HAYAL__
* kaLp gözüyLe *
Suskunluğun misafiri olmaktan
haz alıyor yüreğim!
Musalla taşındaki cesedin
suskunluğu kadar suskunum!
Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksın!
o halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki!
Konuşamıyorum
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda,
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda,
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı
suskunluğa terk edildiği gibi,
Bende yüreğimi
suskunluğun kucağına bırakıyorum
Konuştuğum zaman mahkûm,
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.
Ne yapacaksın, kime gideceksin
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden,
haykıramadan, içime atarak
Bir bilseler susan birinin gözlerinde
çuvallar dolusu kelime olduğunu,
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse
en güzel cevabın susmak olduğunu
Tarif edemediğim acıları,
Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.
Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan
Canım çok yandı!
Konuşursam;
Kırmaktan, kırılmaktan
Gözyaşlarımı tutamamaktan
Kelimeleri yan yana getirememekten
Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.
Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!
Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm
Sustum
Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da
İncitseler de beni, artık vakit susma vaktidir
Korkup kaçtı,
Suçunu kabul etti,
Haksız olduğunu kabullendi diyecekler
Desinler Dudağım mühürlü!
Duygularım susuşlarımda saklı kalacak.
Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi
Devren satılığa çıkarıyorum. İlan verdim!
Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim. ..
Sahi, her susan haksız mıdır?
Belki de her Suskunluğun arka planında ciltler dolusu anlamlar vardır.
Kim bilir!
Ve bir gün Söylenmemiş cümlelerimi zulama koyup gideceğim bu şehirden
Varsın kaçtı desinler
Susacağım!
Derin denizleri her rüzgâr dalgalandıramaz
haz alıyor yüreğim!
Musalla taşındaki cesedin
suskunluğu kadar suskunum!
Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksın!
o halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki!
Konuşamıyorum
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda,
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda,
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı
suskunluğa terk edildiği gibi,
Bende yüreğimi
suskunluğun kucağına bırakıyorum
Konuştuğum zaman mahkûm,
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.
Ne yapacaksın, kime gideceksin
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden,
haykıramadan, içime atarak
Bir bilseler susan birinin gözlerinde
çuvallar dolusu kelime olduğunu,
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse
en güzel cevabın susmak olduğunu
Tarif edemediğim acıları,
Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.
Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan
Canım çok yandı!
Konuşursam;
Kırmaktan, kırılmaktan
Gözyaşlarımı tutamamaktan
Kelimeleri yan yana getirememekten
Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.
Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!
Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm
Sustum
Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da
İncitseler de beni, artık vakit susma vaktidir
Korkup kaçtı,
Suçunu kabul etti,
Haksız olduğunu kabullendi diyecekler
Desinler Dudağım mühürlü!
Duygularım susuşlarımda saklı kalacak.
Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi
Devren satılığa çıkarıyorum. İlan verdim!
Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim. ..
Sahi, her susan haksız mıdır?
Belki de her Suskunluğun arka planında ciltler dolusu anlamlar vardır.
Kim bilir!
Ve bir gün Söylenmemiş cümlelerimi zulama koyup gideceğim bu şehirden
Varsın kaçtı desinler
Susacağım!
Derin denizleri her rüzgâr dalgalandıramaz
Mehmet Orhan Durdu