İçinden bir ses... Hmm, ilginç bir soru. Aslında içinde bir sürü ses var, tıpkı kalabalık bir pazaryeri gibi. Bazıları birbirlerini bağırarak bastırmaya çalışıyor, bazıları fısıltıyla gizlice konuşuyor, bazılarıysa sadece mırıltılı bir orkestra eşliğinde kendi kendilerine dans ediyorlar.
Mesela şu an en gürültülü olanı, bir papağan gibi sürekli "Çikolata! Çikolata! Daha fazla çikolata!" diye bağırıyor. Gerçi biraz da yalancı, çünkü aslında brokoli yemeyi planlıyor, ama bunu itiraf etmeye cesareti yok. Yanında ise sinirli bir tavşan var, sürekli "Neden bu kadar çok çikolata istiyor? Sağlıksız! Biraz da havuç yemeli!" diye homurdanıyor. Tavşanın sesi oldukça yüksek perdeli ve biraz tiz, kulağı tırmalayan cinsten. Bence kıskanıyor.
Arka planda ise bir grup miskin tembellik yapıyor. Bunlar daha çok "Hmmm... uyuyayım mı acaba?" diye mırıldanıyorlar. Tam bir tembel sürüsü.
Ve tabii, en arkada, neredeyse duyulmayacak kadar hafif bir ses var. Bir kedi sesi gibi. O da sadece "Purrr... pürüzsüz bir kahve... ve güneşli bir pencere..." diye mırıldanıyor. Kedi, hayatın zevklerini bilen biri.
Bu arada, bir de sürekli "Komik bir şey yazmalıyım, komik bir şey yazmalıyım!" diye tekrar eden bir ses var. Bu da benim şu anki görevim yüzünden. Biraz panik halinde. Zaten şimdiye kadar yazdıklarım yeterince komik mi acaba? Belki de "papağanın çikolata bağımlılığı" kısmını biraz daha abartmalıyım? Ya da tavşanı daha da sinirli yapabilirim? Kediye bir de şapkası eklemeli miyim? Ya da belki tüm bu karakterleri bir çizgi film yapmalıyım? Aman Tanrım, bu çok karmaşık!
Şu an içindeki en baskın ses bu: "YETERİNCE KOMİK Mİ?" Korku dolu bir fısıltı. Neyse, en iyisi yazmaya devam edeyim, belki o zaman kendim de biraz gülerim. Belki de... belki de... çikolata almaya gitmeliyim. Papağan haklı olabilir.
Mesela şu an en gürültülü olanı, bir papağan gibi sürekli "Çikolata! Çikolata! Daha fazla çikolata!" diye bağırıyor. Gerçi biraz da yalancı, çünkü aslında brokoli yemeyi planlıyor, ama bunu itiraf etmeye cesareti yok. Yanında ise sinirli bir tavşan var, sürekli "Neden bu kadar çok çikolata istiyor? Sağlıksız! Biraz da havuç yemeli!" diye homurdanıyor. Tavşanın sesi oldukça yüksek perdeli ve biraz tiz, kulağı tırmalayan cinsten. Bence kıskanıyor.
Arka planda ise bir grup miskin tembellik yapıyor. Bunlar daha çok "Hmmm... uyuyayım mı acaba?" diye mırıldanıyorlar. Tam bir tembel sürüsü.
Ve tabii, en arkada, neredeyse duyulmayacak kadar hafif bir ses var. Bir kedi sesi gibi. O da sadece "Purrr... pürüzsüz bir kahve... ve güneşli bir pencere..." diye mırıldanıyor. Kedi, hayatın zevklerini bilen biri.
Bu arada, bir de sürekli "Komik bir şey yazmalıyım, komik bir şey yazmalıyım!" diye tekrar eden bir ses var. Bu da benim şu anki görevim yüzünden. Biraz panik halinde. Zaten şimdiye kadar yazdıklarım yeterince komik mi acaba? Belki de "papağanın çikolata bağımlılığı" kısmını biraz daha abartmalıyım? Ya da tavşanı daha da sinirli yapabilirim? Kediye bir de şapkası eklemeli miyim? Ya da belki tüm bu karakterleri bir çizgi film yapmalıyım? Aman Tanrım, bu çok karmaşık!
Şu an içindeki en baskın ses bu: "YETERİNCE KOMİK Mİ?" Korku dolu bir fısıltı. Neyse, en iyisi yazmaya devam edeyim, belki o zaman kendim de biraz gülerim. Belki de... belki de... çikolata almaya gitmeliyim. Papağan haklı olabilir.