İngiltere’de Katolik Kilisesi’ne mensup üst düzey bir din adamının karıştığı seks skandalının ardından insanın hiç cinsel ilişkide bulunmadan yaşamını sürdürmesinin mümkün olup olmadığı tartışması yeniden gündeme geldi.
Katolik rahiplerin cinsel yaşamdan tümüyle elini eteğini çekerek kendilerini “Tanrı’ya adamaları” bekleniyor. Aynı şey Budist rahipler için de geçerli. Her iki dinde de mastürbasyona yer yok. Katolik rahiplerin cinsel ilişkiden imtina etmesi gerekiyor. Rahibeler de aynı durumda olsa da, tartışma daha çok erkekler üzerinde yoğunlaşıyor. BBC News Muhabiri Tom de Castella, İngiltere’de tartışılan konuyu şöyle aktarıyor:
CİNSELLİK SAĞLIĞI NASIL ETKİLİYOR?
Oxford Üniversitesi’nden Endokrinoloji Profesörü John Wass erkeklerdeki testosteronun cinsellik arzusu uyandırdığını söylüyor. Kadınlarda testosteron ve östrojen karışımı nedeniyle bu arzu daha zayıf. Profesör Wass cinsellikten uzak durmayı “tamamıyla anormal bir durum” olarak değerlendiriyor.
Wass, erkeklerin yüzde 80-90′ının mastürbasyon yaptığını, rahiplerin de muhtemelen bu yola başvurduğunu söylüyor.
Daha sık boşalan erkeklerde prostat kanseri riskinin azaldığına dair bulgular olduğunu ifade eden Profesör, “cinsellikten imtinanın çok da sağlıklı olmadığını” vurguluyor.
Birçok kişi ömür boyu seksten uzak bir yaşam hayal edemiyor. Aile kurmak için rahipliği bırakan Jimmy O’Brien, genç erkekler açısından bunun ne kadar zor olduğunu ifade ediyor: “Cinsel arzunuza karşı savaşmak durumundasınız. Birçok kişi için bu her gün verilen bir savaş iken, bazıları daha az etkilenebiliyor.”
‘ARZULAR ZİHİN GÜCÜYLE BASTIRILABİLİR’
“Geleneksel toplumda hem bekâr olup hem de cinsel olarak aktif olmak mümkün değildi. Bu nedenle de insanlar rahiplerin cinsellikten imtina etmesi gerektiği düşüncesini kabullenmeye daha açıktı” diyen Budist Vişvapani, meditasyon gibi zihin gücü yoluyla fiziksel arzuların bastırılabileceğini söylüyor. “Bazıları bunu gayet rahat yaparken bazıları için zor olabilir ama bunun biyolojik olarak mümkün olmadığını söylemek yanlıştır” diyor.
Allan Hall Papaz Okulu’ndan Rahip Stephen Wang, Hristiyanlar için mastürbasyonun, evlilik öncesi ve evlilik dışı seksin yasak olduğunu söylüyor. Wang bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Mastürbasyon bizi daha bencil, daha içe kapanık kıldığı için başkalarına kalbimizi açmamızı zorlaştırıyor.”
Sorunun sadece biyoloji kaynaklı olmadığını, cinsel kimyanın da cinsellikten imtinayı zor bir yaşam biçimi haline getirdiğini ifade eden Jimmy O’Brian, en zorunun ise yalnızlık olduğunu vurguluyor: “Nihayetinde insanız ve yalnızlık hissine kapılıyoruz. Çoğu kişi yaşamını biriyle paylaşmak ister.”
‘SEÇENEKLER DAHA FAZLA’
Batı toplumu romantik hayat arkadaşı arayışına büyük önem veriyor. Bu fikirden tümüyle vazgeçmek ise büyük bir fedakârlık.
Budist Vişvapani de yaşamını bir başkasıyla paylaşma ihtiyacını hissederek evlenmiş. Modern yaşamın “cinselleştirildiğini ve bireyselleştirildiğini” ifade ediyor. Geçmiş yüzyıllarda insanların ya evli olduğunu ki bu durumda cinselliği yaşayabildiğini, evli değilse de cinsellikten imtina ettiklerini, şimdi ise “seçeneklerin daha fazla olduğunu” söylüyor.
“Geleneksel toplumda hem bekâr olup hem de cinsel olarak aktif olmak mümkün değildi. Bu nedenle de insanlar rahiplerin cinsellikten imtina etmesi gerektiği düşüncesini kabullenmeye daha açıktı.” Bugünse Batı’da bunu kabullenmek isteyenlerin sayısı azalıyor.
“Cinsel davranışının” beklenen standartlara uymadığını kabul ederek istifa eden İngiltere’deki Katolik Hristiyanların lideri Kardinal Keith O’Brien dahil olmak üzere birçok Katolik, cinsellikten imtina konusunun yeniden ele alınması çağrısı yapmıştı.
