Kırmızı olmalıydı koyu kırmızı
her zaman dikkat çekmeli göz alıcı olmalıydı
heyecan duyacaksın bana baktığında
o gizemli çiçek gibi
doğan her yeni güneşin ardından yine aynı renginle açmalısın bana
bende sari saçlarımla her güzel gecenin sonrasında eriteceğim seni
dişiliğin doruğundayken lacivert denizlere açılasın gelecek boğulacaksın
çünkü kullanacak kelime bulamayacaksın.
Ve denizin o mavi rengi
dalgalar birbirleriyle sevişir martılar şahitlik eder
yeryüzüne düşen her damla onların aşkının bir simgesi kelepçesidir.
Ama bu başka birşey olmalıydı
böylesine derin bir haz veremezdi bedenler birbirlerine
yoksa dalgalar sıkılırlardı.
gökyüzü ne renkse mavi parıltılarda o renkle simleniyordu
bu bir bağlılıktı bu birbirini sevmeydi.
Susmalıyım diyordum
susmalıyız bize dokunmamaları için
belkide sadece yüreğimizle konuşmalı gözlerimizle duymalıyız.
Kelimelerin yetmediği yerde bedenimi sokmalıydım yaşamıma
yaşamımın sebebine
yetmeliydim ona...
Ezanlar haykırırken
insanların kendilerince ahkam kesmeye çalıstıkları bu yeryüzünden
meleklerin dokunuşuyla ayrılıp ibadete dalmalıyım çok derinlere
ve ruhum bedenimden ayrılmalı bir müddet
görmeli okyanuslardaki şiddetli fırtınaları
ya da;
afrika'nin kızgın kumlarını
ya da;
ılık rüzgarında kizkulesini izleyen eslerini Istanbul'un...
görmeli ki
daha da olgunlaşsın bedenime sığmayacak olan ruhum
sevmek lazımdı;
tren yolculuğu misali; aşığına sarılıp seyir halinde dünyayı;
en çılgınından en mantıklısından en tutkulusundan en masumundan bazen de
yalanından yaşamalıydı
ve hızlısından...
Hayat lazımdı bana
sevimli sevimsiz bir sürü yaşanmışlıklar
onlarıda tanımalıyım
tanımaliyim ki hiçbirşey yabancı gelmesin
ve ruhum tekrar döndüğünde
gözlerini iyi açmalıyüreğini sıkı kapamalıydı
sadece istediğini yapmalıydı...
her zaman dikkat çekmeli göz alıcı olmalıydı
heyecan duyacaksın bana baktığında
o gizemli çiçek gibi
doğan her yeni güneşin ardından yine aynı renginle açmalısın bana
bende sari saçlarımla her güzel gecenin sonrasında eriteceğim seni
dişiliğin doruğundayken lacivert denizlere açılasın gelecek boğulacaksın
çünkü kullanacak kelime bulamayacaksın.
Ve denizin o mavi rengi
dalgalar birbirleriyle sevişir martılar şahitlik eder
yeryüzüne düşen her damla onların aşkının bir simgesi kelepçesidir.
Ama bu başka birşey olmalıydı
böylesine derin bir haz veremezdi bedenler birbirlerine
yoksa dalgalar sıkılırlardı.
gökyüzü ne renkse mavi parıltılarda o renkle simleniyordu
bu bir bağlılıktı bu birbirini sevmeydi.
Susmalıyım diyordum
susmalıyız bize dokunmamaları için
belkide sadece yüreğimizle konuşmalı gözlerimizle duymalıyız.
Kelimelerin yetmediği yerde bedenimi sokmalıydım yaşamıma
yaşamımın sebebine
yetmeliydim ona...
Ezanlar haykırırken
insanların kendilerince ahkam kesmeye çalıstıkları bu yeryüzünden
meleklerin dokunuşuyla ayrılıp ibadete dalmalıyım çok derinlere
ve ruhum bedenimden ayrılmalı bir müddet
görmeli okyanuslardaki şiddetli fırtınaları
ya da;
afrika'nin kızgın kumlarını
ya da;
ılık rüzgarında kizkulesini izleyen eslerini Istanbul'un...
görmeli ki
daha da olgunlaşsın bedenime sığmayacak olan ruhum
sevmek lazımdı;
tren yolculuğu misali; aşığına sarılıp seyir halinde dünyayı;
en çılgınından en mantıklısından en tutkulusundan en masumundan bazen de
yalanından yaşamalıydı
ve hızlısından...
Hayat lazımdı bana
sevimli sevimsiz bir sürü yaşanmışlıklar
onlarıda tanımalıyım
tanımaliyim ki hiçbirşey yabancı gelmesin
ve ruhum tekrar döndüğünde
gözlerini iyi açmalıyüreğini sıkı kapamalıydı
sadece istediğini yapmalıydı...