Sevgili Anneciğim, Öp Beni

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Minik Ayıcık ve Kayıp Yıldız

Ormanın derinliklerinde, Minik Ayıcık adında sevimli bir yavru ayı yaşarmış. Minik Ayıcık, her gece uyumadan önce annesine sarılır, kocaman bir öpücük almadan gözlerini kapatamazmış. Bir gece, Minik Ayıcık yatağına girmiş, ama bir türlü uyuyamamış. Gözlerini açmış, pencereden dışarı bakmış. Gökyüzünde, her zamanki gibi parlak yıldızlar varmış, ama bir tanesi... bir tanesi yokmuş! Minik Ayıcık'ın en sevdiği, kuyruklu yıldızı kaybolmuştu.

"Anneciğim, anneciğim!" diye seslenmiş. "Kuyruklu yıldızım kaybolmuş! Onu bulmam gerek!"

Anne Ayı, yatak başından kalkmış, Minik Ayıcık'ı kollarıyla sarmış. "Canım yavrum, yıldızlar bazen saklambaç oynar, biliyor musun? Belki de sadece birazcık dinlenmeye gitmiştir."

Ama Minik Ayıcık, bu cevapla yetinmemiş. "Hayır anneciğim, onu bulmalıyım. Onu görmeden uyuyamam!"

Anne Ayı, Minik Ayıcık'ın bu ısrarına dayanamamış. "Pekala, o zaman hadi onu beraber arayalım. Ama önce sıkı sıkı sarılıp, bir öpücük al bakalım."

Minik Ayıcık annesine sıkı sıkı sarılmış ve kocaman bir öpücük almış. Sonra da dışarı çıkmışlar. Ormanın patikalarında yürürken, Minik Ayıcık her yere bakmış. Ağaçların arasına, çiçeklerin arkasına, hatta mantarların altına... Ama kuyruklu yıldız yokmuş.

Yolda, arkadaşları olan Zıpzıp Tavşan'a rastlamışlar. "Zıpzıp, kuyruklu yıldızı gördün mü?" diye sormuş.

Zıpzıp Tavşan, uzun kulaklarını dikmiş. "Hayır, ama dün gece çok parlak bir ışık gördüm, belki de o yıldızdı. Ormanın diğer tarafına doğru gitti."

Minik Ayıcık ve Anne Ayı, Zıpzıp Tavşan'ın tarif ettiği yöne doğru gitmişler. Yolda, Bilge Baykuş'la karşılaşmışlar. Bilge Baykuş, gözlerini açmış ve "Hoo, hoo! Kuyruklu yıldız mı arıyorsunuz? O, genellikle yüksek yerleri sever." demiş.

Minik Ayıcık ve Anne Ayı, ormanın en yüksek tepesine doğru tırmanmaya başlamışlar. Tepeye vardıklarında, nefes nefese kalmışlar ama manzaraya bayılmışlar. Gökyüzü hala yıldızlarla doluymuş ama kuyruklu yıldız hala yokmuş.

Minik Ayıcık üzgün bir şekilde yere oturmuş. "Anneciğim, galiba onu bulamayacağım," demiş.

Anne Ayı, Minik Ayıcık'ın yanına oturmuş ve onu kucaklamış. "Belki de yıldızlar sadece gözümüzün önünde parlamak zorunda değildir, canım yavrum. Belki de kalbimizde de parlayabilirler. Bak şimdi, gözlerini kapat ve kalbinde kuyruklu yıldızı hayal et. Onu orada göreceksin."

Minik Ayıcık gözlerini kapatmış ve kuyruklu yıldızı hayal etmiş. Parlak, canlı, tıpkı gökyüzündeki gibi. Sonra gözlerini açmış, kalbinde bir sıcaklık hissetmiş.

"Anneciğim," demiş. "Haklısın, o kalbimde!"

Anne Ayı gülümsemiş. "Şimdi yatağa dönelim. Gözlerini kapattığında, o yıldız kalbinde parlamaya devam edecek. Ama önce bir öpücük daha."

Minik Ayıcık annesine sımsıkı sarılmış, kocaman bir öpücük almış. Sonra yatağına gitmiş, gözlerini kapatmış. Kalbindeki kuyruklu yıldızla birlikte, mışıl mışıl uyumuş. Ve o günden sonra, Minik Ayıcık her gece uyumadan önce annesinden bir öpücük alır, kalbindeki yıldızla birlikte tatlı rüyalara dalarmış.
 

Minik Ayıcık ve Kayıp Yıldızın Maceraları


Minik Ayıcık, o gece kalbindeki yıldızla mışıl mışıl uyumuştu. Ama sabah uyandığında, bir de ne görsün! Yatağının başucunda, küçük bir yıldız tozu topağı! Ama bu sıradan bir toz değildi. Bu, Minik Ayıcık'ın hayal ettiği kuyruklu yıldızın minik, parıltılı bir kopyasıydı!

