Sözlü Anlatımın Temel Kuralları
1. SÖZLÜ ANLATIMIN TEMEL KURALLARI
a. Konuşma, bir kez işitildiğinden dolayı dinleyicilerin ilgi duymaması durumunda önemini hemen yitirir. Metinleri ise, geriye dönmek ve tekrar okumak mümkündür.
b. Konuşmacı, dinleyici grubun ve çevredekilerin dikkatini sağlama gereğini her zaman göz önüne almalıdır. Yazar ise, yazdığı sürece okuyucu kitlesinden uzaktır. Her dinleyici kitlesi, her topluluk; bir sorunun belirlenmesi, açıklanması için toplanır. Konuşmacı; dinleyici sayısını, ortalama düzeyini, öğrenim derecesini, özel ilgilerini vb. göz önünde bulundurmalıdır.
c. Konuşma üslûbu, yazı üslûbundan faklıdır; konuşma, o anda anlaşılır olmalıdır. Çünkü dinleyenler, o şeyi anlamak için geri dönemez; o cümle üzerinde uzun uzun düşünemez; cümleyi anlaşılır şekle koymak için çalışamaz. Konuşmacının cümleleri; kısa, anlatımı basit ve yazı dilinden daha açık olması şarttır.
ç. Sözlü anlatımda da, yazı türlerinden hiçbirinde önemi olmayan konuşmacının sesi, dikkate alınması gereken hususlardandır.
d. Konuşmacının anlatımının daha açık ve etkili olabilmesi için beden dili de son derece önemlidir.
2. DİKSİYON
Ses, insanın kişiliğini yansıtır. Gözlem yeteneği güçlü bir kimse, her hangi biri ile birkaç dakikalık konuşma sırasında, onun hangi özellikte bir insan olduğu hakkında genel yargıya varabilir.
Diksiyonda başarı; kişinin okuduğunu, söylediğini içinde duyabilmesine, içinden geldiği gibi sıcak, içten söyleyebilmesine bağlıdır. Havasına girebilen bir kişi, söylediklerine bir anlam derinliği ve inceliği kazandırır.
Bazen bir tek kelimenin telâffuzu bile, o kişinin geçmişi, öğrenim derecesi, zihin faaliyeti ve yeteneği hakkında fikir verebilir. Ses; dalgınlık, kayıtsızlık, korkma, utanma, kibirlilik, kendini beğenme, dikkatsizlik, bünyece zayıflık vb. birçok özellikleri ortaya koyabilir. Aynı zamanda o kimsenin uyanık, yetenekli, dengeli, atak, makul, cesur olduğunu da gösterebilir. Kaba, pürüzlü, sert, haşin, genizsil, çok ince sesler; dinleyenler üzerinde iyi bir etki bırakmaz.
Sesimizin niteliği hakkında bilgi sahibi olabilmek için kimi basit paragrafları yüksek sesle birçok kez okumak yararlıdır. Böylelikle sesimizin başkaları üzerinde bırakabileceği etkileri ve kusurlarımızı öğrendikten sonra, sıkı bir çalışmayla sesin az çok eğitilebilmesi mümkündür.
Bu alanda başarılı olabilmek için aşağıda belirtilen iyi bir konuşma sesinin niteliklerini bilmek gerekir.
* Sesin işitilebilir olması
* Canlılık
* Sesin ayarlanması
* Anlatımda değişiklik
* Temiz ve doğru söyleyiş
"Hitabette galip gelen, kelimeler değil; kelimelerin nasıl söylendiğidir."
Karşılıklı konuşmanın ilk istediği şey açıklık ve bütünlüktür. Sözün ağızdan çıktığı anda anlaşılmasını sağlayacak bir telâffuz yeteneği, topluluk önünde konuşanlar için son derece önemlidir.
