• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Şeyh Edebali' den Murat Han' a Uzanan Nasihatler

Halil İnancık diyor ki: "Selçuklu-Bizans sınırındaki küçük bir beyliğin nasıl olup da dünyanın en büyük devletlerinden biri haline geldiği, tarihçileri hâlâ meşgul eden bir sorudur."

İşte bu sorunun cevabını almak için devletin başına geçecek olanlara yapılan tarihi nasihatları çok iyi irdelememiz gerekmektedir.

Edebâli Hazretleri'nden Osman Gazi'ye cihanşümül bir devletin başkanlığına uzanan yolda önüne diktiği kilometre taşlarına bir bakalım:


"Ey Oğul!

Beysin bundan sonra öfke bize;uysallık sana... Güceniklik bize;gönül almak sana...Suçlamak bize;katlanmak sana... Acizlik, yanılgı bize;hoş görmek sana...Geçimsizlik, çatışmalar, anlaşmazlılar bize; adalet sana...Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana...

"Ey Oğul!

Bundan sonra bölmek bizden;bütünlemek sana... Şengeçlik bizden ;uyarmak, gayretlendirmek sana

"Ey Oğul!

Yükün ağır, işin çetin. Allah yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hakk yolunu yararlı etsin, Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin, Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.

"Ey Oğul!

Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen savulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..

Sabır çok önemlidir. Bir bey Sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez;yense bile bağrında kalır. Bilgisizlik ve kılıç da tıpkı ham armut gibidir.

Milletin, kendisi sırfanı içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

Oğul!

Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.Bütün fethedilmiş gizlilikler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.

Ananı ve atanı say! Bilki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inançını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.

Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme ;bildir, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...

Şu üç kişiye;yani cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı!.. Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.

En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.

Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştürdüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar, yaşatamadılar.

Insan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar, laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur, düşman, canavar kesilir...

Kişinin gücü günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur.

Savaşı sevmem. Fakat bu kalkıp iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.

Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az! Yalnızlık, korkanadır.

Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz, Yalnız başına kalsa da... Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.

Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!

Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez, Osman! Geçmişini iyi bil ki, nereye gideceğini unutmayasın...

Osman Gazi nasıl ki, kendisinin ufkunu genişleten ve dilden dile konuşulan bir Osman Gazi olmasına vesile olan Şeyh Edebali'nin nasihatlarını hayata geçirmişse. Yine aynı şekilde Osman Gazi'de oğlu Orhan Gazi'ye nasihatta bulunmuştur.

Osman Gazi, Bursa'nın fethinden evvel kendisini ziyarete gelen Orhan Gazi'ye Tarihimizde şu meşhur nasihatı yapmıştır ki, bu devletin ne kadar ve doğru temeller üzerine kurulduğunu gösteren mühim bir vesikadır.

1- Her işin başında emirlere dikkat ve riayet et, ihtimam göster. Zira Devlet'in kuvvet ve kudret kazanması ve devamı dinle mümkündür.

2- Islâm ihtimam ve riâyet olmayan, bozuk fikir ve mezheplere meyleden, büyük günahlardan kaçınmayan şahısları devlet işinde çalıştırma. Zira Allah'tan korkmayan kulundan korkmaz. Büyük günah sahiplerinin sadâkati olsaydı, ümmeti olduğu peygambere olurdu. Islâma uyar ve dinin emirlerinin dışına çıkmazdı.

3- Bütün işlerinde Hakkı ve adaleti gözet ki; başka pâdişahların idaresinde bulunanlar, senin idaren altında bulunanların saâdet ve mutluluğuna gıpta ederek senin idaren altına girmenin yollarını arasınlar.

4- Zulümden ve istibdattan (baskıdan) çekin, seni zulme ve istibdada teşvik edenleri yanından uzaklaştır. Çünkü bunlar devletinin zevalini (çökmesini) istiyenlerdir.

