, daim, bâki mânâlarında da kullanılır.
PÂ-BERCÂ-Yİ HAREKET
Hareket etmek üzere bulunan, âmâde.
PÂ-BE-RİKÂB
Hareket etmek üzere olan.
PÂ-BESTE
f. Ayağı bağlı. Hareketsiz.
PÂ-BUS
f. Ayak öpen.
PÂ-BÜREHNE
f. Yalın ayak.
PÂ-CÂME
f. Şalvar, don, çakşır. Pijama.
PAÇAN
f. Saçan, saçıcı.
PAÇAVRE
f. Paçavra, kirli bez.
PA-ÇE
f. Küçük ayak. Pantolon, şalvar gibi şeylerin dizden aşağı olan kısmı. Paça. * Koyun, keçi ve sığır ayağı. * Koyun, keçi ve sığır ayağından yapılan yemek.
PAÇEK
f. Tezek, mayıs.
PAÇENG
f. Küçük pencere. * Baca, menfez delik.
PA-ÇİLE
f. Karda yürüyüp yol açmak gayesiyle ayağa giyilen bir çeşit ayakkabı.
PAD
f. Saklayan, hıfzeden. * Büyük, ulu. * Bekleyen, muhafaza eden, koruyan.
PA-DAM
f. (Ayaktan yakalayan) Kuş tuzağı.
PADAŞ
(C.: Padaşân) f. Mükâfat, ecr. * Yoldaş. Yol arkadaşı.
PADAŞÂN
(Padaş. C.) f. Arkadaşlar, ayakdaşlar. * Mükâfatlar.
PADAV
f. Kocakarı.
PADE
f. Eşek ve sığır sürüsü. * Çoban sopası. * Yayla.
PADERGİL
(Pâ-der-gil) f. Ayağı çamurda. * Mc: Davranamaz. * Sıkıntıda.
PADERHAVA
(Pâ-der-hava) f. Ayağı havada. * Mc: Temelsiz, çürük.
PADERİKAL
(Pâ-der-ikal) f. Ayağı köstekli, ayağı bağlı, hareketsiz.
PADERPA
(Pâ-der-pâ) : f. Ayak ayağa. Yanyana.
PA-DEŞ
f. Mükâfat.
PADGÂNE
f. Yüksek dam. * Kapı içinde olan pencere.
PADİŞAH
(Pâdşâh) f. Büyük hükümdar, sultan. Cihan sahibi. Zararı def' eden, ıslah eden, muslih.
PADİŞAH-I SÂNİ
İkinci padişah.
PADİŞAHÎ
f. Padişahla ilgili, padişaha ait.
PADZEHR
f. Panzehir.
PAFERSUD
(Pâ-fersud) f. Ayağı incinmiş, aşınmış olan.
PAGANDE
f. Atılmış pamuk. * Atılmış pamuktan yapma yumak.
PAGUŞ
f. Suya dalma.
PA-HAST
f. Ayak altında kalmış, çiğnenmiş olan.
PAJEH
f. İnleme, inilti.
PAJİR
f. Panzehir.
PAK
f. Temiz, saf, katıksız. Hep, tamam, mübarek, kudsi.
PAKAN
(Pâk. C.) f. Temizler, pâklar. * Mc: Veliler, evliya.
PAKÂR
f. Tahsildar.
PAKÂRÎ
f. Tahsildarlık.
PAK-BAZ
(C.: Pâk-bâzân) f. Temiz oynayan. * Mc: Sadakatli âşık.
PAKDAMEN
f. Eteği temiz. * Mc: Namuslu.
PAK-DAMENÎ
f. "Eteği temiz oluş" * Mc: Namusluluk.
PAKEND
f. Yakut. * şarap, bâde.
PAKİ
f. Temizlik, paklık. * Ustura.
PAKİZE
f. Temiz, pak. Lekesiz. Hâlis, saf, katıksız.
PAK-MEŞREB
Gidişi, yaratılışı temiz. İyi huylu olan.
PAKT
Fr. Akid, sözleşme, andlaşma. Siyasi anlaşma.
PA-KUB
f. Çengi.
PAK-ZAD
f. Temiz asıllı. Aslı temiz olan.
PALA
f. Yedek at. * Asılmış, asılı. * Süzgeç.
PALA
Ağzı enli, ortasına doğru daha genişliyerek ucuna doğru daralmaya başlayan kalın, kısa ve ağır kılıç.
PALAD
(Pâlâde) f. Yedek at.
PALADE
f. Kötü söyleyen, ayıp arayan.
PALAHENG
f. Yular, dizgin. * Av veya suçlu bağlanacak kement. * Kemer. * Tazı boynuna geçirilen ağaç halka.
PALAMAR
Büyük gemileri karaya bağlamak yahut demir gomneye bedel lengere rabtetmek için kullanılan halat. * Büyük halat. (O.T.D.S.) * Vaktiyle muharebelerde silâh olarak kullanılan ve yük kaldırmak için kullanılan sırıklar. (Sanat Ansiklopedisi)
PALAN
f. Palan, semer, eğer.
PALAN-DUZ
f. Semerci, palancı. Semer diken.
PALANÎ
f. Semerci.
PALAR
f. Çatı direği.
PALAS PANDIRAS
Hemen, birden bire, hazırlıksız, habersiz.
Osmanlı alfabesinin üçüncü harfi olup, ebced hesâbında "b" harfi gibi iki sayısına tekabül eder.
PÂ (PÂY)
f. Ayak. * Takat, mukavemet. * İz.
PÂ-BEND
Ayak bağı. Köstek. Ayağa vurulan zincir. * Engel, mâni.
