Günlerden 23 Aralık. Karlar yeryüzünü bembeyaz bir örtü gibi kaplamış, her yer ışıl ışıl parlıyordu. Minik penguen Zıpzıp, her zamanki gibi heyecanla yerinde duramıyordu. Bugün, Buzdiyarı’ndaki Büyük Kış Festivali’nin ilk günüydü ve Zıpzıp en çok da buz pateni yarışını merak ediyordu. Ama bir sorun vardı: Zıpzıp’ın patenleri kayıptı!
"Ah, nerelere koydum acaba?" diye mırıldandı Zıpzıp, koca Buzdiyarı'nı bir baştan bir başa aramaya başladı. Bir oraya, bir buraya koşuşturdu, kar yığınlarının altını, buzdan evlerin arkasını, hatta devasa buzdan bir balinanın karnını bile kontrol etti. Ama yok, patenler ortalarda görünmüyordu.
Bu sırada, ormanın derinliklerinden gelen garip bir ses duyuldu. "Hıh, hoh, hihi!" Zıpzıp sesin geldiği yöne doğru ilerlediğinde, komik bir manzarayla karşılaştı:
Kocaman, yuvarlak mı yuvarlak bir kardan adam, havuç burnu bir yana eğilmiş, kömür gözleri şaşkınlıkla etrafa bakınıyordu. Ama en tuhafı, kardan adamın ayaklarında Zıpzıp’ın kayıp patenleri vardı!
"Hey, sen! O patenler benim!" diye seslendi Zıpzıp.
Kardan adam irkildi ve kekeleyerek konuştu: "Patenler… mi? Ben… ben onları… şey… yolda buldum. Çok havalıydılar, dayanamadım."
Zıpzıp kıkırdamaktan kendini alamadı. Kardan adamın patenlerle nasıl yürüdüğü ayrı bir komediydi. Her adımda sallanıyor, düşecek gibi oluyor ama bir şekilde ayakta kalmayı başarıyordu.
"Peki, adın ne senin?" diye sordu Zıpzıp, gülmekten yanakları kızarmış bir halde.
"Ben… ben de Kardan Adam Kömürcük!" diye cevap verdi kardan adam, gururla.
Zıpzıp, Kömürcük’ün aslında çok da komik olmadığını, aksine biraz da şaşkın ve yalnız olduğunu anladı. "Peki Kömürcük," dedi. "Sana patenleri vermene yardım edebilirim. Belki beraber buz patenine gideriz, ne dersin?"
Kömürcük’ün gözleri parladı. "Buz pateni mi? Aman Tanrım, evet! Ama nasıl kayacağımı bilmiyorum."
Böylece, Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı’nın en komik ikilisi oldular. Zıpzıp, Kömürcük’e nasıl kayılacağını öğretirken, Kömürcük de her seferinde komik bir şekilde düşüp yuvarlanıyordu. Festival alanına geldiklerinde, herkes kahkahalarla gülüyordu.
Sonunda, patenler Zıpzıp’a geri verildi ve Kömürcük de buz pateninin en eğlenceli halini görmüş oldu. Yarış başlarken, Kömürcük de kenardan Zıpzıp’ı heyecanla tezahürat ediyordu.
Evet, Zıpzıp yarışmayı kazanamamıştı ama Kömürcük ile dostluğu ona en güzel ödül olmuştu. Ancak maceraları burada bitmedi, aksine daha da komikleşerek devam etti.
Festivalden sonra, Zıpzıp ve Kömürcük ayrılmaz bir ikili oldular. Kömürcük, eriyip gitmemek için dev bir buz kalıbının içinde kalıyor, Zıpzıp ise ona sürekli yeni maceralar buluyordu.
Bir gün, Zıpzıp “Kömürcük, senin için buzdan bir ev yapalım!” dedi. Kömürcük’ün gözleri parladı. Zıpzıp, en yakınındaki buz bloklarını topladı. Ama Kömürcük’ün yuvarlak gövdesi ve patenleri yüzünden, ev yapmak çok zordu. Her seferinde bir buz bloğunu koymaya çalışırken, Kömürcük dengesini kaybediyor, yuvarlanıp yıkıyordu. Sonunda ortaya çıkan şey, yamuk, eğri büğrü, komik bir buzdan kule oldu. Zıpzıp kahkahalarla gülerken, Kömürcük de kulenin tepesine tırmanıp "İşte benim sarayım!" diye bağırdı. Tabii, hemen ardından bir buz bloğunun yuvarlanmasıyla aşağıya yuvarlanması bir oldu.