Vişvapani içinse sorun bekâret yemini değil, bunun ömür boyunca sürdürülmesinin beklenmesi: “Sorun, insanlar bunu sürdüremeyeceklerinde, cinsel olarak aktif olmaları için başka bir yol olmaması. Bu etik değil.”
‘BİNLERCE YILLIK BAŞARISIZLIK’
Cinsellikten uzak durmak fiziksel olarak mümkün olsun veya olmasın, bazılarına göre esas sorun bu olgunun kurumsallaştırılması.
Bekâret yemininin tarihi üzerine bir kitabı bulunan Elizabeth Abbott, papazların dürtülerini bastırmaya veya cinsel davranışlarını gizlemeye zorlamanın onları doğru yoldan saptırdığını söylüyor: “Binlerce yıldır bunda başarısız oldular. Bu korkunç şeylere yol açıyor.”
Jimmy O’Brien, yeni seçilecek Papa’nın bekâret yemini meselesine eğilmesi gerektiğini belirtiyor. 23 yıldır evli ve doğru seçimi yaptığına inanıyor: “Aile yaşamının rahatlığını yaşayınca kiliseye, daha önce olduğundan daha fazlasını verebilirim.”
Wang ise insanların cinsel ilişkiden kaçınmayı yanlış anladığını ileri sürüyor. Bunun, “Tanrı ile kilise üyeleri arasında eşsiz bir ilişkiyi mümkün kıldığını” söylüyor: “Bastırmayla ilgisi yok bunun. Bu, belirli bir biçimde sevmeyi öğrenmekle ilgili.”
Kilisenin sadece papazlardan değil, evli olmayan herkesten bekâret beklediğini dile getiriyor. Medyada genelde yapıldığı gibi, bekâret yeminiyle skandal arasında bağ kurulmasına tepki gösteriyor.
Seks skandallarının toplum içindeki birçok kurum içinde görüldüğünü belirten papaz, evli erkeklerin de bekârlar kadar bu olaylara karıştığına dikkat çekiyor.
Durham Üniversitesi’nden Dr. Sandra Bell’e göre, esas mesele inanç değil. Antropolog şöyle diyor: “Bu, Katolik Kilisesi’ne içsel bir bağlılık değil, bir kural. İngiliz kilisesine bağlı olanlar Katolikliğe geçtiklerinde eşleriyle birlikte olmaya devam edebiliyor. Bu gösteriyor ki papazların bakir olması gerekliliği dini bir inançtan kaynaklanmıyor.”
Katolik rahiplerin cinsel yaşamdan tümüyle elini eteğini çekerek kendilerini “Tanrı’ya adamaları” bekleniyor. Aynı şey Budist rahipler için de geçerli. Her iki dinde de mastürbasyona yer yok. Katolik rahiplerin cinsel ilişkiden imtina etmesi gerekiyor. Rahibeler de aynı durumda olsa da, tartışma daha çok erkekler üzerinde yoğunlaşıyor. BBC News Muhabiri Tom de Castella, İngiltere’de tartışılan konuyu şöyle aktarıyor:
CİNSELLİK SAĞLIĞI NASIL ETKİLİYOR?
Oxford Üniversitesi’nden Endokrinoloji Profesörü John Wass erkeklerdeki testosteronun cinsellik arzusu uyandırdığını söylüyor. Kadınlarda testosteron ve östrojen karışımı nedeniyle bu arzu daha zayıf. Profesör Wass cinsellikten uzak durmayı “tamamıyla anormal bir durum” olarak değerlendiriyor.
Wass, erkeklerin yüzde 80-90′ının mastürbasyon yaptığını, rahiplerin de muhtemelen bu yola başvurduğunu söylüyor.
Daha sık boşalan erkeklerde prostat kanseri riskinin azaldığına dair bulgular olduğunu ifade eden Profesör, “cinsellikten imtinanın çok da sağlıklı olmadığını” vurguluyor.
Birçok kişi ömür boyu seksten uzak bir yaşam hayal edemiyor. Aile kurmak için rahipliği bırakan Jimmy O’Brien, genç erkekler açısından bunun ne kadar zor olduğunu ifade ediyor: “Cinsel arzunuza karşı savaşmak durumundasınız. Birçok kişi için bu her gün verilen bir savaş iken, bazıları daha az etkilenebiliyor.”
‘ARZULAR ZİHİN GÜCÜYLE BASTIRILABİLİR’
“Geleneksel toplumda hem bekâr olup hem de cinsel olarak aktif olmak mümkün değildi. Bu nedenle de insanlar rahiplerin cinsellikten imtina etmesi gerektiği düşüncesini kabullenmeye daha açıktı” diyen Budist Vişvapani, meditasyon gibi zihin gücü yoluyla fiziksel arzuların bastırılabileceğini söylüyor. “Bazıları bunu gayet rahat yaparken bazıları için zor olabilir ama bunun biyolojik olarak mümkün olmadığını söylemek yanlıştır” diyor.
