• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Penguen Patenleri ve Kaybolan Kardan Adam Macerası

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Günlerden 23 Aralık. Karlar yeryüzünü bembeyaz bir örtü gibi kaplamış, her yer ışıl ışıl parlıyordu. Minik penguen Zıpzıp, her zamanki gibi heyecanla yerinde duramıyordu. Bugün, Buzdiyarı’ndaki Büyük Kış Festivali’nin ilk günüydü ve Zıpzıp en çok da buz pateni yarışını merak ediyordu. Ama bir sorun vardı: Zıpzıp’ın patenleri kayıptı!

"Ah, nerelere koydum acaba?" diye mırıldandı Zıpzıp, koca Buzdiyarı'nı bir baştan bir başa aramaya başladı. Bir oraya, bir buraya koşuşturdu, kar yığınlarının altını, buzdan evlerin arkasını, hatta devasa buzdan bir balinanın karnını bile kontrol etti. Ama yok, patenler ortalarda görünmüyordu.

Bu sırada, ormanın derinliklerinden gelen garip bir ses duyuldu. "Hıh, hoh, hihi!" Zıpzıp sesin geldiği yöne doğru ilerlediğinde, komik bir manzarayla karşılaştı:

Kocaman, yuvarlak mı yuvarlak bir kardan adam, havuç burnu bir yana eğilmiş, kömür gözleri şaşkınlıkla etrafa bakınıyordu. Ama en tuhafı, kardan adamın ayaklarında Zıpzıp’ın kayıp patenleri vardı!

"Hey, sen! O patenler benim!" diye seslendi Zıpzıp.

Kardan adam irkildi ve kekeleyerek konuştu: "Patenler… mi? Ben… ben onları… şey… yolda buldum. Çok havalıydılar, dayanamadım."

Zıpzıp kıkırdamaktan kendini alamadı. Kardan adamın patenlerle nasıl yürüdüğü ayrı bir komediydi. Her adımda sallanıyor, düşecek gibi oluyor ama bir şekilde ayakta kalmayı başarıyordu.

"Peki, adın ne senin?" diye sordu Zıpzıp, gülmekten yanakları kızarmış bir halde.

"Ben… ben de Kardan Adam Kömürcük!" diye cevap verdi kardan adam, gururla.

Zıpzıp, Kömürcük’ün aslında çok da komik olmadığını, aksine biraz da şaşkın ve yalnız olduğunu anladı. "Peki Kömürcük," dedi. "Sana patenleri vermene yardım edebilirim. Belki beraber buz patenine gideriz, ne dersin?"

Kömürcük’ün gözleri parladı. "Buz pateni mi? Aman Tanrım, evet! Ama nasıl kayacağımı bilmiyorum."

Böylece, Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı’nın en komik ikilisi oldular. Zıpzıp, Kömürcük’e nasıl kayılacağını öğretirken, Kömürcük de her seferinde komik bir şekilde düşüp yuvarlanıyordu. Festival alanına geldiklerinde, herkes kahkahalarla gülüyordu.

Sonunda, patenler Zıpzıp’a geri verildi ve Kömürcük de buz pateninin en eğlenceli halini görmüş oldu. Yarış başlarken, Kömürcük de kenardan Zıpzıp’ı heyecanla tezahürat ediyordu.

Evet, Zıpzıp yarışmayı kazanamamıştı ama Kömürcük ile dostluğu ona en güzel ödül olmuştu. Ancak maceraları burada bitmedi, aksine daha da komikleşerek devam etti.

Festivalden sonra, Zıpzıp ve Kömürcük ayrılmaz bir ikili oldular. Kömürcük, eriyip gitmemek için dev bir buz kalıbının içinde kalıyor, Zıpzıp ise ona sürekli yeni maceralar buluyordu.