Zıpzıp, Kömürcük’e kaymayı öğretmeye karar verdi. Buldukları en büyük buz parçasını kayak tahtası yaptılar. Ama Kömürcük’ün patenleri kayma işini iyice zorlaştırıyordu. Zıpzıp, Kömürcük’ü buzun üzerinde iteklemeye başladı. Kömürcük, kontrolsüz bir şekilde hızla kaymaya başlarken, havuç burnu rüzgardan yana yatmış, kömür gözleri büyümüştü. Bağıra bağıra giderken, bir anda kendini koca bir kar yığınının içinde buldu. Zıpzıp, onu kurtarmaya çalışırken, ikisi birden kar topu gibi yuvarlanıp durdular.
Zıpzıp, Kömürcük’ü balık avlamaya götürmek istedi. Buzda bir delik açtılar ve beklemeye başladılar. Kömürcük, havuç burnunu buz deliğine sokup "Hadi balıkçıklar, gelin!" diye fısıldıyordu. Zıpzıp ise bir yandan balık oltasını tutmaya çalışırken bir yandan da gülmekten karnına ağrılar giriyordu. Sonunda, bir balık oltaya takıldı. Zıpzıp sevinçle çekmeye başladı. Tam o sırada Kömürcük patenleriyle kayarak buzun üzerine düştü. Balık da oltadan kurtulup kaçtı. Ama o sırada ortaya çıkan komik görüntü, balık avından çok daha eğlenceliydi.
Buzdiyarı'nda bir gün, herkesin en sevdiği şapkası kayboldu. Herkes telaş içindeyken, Zıpzıp ve Kömürcük de olaya dahil oldu. İpuçlarını takip ederek, izleri sürdüler. En sonunda şapkayı, karga Kargaçalar’ın yuvasında buldular. Meğer Kargaçalar, parlak şeylere dayanamıyormuş. Kömürcük, şapkayı geri alırken, Kargaçalar'ın yuvada kurduğu küçük şapka koleksiyonunu görmeleri kahkahalara neden oldu.
Böylece, her günleri macera ve kahkaha dolu geçen Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı'nın en sevilen ikilisi oldular. Onlar birlikteyken, kışın soğuğu bile unutuluyordu. Çünkü en komik anılar, en beklenmedik anlarda ortaya çıkıyordu ve bu iki dost, her anı unutulmaz hale getirmeyi başarıyordu.
Zıpzıp, yarışmayı kazanamadı belki ama Kömürcük ile kurduğu dostluk, ona kış mevsiminin en güzel hediyesiydi. O gün, 23 Aralık sadece bir kış günü olmaktan çıkmış, Zıpzıp Penguen ve Kardan Adam Kömürcük'ün unutulmaz komik maceralarının başladığı gün olmuştu. Ve herkes biliyordu ki, o kış boyu bu ikilinin maceraları kahkahalarla konuşulacaktı.
"Ah, nerelere koydum acaba?" diye mırıldandı Zıpzıp, koca Buzdiyarı'nı bir baştan bir başa aramaya başladı. Bir oraya, bir buraya koşuşturdu, kar yığınlarının altını, buzdan evlerin arkasını, hatta devasa buzdan bir balinanın karnını bile kontrol etti. Ama yok, patenler ortalarda görünmüyordu.
Bu sırada, ormanın derinliklerinden gelen garip bir ses duyuldu. "Hıh, hoh, hihi!" Zıpzıp sesin geldiği yöne doğru ilerlediğinde, komik bir manzarayla karşılaştı:
Kocaman, yuvarlak mı yuvarlak bir kardan adam, havuç burnu bir yana eğilmiş, kömür gözleri şaşkınlıkla etrafa bakınıyordu. Ama en tuhafı, kardan adamın ayaklarında Zıpzıp’ın kayıp patenleri vardı!
"Hey, sen! O patenler benim!" diye seslendi Zıpzıp.
Kardan adam irkildi ve kekeleyerek konuştu: "Patenler… mi? Ben… ben onları… şey… yolda buldum. Çok havalıydılar, dayanamadım."
Zıpzıp kıkırdamaktan kendini alamadı. Kardan adamın patenlerle nasıl yürüdüğü ayrı bir komediydi. Her adımda sallanıyor, düşecek gibi oluyor ama bir şekilde ayakta kalmayı başarıyordu.
"Peki, adın ne senin?" diye sordu Zıpzıp, gülmekten yanakları kızarmış bir halde.
"Ben… ben de Kardan Adam Kömürcük!" diye cevap verdi kardan adam, gururla.
Zıpzıp, Kömürcük’ün aslında çok da komik olmadığını, aksine biraz da şaşkın ve yalnız olduğunu anladı. "Peki Kömürcük," dedi. "Sana patenleri vermene yardım edebilirim. Belki beraber buz patenine gideriz, ne dersin?"
Kömürcük’ün gözleri parladı. "Buz pateni mi? Aman Tanrım, evet! Ama nasıl kayacağımı bilmiyorum."
