Brezilyalı yazar Paulo Coelho tarafından, 1988 yılında yazılan Simyacı, yazıldığı ilk günden bu yana en çok okunan romanlar listesinde, hep en üst sıralarda yer aldı. Bugüne kadar 26 dile çevrilen eser, yedi milyondan fazla satışa ulaştı. Mevlana’nın en önemli eseri olan Mesnevi’de yer alan bir öyküden yola çıkarak yazılan roman, tüm dünyada çok fazla sevildi ve çok güzel övgüler aldı. İçindeki çocuğu hala yaşatanlar için muhteşem bir kitap olan Simyacı, dünyanın en çok okunan kitaplarından biri. Öyle ki daha birçok başarılı projeye imza atmış olmasına rağmen, Paulo Coelho’dan bahsederken, Simyacı’nın yazarı ifadesi kullanılır.
16 yaşına geldiğinde aslında bir papaz olmak istemediğini anlar.
Babasına okuldan ayrılmak ve bir gezginci olmak istediğini söyler.
Babası da ona içerisinde üç adet altın bulunan bir kese vererek yollar.
Santiago babasının verdiği paranın bir kısmıyla kendine bir koyun sürüsü alır ve dağ taş demeden gezmeye başlar.
Bir süre sonra bir rüya görür; rüyasında Mısır Piramitleri’ne gitmesi ve orada bir hazine bulacağı söylenir.
Santiago bu rüyasını bir falcıya anlatır, falcı ondan hazinenin onda birini isteyince rüyalara inanmaması gerektiğini düşünür ve Mısır’a gitmekten vazgeçer.
Sonra yaşlı bir adamla karşılaşır ve ona da planlarından bahseder. Falcı kadın ve bu yaşlı adamdan aldığı işaretler doğrultusunda sürüsünü satarak Mısır’a doğru yola koyulur.
Santiago’nun maceralarını okuduğumuz Simyacı bir nasihatname tarzında aslında.
Ana fikri ise mutluluğun uzaklarda değil yanı başımızda olduğu.
Mutluluğu ararken gösterdiğimiz çaba, emek ve mücadele ise hayatın tadına varmamızı sağlayacak şeyler.
Bir başyapıt eser olan Simyacı da kitaplığımızın olmazsa olmazlarından ve birden çok kez okunması gereken, muhteşem bir eser.
simdiden güzel okumalar
Simyacı Kitabının Özeti
Hikayenin kahramanı Santiago, papazlık okuluna giden, boş zamanlarında koyun otlatan bir çocuktur.16 yaşına geldiğinde aslında bir papaz olmak istemediğini anlar.
Babasına okuldan ayrılmak ve bir gezginci olmak istediğini söyler.
Babası da ona içerisinde üç adet altın bulunan bir kese vererek yollar.
Santiago babasının verdiği paranın bir kısmıyla kendine bir koyun sürüsü alır ve dağ taş demeden gezmeye başlar.
Bir süre sonra bir rüya görür; rüyasında Mısır Piramitleri’ne gitmesi ve orada bir hazine bulacağı söylenir.
Santiago bu rüyasını bir falcıya anlatır, falcı ondan hazinenin onda birini isteyince rüyalara inanmaması gerektiğini düşünür ve Mısır’a gitmekten vazgeçer.
Sonra yaşlı bir adamla karşılaşır ve ona da planlarından bahseder. Falcı kadın ve bu yaşlı adamdan aldığı işaretler doğrultusunda sürüsünü satarak Mısır’a doğru yola koyulur.
Santiago’nun maceralarını okuduğumuz Simyacı bir nasihatname tarzında aslında.
Ana fikri ise mutluluğun uzaklarda değil yanı başımızda olduğu.
Mutluluğu ararken gösterdiğimiz çaba, emek ve mücadele ise hayatın tadına varmamızı sağlayacak şeyler.
Bir başyapıt eser olan Simyacı da kitaplığımızın olmazsa olmazlarından ve birden çok kez okunması gereken, muhteşem bir eser.
simdiden güzel okumalar