Pamuk Şato, adından da anlaşılacağı gibi, tamamen pamuktan yapılmıştı. Pembe, kabarık, yumuşacık pamuktan. Çatıları pamuk şekerine benziyordu, duvarları ise dev bir pamuk topuna benzeyen yumuşak yığınlardandı. Bu şatoda yaşayan ise, Prenses Pofuduk'tu. Prenses Pofuduk, adı gibi pofuduk ve yumuşacıktı. Saçları şeker pembesi, elbisesi ise kabarık pamuktan yapılmıştı. En büyük hobisi ise uyumaktı.
Bir gün, Pamuk Şato'nun yakınından geçen gezgin bir tavşan, Prenses Pofuduk'un uykusunun derinliğini duymuş ve merakından dolayı şatoya girmeye karar vermişti. Tavşanın adı Pembe Kulak'tı ve oldukça tombul, tüylü ve pembe bir tavşandı. Pembe Kulak, Pamuk Şato'nun kapısını nazikçe tırmaladı. Kapı, bir pamuk yumağı gibi hafifçe açıldı.
İçeri girdiğinde, Pembe Kulak inanılmaz bir manzarayla karşılaştı. Her yer pamukla doluydu! Yumuşak yataklar, pamuktan yapılmış oyuncaklar, pamuktan yapılmış şekerler… Ve ortada, dev bir pamuk yatağın üzerinde, Prenses Pofuduk uyuyordu. Uykusu o kadar derin görünüyordu ki, Pembe Kulak'ın hafifçe tırmaladığı burnundan bile uyanmadı.
Pembe Kulak, Prenses Pofuduk'u uyandırmadan etrafı keşfetmeye karar verdi. Pamuk Şato'da dolaşırken, pamuk şekerinden yapılmış bir köprüden geçti, pamuk yünü bulutlardan yapılmış bir salıncağa bindi ve pamuktan yapılmış bir havuzda yüzdü. Pamuk havuzun suyu, yumuşacık ve inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. Pembe Kulak, hayatında böyle bir yer görmemişti.
Ancak, Pembe Kulak'ın maceraları burada bitmedi. Pamuk Şato'nun derinliklerinde, pamuktan yapılmış bir labirent keşfetti. Labirentin içinde, pamuktan yapılmış oyuncaklar, şekerler ve küçük pamuk kuşlar vardı. Pembe Kulak, labirentte kayboldu ve bir süre sonra Pamuk Şato'nun gizli bir odasını buldu.
Bu oda, diğer odalardan çok daha farklıydı. Duvarları parıldayan bir kumaşla kaplıydı ve odanın ortasında, dev bir pamuk keki duruyordu. Kek, üzerine serpilmiş şekerlemelerle süslenmişti. Pembe Kulak, bir dilim kek yedi ve inanılmaz lezzetine hayran kaldı. Kek o kadar yumuşaktı ki, ağzında eriyor gibiydi.
Tam o sırada, Prenses Pofuduk uyanmıştı. Pamuk Şato'nun içindeki hareketleri duymuştu. Prenses Pofuduk, Pembe Kulak'ı gördüğünde hiç korkmadı. Aksine, Pembe Kulak'ın Pamuk Şato'da geçirdiği maceraları duymak için sabırsızlanıyordu.
Pembe Kulak, Prenses Pofuduk'a Pamuk Şato'daki tüm maceralarını anlattı. Prenses Pofuduk, Pembe Kulak'ın hikâyesini büyük bir zevkle dinledi ve Pembe Kulak'a pamuktan yapılmış küçük bir oyuncak hediye etti. O günden sonra, Pembe Kulak ve Prenses Pofuduk en iyi arkadaş oldular ve birlikte Pamuk Şato'da birçok macera yaşadılar. Pamuk Şato, yumuşaklığı ve sıcaklığıyla, her zaman Pembe Kulak ve Prenses Pofuduk'un en sevdikleri yer olmaya devam etti. Ve her zaman, her zaman, yumuşak ve neşeli bir yer olarak kaldı.
Bir gün, Pamuk Şato'nun yakınından geçen gezgin bir tavşan, Prenses Pofuduk'un uykusunun derinliğini duymuş ve merakından dolayı şatoya girmeye karar vermişti. Tavşanın adı Pembe Kulak'tı ve oldukça tombul, tüylü ve pembe bir tavşandı. Pembe Kulak, Pamuk Şato'nun kapısını nazikçe tırmaladı. Kapı, bir pamuk yumağı gibi hafifçe açıldı.
İçeri girdiğinde, Pembe Kulak inanılmaz bir manzarayla karşılaştı. Her yer pamukla doluydu! Yumuşak yataklar, pamuktan yapılmış oyuncaklar, pamuktan yapılmış şekerler… Ve ortada, dev bir pamuk yatağın üzerinde, Prenses Pofuduk uyuyordu. Uykusu o kadar derin görünüyordu ki, Pembe Kulak'ın hafifçe tırmaladığı burnundan bile uyanmadı.
Pembe Kulak, Prenses Pofuduk'u uyandırmadan etrafı keşfetmeye karar verdi. Pamuk Şato'da dolaşırken, pamuk şekerinden yapılmış bir köprüden geçti, pamuk yünü bulutlardan yapılmış bir salıncağa bindi ve pamuktan yapılmış bir havuzda yüzdü. Pamuk havuzun suyu, yumuşacık ve inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. Pembe Kulak, hayatında böyle bir yer görmemişti.
Ancak, Pembe Kulak'ın maceraları burada bitmedi. Pamuk Şato'nun derinliklerinde, pamuktan yapılmış bir labirent keşfetti. Labirentin içinde, pamuktan yapılmış oyuncaklar, şekerler ve küçük pamuk kuşlar vardı. Pembe Kulak, labirentte kayboldu ve bir süre sonra Pamuk Şato'nun gizli bir odasını buldu.
Bu oda, diğer odalardan çok daha farklıydı. Duvarları parıldayan bir kumaşla kaplıydı ve odanın ortasında, dev bir pamuk keki duruyordu. Kek, üzerine serpilmiş şekerlemelerle süslenmişti. Pembe Kulak, bir dilim kek yedi ve inanılmaz lezzetine hayran kaldı. Kek o kadar yumuşaktı ki, ağzında eriyor gibiydi.
Tam o sırada, Prenses Pofuduk uyanmıştı. Pamuk Şato'nun içindeki hareketleri duymuştu. Prenses Pofuduk, Pembe Kulak'ı gördüğünde hiç korkmadı. Aksine, Pembe Kulak'ın Pamuk Şato'da geçirdiği maceraları duymak için sabırsızlanıyordu.
Pembe Kulak, Prenses Pofuduk'a Pamuk Şato'daki tüm maceralarını anlattı. Prenses Pofuduk, Pembe Kulak'ın hikâyesini büyük bir zevkle dinledi ve Pembe Kulak'a pamuktan yapılmış küçük bir oyuncak hediye etti. O günden sonra, Pembe Kulak ve Prenses Pofuduk en iyi arkadaş oldular ve birlikte Pamuk Şato'da birçok macera yaşadılar. Pamuk Şato, yumuşaklığı ve sıcaklığıyla, her zaman Pembe Kulak ve Prenses Pofuduk'un en sevdikleri yer olmaya devam etti. Ve her zaman, her zaman, yumuşak ve neşeli bir yer olarak kaldı.