Bir gün, Zıpzıp “Kömürcük, senin için buzdan bir ev yapalım!” dedi. Kömürcük’ün gözleri parladı. Zıpzıp, en yakınındaki buz bloklarını topladı. Ama Kömürcük’ün yuvarlak gövdesi ve patenleri yüzünden, ev yapmak çok zordu. Her seferinde bir buz bloğunu koymaya çalışırken, Kömürcük dengesini kaybediyor, yuvarlanıp yıkıyordu. Sonunda ortaya çıkan şey, yamuk, eğri büğrü, komik bir buzdan kule oldu. Zıpzıp kahkahalarla gülerken, Kömürcük de kulenin tepesine tırmanıp "İşte benim sarayım!" diye bağırdı. Tabii, hemen ardından bir buz bloğunun yuvarlanmasıyla aşağıya yuvarlanması bir oldu.

Zıpzıp, Kömürcük’e kaymayı öğretmeye karar verdi. Buldukları en büyük buz parçasını kayak tahtası yaptılar. Ama Kömürcük’ün patenleri kayma işini iyice zorlaştırıyordu. Zıpzıp, Kömürcük’ü buzun üzerinde iteklemeye başladı. Kömürcük, kontrolsüz bir şekilde hızla kaymaya başlarken, havuç burnu rüzgardan yana yatmış, kömür gözleri büyümüştü. Bağıra bağıra giderken, bir anda kendini koca bir kar yığınının içinde buldu. Zıpzıp, onu kurtarmaya çalışırken, ikisi birden kar topu gibi yuvarlanıp durdular.

Zıpzıp, Kömürcük’ü balık avlamaya götürmek istedi. Buzda bir delik açtılar ve beklemeye başladılar. Kömürcük, havuç burnunu buz deliğine sokup "Hadi balıkçıklar, gelin!" diye fısıldıyordu. Zıpzıp ise bir yandan balık oltasını tutmaya çalışırken bir yandan da gülmekten karnına ağrılar giriyordu. Sonunda, bir balık oltaya takıldı. Zıpzıp sevinçle çekmeye başladı. Tam o sırada Kömürcük patenleriyle kayarak buzun üzerine düştü. Balık da oltadan kurtulup kaçtı. Ama o sırada ortaya çıkan komik görüntü, balık avından çok daha eğlenceliydi.

Buzdiyarı'nda bir gün, herkesin en sevdiği şapkası kayboldu. Herkes telaş içindeyken, Zıpzıp ve Kömürcük de olaya dahil oldu. İpuçlarını takip ederek, izleri sürdüler. En sonunda şapkayı, karga Kargaçalar’ın yuvasında buldular. Meğer Kargaçalar, parlak şeylere dayanamıyormuş. Kömürcük, şapkayı geri alırken, Kargaçalar'ın yuvada kurduğu küçük şapka koleksiyonunu görmeleri kahkahalara neden oldu.

Böylece, her günleri macera ve kahkaha dolu geçen Zıpzıp ve Kömürcük, Buzdiyarı'nın en sevilen ikilisi oldular. Onlar birlikteyken, kışın soğuğu bile unutuluyordu. Çünkü en komik anılar, en beklenmedik anlarda ortaya çıkıyordu ve bu iki dost, her anı unutulmaz hale getirmeyi başarıyordu.

Zıpzıp, yarışmayı kazanamadı belki ama Kömürcük ile kurduğu dostluk, ona kış mevsiminin en güzel hediyesiydi. O gün, 23 Aralık sadece bir kış günü olmaktan çıkmış, Zıpzıp Penguen ve Kardan Adam Kömürcük'ün unutulmaz komik maceralarının başladığı gün olmuştu. Ve herkes biliyordu ki, o kış boyu bu ikilinin maceraları kahkahalarla konuşulacaktı.
 