Allan Hall Papaz Okulu’ndan Rahip Stephen Wang, Hristiyanlar için mastürbasyonun, evlilik öncesi ve evlilik dışı seksin yasak olduğunu söylüyor. Wang bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Mastürbasyon bizi daha bencil, daha içe kapanık kıldığı için başkalarına kalbimizi açmamızı zorlaştırıyor.”
Sorunun sadece biyoloji kaynaklı olmadığını, cinsel kimyanın da cinsellikten imtinayı zor bir yaşam biçimi haline getirdiğini ifade eden Jimmy O’Brian, en zorunun ise yalnızlık olduğunu vurguluyor: “Nihayetinde insanız ve yalnızlık hissine kapılıyoruz. Çoğu kişi yaşamını biriyle paylaşmak ister.”
‘SEÇENEKLER DAHA FAZLA’
Batı toplumu romantik hayat arkadaşı arayışına büyük önem veriyor. Bu fikirden tümüyle vazgeçmek ise büyük bir fedakârlık.
Budist Vişvapani de yaşamını bir başkasıyla paylaşma ihtiyacını hissederek evlenmiş. Modern yaşamın “cinselleştirildiğini ve bireyselleştirildiğini” ifade ediyor. Geçmiş yüzyıllarda insanların ya evli olduğunu ki bu durumda cinselliği yaşayabildiğini, evli değilse de cinsellikten imtina ettiklerini, şimdi ise “seçeneklerin daha fazla olduğunu” söylüyor.
“Geleneksel toplumda hem bekâr olup hem de cinsel olarak aktif olmak mümkün değildi. Bu nedenle de insanlar rahiplerin cinsellikten imtina etmesi gerektiği düşüncesini kabullenmeye daha açıktı.” Bugünse Batı’da bunu kabullenmek isteyenlerin sayısı azalıyor.
“Cinsel davranışının” beklenen standartlara uymadığını kabul ederek istifa eden İngiltere’deki Katolik Hristiyanların lideri Kardinal Keith O’Brien dahil olmak üzere birçok Katolik, cinsellikten imtina konusunun yeniden ele alınması çağrısı yapmıştı.
Vişvapani içinse sorun bekâret yemini değil, bunun ömür boyunca sürdürülmesinin beklenmesi: “Sorun, insanlar bunu sürdüremeyeceklerinde, cinsel olarak aktif olmaları için başka bir yol olmaması. Bu etik değil.”
‘BİNLERCE YILLIK BAŞARISIZLIK’
Cinsellikten uzak durmak fiziksel olarak mümkün olsun veya olmasın, bazılarına göre esas sorun bu olgunun kurumsallaştırılması.
Bekâret yemininin tarihi üzerine bir kitabı bulunan Elizabeth Abbott, papazların dürtülerini bastırmaya veya cinsel davranışlarını gizlemeye zorlamanın onları doğru yoldan saptırdığını söylüyor: “Binlerce yıldır bunda başarısız oldular. Bu korkunç şeylere yol açıyor.”
Jimmy O’Brien, yeni seçilecek Papa’nın bekâret yemini meselesine eğilmesi gerektiğini belirtiyor. 23 yıldır evli ve doğru seçimi yaptığına inanıyor: “Aile yaşamının rahatlığını yaşayınca kiliseye, daha önce olduğundan daha fazlasını verebilirim.”
Wang ise insanların cinsel ilişkiden kaçınmayı yanlış anladığını ileri sürüyor. Bunun, “Tanrı ile kilise üyeleri arasında eşsiz bir ilişkiyi mümkün kıldığını” söylüyor: “Bastırmayla ilgisi yok bunun. Bu, belirli bir biçimde sevmeyi öğrenmekle ilgili.”
Kilisenin sadece papazlardan değil, evli olmayan herkesten bekâret beklediğini dile getiriyor. Medyada genelde yapıldığı gibi, bekâret yeminiyle skandal arasında bağ kurulmasına tepki gösteriyor.
Seks skandallarının toplum içindeki birçok kurum içinde görüldüğünü belirten papaz, evli erkeklerin de bekârlar kadar bu olaylara karıştığına dikkat çekiyor.
Durham Üniversitesi’nden Dr. Sandra Bell’e göre, esas mesele inanç değil. Antropolog şöyle diyor: “Bu, Katolik Kilisesi’ne içsel bir bağlılık değil, bir kural. İngiliz kilisesine bağlı olanlar Katolikliğe geçtiklerinde eşleriyle birlikte olmaya devam edebiliyor. Bu gösteriyor ki papazların bakir olması gerekliliği dini bir inançtan kaynaklanmıyor.”