Ah, Perşembe… Haftanın ortası değil, haftanın sonu değil, tam bir ara durak. Sanki bir limbo, ne tam olarak geçmişin acıları (Pazartesi sendromu) ne de geleceğin heyecanı (Cuma coşkusu). Perşembe, kendince bir dram kraliçesi ve bu rolünü de gözyaşlarıyla taçlandırıyor!
Perşembe Gözyaşlarının Anatomisi
Nereden Geldim Ben Buraya?" Gözyaşları: Perşembe günü sabah uyandığımızda, zihnimizde beliren ilk soru bu olur. Sanki bir rüyadan uyanmışız ve kendimizi haftanın ortasında, işlerin/okulun tam ortasında bulmuşuzdur. "Nereden geldim ben buraya? Pazartesiden beri ne ara bu kadar ilerledim? Daha ne kadar var?" soruları eşliğinde ilk gözyaşları dökülür. Bu, hafif bir hayıflanma gözyaşıdır.
Acaba Cuma Gelir mi?" Gözyaşları: Saatler ilerlerken, sanki zaman bir kaplumbağa hızına düşer. Dakikalar saatlere dönüşür, sanki her şey yavaş çekimde oynuyordur. Bu durum, perşembeye özel bir çaresizlik hissi verir. "Acaba Cuma gelir mi? Yoksa ben ömrümü Perşembe döngüsünde mi geçireceğim?" soruları arasında gözyaşları daha da yoğunlaşır. Bu, hafif bir panik gözyaşıdır.
Hafta Sonu Planları Çıkmazı" Gözyaşları: Perşembe günü öğle yemeği saatinde, hafta sonu planları yapmaya çalışırız ama bir türlü karar veremeyiz. "Şuraya mı gitsek, buraya mı gitsek? Yoksa evde mi otursak?" soruları kafamızda dönüp dururken, "Hayır, bu hafta sonu da bir şey yapmayacağım galiba!" düşüncesi içimizi kaplar. Bu çaresizlik, gözyaşlarını iyice çoğaltır. Bu, hafif bir kararsızlık gözyaşıdır.
Yine de İyi Dayanıyorum" Gözyaşları: Perşembe öğleden sonra, artık bedenimiz ve zihnimiz yorulmaya başlar. Ancak bir yandan da "Yaşasın, Cuma çok yakında!" diye kendimizi motive etmeye çalışırız. Bu, acıyla tatlı bir karışım, bir nevi "Ben yine de iyi dayanıyorum" gözyaşıdır. Sanki kendimize bir madalya veriyormuşuz gibi gururla karışık bir hüzünle akar.
Perşembe Bit artık!" Gözyaşları: Günün sonuna doğru, sabrımız tükenir. "Artık lütfen Perşembe bit!" diye içimizden yalvarırız. Saatlere bakar bakar, dakikaların yavaş ilerlemesine isyan ederiz. Bu, "Perşembe, lütfen artık git!" gözyaşıdır ve biraz da sinirlidir.
Yarına Umutla Bakış" Gözyaşları: Perşembe akşamı yatağa girdiğimizde, içimizde bir umut filizlenir. "Yarın Cuma, artık kurtuluyorum!" diye düşünürken, gözlerimizdeki hüzün yerini tatlı bir heyecana bırakır. Bu, hafif bir umut gözyaşıdır ve aslında geleceğe olan inancımızın bir göstergesidir.
Perşembe'nin Gözyaşlarına Son Bir Not
Perşembe gözyaşları, aslında biraz komik, biraz da abartılı olabilir. Ancak bu gözyaşları, bizi Cuma'ya hazırlayan, haftanın yorgunluğunu üzerimizden atmamıza yardımcı olan küçük bir ritüeldir. Perşembe'nin draması, Cuma'nın coşkusunu daha da anlamlı kılar. O yüzden, perşembe gözyaşlarını bir kenara bırakın ve yarınki Cuma'ya gülümseyerek merhaba demeye hazırlanın!