Bir gün, Zıpzıp, Kömürcük’e Buzdiyarı’nın derinliklerindeki Işıltılı Buz Mağarası’nı göstermeye karar verdi. Mağara, binbir renkte parıldayan buz kristallerinden oluşuyordu ve büyüleyici bir güzelliğe sahipti. Ama o da ne? Mağaranın içinden gelen tatlı müzik birden kesilmişti. Zıpzıp ve Kömürcük, müziğin kaynağını aramaya başladılar. Meğer, mağaranın müzik kutusunu çalıştıran minik buz perisi, pervanesinin kırılması yüzünden yorulmuştu. Kömürcük, hemen havuç burnunu kullanarak pervaneyi tamir etmeyi denedi ama her seferinde burnunu sıkıştırdı. Sonunda Zıpzıp, küçük bir buz kristalini dikkatlice takarak pervaneyi tamir etti ve müzik yeniden başladı. Mağara, yine büyülü seslerle dolmuştu ve Kömürcük, perinin yanında dans etmeye başlamıştı.

Zıpzıp, Buzdiyarı’ndaki diğer çocuk penguenlerle kardan top savaşı yapmayı çok seviyordu. Bir gün, Kömürcük’ü de savaşa dahil etmek istedi. Kömürcük, kardan top yerine kocaman buz topları yapmaya çalışıyordu ama her seferinde yuvarlanarak yere düşüyordu. Sonunda, diğer penguenler şaka olsun diye kendilerini korsan gibi giydirdiler. Kömürcük, onları görünce o kadar çok heyecanlandı ki, korsanlara katılıp "Denizler biziiiim!" diye bağırmaya başladı. Oysa ki ortada deniz yoktu bile. Ardından, Kömürcük’ün buz toplarını düşürme ve devrilme komedisiyle savaş, kahkaha tufanına dönüştü.

Buzdiyarı'nda bir de buzdan heykel yarışması düzenleniyordu. Zıpzıp, bu yarışmaya katılmak için heyecanlıydı. Kömürcük ise kendine özgü bir heykel yapma konusunda kararlıydı. Diğer penguenler, şık buzdan penguenler ve balinalar yaparken, Kömürcük bambaşka bir şey denedi. Buz bloklarını üst üste koyup dev bir havuç burnu yaptı. Üzerine kömürden gözler ekleyince ortaya çıkan şey, hem komik hem de ilginçti. Zıpzıp da Kömürcük'ün heykeline bayıldı. Heykel yarışmasını kazanamadılar ama en yaratıcı ve komik heykel onlarınkiydi

Buzdiyarı’nda bir gün, çok kuvvetli bir rüzgar çıktı. Her şey uçuşuyordu. O sırada Zıpzıp ve Kömürcük, buz patenleriyle kayarken, bir anda patenler rüzgara kapıldı. Kömürcük, patenlerini yakalamak için havuç burnuyla havada yakalamaya çalışırken daha da komik bir hal alıyordu. Patenler, en sonunda bir ağaca takıldı. Zıpzıp, ağaca tırmanıp patenleri kurtardı. Ama Kömürcük, ağaca çıkmayı denediğinde her seferinde kayıp aşağı düşüyordu. O sırada Zıpzıp da gülmekten ağaca tutunmayı unutunca, birlikte aşağı yuvarlanıp karın içinde kayboldular.

Buzdiyarı’nın en büyük etkinliği olan Büyük Kış Karnavalı’nda, bir de maskeli balo vardı. Zıpzıp ve Kömürcük de en komik kostümlerini hazırladılar. Zıpzıp, dev bir balık kostümü giyerken, Kömürcük bir penguen kostümü giydi. Ters giden bir şeyler vardı çünkü Kömürcük, penguen kostümünü yanlışlıkla başına geçirmişti. Baloya katılan herkes, Kömürcük’ü görünce kahkahalara boğuldu. Dans ederken de Kömürcük patenleriyle takla atıp duruyordu. O gece, maskeli baloya damgasını vurdular.

Zıpzıp ve Kömürcük’ün her günü birbirinden komik maceralarla doluydu. Onlar birlikteyken, hiçbir zaman sıkılmıyorlardı ve her anı unutulmaz hale getiriyorlardı. Bu iki arkadaş, Buzdiyarı’nı kahkahalarla aydınlatmaya devam edeceklerdi!
 
