Bir varmış, bir yokmuş, küçük bir çiftlikte birbirinden renkli iki civciv yaşarmış. Biri sarı tüyleriyle güneş gibi parlayan Sarı Civciv, diğeri ise siyah tüyleriyle geceyi anımsatan Siyah Civciv'miş. Bu iki civciv, bir gün aniden kimin daha güzel ve özel olduğu konusunda tartışmaya başlamış.
Sarı Civciv, "Ben daha güzelim! Tüylerim güneş gibi parlak ve herkes beni seviyor!" diye ötmiş.
Siyah Civciv ise, "Yok canım, ben daha havalıyım! Tüylerim gece gibi gizemli ve herkes beni merak ediyor!" diye karşılık vermiş.
Tartışma o kadar büyümüş ki, çiftlikteki diğer hayvanlar da olaya dahil olmuş. İnek, "Sarı daha güzel!" diye mölemiş. Koyun ise, "Hayır, siyah daha şık!" diye melemiş. Tavuklar birbirine girmiş, horozlar ötüşmüş. Çiftlik adeta bir renk savaşı alanına dönmüş.
Sonunda, çiftliğin bilge kedisi Mırnav, olaya el atmış. "Mır mır, bu kavga niye?" diye sormuş. Civcivler, birbirlerine üstünlüklerini kanıtlamaya çalıştıklarını anlatmış.
Mırnav, kuyruğunu sallayarak, "Peki, bir yarışma yapalım. Kim daha fazla hayvanı kendi rengine çevirirse, o kazansın!" demiş.
Sarı Civciv hemen işe koyulmuş. Önce tavuklara sarı tüylerin ne kadar eğlenceli olduğunu anlatmış. Hatta birkaç tavuğu boyayarak sarıya çevirmiş. Siyah Civciv ise gizemli siyah tüylerin avantajlarını anlatmış. Birkaç koyunu siyaha boyamış.
Ancak, boyanan hayvanlar bir süre sonra renklerinden sıkılmış. Tavuklar, "Sarı çok parlak, gözlerimiz kamaşıyor!" demiş. Koyunlar ise, "Siyah çok sıcak, güneşte eriyoruz!" diye şikayet etmiş.
Sonunda, Mırnav tekrar ortaya çıkmış. "Mır mır, gördünüz mü? Her rengin kendine göre güzelliği var. Sarı da güzel, siyah da. Önemli olan birlikte uyum içinde yaşamak!" demiş.
Civcivler bu sözler üzerine düşünmüş ve kavgalarının ne kadar anlamsız olduğunu fark etmiş. Birbirlerine sarılıp barışmışlar. O günden sonra, çiftlikteki tüm hayvanlar renklerin çeşitliliğini kutlamış ve birlikte mutlu mesut yaşamışlar.
Sarı Civciv, "Ben daha güzelim! Tüylerim güneş gibi parlak ve herkes beni seviyor!" diye ötmiş.
Siyah Civciv ise, "Yok canım, ben daha havalıyım! Tüylerim gece gibi gizemli ve herkes beni merak ediyor!" diye karşılık vermiş.
Tartışma o kadar büyümüş ki, çiftlikteki diğer hayvanlar da olaya dahil olmuş. İnek, "Sarı daha güzel!" diye mölemiş. Koyun ise, "Hayır, siyah daha şık!" diye melemiş. Tavuklar birbirine girmiş, horozlar ötüşmüş. Çiftlik adeta bir renk savaşı alanına dönmüş.
Sonunda, çiftliğin bilge kedisi Mırnav, olaya el atmış. "Mır mır, bu kavga niye?" diye sormuş. Civcivler, birbirlerine üstünlüklerini kanıtlamaya çalıştıklarını anlatmış.
Mırnav, kuyruğunu sallayarak, "Peki, bir yarışma yapalım. Kim daha fazla hayvanı kendi rengine çevirirse, o kazansın!" demiş.
Sarı Civciv hemen işe koyulmuş. Önce tavuklara sarı tüylerin ne kadar eğlenceli olduğunu anlatmış. Hatta birkaç tavuğu boyayarak sarıya çevirmiş. Siyah Civciv ise gizemli siyah tüylerin avantajlarını anlatmış. Birkaç koyunu siyaha boyamış.
Ancak, boyanan hayvanlar bir süre sonra renklerinden sıkılmış. Tavuklar, "Sarı çok parlak, gözlerimiz kamaşıyor!" demiş. Koyunlar ise, "Siyah çok sıcak, güneşte eriyoruz!" diye şikayet etmiş.
Sonunda, Mırnav tekrar ortaya çıkmış. "Mır mır, gördünüz mü? Her rengin kendine göre güzelliği var. Sarı da güzel, siyah da. Önemli olan birlikte uyum içinde yaşamak!" demiş.
Civcivler bu sözler üzerine düşünmüş ve kavgalarının ne kadar anlamsız olduğunu fark etmiş. Birbirlerine sarılıp barışmışlar. O günden sonra, çiftlikteki tüm hayvanlar renklerin çeşitliliğini kutlamış ve birlikte mutlu mesut yaşamışlar.