Piri Reis'in Ölümü
Büyük Türk denizcisi ve coğrafyacısı Piri Reis, II.Bayezid devrinde Osmanlı Devleti'nin hizmetine giren Kemal Reis'in yeğenidir. Piri Reis amcası Kemal Reis ile beraber bir çok deniz seferinde bulunmuş ve tecrübe kazanmıştır.
1547 yılında Piri Reis, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Süveyş Kapudanı olarak görevlendirilmiştir. Böylece Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu'nda faaliyetlerde bulunacak donanmanın amirali olmuştur.
Piri Reis'in görevde bulunduğu dönemde, Portekizliler Hint sularında adeta cirit atmaktadır. 1 Aralık günü, Portekizliler Süveyş tersanesini işgal etmiştir. Buradaki donanmayı yakmaya teşebbüs eden Portekizliler aynı zamanda da kısa bir süre için de olsa Aden Şehri'ni ele geçirmişlerdir. Neyse ki Süveyş Kapudanı Piri Reis'in donanmasının gayreti ile 1548 yılında Aden Portekizlilerden geri alınmıştır.
Piri Reis bundan sonra 30 kadar gemiden oluşan bir filo ile beraber 1551 yılında Hint Denizi'ne açılmıştır. Piri Reis'in Portekiz Donanması ile mücadelesi giderek hız kazanmıştır. Hürmüz Adası'ndaki Hürmüz Kalesi'ne kaçan düşmanı, Osmanlı Donanması sıkıştırmıştır. Hint Denizi'nde bulunan bütün Portekiz Filolarının birleşerek üzerine geldiği haberini alan Piri Reis, bir süre sonra kuşatmayı kaldırmıştır. Piri Reis'in Hürmüz Kalesi'nin fethi yakın iken kuşatmayı kaldırması, Portekizlilerle anlaşarak onlardan devlet adına haraç ve bazı hediyeler alması daha sonra kendi aleyhine, hasımları tarafından kullanılmıştır.
Bu aşamada tarihçiler ikiye ayrılmıştır. Dönemin ünlü bazı tarihçileri Piri Reis'in rüşvet karşılığında Hürmüz kuşatmasını kaldırdığını söylerken, bir kısım tarihçi de Hürmüz'e Portekiz yardım filolarının gelmekte olduğu söylentisi üzerine, Piri Reis'in kuşatmayı kaldırmaya mecbur olduğu görüşünü savunmuşlardır.
Kuşatmayı kaldıran Piri Reis daha sonra Basra'ya gelmiştir. Portekiz Donanmasının Acem Körfezi'ni kapatmak üzere kendisine doğru geldiği haberini alan Piri Reis, bölgede mahsur kalmak istemediği için, sadece savaş ganimetlerinin yüklü olduğu 3 kadırgayı yanına alarak buradan ayrılmıştır. Osmanlı Filosunun diğer gemileri ve askerleri Basra'dan çıkamamıştır. Bu şekilde yola çıkan Piri Reis bir gemisini yolda kaybettikten sonra 1553 yılında önce Süveyş'e oradan da Mısır'a geçmiştir. Böylece Piri Reis'in Basra'da bulunan donanması amiralsiz kalmıştır.
Mısır Valisi, Piri Reis'i alı koyarak, Sadaret'e vaziyeti bildiren bir mektup yazmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Piri Reis'in Hürmüz Kalesi'ndeki kuşatmayı kaldırmasını, Süveyş Filosunu Basra'da bırakmasını suç kabul etmiş ve Piri Reis'in başı kesilmek suretiyle idam edilmesi emrini vermiştir. 80 yaşındaki bu ünlü Türk denizcisinin 1554 yılında Mısır divanında başı kesilmiş ve malları devlet adına müsadere edilmiştir.
Piri Reis'i idama götüren bu yolda muhaliflerinin çabaları inkar edilemez niteliktedir. Özellikle Piri Reis ile arasında husumet olan Basra Valisi Kubad Paşa, Mısır Valisi'ne bir mektup yazmıştır. Mektupta, Piri Reis'in ülkenin itibarını zedelediği ve Osmanlı Donanmasını kaderine bırakıp kaçtığını yazarak Piri Reis'i gammazlamıştır.