Buzdiyarı'nda yeni açılan devasa bir buzdan labirent vardı. Zıpzıp, Kömürcük’ü de alıp bu labirenti keşfetmeye karar verdi. Labirentin içindeki buz duvarları ve yollar o kadar çoktu ki, kısa sürede kayboldular. Her yöne gidiyor, hep aynı yere çıkıyorlardı. Kömürcük, heyecanla havuç burnunu sağa sola çevirirken bir anda burnunu bir buz duvarına çarptı ve... havuç burun yerinden çıktı! Kömürcük o kadar üzüldü ki, Zıpzıp onu teselli etmeye çalışırken kahkahalarını zor tuttu. Neyse ki, havuç burun labirentin başka bir köşesinde bulundu ve Kömürcük tekrar eski haline döndü. Tabii, labirentten çıkmayı başarabildiler mi, o hala bir muamma!

Buzdiyarı’nda bir yerden bir yere gitmek için buzdan bir otobüs kullanılırdı. Zıpzıp ve Kömürcük, buz otobüsüne binmeye karar verdiler. Ancak otobüsün şoförü, o gün izinliydi ve direksiyonda bir penguen yavrusu vardı. Otobüs, bir sağa bir sola sallana sallana gidiyordu. Kömürcük, patenleriyle dengede durmaya çalışırken her seferinde koltuğundan kayıp yerlere düşüyordu. Otobüs, bir buz tepesine çarptı ve Zıpzıp ile Kömürcük, otobüsün tepesinden kayarak aşağı indiler. O gün, otobüs macerası, heyecanlı ve komik bir yolculuğa dönüştü.

Buzlu gölün üzerinde her yıl düzenlenen kış konserine, Zıpzıp ve Kömürcük de katılmak istediler. Zıpzıp, flütüyle güzel melodiler çalarken, Kömürcük’e de şarkı söyleme görevi düştü. Ama Kömürcük'ün sesi, şarkı söylemek yerine tuhaf sesler çıkarıyordu. Her sesi denedi, ama sonuç hep aynı oldu. Dinleyiciler ilk başta şaşırdılar, ama Kömürcük'ün komik seslerine ve hareketlerine dayanamayıp kahkahalarla gülmeye başladılar. Kömürcük, şarkı söylemese de herkesi güldürmeyi başarmıştı. O gün, komik konser hafızalara kazındı.

Bir sabah, Buzdiyarı'nda gizemli ayak izleri belirdi. Bu ayak izleri, hiç kimseye benzemiyordu. Zıpzıp, heyecanla dedektiflik yapmaya karar verdi. Kömürcük de onun yardımcısıydı. Ayak izlerini takip ederek ormanın derinliklerine gittiler. İzler onları, daha önce hiç görmedikleri, kocaman, yuvarlak bir kardan adama götürdü. Meğer o kardan adam, Kömürcük'ün uzak bir akrabasıymış ve Buzdiyarı’nı ziyaret etmeye gelmiş. Kömürcük, akrabasını bulunca çok sevinmişti ve dedektiflik macerası, eğlenceli bir aile buluşmasına dönüşmüştü.

Buzdiyarı’ndaki penguenler bir gün, büyük bir kardan kale yapmaya karar verdiler. Herkes heyecanla çalışırken, bazı penguenler işi ağırdan alıyorlardı. Zıpzıp ve Kömürcük, tembel penguenleri çalışmaya ikna etmek için komik bir plan yaptılar. Kardan topu savaşı gibi yapıp tembel penguenleri yorarak kale yapımına zorladılar. Sonunda, kale bitmişti ama o kadar çok kardan topu atılmıştı ki, her yer darmadağın olmuştu. O gün, kale yapımı, eğlenceli ve yorucu bir güne dönüştü.
 
