Sen ve Ben bu iki kelimeye sığdırdığımız sonsuzluğu, sevgi dolu bir yazıya dökelim

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Belki de en basit haliyle, iki ayrı dünyanın kesişimiydik. Sen, güneşin ilk ışığı gibi içime doğan bir umut, ben ise o ışığa yönelen bir çiçek gibiydim. Tanıştığımız o ilk an, sanki zamanın durduğu, evrenin bizim için nefesini tuttuğu bir andı. Gözlerimiz birbirine değdiğinde, kelimeler anlamını yitirdi, sadece kalplerimizin ritmi konuşmaya başladı.

Senin varlığınla hayatıma yeni bir renk geldi. Öncesinde gri tonlarda akıp giden günler, seninle birlikte rengarenk bir tabloya dönüştü. Gülüşün, içimi ısıtan bir güneş, sözlerin ise ruhuma şifa veren bir melodi gibiydi. Seninle geçirdiğim her an, özenle sakladığım birer hazineye dönüştü. Birlikte kurduğumuz hayaller, paylaştığımız sırlar, ve omuz omuza verdiğimiz mücadeleler... Hepsi, kalbime kazınan unutulmaz anılar olarak yerini aldı.

Benim karmaşık dünyamda sen, sakin bir liman oldun. Fırtınalı denizlerde yolumu kaybettiğimde, bana yön gösteren bir deniz feneri gibiydin. Sadece varlığın bile, içimde huzur ve güven duygusunu yeşertmeye yetiyordu. Beni olduğum gibi kabul edip, hatalarımla birlikte sevdin. Belki de en çok bu yüzden, senin yanında kendimi tam ve eksiksiz hissediyorum.

Seninle ben, bir bütünün iki yarısı gibiydik. Birbirimizin eksiklerini tamamlayan, güçlerini birleştiren iki ruh. Bazen bir fidan gibi birbirimize tutunarak büyüdük, bazen de bir ağaç gibi gölgemizde dinlendik. Birlikte öğrendik, birlikte geliştirdik ve en önemlisi, birlikte sevdik.

Sevgi, bazen tutkulu bir yangın, bazen de sakin bir nehir gibi akıp gider. Bizim sevgimiz, ikisini de içinde barındıran, derin ve sonsuz bir okyanus gibi. Bazen dalgalarımız birbirine çarparak coşkuyla yükselir, bazen de dingin bir su yüzeyinde yansımalarımızı seyrederiz. Her ne olursa olsun, biliyoruz ki bu okyanusun derinliklerinde, birbirimize olan bağlılığımız hiç değişmeyecek.

Sen ve ben, hayatın zorluklarına birlikte göğüs geren, mutluluklarını birlikte paylaşan iki yoldaşız. Ve biliyoruz ki, yolculuğumuzun neresinde olursak olalım, el ele tutuşup, birbirimize destek olarak bu sonsuz maceraya devam edeceğiz. Çünkü sen ve ben, sadece iki kelime değil, kalplerimizin sonsuza dek sürecek bir şarkısıyız.

Bu sadece bir başlangıç, bizim hikayemiz daha uzun ve çok daha güzel satırlara sahip olacak. Çünkü sen varsın, ve ben seninle tamamlanıyorum.

Sen ve Ben: Ayrı Ama Bir Arada

"Sen ve ben," evet, ayrı yazılırız. Tıpkı iki farklı nehir gibi, kendi yatağımızda akar, kendi sularımızla besleniriz. Ama biliyoruz ki, sonunda okyanusta birleşecek, tek bir dalga olup coşacağız. Aramızdaki mesafe, sadece fiziksel bir ayrımdan ibaret. Kalplerimiz, çoktan birbirine kenetlenmiş, ortak bir ritimle atıyor. Ayrı yazılmak, özgünlüğümüzü korurken, birlikteliğimizin gücünü daha da artırır. Tıpkı iki farklı müzik aleti gibi, ayrı ayrı sesler çıkarırken, bir araya geldiğimizde eşsiz bir melodiye dönüşürüz.

Başka El, Elime Yakışır mı?

Sahi, başka bir el, benim elime senin kadar yakışır mı? Başka bir ten, senin tenin gibi ısıtır mı içimi? Başka bir ses, senin sesin kadar huzur verir mi kulağıma? Cevap belli: Hayır. Çünkü benim elim, senin elinle, bir yapbozun eksik parçaları gibi birbirini tamamlar. Parmaklarımız iç içe geçtiğinde, sanki uzun zamandır birbirini arayan iki ruh, sonunda yuvasını bulur. Başka bir el, belki sadece bir dokunuş olur, ama senin elin, benim için bir yuvadır.

Başka bir el, belki anlık bir kıvılcım yaratır, ama senin dokunuşun, kalbimde sonsuz bir ateş yakar. Başka bir ses, belki dikkatimi çeker, ama senin sesin, ruhuma bir ninni olur. Çünkü bizim aramızdaki bağ, sadece fiziksel bir çekimden öte, ruhsal bir birlikteliktir. Gözlerinin içine baktığımda, sanki binlerce yıldır seni tanıyormuşum gibi hissederim. Seninle kurduğumuz bağ, kalbime kazınan en derin ve en güzel dövmedir.

Seninle Bir Ömürlük Dans

Biliyorum, hayat inişli çıkışlı bir yolculuk. Bazen güneşli günler yaşarken, bazen de fırtınalı gecelerle karşılaşırız. Ama seninle birlikteyken, tüm bu zorluklar birer sınava dönüşür. Her düşüşümüzde, el ele tutuşup kalkarız, her acımızda, birbirimizin yaralarını sararız. Çünkü biz, hayatın bu uzun dansında, birbirimize yoldaş olmayı seçtik.