PÂ-BEND-İ TERAKKİ
İlerlemeğe mâni olan zincir, köstek.
PÂ-BERCÂ
Ayağı yerde demek olan bu tâbir, mecaz yoliyle kaim, sabit, berkarar, daim, bâki mânâlarında da kullanılır.
PÂ-BERCÂ-Yİ HAREKET
Hareket etmek üzere bulunan, âmâde.
PÂ-BE-RİKÂB
Hareket etmek üzere olan.
PÂ-BESTE
f. Ayağı bağlı. Hareketsiz.
PÂ-BUS
f. Ayak öpen.
PÂ-BÜREHNE
f. Yalın ayak.
PÂ-CÂME
f. Şalvar, don, çakşır. Pijama.
PAÇAN
f. Saçan, saçıcı.
PAÇAVRE
f. Paçavra, kirli bez.
PA-ÇE
f. Küçük ayak. Pantolon, şalvar gibi şeylerin dizden aşağı olan kısmı. Paça. * Koyun, keçi ve sığır ayağı. * Koyun, keçi ve sığır ayağından yapılan yemek.
PAÇEK
f. Tezek, mayıs.
PAÇENG
f. Küçük pencere. * Baca, menfez delik.
PA-ÇİLE
f. Karda yürüyüp yol açmak gayesiyle ayağa giyilen bir çeşit ayakkabı.
PAD
f. Saklayan, hıfzeden. * Büyük, ulu. * Bekleyen, muhafaza eden, koruyan.
PA-DAM
f. (Ayaktan yakalayan) Kuş tuzağı.
PADAŞ
(C.: Padaşân) f. Mükâfat, ecr. * Yoldaş. Yol arkadaşı.
PADAŞÂN
(Padaş. C.) f. Arkadaşlar, ayakdaşlar. * Mükâfatlar.
PADAV
f. Kocakarı.
PADE
f. Eşek ve sığır sürüsü. * Çoban sopası. * Yayla.
PADERGİL
(Pâ-der-gil) f. Ayağı çamurda. * Mc: Davranamaz. * Sıkıntıda.
PADERHAVA
(Pâ-der-hava) f. Ayağı havada. * Mc: Temelsiz, çürük.
PADERİKAL
(Pâ-der-ikal) f. Ayağı köstekli, ayağı bağlı, hareketsiz.
PADERPA
(Pâ-der-pâ) : f. Ayak ayağa. Yanyana.
PA-DEŞ
f. Mükâfat.
PADGÂNE
f. Yüksek dam. * Kapı içinde olan pencere.
PADİŞAH
(Pâdşâh) f. Büyük hükümdar, sultan. Cihan sahibi. Zararı def' eden, ıslah eden, muslih.
PADİŞAH-I SÂNİ
İkinci padişah.
PADİŞAHÎ
f. Padişahla ilgili, padişaha ait.
PADZEHR
f. Panzehir.
PAFERSUD
(Pâ-fersud) f. Ayağı incinmiş, aşınmış olan.
PAGANDE
f. Atılmış pamuk. * Atılmış pamuktan yapma yumak.
PAGUŞ
f. Suya dalma.
PA-HAST
f. Ayak altında kalmış, çiğnenmiş olan.
PAJEH
f. İnleme, inilti.
PAJİR
f. Panzehir.
PAK
f. Temiz, saf, katıksız. Hep, tamam, mübarek, kudsi.
PAKAN
(Pâk. C.) f. Temizler, pâklar. * Mc: Veliler, evliya.
PAKÂR
f. Tahsildar.
PAKÂRÎ
f. Tahsildarlık.
PAK-BAZ
(C.: Pâk-bâzân) f. Temiz oynayan. * Mc: Sadakatli âşık.
PAKDAMEN
f. Eteği temiz. * Mc: Namuslu.
PAK-DAMENÎ
f. "Eteği temiz oluş" * Mc: Namusluluk.
PAKEND
f. Yakut. * şarap, bâde.
PAKİ
f. Temizlik, paklık. * Ustura.
PAKİZE
f. Temiz, pak. Lekesiz. Hâlis, saf, katıksız.
PAK-MEŞREB
Gidişi, yaratılışı temiz. İyi huylu olan.
PAKT
Fr. Akid, sözleşme, andlaşma. Siyasi anlaşma.
PA-KUB
f. Çengi.
PAK-ZAD
f. Temiz asıllı. Aslı temiz olan.
PALA
f. Yedek at. * Asılmış, asılı. * Süzgeç.
PALA
Ağzı enli, ortasına doğru daha genişliyerek ucuna doğru daralmaya başlayan kalın, kısa ve ağır kılıç.
PALAD
(Pâlâde) f. Yedek at.
PALADE
f. Kötü söyleyen, ayıp arayan.
PALAHENG
f. Yular, dizgin. * Av veya suçlu bağlanacak kement. * Kemer. * Tazı boynuna geçirilen ağaç halka.
PALAMAR
Büyük gemileri karaya bağlamak yahut demir gomneye bedel lengere rabtetmek için kullanılan halat. * Büyük halat. (O.T.D.S.) * Vaktiyle muharebelerde silâh olarak kullanılan ve yük kaldırmak için kullanılan sırıklar. (Sanat Ansiklopedisi)
PALAN
f. Palan, semer, eğer.
PALAN-DUZ
f. Semerci, palancı. Semer diken.
PALANÎ
f. Semerci.
PALAR
f. Çatı direği.
PALAS PANDIRAS
Hemen, birden bire, hazırlıksız, habersiz.