80 YIL ÖNCE
'Ne mutlu Türküm diyene'
M.K. ATATÜRK
80 YIL SONRA
'Sen ne mutlu Türküm dersen o da ne mutlu Kürdüm der. Türklük yerine Türkiyelilik bilinci yerleştirilmelidir.'
Tayyip Erdoğan
'Cumhuriyetin ilanı İstanbul un tarihi değerini ve saygınlığını düşürmüştür.'
Kadir Topbaş
Kürtlerin geleceği ve özgürlüğü için Türk askerinin kanının oluk oluk akması gerekir.'
Leyla Zana
Toprak tek başına bir anlam ifade etmiyor. APO Türklere Allahın bir lütfüdür.
İnsanları öldürmek yerine Kürtlere istedikleri toprakları vermek gerekir.'
Ahmet Altan
Atatürk öldüğünden beri hala zenginlik ve özgürlük üretemiyorsak sebebi Kemalizm'dir. '
Ahmet Altan
Memleketi bir çift kadın memesine satarım.'
Ahmet Altan
Türkiye, sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir.'
M.Ali Birand
Vatan sevgisi nedir ki? Vatanı seveceğinize gidin evde karınızı sevin.'
Çetin Altan
Kimse söylemiyor bari ben söyleyeyim. Türkiye'de 1 milyon Ermeniyle 30 bin Kürt katledildi.'
Orhan Pamuk
Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı sırtımızı Amerika'ya dönmeliyiz.'
Fetullah Gülen
Boğazlar milletler arası bir komisyona devredilmelidir. '
Rahmi Koç
VE BİR KIZILDERİLİ HİKÂYESİ
Bir gün New-York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri Kızılderili’dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek cırcır böceği aramaya başlar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler. Aralarından sadece bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam etmek ister. Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar. Arkadaşı, Kızılderili’ye: 'Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?' diye sorar. Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler.
Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek: 'Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin.'der.
Yukarıda belirttiğimiz renkli sözlerin sahipleri Türkiye’nin siyaset, edebiyat ve ticaret yaşamında isim yapmış kişilerdir. Galiba onların değer verdiği şeyler bizden çok farklı. Ama ne hikmetse hemen hemen hepsi zengin veya ödül almış kişiler. Askerler arasında çok söylenen bir söz vardır.
“Neler yapmadık bu vatan için. Kimimiz öldük, kimimiz şiir söyledik.” Derler. Yakın geçmişte ölenlerin bir b.k elde etmediklerini biliyoruz. Malı hep şiir söyleyenler götürüyor. Ödüller onlara, şöhret onlara, para pul, izzet ikram hep onlara. Hayat Şehitlere, gazilere, ülkelerinin hak ve menfaatlerini savunmak için bin bir sorunla mücadele edenlere karşı ne kadar pinti ise onlara o kadar bonkör.
Bu yaştan sonra biz yine inancımızı bozmayalım diyor fakat bu gelişmeleri sadece izlemekle yetindiğimiz için Büyük Atatürk’ten özür dilemek istiyoruz. Sevgili Atam: Kim ne derse desin biz de hala senin gibi ne mutlu Türküm diyene diyor ve bundan büyük bir gurur duyuyoruz. Sözlerimi Mevlana’nın bir cümlesi ile bitirmek istiyorum.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. [Mevlana Celaleddini Rumi]
Dr.M. Galip Baysan
Not: Alıntıdır