Her insan göründüğünden daha derin bir duygusallık barındırır içinde.. Her insan verdiği mesajların arkasında daha kompleks bir halde vardır. Her insan aslında biraz gördüğün biraz da anladığın kadardır. O zaman başkası dediğimiz şey kendimize başka bir açıdan bakmak (mı) dır? Çoook küçücük bedenlerin içinde kocaman ruhlar tanıdım… Terapi dediğimiz sürecin derinliğinde bitmeyen okyanuslarla çalıştım.. Çok büyük şaşkınlıklar çok dehşet verici anılar, çok acı travmalarla karşılaştım.. Anladım ki o küçük bedenler bana seslenirken ruhsal derinliğin olgunluğuna yaklaştım.. Sıcacık evinde bir yudum çay içerken boğazımda düğümlenen huzuru kimi zaman onlarla paylaşamadım.. Gözlerim doldu bir çorbanın yokluğuna, o soğuk bedenlere ulaşamadım… Sevgili yavru… Herkes annesinin babasının yanında oyun oynarken sen baskülünle gecelerde gezerdin… Neydi seni bu hallere gark eden hikmet nerden bilecektin… Sokaklarda iz bırakan yürüyüşünle hangi çaresizliğin peşindesin.. Ne zaman dur diyecek sana zaman ne zaman bu çileyi dereceksin… Mahalleden geçerken hangi eli ekmek tutan baba günlerdir ekmeksiz kalan bedenine sahip çıkacak.. Yavrusu için beslenme hazırlayan hangi anne senin beslenemeyen vücuduna ağlayacak… O kadar sağır ki kulaklar bağırsan da duymazlar… Ne oldu ülkemdeki yüreklere neden bu kadar suskun vicdanlar.. Çok ıssız, çok tenha bu yollar.. Ne yapsan da nafile aydınlanmıyor sokak lambasıyla geceye dolan bakışlar… Sen evin yolundasın, evdekiler yoklukların! Farkında bile değiller, o boya tutan eller öylesine kirliler.. Polis mi çevirdi yolunu… Yavru nerden bilecek o yokluğu görmemiş avucundaki vurgunu… Adam sende diyecek köşedeki sarhoş istese de bulamayacak evin yolunu.. O sarhoşla kesişen bir hal.. Damarlarında dolaşan minval! Sen başıboş bir avare… O da aklını başından çıkaran divane.. Söyle bakalım küçük sahi senin hayallerin nerde.. Düşlerin hangi zenginin evinde…
İnsanlığımıza en çok gereken şey şükür olmasına rağmen, nedir bizleri şükürden bu denli uzak eden… Kendimi düşünüyorum… Sahip olduğum nimetlere bir türlü şükredemeyişimi ve hala isteklerimin bitmeyişini.. Benim şikayet ettiklerime sahip olmak için yaşayan o kadar çok insan var ki… Ben evimin aşırı sıcaklığını tartışırken bugün yakacak kömür bulamadığı için soğukta üşüyen ya da evde ocağı olmayıp da yazın sıcağında evde sobada yemek pişiren… Kalp krizi geçirip de hastaneye gidemeyen… Yeni doğan bebeğini tedavi ettiremeyen nice yuvalar var çaresiz? O çaresizliklerin çaresi olan eller hem ilçemize hem ülkemize zarar vermekteler.. Sokakta çalışan küçük yavruları kötü amaçlar için kullanan bir yetişkin tayfası.. Henüz gücünü kullanamayan yavruları kocaman cüsseleriyle aldatmakta çeşitli tuzaklar kurmaktalar… Suça sürüklenen hayatlar sokakta çalışmakla başlar… Gecenin en kuytu yerinde küçük bir beden var kaldırım köşesinde.. O da ne? Elinde ya bir şişe ya da başka bir bilmece? Önce helalinden para kazanan beden sonra aklını kaptırır karşısına çıkan çeteye? Gerisi karanlık? Yok yoka karışan parasızlık içinde bakar ki yetişemiyor hiçbir şeye.. Önce çalmayı öğrenir genellikle.. Sonra vicdanını duymamak, acıyı duymamak, nefreti duymamak adına kafasını gömer elindekine ve iptal eder her düşünce ve hissini bağımlı olduğu maddeyle.. O yüzdendir ki küçük bedenler erken tanışır sokakta tehlikeyle? Kimsenin kimseye zararı yok gibi görünse de kimselerin bilmediği bir dünya var sokak köşelerinde?
Anne babalar sadece kendi evladını düşündüğü sürece, öğretmenler akademik başarıya takıldığı müddetçe, maddeyle zengin olanlar manaya bakmadığı ölçüde ve hepimizin herşeyi devlete atfettiği bu devirde daha çoook isimsiz bedenler kendini yok eder bir tüp baally bir parça tiner eşliğinde… Enteresan bir şey var ki suça sürüklenen beyinler diğerlerinden daha fazla çalışıyor aksine.. Zaten zeki olmayan bir adam hırsızlığı da planlayamaz ifşa olur herkese.
