Güneşli bir sabah, Şakacı Şakir adında, matematik dersini pek sevmeyen, ama şaka yapmaya bayılan bir 3. sınıf öğrencisi okula geldi. Öğretmeni, Bayan Bilge, kocaman gözlüklerinin ardında, her zamanki gibi güler yüzlüydü. Bugün matematik dersinde "çarpma işlemi" konusu vardı.
Bayan Bilge, tahtaya kocaman bir çarpma işlemi yazdı: 5 x 7 = ?
Şakir, önce gözlerini devirdi, sonra derin bir nefes aldı. "Off, yine mi sayılarla uğraşacağız?" diye homurdandı. Bayan Bilge bu homurtuyu duydu ama belli etmedi. "Şakirciğim, çarpma işlemi aslında çok eğlencelidir," dedi. "Sanki sihirli bir değnek gibi, sayıları büyütür."
Şakir, yerinden fırladı ve "Bayan Bilge öğretmenim, ben sihirbaz olmak istiyorum! Sayıları büyütmek değil, onları yok etmek istiyorum!" dedi. Sınıftaki diğer çocuklar kıkırdamaya başladı.
Bayan Bilge, gülümseyerek, "Peki Şakirciğim, o zaman bir sihirbazlık numarası yapalım. 5 tane 7'yi toplayabilir misin? Sanki 7 tane sihirli fasulyeyi 5 kere çoğaltıyoruz gibi düşün."
Şakir, "Ooo, fasulye mi? Tamam!" dedi. Parmaklarını kullanmaya başladı. Bir, iki, üç... beş... Altı... Yedi! "Yedi fasulye!" diye bağırdı. Sonra parmaklarını tekrar saydı. "Bir yedi daha! Bir yedi daha! Bir yedi daha! Bir yedi daha! " dedi. Sonra durdu ve kaşlarını çattı.
"Öğretmenim, fasulyeler çok yorucu. Acaba daha az fasulyeli bir yol yok mu?" dedi.
Bayan Bilge kahkahalarla gülmeye başladı. "İşte çarpmanın sihirli kısmı burada Şakirciğim. 5 tane 7'yi tek tek saymak yerine, çarpma işlemiyle tek seferde bulabiliriz."
Şakir, merakla "Nasıl?" diye sordu.
Bayan Bilge, tahtaya bir tablo çizdi. "Bak, bu çarpım tablosu. Sanki bir hazine haritası gibi. 5'i buluyoruz, sonra da 7'yi. İkisinin kesiştiği yer, cevabımız: 35!"
Şakir, gözlerini kocaman açtı. "35 mi? Yani 5 tane 7, 35 tane fasulye mi ediyor?" dedi.
"Aynen öyle Şakirciğim," dedi Bayan Bilge.
Şakir, bir süre düşündü. Sonra, "Ama öğretmenim, fasulyelerim 35 tane olunca, onları yiyecek koca bir fil mi olacak?" diye sordu. Sınıftaki çocuklar kahkahalara boğuldu.
Bayan Bilge, gülmekten gözleri yaşararak, "Belki de Şakirciğim. Ama şimdilik biz o fasulyeleri matematik problemlerinde kullanalım." dedi.
Şakir, bu kez gülümseyerek, "Tamam o zaman. Ama sonra o 35 fasulyeyi kimin yiyeceğine karar verelim," dedi.
Bayan Bilge, "Elbette, bu konuyu sonra da tartışabiliriz Şakirciğim. Şimdi diğer çarpma işlemlerine geçelim mi?" diye sordu.
Şakir, "Peki öğretmenim, ama umarım bu seferki fasulyeler daha azdır," dedi.
Böylece ders, kahkahalarla ve matematik maceralarıyla devam etti. Şakir, hala matematik dersini tam olarak sevmiyordu ama Bayan Bilge'nin şakacı anlatımı ve fasulye benzetmeleri sayesinde, çarpma işlemine biraz daha sıcak bakmaya başlamıştı. Ve o gün, sınıf, 35 fasulye yiyen bir filin hayaliyle uykuya daldı.