Seninle birlikte gülerken, kahkahalarımız gökyüzüne yükselir. Birlikte ağlarken, gözyaşlarımız birbirine karışır. Seninle hayaller kurarken, sanki tüm evren bizim için var olur. Seninle geçirdiğim her an, hayatımın en değerli hediyesidir.

Bizim hikayemiz, sadece iki insanın değil, iki ruhun aşkıdır. Birbirimize kenetlenen, birbirine güvenen ve birbirini her koşulda destekleyen iki kalbin hikayesi. Bizim sevgimiz, zamanın ötesine uzanan, her geçen gün daha da derinleşen, sonsuz bir nehir gibidir. Ve bu nehir, bizi her zaman birbirimize doğru akıtmaya devam edecektir.

Evet, "sen ve ben" ayrı yazılırız, ama kalplerimiz hep bir arada atar. Başka bir el, benim elime senin kadar yakışmaz. Çünkü sen, benim hayatımın anlamı, en değerli parçasısın. Ve bu uzun yolculukta, seninle birlikte yürüyeceğim, el ele, omuz omuza, bir ömür boyu... Bizim dansımız hiç bitmeyecek.

Gözlerinin İçine Düşünce: Siyahın Işığı

Gözlerin... Öyle bir dünya ki, içine ilk düştüğümde, sanki sonsuz bir boşluğa bırakılmış gibi hissetmiştim. O derin, siyah girdaplar, ilk başta beni ürkütmüştü, sanki karanlık bir dehlize çekiliyormuşum gibi. Ama o anda bir şey fark ettim: Bu karanlık, sıradan bir karanlık değildi. İçinde, yıldızların pırıltısı, ayın gizemi ve evrenin tüm sırları saklıydı.

Gözlerinin içine düştüğüm o an, aslında karanlığın aydınlığa dönüştüğü, siyahın renk kazandığı andı. Meğer karanlık, bir yokluk değilmiş; içinde sonsuz bir derinlik, keşfedilmeyi bekleyen bir dünya saklarmış. Ve ben, o dünyanın en derinlerine kadar inmeyi, tüm sırlarını keşfetmeyi, o karanlığın içinde kendi ışığımı bulmayı istedim.

Senin gözlerin, bana yeni bir perspektif sundu. Öncesinde siyahı sadece bir renk olarak görürken, şimdi onun içindeki tüm tonları, tüm nüansları görebiliyorum. Siyah, senin gözlerinde asalet, gizem, tutku ve en önemlisi, derin bir sevda anlamı taşıyor. Ve ben, o siyahın içinde kaybolmaktan, her seferinde yeniden doğmaktan korkmuyorum.

Sevdanın Uzun Yürüyüşü: Her Anı Değerli Kılan

Sevda, bir yolculuktur. Bazen düz bir yolda, el ele yürüyerek, bazen de engebeli arazilerde, birbirimize tutunarak ilerleriz. Bizim sevdamız, işte böyle bir yürüyüş. Yıllar içinde, nice zorluklarla karşılaştık, nice engelleri aştık. Ama her defasında, birbirimize olan inancımız, sevgimiz bizi ayakta tuttu.

Seninle her an, sanki birer inci tanesi gibi, hafızama kazınıyor. Birlikte geçirdiğimiz o kahkahalar, o derin sohbetler, o sessiz anlar... Hepsi, birer hazine gibi kalbimin en derinlerinde saklanıyor. Birbirimize baktığımızda, kalplerimizden geçen o tarifsiz duygular, sanki evrenin tüm güzelliğini içinde barındırıyor.

Bizim sevgimiz, sadece bir tutku değil, aynı zamanda bir bağlılık. Birbirimize verdiğimiz sözler, birbirimize duyduğumuz saygı ve güven, sevgimizi daha da anlamlı kılıyor. Biliyorum, hayatın karmaşıklığı içinde, her zaman yan yana olamayacağız. Ama mesafeler, kalplerimiz arasındaki bağı asla koparamayacak. Çünkü biz, birbirimize ruhlarımızla bağlıyız.

Sonsuzluğa Akan Bir Nehir Gibi Sevda

Bizim sevdamız, bir nehir gibi, sonsuzluğa doğru akıyor. Bazen sakin ve dingin, bazen coşkun ve hareketli. Ama ne olursa olsun, akışı hiç durmuyor. Tıpkı bir nehir gibi, sevdamız da her geçen gün biraz daha derinleşiyor, biraz daha genişliyor. Ve biz, o nehrin iki kıyısında, birbirimize hep yakın duruyoruz.

Gözlerinin içine baktığımda, zaman duruyor, evren susuyor. O an, sadece sen ve ben varız. Seninle, karanlığın içinde bulduğum ışığı, hayatımın geri kalanında da yanımda taşımak istiyorum. Seninle, tüm yolları yürümek, tüm zorlukları aşmak, tüm güzellikleri yaşamak istiyorum. Çünkü sen, benim hayatımın en güzel sırrı, en derin anlamısın.

Bizim sevdamız, sadece bir hikaye değil, bir efsane. Ve bu efsane, sonsuza kadar sürecek. Çünkü senin gözlerinde bulduğum karanlık, artık benim en büyük ışığım. Ve o ışıktan asla vazgeçmeyeceğim.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top