Aslında Piri Reis Hürmüz Kuşatması'nı kaldırıp Basra'ya gelince Vali Kubad Paşa'dan yardım istemiştir, fakat Vali Müslümanlara zulmedip mallarını yağmaladığı suçlamasıyla Piri Reis'e yardım etmemiştir. Bu iddianın kaynağı ise daha önce Frenklere yardım ettiklerinden dolayı Piri Reis'in Hürmüz şehrini yağmalatmış olmasıdır.
Piri Reis elbette donanmayı bırakıp gitmesinin hesabını Padişaha vereceğini bilmektedir. Bu seviyedeki tecrübeli bir kaptanın yeterli sebep olmaksızın donanmayı bırakıp gitmesi pek mümkün değildir. Muhtemelen Piri Reis sefer esnasında topladığı ganimetlerin mağlup olunması halinde düşman eline geçmesini istememiş, bu yüzden de ganimet yüklü gemilerle Basra'dan ayrılmıştır.
Rüşvet almakla suçlanmasına gelince ise; 80 yaşına kadar birçok sefere katılmış bu büyük denizcinin zaten oldukça büyük bir mal varlığı mevcuttur. Hayli zengin olan Piri Reis'in böyle bir rüşvet aldığını iddia etmek pekte gerçekçi görünmemiştir. Tabi ki devlet adına haraç almış olması muhtemeldir.
Piri Reis'in Akdeniz'in haritalarını, koy, körfez, boğaz ve limanlarını, deniz ve deniz çıkıntılarını gösteren Kitab-ı Bahriye adlı eseri Osmanlı denizcilik tarihi için çok değerli bir eserdir. Dünya çapında büyük bir denizcinin bu şekilde ölümünün ardından Kanuni Sultan Süleyman, Süveyş Kapudanlığına Murat Reis'i atamıştır.
Büyük Türk denizcisi ve coğrafyacısı Piri Reis, II.Bayezid devrinde Osmanlı Devleti'nin hizmetine giren Kemal Reis'in yeğenidir. Piri Reis amcası Kemal Reis ile beraber bir çok deniz seferinde bulunmuş ve tecrübe kazanmıştır.
1547 yılında Piri Reis, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Süveyş Kapudanı olarak görevlendirilmiştir. Böylece Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu'nda faaliyetlerde bulunacak donanmanın amirali olmuştur.
Piri Reis'in görevde bulunduğu dönemde, Portekizliler Hint sularında adeta cirit atmaktadır. 1 Aralık günü, Portekizliler Süveyş tersanesini işgal etmiştir. Buradaki donanmayı yakmaya teşebbüs eden Portekizliler aynı zamanda da kısa bir süre için de olsa Aden Şehri'ni ele geçirmişlerdir. Neyse ki Süveyş Kapudanı Piri Reis'in donanmasının gayreti ile 1548 yılında Aden Portekizlilerden geri alınmıştır.
Piri Reis bundan sonra 30 kadar gemiden oluşan bir filo ile beraber 1551 yılında Hint Denizi'ne açılmıştır. Piri Reis'in Portekiz Donanması ile mücadelesi giderek hız kazanmıştır. Hürmüz Adası'ndaki Hürmüz Kalesi'ne kaçan düşmanı, Osmanlı Donanması sıkıştırmıştır. Hint Denizi'nde bulunan bütün Portekiz Filolarının birleşerek üzerine geldiği haberini alan Piri Reis, bir süre sonra kuşatmayı kaldırmıştır. Piri Reis'in Hürmüz Kalesi'nin fethi yakın iken kuşatmayı kaldırması, Portekizlilerle anlaşarak onlardan devlet adına haraç ve bazı hediyeler alması daha sonra kendi aleyhine, hasımları tarafından kullanılmıştır.