Bayan Bilge, tahtaya kocaman bir çarpma işlemi yazdı: 5 x 7 = ?
Şakir, önce gözlerini devirdi, sonra derin bir nefes aldı. "Off, yine mi sayılarla uğraşacağız?" diye homurdandı. Bayan Bilge bu homurtuyu duydu ama belli etmedi. "Şakirciğim, çarpma işlemi aslında çok eğlencelidir," dedi. "Sanki sihirli bir değnek gibi, sayıları büyütür."
Şakir, yerinden fırladı ve "Bayan Bilge öğretmenim, ben sihirbaz olmak istiyorum! Sayıları büyütmek değil, onları yok etmek istiyorum!" dedi. Sınıftaki diğer çocuklar kıkırdamaya başladı.
Bayan Bilge, gülümseyerek, "Peki Şakirciğim, o zaman bir sihirbazlık numarası yapalım. 5 tane 7'yi toplayabilir misin? Sanki 7 tane sihirli fasulyeyi 5 kere çoğaltıyoruz gibi düşün."
Şakir, "Ooo, fasulye mi? Tamam!" dedi. Parmaklarını kullanmaya başladı. Bir, iki, üç... beş... Altı... Yedi! "Yedi fasulye!" diye bağırdı. Sonra parmaklarını tekrar saydı. "Bir yedi daha! Bir yedi daha! Bir yedi daha! Bir yedi daha! " dedi. Sonra durdu ve kaşlarını çattı.
"Öğretmenim, fasulyeler çok yorucu. Acaba daha az fasulyeli bir yol yok mu?" dedi.
Bayan Bilge kahkahalarla gülmeye başladı. "İşte çarpmanın sihirli kısmı burada Şakirciğim. 5 tane 7'yi tek tek saymak yerine, çarpma işlemiyle tek seferde bulabiliriz."
Şakir, merakla "Nasıl?" diye sordu.
Bayan Bilge, tahtaya bir tablo çizdi. "Bak, bu çarpım tablosu. Sanki bir hazine haritası gibi. 5'i buluyoruz, sonra da 7'yi. İkisinin kesiştiği yer, cevabımız: 35!"
Şakir, gözlerini kocaman açtı. "35 mi? Yani 5 tane 7, 35 tane fasulye mi ediyor?" dedi.
"Aynen öyle Şakirciğim," dedi Bayan Bilge.
Şakir, bir süre düşündü. Sonra, "Ama öğretmenim, fasulyelerim 35 tane olunca, onları yiyecek koca bir fil mi olacak?" diye sordu. Sınıftaki çocuklar kahkahalara boğuldu.
Bayan Bilge, gülmekten gözleri yaşararak, "Belki de Şakirciğim. Ama şimdilik biz o fasulyeleri matematik problemlerinde kullanalım." dedi.
Şakir, bu kez gülümseyerek, "Tamam o zaman. Ama sonra o 35 fasulyeyi kimin yiyeceğine karar verelim," dedi.
Bayan Bilge, "Elbette, bu konuyu sonra da tartışabiliriz Şakirciğim. Şimdi diğer çarpma işlemlerine geçelim mi?" diye sordu.
Şakir, "Peki öğretmenim, ama umarım bu seferki fasulyeler daha azdır," dedi.
Böylece ders, kahkahalarla ve matematik maceralarıyla devam etti. Şakir, hala matematik dersini tam olarak sevmiyordu ama Bayan Bilge'nin şakacı anlatımı ve fasulye benzetmeleri sayesinde, çarpma işlemine biraz daha sıcak bakmaya başlamıştı. Ve o gün, sınıf, 35 fasulye yiyen bir filin hayaliyle uykuya daldı.