Dinleyiciler, hatibin sesinin tonundan ya da kalitesinden ötürü, hatip hakkında yanlış intiba edinirlerse büyük bir ihtimalle kabahat hatibindir. Sert, tiz ya da zayıf bir ses, gevşek bir telâffuz, hatibin mesajından çok şey eksiltir. Sözlü anlatım çalışmalarının ilk kısmında sesin yeterli ve uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Ses doğru çıkaklarında çıkarılmalı ve iyi tınlamalıdır. Bazı sesler, tınısı bakımından kulağa hoş gelir; ama bazıları da ses tonunun iyi ayarlanamamasından ya da çok sert, çok tiz olduklarından kulağı tırmalar. Tınısız ya da donuk bir ses, inandırıcı olamaz ve beklenen etkiyi meydana getiremez. Bunun için çıkarılan ses, iyi ayarlanmış ve ahenkli olmalıdır. Söyleyişte en küçük bir yanlışa bile rastlanmamalıdır; ton değişikliği, duygu ve düşüncelerin bütün özelliklerini en iyi şekilde yansıtmalıdır.
Ses perdesinin düzeyi (esneklik); pes, orta ya da tiz olabilir. Esneklik, ses hacminin değişikliğe bağlı olan ses tonunu ya da perde değişikliğini kap-sar. Ses, yükseltildiği zaman hacimce büyür; alçaltıldığı zaman ise küçülür. Konuşmaların tekdüzelikten kurtulması için, ses hacminin ve perdelerinin karışık olarak kullanılması gerekir.
Sesin esnek olmasının şu anlamları vardır:
Kuvvetli ve yüksek ton: öfke, hoşnutsuzluk
Tatlı ve biraz yükselen ton: sevgi, şefkat
Hafif sesle orta ton : düşünce ve sükûnet
Bir yukarıdakinin daha üstünde ton : ateşlilik ve ciddiyet
Kuvvetli bir sesle alçak ton: duygu ve düşüncede dayanıklılık
Tatlı bir ses ve alçak ton: ağırlık
Fısıltı hâlinde ton: sinsi ve aldatıcı bir durum
Sesin ton değişiklikleri, önemli yerleri vurgulamayı ve tekdüzeliği önlemeyi sağlar. Genel olarak konuşmaya orta bir tonla başlanır, ses yavaş yavaş yükseltilir.
. İYİ BİR KONUŞMA SESİNİN NİTELİKLERİ
"Kişiliğiniz sesinizde gizlenmiştir."
İnsan kişiliğinin bazı yönlerini en iyi ses, ele verir. Öğretmenlik ve askerlik bu konuda özel bir önem ve dikkat gerektiren mesleklerdir.
İyi bir konuşmanın özellikleri şunlardır:
a. İşitilebilirlik: Konuşurken, sesin, bütün dinleyiciler tarafından rahatlıkla işitilebilmesidir. Çok yavaş ya da yüksek tonlarla konuşulmamalı; ses tonu konuşulan yerin ve dinleyici kitlesinin büyüklüğüne ve özelliğine bağlı olarak ayarlanmalıdır.
b. Akıcılık: Sözlerin ve düşüncelerin, dinleyicilerin algılama hızına denk düşmesidir. Bu hız, her zaman aynı kalmamalı; heyecan durumuna, dinleyicilere ve konuya göre yer yer değişiklikler göstermelidir.
c. Hoşa giderlik: Ses tınısının katı, tiz, kulak tırmalayıcı, hırıltılı, madenî, burundan gelen, hışırtılı, boğuk, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun vb. olmamasıdır. Genellikle doğuştan gelen bu özellikler, düzenli çalışma ile belli oranlarda düzeltilebilir.
ç. Anlamlılık: Sesin genel olarak, dostça bir nitelik taşıması ve güven duygusu telkin etmesidir. Ses, kelimelerdeki anlamın daha fazlasını ya da tam zıddını yansıtabilir.
d. Bükümlülük: Sesin; ton, hız ve anlam bakımından değişiklik göstermesidir.