Bu aşamada tarihçiler ikiye ayrılmıştır. Dönemin ünlü bazı tarihçileri Piri Reis'in rüşvet karşılığında Hürmüz kuşatmasını kaldırdığını söylerken, bir kısım tarihçi de Hürmüz'e Portekiz yardım filolarının gelmekte olduğu söylentisi üzerine, Piri Reis'in kuşatmayı kaldırmaya mecbur olduğu görüşünü savunmuşlardır.
Kuşatmayı kaldıran Piri Reis daha sonra Basra'ya gelmiştir. Portekiz Donanmasının Acem Körfezi'ni kapatmak üzere kendisine doğru geldiği haberini alan Piri Reis, bölgede mahsur kalmak istemediği için, sadece savaş ganimetlerinin yüklü olduğu 3 kadırgayı yanına alarak buradan ayrılmıştır. Osmanlı Filosunun diğer gemileri ve askerleri Basra'dan çıkamamıştır. Bu şekilde yola çıkan Piri Reis bir gemisini yolda kaybettikten sonra 1553 yılında önce Süveyş'e oradan da Mısır'a geçmiştir. Böylece Piri Reis'in Basra'da bulunan donanması amiralsiz kalmıştır.
Mısır Valisi, Piri Reis'i alı koyarak, Sadaret'e vaziyeti bildiren bir mektup yazmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Piri Reis'in Hürmüz Kalesi'ndeki kuşatmayı kaldırmasını, Süveyş Filosunu Basra'da bırakmasını suç kabul etmiş ve Piri Reis'in başı kesilmek suretiyle idam edilmesi emrini vermiştir. 80 yaşındaki bu ünlü Türk denizcisinin 1554 yılında Mısır divanında başı kesilmiş ve malları devlet adına müsadere edilmiştir.
Piri Reis'i idama götüren bu yolda muhaliflerinin çabaları inkar edilemez niteliktedir. Özellikle Piri Reis ile arasında husumet olan Basra Valisi Kubad Paşa, Mısır Valisi'ne bir mektup yazmıştır. Mektupta, Piri Reis'in ülkenin itibarını zedelediği ve Osmanlı Donanmasını kaderine bırakıp kaçtığını yazarak Piri Reis'i gammazlamıştır.
Aslında Piri Reis Hürmüz Kuşatması'nı kaldırıp Basra'ya gelince Vali Kubad Paşa'dan yardım istemiştir, fakat Vali Müslümanlara zulmedip mallarını yağmaladığı suçlamasıyla Piri Reis'e yardım etmemiştir. Bu iddianın kaynağı ise daha önce Frenklere yardım ettiklerinden dolayı Piri Reis'in Hürmüz şehrini yağmalatmış olmasıdır.
Piri Reis elbette donanmayı bırakıp gitmesinin hesabını Padişaha vereceğini bilmektedir. Bu seviyedeki tecrübeli bir kaptanın yeterli sebep olmaksızın donanmayı bırakıp gitmesi pek mümkün değildir. Muhtemelen Piri Reis sefer esnasında topladığı ganimetlerin mağlup olunması halinde düşman eline geçmesini istememiş, bu yüzden de ganimet yüklü gemilerle Basra'dan ayrılmıştır.
Rüşvet almakla suçlanmasına gelince ise; 80 yaşına kadar birçok sefere katılmış bu büyük denizcinin zaten oldukça büyük bir mal varlığı mevcuttur. Hayli zengin olan Piri Reis'in böyle bir rüşvet aldığını iddia etmek pekte gerçekçi görünmemiştir. Tabi ki devlet adına haraç almış olması muhtemeldir.
Piri Reis'in Akdeniz'in haritalarını, koy, körfez, boğaz ve limanlarını, deniz ve deniz çıkıntılarını gösteren Kitab-ı Bahriye adlı eseri Osmanlı denizcilik tarihi için çok değerli bir eserdir. Dünya çapında büyük bir denizcinin bu şekilde ölümünün ardından Kanuni Sultan Süleyman, Süveyş Kapudanlığına Murat Reis'i atamıştır.