Buzdan Dondurma Yarışması ve Kömürcük'ün Lezzet Deneyleri

Buzdiyarı’nda her yıl düzenlenen buzdan dondurma yarışması, bu yıl da heyecanla bekleniyordu. Zıpzıp, dondurma yapma konusunda oldukça yetenekliydi. Kömürcük ise dondurma tadına bakma konusunda uzmandı! Ancak bu kez, Kömürcük dondurma yapmaya karar verdi. Havuç suyu, kömür tozu ve buzdan oluşan tuhaf karışımlar deneyerek, bambaşka lezzetler ortaya çıkarmaya çalıştı. Tabii ki, ortaya çıkan lezzetler pek de yenilebilir değildi. Jüriler dondurmaların tadına bakarken komik yüz ifadeleri yapıyorlar, Zıpzıp ise Kömürcük’ün maceralarına gülmekten kendini alamıyordu. Sonunda Kömürcük’ün dondurma deneyleri, komik bir lezzet şölenine dönüştü.

Kayıp Oyuncak Balina ve Su Altı Macerası:
Bir gün, Zıpzıp’ın en sevdiği oyuncak balinası kayboldu. Her yeri aradılar ama bulamadılar. Sonunda, oyuncak balinanın buzlu göle düştüğünü fark ettiler. Zıpzıp ve Kömürcük, su altı maceralarına atılmaya karar verdiler. Zıpzıp, dalış gözlüğü ve şnorkelle suyun altına girerken, Kömürcük buz kalıbının içinde yüzerek onu takip etti. Su altında, garip balıklarla karşılaştılar ve oyuncak balinayı ararken komik anlar yaşadılar. Sonunda balina bulundu ama Kömürcük suyun altında patenleriyle yürüme komedisi yapınca, Zıpzıp gülmekten su yutmaktan zor kurtuldu.

Buzdan Sinema Gecesi ve Kömürcük'ün Yaramazlığı:
Buzdiyarı’nda bir akşam, açık hava buzdan sinema kuruldu. Herkes, karların üzerine oturmuş, keyifle film izliyordu. Zıpzıp ve Kömürcük de heyecanla filmi bekliyorlardı. Ancak Kömürcük, yerinde duramıyordu. Her seferinde bir şeyler yapıyor, perdeye yansıtılan görüntülerle oynuyor ve komik gölgeler yaratıyordu. Bir ara Kömürcük, havuç burnunu perdeye sokunca herkes kahkahadan kırıldı. Film seyretmek yerine Kömürcük'ün yaramazlıklarını seyretmek daha eğlenceliydi.

Buzlu Şelale Gezisi ve Kayıp Patenler

Zıpzıp ve Kömürcük, buzlu şelaleyi ziyaret etmeye karar verdiler. Şelalenin buzdan suları akarken ortaya çıkan manzaraya hayran kaldılar. Zıpzıp, patenlerini takıp buzda kayarken, Kömürcük de patenleriyle suya girip komik bir yüzme denemesi yaptı. Tabii ki yine patenleri kayboldu! Bu sefer, patenler şelalenin arkasındaki gizli bir mağaraya gitmişti. İki arkadaş, mağaranın derinliklerine girip kayıp patenlerini bulduklarında, kendilerini yepyeni bir macera içinde buldular. Mağara, buzdan heykeller ve parlayan buz kristallerinden oluşuyordu.

Buzdiyarı’nın en büyük kış partisi geldi çattı. Herkes dans ediyor, eğleniyordu. Zıpzıp, yetenekli dans figürleri sergilerken, Kömürcük dans yarışmasına katılmaya karar verdi. Kömürcük, patenleri ve yuvarlak gövdesiyle dans etmeye çalışırken, adeta komedi şov yapıyordu. Sallanıyor, düşüyor, tekrar kalkıyor ve hiç pes etmiyordu. Yarışmayı kazanamadı ama o gece herkes en çok onun dansına güldü. O gece, partinin yıldızı Kömürcük oldu!

Zıpzıp ve Kömürcük’ün maceraları her zaman komik, her zaman eğlenceliydi. Onlar, birlikteyken her anı unutulmaz hale getiriyorlardı. Buzdiyarı’nda hayat hiç sıkıcı değildi, çünkü bu iki arkadaş, her günü bir macera ve kahkaha şölenine dönüştürmeyi başarıyorlardı.
 
Geri
Top