"Anneciğim, anneciğim!" diye heyecanla bağırmış Minik Ayıcık. "Yıldız tozundan bir tane buldum! Belki de kuyruklu yıldız bunu bırakıp gitmiştir!"

Anne Ayı, şaşkınlıkla yıldız tozunu incelemiş. "İlginç, yavrum. Belki de bu yıldız tozu bizi kuyruklu yıldıza götürecek!"

Böylece Minik Ayıcık ve Anne Ayı, yıldız tozunu takip etmeye karar vermişler. Toz, onları ormanın içinden, daha önce hiç gitmedikleri yerlere doğru götürmüş. İlk olarak, Gıcır Gıcır Gölet'e varmışlar. Gölette, yüzücü ördekler sırayla dalıp çıkıyorlarmış.

Minik Ayıcık sormuş: "Merhaba ördekler! Kuyruklu yıldızı gördünüz mü?"

Ördeklerden biri, gagasıyla yıldız tozunu işaret ederek demiş ki: "O ne kadar da parıldıyor! Galiba o, eğlenceyi çok seviyor. Bizi geçen gün ağaçlardaki renkli yapraklarla dans eden bir ateşböceği görmüştük, belki onu bulmalısınız!"

Minik Ayıcık ve Anne Ayı, ördeklerin söylediği yöne doğru gitmişler. Ormanda bir tepeye tırmanırken, ayakları kaygan bir şeyin üzerinde kaymış. Bir de ne görsünler, tepede kocaman bir muz kabuğu yığını!

"Aman tanrım!" diye bağırmış Anne Ayı, "Kim bu kadar muz yemiş?"

Muz kabuklarının arkasında, Kocaman Maymun Maya belirmiş. Maya, elindeki son muzu bitirmiş ve ağzını şapırdatarak demiş: "Ben! Muz çok güzel. Yıldız tozuna gelince, o buralarda zıp zıp zıplıyordu. Belki de zıp zıp zıplayarak gitti, haha!"

Minik Ayıcık, biraz muz kabuğuna bulaşmış olarak gülmüş. "Zıp zıp zıplayarak mı gitti? O kadar çok zıp zıplıyordu ki buralara kadar gelmiş!"

Minik Ayıcık ve Anne Ayı, bu sefer Zıpzıp Tavşan'ın evine doğru gitmişler. Zıpzıp, bahçesinde havuçlarını yiyormuş.

"Zıpzıp, kuyruklu yıldız tozu beni buraya kadar getirdi. Acaba yıldız buralara gelmiş midir?"

Zıpzıp, havuç yemeyi bırakıp heyecanla zıplamış. "Evet! O da benden havuç istedi. Ama ben ona havuç verdim, o da bana bir parça yıldız tozu verdi! Belki de şimdi gökkuşağının altında eğleniyordur!"

Minik Ayıcık, gökkuşağının altında mı? Oraya nasıl gideceklerdi? Anne Ayı, kafasını kaşımış. O sırada, Bilge Baykuş gelmiş. "Hoo, hoo! Gökkuşağının sonu için bir planım var. Gökkuşağı, şelalenin arkasında başlar, biliyor musunuz?"

Minik Ayıcık ve Anne Ayı, şelaleye doğru koşmuşlar. Şelalenin arkasına geçince, bir de ne görsünler! Gökkuşağının renkleri, yıldız tozuyla birleşmiş ve ortaya rengarenk bir dans çıkmış! Kuyruklu yıldız, oradaymış! Ama biraz yaramazlık yapıyor, renkleri karıştırıp duruyormuş.

Minik Ayıcık, kuyruklu yıldızın yanına gitmiş. "Merhaba, sen miydin beni bu kadar maceralı bir yolculuğa çıkaran?"

Kuyruklu yıldız, minik bir parıltıyla cevap vermiş. "Evet, seni biraz eğlendirmek istedim. Biliyorsun, yıldızlar da bazen eğlenmek ister!"

Minik Ayıcık, kuyruklu yıldıza sıkıca sarılmış. Sonra annesine dönmüş. "Anneciğim, en sonunda buldum! Ama artık çok yoruldum."

Anne Ayı gülmüş. "Ben de, canım yavrum. Hadi eve dönelim, biraz dinlenelim. Ama biliyor musun? Bu kadar macera yeter. Ama yarın belki yine bir macera yaşarız, ne dersin?"

Minik Ayıcık, annesine sarılmış. "Olur, ama önce bir öpücük alayım. Ve biraz da yıldız tozu..."

Minik Ayıcık, annesinden kocaman bir öpücük almış. Sonra biraz yıldız tozunu yastığının altına saklamış. O gece, hem yorgun, hem de mutlu bir şekilde uyumuş. Ve ertesi gün, yeni bir macera için sabırsızlıkla uyanmış. Çünkü biliyordu ki, annesinin sevgisi ve maceralar her zaman onunlaydı.
 
Geri
Top