Sen gittin sevgili
Ardında beni " bende " bırakarak gittin..
Senden sonra sensizliği yüzüme vuran her kelimeyi, her cümleyi reddettim.
Sensizliğin her harfini savurdum dilimden.
Sen beni öldürmüşken " ben " seni " öldüremedim..
Ve yaşatamadım seni " bende ".
Gittin..
Ardından binlerce sitem ekledim bensiz attığın her adıma..
" İçi boş " küfürler savurdum çıktığın demir kapılara
Sen gittin
Ardından içi boşaltmış sorgular, mesnetsiz iftiralar, cevabı sorusunda saklı çapraz yanılgılar geldi
Zan altında kaldım..
Geçmişinde yaşadığın acılarda tek bir payım / gençliğini çalmakla, geleceğine dair tek bir pay / tek bir hisse talep etmediğim halde " gelecek günlerini " zimmetime geçirmekte itham edildim imzasız iddaanamelerde.
Seni " sensiz " sevmekten yalnızlığına hüküm giydim topuksuz cümlelerin ağır yenilgilerinde..
Suçluydum artık..
Adının kapladığı alan kadar yer tutan hücrelerde ezildim, itildim..
Ve en sonunda yenildim..
Ama hiçbir sorguda senin " adını " ifşa etmedim
Hiçbir zaman pişmanlığı sende saklı günahlarıma seni ortak etmedim
Bu aşkın faili meçhul suçlarının hepsini üstelendim sırf sen temize çık diye sen hep bensiz de mutlu ol diye..
Çünkü sen benim " ölümle " onurlandırılacak tek sebebim, mutluluklarda sayıkladığım tek nefesimdin
Şimdi sensizliğin akşamını demlemekteyim hayatın isli çaydanlığında..
Kim bilir ben bu satırları yazarken satırlara, sen dört duvar arasında sana biçilmiş " mutluluk" rollerinde oynamaktasın..
Sahne de sen..Başrollerde sen..
Oysa ben senin yarım bıraktığın bu aşkın ayrılığa kalansız bölünen acılarında bana verilen repliklerini oynuyorum
Perdelerin ardında sözlerini unutmuş figuran gibi her gece sensizliğin içinde senli hatıralarımı oynuyorum..
Ve kalabalık sokaklarda karşılaştığım her erkek gözüne yenilmişliğimin ilanını karalıyorum on puntoluk harflerle
Şimdi yüreğimin seni seven kepenklerini indirip baktığım her erkeğin gözlerinde " sana gecikmişliğimi" görmek için üzerime suskunluğumu giyiniyorum..
Ve gördüğüm her gözde anlıyorum ki; biz iki yakası hiçbir zaman birbirine kavuşmayacak iki uçurumuz..
Biz seninle aynı cümlede iki yabancıyız artık
Kırık dökük olsa da sensiz aynalar, hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Senden önce yetim idim, senden sonra da öksüz kaldım..
Senden önce yarım bir cümleydim, senden sonra yalnızlığın avcunda kırık dökük bir kelime...
Sen yoksun; herşey bir noksan, herşey yarım.
Kısacası " sensiz " tadsız tuzsuz bir hayat.
Ha bıçağı göğsüne saplamışsın ha şakağına soğuk kelimeleri dayamışsın.
Değişen ne ki sevgili..
Herşey bir " eksik ", herşey " sana " noksan.
Herşey çıktığın demir kapı gibi; hayat kadar dağınık , ölüm kadar soğuk.
Herşey bıraktığın gibi, herşey.... bir, " sen " eksik !...
" Sen gittikten sonra ;
Bu hayat köprüsünün altından ,
Daha çok seller akacak topraklarıma
Ve sensizliğin içinde ,
Her an ölüm bana musallat olacak..
Kâh yenilgilerimi fırlatacak yüzüme,
Kâh sana gecikmişliğimin ipini geçirecek yüreğime..
Ama ben pes etmeyeceğim..
Var gücümle " seni " bende yaşatacağım
Yaşatmaya çalışacağım..
Ama içimde hep yarım kalmış birşeyler ,
Hep bir " sen " yok olacak
Her şey tamam olsa da,
Sol yanım hep sana " noksan " kalacak ."