Böylece, Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı’nın en komik ikilisi oldular. Zıpzıp, Kömürcük’e nasıl kayılacağını öğretirken, Kömürcük de her seferinde komik bir şekilde düşüp yuvarlanıyordu. Festival alanına geldiklerinde, herkes kahkahalarla gülüyordu.
Sonunda, patenler Zıpzıp’a geri verildi ve Kömürcük de buz pateninin en eğlenceli halini görmüş oldu. Yarış başlarken, Kömürcük de kenardan Zıpzıp’ı heyecanla tezahürat ediyordu.
Evet, Zıpzıp yarışmayı kazanamamıştı ama Kömürcük ile dostluğu ona en güzel ödül olmuştu. Ancak maceraları burada bitmedi, aksine daha da komikleşerek devam etti.
Festivalden sonra, Zıpzıp ve Kömürcük ayrılmaz bir ikili oldular. Kömürcük, eriyip gitmemek için dev bir buz kalıbının içinde kalıyor, Zıpzıp ise ona sürekli yeni maceralar buluyordu.
Bir gün, Zıpzıp “Kömürcük, senin için buzdan bir ev yapalım!” dedi. Kömürcük’ün gözleri parladı. Zıpzıp, en yakınındaki buz bloklarını topladı. Ama Kömürcük’ün yuvarlak gövdesi ve patenleri yüzünden, ev yapmak çok zordu. Her seferinde bir buz bloğunu koymaya çalışırken, Kömürcük dengesini kaybediyor, yuvarlanıp yıkıyordu. Sonunda ortaya çıkan şey, yamuk, eğri büğrü, komik bir buzdan kule oldu. Zıpzıp kahkahalarla gülerken, Kömürcük de kulenin tepesine tırmanıp "İşte benim sarayım!" diye bağırdı. Tabii, hemen ardından bir buz bloğunun yuvarlanmasıyla aşağıya yuvarlanması bir oldu.
Zıpzıp, Kömürcük’e kaymayı öğretmeye karar verdi. Buldukları en büyük buz parçasını kayak tahtası yaptılar. Ama Kömürcük’ün patenleri kayma işini iyice zorlaştırıyordu. Zıpzıp, Kömürcük’ü buzun üzerinde iteklemeye başladı. Kömürcük, kontrolsüz bir şekilde hızla kaymaya başlarken, havuç burnu rüzgardan yana yatmış, kömür gözleri büyümüştü. Bağıra bağıra giderken, bir anda kendini koca bir kar yığınının içinde buldu. Zıpzıp, onu kurtarmaya çalışırken, ikisi birden kar topu gibi yuvarlanıp durdular.
Zıpzıp, Kömürcük’ü balık avlamaya götürmek istedi. Buzda bir delik açtılar ve beklemeye başladılar. Kömürcük, havuç burnunu buz deliğine sokup "Hadi balıkçıklar, gelin!" diye fısıldıyordu. Zıpzıp ise bir yandan balık oltasını tutmaya çalışırken bir yandan da gülmekten karnına ağrılar giriyordu. Sonunda, bir balık oltaya takıldı. Zıpzıp sevinçle çekmeye başladı. Tam o sırada Kömürcük patenleriyle kayarak buzun üzerine düştü. Balık da oltadan kurtulup kaçtı. Ama o sırada ortaya çıkan komik görüntü, balık avından çok daha eğlenceliydi.
Buzdiyarı'nda bir gün, herkesin en sevdiği şapkası kayboldu. Herkes telaş içindeyken, Zıpzıp ve Kömürcük de olaya dahil oldu. İpuçlarını takip ederek, izleri sürdüler. En sonunda şapkayı, karga Kargaçalar’ın yuvasında buldular. Meğer Kargaçalar, parlak şeylere dayanamıyormuş. Kömürcük, şapkayı geri alırken, Kargaçalar'ın yuvada kurduğu küçük şapka koleksiyonunu görmeleri kahkahalara neden oldu.
Böylece, her günleri macera ve kahkaha dolu geçen Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı'nın en sevilen ikilisi oldular. Onlar birlikteyken, kışın soğuğu bile unutuluyordu. Çünkü en komik anılar, en beklenmedik anlarda ortaya çıkıyordu ve bu iki dost, her anı unutulmaz hale getirmeyi başarıyordu.
Zıpzıp, yarışmayı kazanamadı belki ama Kömürcük ile kurduğu dostluk, ona kış mevsiminin en güzel hediyesiydi. O gün, 23 Aralık sadece bir kış günü olmaktan çıkmış, Zıpzıp Penguen ve Kardan Adam Kömürcük'ün unutulmaz komik maceralarının başladığı gün olmuştu. Ve herkes biliyordu ki, o kış boyu bu ikilinin maceraları kahkahalarla konuşulacaktı.