5- Daima cihatla ülkeyi genişlet. Uzun müddet sefere çıkmayan, harp etmeyen askerin şecaâti (yiğitlik ve cesareti) kaybolur, idareci ve kumandanların görüş ve tedbirleri zayıflar. Sefer tecrübesi olanlar vefat ettikten sonra, muharebe tecrübesi olmayanların tedbirleri noksan olacağından mağlubiyete sebep olurlar.

6- Devlet hizmetlerinde sadâkatle ömür geçirenleri gözet. Vefatlarından sonra da çoluk cocuklarını himaye et, mallarını koru. Askere ve askerde olanların ailelerine yardımı eksik etme. Böyle yaparsan gönüllerini kazanmış olursun.

7-Alimlere ve faziletlilere iyilik ve ikrâmı ziyâde eyle. Bir yerde âlim, sanatkar veya kemâl ehli birini işitirsen onu davet et, iyiliklerde bulun. Böylece saltanatın müddetince âlimler çoğalıp islâm hakiki temsilcileri vasıtasıyla nizam bulursun. Sakın mal ve asker çokluğuna mağrur olma. Islâm âlimlerine uzak kalma. Benden ibret al ki, bu diyâra zayıf birisi olarak gelmişken, haddimiz olmayarak, Allah'ın sayısız nimetlerine nâil oldum. Sende benim yolumda gidip islâma ve idarende bulunanlara mürüvvet eyle (iyilikte bulun.)


Orhan Gazi'nin, babası Osman gazi gibi, anadolu içerisindeki dindaşları olan Türk beyleri ile kısır hesaplaşmalara itibar etmeyip küffara gaza benimseyerek bu yolda gözlerini başta Istanbul olmak üzere avrupa ufuklarına dikmiştir.

Bunun için de kendisine "merzbânü'l âfâk" (ufukların sahibi) verildiğini ve bir yerde bir aydan fazla durmayıp i'lâ-yı kelimetullah yolunda sürekli cihad endeksli bir hayat yaşamıştır. Vaktinde devletin başına geçeceğinde kendisi için birer ve başarısı için birer kilometre taşları olan tarihi nasihatı dinleyip başarıya ulaşmışsa; kendiside oğlu Murat Han'a şu tarihi nasihatı yapmıştır.

Osmanlı'ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez! Zira i'lâ-yı yı kelimetulleh azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır! Selçuklu'nun vârisi biz olduğumuz gibi Roma"nın (Avrupa'nın) da vârisi biziz!.."

DIPNOTLAR

1-Bursalı,M.Necati;Safakat,Merve yay.,İstanbul 1994, s.214

2-Doguştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,Cilt 8, Kombassan yay.,Konya 1994,S. 17

3-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,Heyet, Cilt 12, Kombassan Yay.,Konya 1994,S.18

4-Köseoğlu, Ahmet; Konya Osmanlı özel,24 Mart-Nisan 1999, sayı 24,S.1

5-Topbaş,Osman Nuri; "Osmanlı Ufuk Açıcı Bir Meş'ale", Altınoluk Dergisi, Temmuz 1999,Sayı 161, S.12

6-Refik,İbrahim; Tarih Şuuruna Doğru, Cilt 2,Gökkuşağı Yay.İstanbul 1998, S.43

7-Yıldız,Zekeriya; Gümüş Kümbetin Mesajı , Dergim dergisi, Ocak 1998, Sayı 2,S.34

8-Cevizoğlu, Hulki; Ceviz Kabuğu Programı,Sow Tv,30 Temmuz

9-Refik, İbrahim;tarih Şuuruna Doğru, Cilt 3, Gökkuşağı yay., İstanbul 199, s. 23-24-25

10-Yılmaz, Ömer Faruk; "Oğuz Karahan nesli", konya Osmanlı Özel, sayı 24, Mayıs- Haziran 1999

11- Ikiz, M.lütfi;Bayram, Haşim;kombassan ramazan Bülteni, 9 Mart 1992

12-Rafik,Ibrahim;tarih Şuuruna Doğru, Cilt 3, gökkuşağı yay., İstanbul 1999, S.26
 
Geri
Top