4. KONUŞMA (DİKSİYON) YETERSİZLİKLERİ
Pek çok insanda konuşma yetersizlikleri görülür. Hatta, üniversite bitirmiş bazı insanlar bile doğru ve güzel konuşamaz.
Konuşma yetersizliklerini şu maddeler altında toplamak mümkündür:
a. Yöresel Ağızla Konuşma: Kelimeleri, kişinin yetiştiği çevrenin ağzındaki seslerle söylemedir.
Örnekler:
kalın - galın
gidiyorum Ü gidiyom ya da gidim
merdiven - ayahçah
tas - üsküre
yuvarlanmak - gındırlanmak
çukur - kortik
b. Anlatımda Yetersizlik: Konu üzerinde kısa konuşulur, söylenecekler tam bildirilmez. Cümleler; bazen yarım bırakılır, bazen de bozuk cümle kullanılır. Anlamı bilinmeyen kelimeler seçilir. Yanlış telaffuz yapılır.
Örnekler:
maiyet - mahiyet
yönetmelik - yönetmenlik
porte - portre
c. Kavrayış Eksikliği: Meslekî bilgi yönünden henüz yeterli seviyeye gelinmediğini gösterir. Konuşulan ya da kişinin kendisine sorulan konu hakkında yeterli bilgisi, deneyi olmayabilir. Bunun sonucu olarak konuyu tam olarak anlamayabilir.
Yukarıda sıralanan bu yetersizliklerin yanında, az da olsa bazı insanlarda sürekli bir yargılama yapamama, dağınık konuşma, gereksiz sözler söyleme, çekingenlik, kural bilmeme, sesleri yeterli olmama, konuşurken gereksiz el - kol, gövde hareketleri yapma gibi kusurlar da görülmektedir.
Bütün bu rahatsızlıklar, evde, okulda fırsat yakalandığında plânlı ve düzenli olarak çok konuşmakla giderilebilir. Ayrıca, doğru ve güzel konuşma şartları doğrultusunda konuşmaya önem vermek gerekmektedir.
1. SÖZLÜ ANLATIMIN TEMEL KURALLARI
a. Konuşma, bir kez işitildiğinden dolayı dinleyicilerin ilgi duymaması durumunda önemini hemen yitirir. Metinleri ise, geriye dönmek ve tekrar okumak mümkündür.
b. Konuşmacı, dinleyici grubun ve çevredekilerin dikkatini sağlama gereğini her zaman göz önüne almalıdır. Yazar ise, yazdığı sürece okuyucu kitlesinden uzaktır. Her dinleyici kitlesi, her topluluk; bir sorunun belirlenmesi, açıklanması için toplanır. Konuşmacı; dinleyici sayısını, ortalama düzeyini, öğrenim derecesini, özel ilgilerini vb. göz önünde bulundurmalıdır.
c. Konuşma üslûbu, yazı üslûbundan faklıdır; konuşma, o anda anlaşılır olmalıdır. Çünkü dinleyenler, o şeyi anlamak için geri dönemez; o cümle üzerinde uzun uzun düşünemez; cümleyi anlaşılır şekle koymak için çalışamaz. Konuşmacının cümleleri; kısa, anlatımı basit ve yazı dilinden daha açık olması şarttır.
ç. Sözlü anlatımda da, yazı türlerinden hiçbirinde önemi olmayan konuşmacının sesi, dikkate alınması gereken hususlardandır.
d. Konuşmacının anlatımının daha açık ve etkili olabilmesi için beden dili de son derece önemlidir.
2. DİKSİYON
Ses, insanın kişiliğini yansıtır. Gözlem yeteneği güçlü bir kimse, her hangi biri ile birkaç dakikalık konuşma sırasında, onun hangi özellikte bir insan olduğu hakkında genel yargıya varabilir.
Diksiyonda başarı; kişinin okuduğunu, söylediğini içinde duyabilmesine, içinden geldiği gibi sıcak, içten söyleyebilmesine bağlıdır. Havasına girebilen bir kişi, söylediklerine bir anlam derinliği ve inceliği kazandırır.