Ardında beni " bende " bırakarak gittin..
Senden sonra sensizliği yüzüme vuran her kelimeyi, her cümleyi reddettim.
Sensizliğin her harfini savurdum dilimden.
Sen beni öldürmüşken " ben " seni " öldüremedim..
Ve yaşatamadım seni " bende ".
Gittin..
Ardından binlerce sitem ekledim bensiz attığın her adıma..
" İçi boş " küfürler savurdum çıktığın demir kapılara
Sen gittin
Ardından içi boşaltmış sorgular, mesnetsiz iftiralar, cevabı sorusunda saklı çapraz yanılgılar geldi
Zan altında kaldım..
Geçmişinde yaşadığın acılarda tek bir payım / gençliğini çalmakla, geleceğine dair tek bir pay / tek bir hisse talep etmediğim halde " gelecek günlerini " zimmetime geçirmekte itham edildim imzasız iddaanamelerde.
Seni " sensiz " sevmekten yalnızlığına hüküm giydim topuksuz cümlelerin ağır yenilgilerinde..
Suçluydum artık..
Adının kapladığı alan kadar yer tutan hücrelerde ezildim, itildim..
Ve en sonunda yenildim..
Ama hiçbir sorguda senin " adını " ifşa etmedim
Hiçbir zaman pişmanlığı sende saklı günahlarıma seni ortak etmedim
Bu aşkın faili meçhul suçlarının hepsini üstelendim sırf sen temize çık diye sen hep bensiz de mutlu ol diye..
Çünkü sen benim " ölümle " onurlandırılacak tek sebebim, mutluluklarda sayıkladığım tek nefesimdin
Şimdi sensizliğin akşamını demlemekteyim hayatın isli çaydanlığında..
Kim bilir ben bu satırları yazarken satırlara, sen dört duvar arasında sana biçilmiş " mutluluk" rollerinde oynamaktasın..
Sahne de sen..Başrollerde sen..
Oysa ben senin yarım bıraktığın bu aşkın ayrılığa kalansız bölünen acılarında bana verilen repliklerini oynuyorum
Perdelerin ardında sözlerini unutmuş figuran gibi her gece sensizliğin içinde senli hatıralarımı oynuyorum..
Ve kalabalık sokaklarda karşılaştığım her erkek gözüne yenilmişliğimin ilanını karalıyorum on puntoluk harflerle
Şimdi yüreğimin seni seven kepenklerini indirip baktığım her erkeğin gözlerinde " sana gecikmişliğimi" görmek için üzerime suskunluğumu giyiniyorum..
Ve gördüğüm her gözde anlıyorum ki; biz iki yakası hiçbir zaman birbirine kavuşmayacak iki uçurumuz..
Biz seninle aynı cümlede iki yabancıyız artık
Kırık dökük olsa da sensiz aynalar, hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Senden önce yetim idim, senden sonra da öksüz kaldım..
Senden önce yarım bir cümleydim, senden sonra yalnızlığın avcunda kırık dökük bir kelime...
Sen yoksun; herşey bir noksan, herşey yarım.
Kısacası " sensiz " tadsız tuzsuz bir hayat.
Ha bıçağı göğsüne saplamışsın ha şakağına soğuk kelimeleri dayamışsın.
Değişen ne ki sevgili..
Herşey bir " eksik ", herşey " sana " noksan.
Herşey çıktığın demir kapı gibi; hayat kadar dağınık , ölüm kadar soğuk.
Herşey bıraktığın gibi, herşey.... bir, " sen " eksik !...
" Sen gittikten sonra ;
Bu hayat köprüsünün altından ,
Daha çok seller akacak topraklarıma
Ve sensizliğin içinde ,
Her an ölüm bana musallat olacak..
Kâh yenilgilerimi fırlatacak yüzüme,
Kâh sana gecikmişliğimin ipini geçirecek yüreğime..
Ama ben pes etmeyeceğim..
Var gücümle " seni " bende yaşatacağım
Yaşatmaya çalışacağım..
Ama içimde hep yarım kalmış birşeyler ,
Hep bir " sen " yok olacak
Her şey tamam olsa da,
Sol yanım hep sana " noksan " kalacak ."