Lütfen sevgili okur! Bu zeki beyinlerin ölmesine sen seyirci kalma! Senin evladın okusa da sokakta bıraktığın evlatlar yetişkin olunca evladına yoldaş olacak bunu unutma!
Senin oğlun doktorsa hastası olacak, komşusu olacak, alış veriş ettiği bir manav belki.. Belki de kızının yolunu kesen serseri.. O yüzden lütfen şimdiden duyalım görelim bu ölümcül riski . Herşeyden çok sevgiye muhtaç olan, hepimizden çok sevilmeyi bekleyen küçücük yürekler sevgi karşılığında inanılmaz değişmekteler.. Örneğini çokça gördüğümüz şekilde bir dönem boyu okula gitmeyenler uzmanlarımızın desteğiyle artık her gün dersteler… Ne olur onlara bir ses de sen ver.. Bir çocuğun gözündeki ışık, göremediği düş, kuramadığı hayali ol… Bak gör ki için nasıl rahatlayacak ve yüreğinde hangi tufanlar kopacak. Bizi biz yapan insanlık yolunda gel gör ki yepyeni bir nesil doğacak!!!
Sümeyra GÜLER ÖZSOY
Psikolojik Danışman
İnsanlığımıza en çok gereken şey şükür olmasına rağmen, nedir bizleri şükürden bu denli uzak eden… Kendimi düşünüyorum… Sahip olduğum nimetlere bir türlü şükredemeyişimi ve hala isteklerimin bitmeyişini.. Benim şikayet ettiklerime sahip olmak için yaşayan o kadar çok insan var ki… Ben evimin aşırı sıcaklığını tartışırken bugün yakacak kömür bulamadığı için soğukta üşüyen ya da evde ocağı olmayıp da yazın sıcağında evde sobada yemek pişiren… Kalp krizi geçirip de hastaneye gidemeyen… Yeni doğan bebeğini tedavi ettiremeyen nice yuvalar var çaresiz? O çaresizliklerin çaresi olan eller hem ilçemize hem ülkemize zarar vermekteler.. Sokakta çalışan küçük yavruları kötü amaçlar için kullanan bir yetişkin tayfası.. Henüz gücünü kullanamayan yavruları kocaman cüsseleriyle aldatmakta çeşitli tuzaklar kurmaktalar… Suça sürüklenen hayatlar sokakta çalışmakla başlar… Gecenin en kuytu yerinde küçük bir beden var kaldırım köşesinde.. O da ne? Elinde ya bir şişe ya da başka bir bilmece? Önce helalinden para kazanan beden sonra aklını kaptırır karşısına çıkan çeteye? Gerisi karanlık? Yok yoka karışan parasızlık içinde bakar ki yetişemiyor hiçbir şeye.. Önce çalmayı öğrenir genellikle.. Sonra vicdanını duymamak, acıyı duymamak, nefreti duymamak adına kafasını gömer elindekine ve iptal eder her düşünce ve hissini bağımlı olduğu maddeyle.. O yüzdendir ki küçük bedenler erken tanışır sokakta tehlikeyle? Kimsenin kimseye zararı yok gibi görünse de kimselerin bilmediği bir dünya var sokak köşelerinde?
Anne babalar sadece kendi evladını düşündüğü sürece, öğretmenler akademik başarıya takıldığı müddetçe, maddeyle zengin olanlar manaya bakmadığı ölçüde ve hepimizin herşeyi devlete atfettiği bu devirde daha çoook isimsiz bedenler kendini yok eder bir tüp baally bir parça tiner eşliğinde… Enteresan bir şey var ki suça sürüklenen beyinler diğerlerinden daha fazla çalışıyor aksine.. Zaten zeki olmayan bir adam hırsızlığı da planlayamaz ifşa olur herkese.
Lütfen sevgili okur! Bu zeki beyinlerin ölmesine sen seyirci kalma! Senin evladın okusa da sokakta bıraktığın evlatlar yetişkin olunca evladına yoldaş olacak bunu unutma!
Senin oğlun doktorsa hastası olacak, komşusu olacak, alış veriş ettiği bir manav belki.. Belki de kızının yolunu kesen serseri.. O yüzden lütfen şimdiden duyalım görelim bu ölümcül riski . Herşeyden çok sevgiye muhtaç olan, hepimizden çok sevilmeyi bekleyen küçücük yürekler sevgi karşılığında inanılmaz değişmekteler.. Örneğini çokça gördüğümüz şekilde bir dönem boyu okula gitmeyenler uzmanlarımızın desteğiyle artık her gün dersteler… Ne olur onlara bir ses de sen ver.. Bir çocuğun gözündeki ışık, göremediği düş, kuramadığı hayali ol… Bak gör ki için nasıl rahatlayacak ve yüreğinde hangi tufanlar kopacak. Bizi biz yapan insanlık yolunda gel gör ki yepyeni bir nesil doğacak!!!
Sümeyra GÜLER ÖZSOY
Psikolojik Danışman