Bazen bir tek kelimenin telâffuzu bile, o kişinin geçmişi, öğrenim derecesi, zihin faaliyeti ve yeteneği hakkında fikir verebilir. Ses; dalgınlık, kayıtsızlık, korkma, utanma, kibirlilik, kendini beğenme, dikkatsizlik, bünyece zayıflık vb. birçok özellikleri ortaya koyabilir. Aynı zamanda o kimsenin uyanık, yetenekli, dengeli, atak, makul, cesur olduğunu da gösterebilir. Kaba, pürüzlü, sert, haşin, genizsil, çok ince sesler; dinleyenler üzerinde iyi bir etki bırakmaz.
Sesimizin niteliği hakkında bilgi sahibi olabilmek için kimi basit paragrafları yüksek sesle birçok kez okumak yararlıdır. Böylelikle sesimizin başkaları üzerinde bırakabileceği etkileri ve kusurlarımızı öğrendikten sonra, sıkı bir çalışmayla sesin az çok eğitilebilmesi mümkündür.
Bu alanda başarılı olabilmek için aşağıda belirtilen iyi bir konuşma sesinin niteliklerini bilmek gerekir.
* Sesin işitilebilir olması
* Canlılık
* Sesin ayarlanması
* Anlatımda değişiklik
* Temiz ve doğru söyleyiş
"Hitabette galip gelen, kelimeler değil; kelimelerin nasıl söylendiğidir."
Karşılıklı konuşmanın ilk istediği şey açıklık ve bütünlüktür. Sözün ağızdan çıktığı anda anlaşılmasını sağlayacak bir telâffuz yeteneği, topluluk önünde konuşanlar için son derece önemlidir.
Dinleyiciler, hatibin sesinin tonundan ya da kalitesinden ötürü, hatip hakkında yanlış intiba edinirlerse büyük bir ihtimalle kabahat hatibindir. Sert, tiz ya da zayıf bir ses, gevşek bir telâffuz, hatibin mesajından çok şey eksiltir. Sözlü anlatım çalışmalarının ilk kısmında sesin yeterli ve uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Ses doğru çıkaklarında çıkarılmalı ve iyi tınlamalıdır. Bazı sesler, tınısı bakımından kulağa hoş gelir; ama bazıları da ses tonunun iyi ayarlanamamasından ya da çok sert, çok tiz olduklarından kulağı tırmalar. Tınısız ya da donuk bir ses, inandırıcı olamaz ve beklenen etkiyi meydana getiremez. Bunun için çıkarılan ses, iyi ayarlanmış ve ahenkli olmalıdır. Söyleyişte en küçük bir yanlışa bile rastlanmamalıdır; ton değişikliği, duygu ve düşüncelerin bütün özelliklerini en iyi şekilde yansıtmalıdır.
Ses perdesinin düzeyi (esneklik); pes, orta ya da tiz olabilir. Esneklik, ses hacminin değişikliğe bağlı olan ses tonunu ya da perde değişikliğini kap-sar. Ses, yükseltildiği zaman hacimce büyür; alçaltıldığı zaman ise küçülür. Konuşmaların tekdüzelikten kurtulması için, ses hacminin ve perdelerinin karışık olarak kullanılması gerekir.
Sesin esnek olmasının şu anlamları vardır:
Kuvvetli ve yüksek ton: öfke, hoşnutsuzluk
Tatlı ve biraz yükselen ton: sevgi, şefkat
Hafif sesle orta ton : düşünce ve sükûnet
Bir yukarıdakinin daha üstünde ton : ateşlilik ve ciddiyet
Kuvvetli bir sesle alçak ton: duygu ve düşüncede dayanıklılık
Tatlı bir ses ve alçak ton: ağırlık
Fısıltı hâlinde ton: sinsi ve aldatıcı bir durum
Sesin ton değişiklikleri, önemli yerleri vurgulamayı ve tekdüzeliği önlemeyi sağlar. Genel olarak konuşmaya orta bir tonla başlanır, ses yavaş yavaş yükseltilir.
. İYİ BİR KONUŞMA SESİNİN NİTELİKLERİ
"Kişiliğiniz sesinizde gizlenmiştir."
İnsan kişiliğinin bazı yönlerini en iyi ses, ele verir. Öğretmenlik ve askerlik bu konuda özel bir önem ve dikkat gerektiren mesleklerdir.
İyi bir konuşmanın özellikleri şunlardır:
a. İşitilebilirlik: Konuşurken, sesin, bütün dinleyiciler tarafından rahatlıkla işitilebilmesidir. Çok yavaş ya da yüksek tonlarla konuşulmamalı; ses tonu konuşulan yerin ve dinleyici kitlesinin büyüklüğüne ve özelliğine bağlı olarak ayarlanmalıdır.
b. Akıcılık: Sözlerin ve düşüncelerin, dinleyicilerin algılama hızına denk düşmesidir. Bu hız, her zaman aynı kalmamalı; heyecan durumuna, dinleyicilere ve konuya göre yer yer değişiklikler göstermelidir.
c. Hoşa giderlik: Ses tınısının katı, tiz, kulak tırmalayıcı, hırıltılı, madenî, burundan gelen, hışırtılı, boğuk, çok yumuşak, gevrek, biçimden yoksun vb. olmamasıdır. Genellikle doğuştan gelen bu özellikler, düzenli çalışma ile belli oranlarda düzeltilebilir.
ç. Anlamlılık: Sesin genel olarak, dostça bir nitelik taşıması ve güven duygusu telkin etmesidir. Ses, kelimelerdeki anlamın daha fazlasını ya da tam zıddını yansıtabilir.
d. Bükümlülük: Sesin; ton, hız ve anlam bakımından değişiklik göstermesidir.
4. KONUŞMA (DİKSİYON) YETERSİZLİKLERİ
Pek çok insanda konuşma yetersizlikleri görülür. Hatta, üniversite bitirmiş bazı insanlar bile doğru ve güzel konuşamaz.
Konuşma yetersizliklerini şu maddeler altında toplamak mümkündür:
a. Yöresel Ağızla Konuşma: Kelimeleri, kişinin yetiştiği çevrenin ağzındaki seslerle söylemedir.
Örnekler:
kalın - galın
gidiyorum Ü gidiyom ya da gidim
merdiven - ayahçah
tas - üsküre
yuvarlanmak - gındırlanmak
çukur - kortik
b. Anlatımda Yetersizlik: Konu üzerinde kısa konuşulur, söylenecekler tam bildirilmez. Cümleler; bazen yarım bırakılır, bazen de bozuk cümle kullanılır. Anlamı bilinmeyen kelimeler seçilir. Yanlış telaffuz yapılır.
Örnekler:
maiyet - mahiyet
yönetmelik - yönetmenlik
porte - portre
c. Kavrayış Eksikliği: Meslekî bilgi yönünden henüz yeterli seviyeye gelinmediğini gösterir. Konuşulan ya da kişinin kendisine sorulan konu hakkında yeterli bilgisi, deneyi olmayabilir. Bunun sonucu olarak konuyu tam olarak anlamayabilir.
Yukarıda sıralanan bu yetersizliklerin yanında, az da olsa bazı insanlarda sürekli bir yargılama yapamama, dağınık konuşma, gereksiz sözler söyleme, çekingenlik, kural bilmeme, sesleri yeterli olmama, konuşurken gereksiz el - kol, gövde hareketleri yapma gibi kusurlar da görülmektedir.
Bütün bu rahatsızlıklar, evde, okulda fırsat yakalandığında plânlı ve düzenli olarak çok konuşmakla giderilebilir. Ayrıca, doğru ve güzel konuşma şartları doğrultusunda konuşmaya önem vermek gerekmektedir.