Tarihsel Süreç İçinde Rehberligin Gelişimi
Modern anlamda turizm olayı ilk kez antik Anadolu ve Yunanistanda belirgin bir sekilde görülmeye baslanmıstır. İ.Ö. 700 yıllarında olimpiyat oyunlarının baslamasıyla spor karsılasmalarına aktif olarak katılmak veya izlemek amacıyla bugün de görülen sportif turizm olayı gerçeklesmistir (İ.Ö. 480421). Antik Anadolulu tarihçi ve cografyacı Heredotos (Halikarnassos/Bodrum) ülkesinin ilk tercüman rehberlerinden birisi olmuştur. Gezdigi yerlerin adetlerini ve geleneklerini ögrenerek beraberindekilere aktarmıs ve böylece kültür turizminin öncülügünü yapmıstır. Resmi is gezilerinde gezgincilere yol gösteren, yardım eden kisi anlamına gelen tur liderligi gelenegini baslatanlar da Helenlerdir. Praxemos adındaki ilk rehber kitap da bu dönemde yazılmıstır. Hastalıkların tedavisinde oldukça önemli bir yer tutan Asklepionların ve kaplıcaların Antik Anadoluda ve Yunanistanda da pek yaygın oldugu bilinmektedir. Bunlardan en önemlileri olan Bergama, Kos, Epidauros ve Atina Asklepionlarının bu dönemde turizme olanak sagladıkları görülmektedir. Yine Romada zenginler, asiller ve yönetici sınıf Yunanistana, Mısıra ve Anadoluya seyahat ediyorlardı. Romalıların zevk için seyahat eden ilk turistler oldukları kanısı yaygındır.
Romalıların suya ve banyolara düskünlükleri, dönemlerinde termal turizminin gelismesine neden olmuştur. Roma İmparatorlugunun merkezi ve güçlü bir devlet olması, ayrıca ülkede can ve mal güvenliginin saglanması, seyahatlerin artmasını ve turizmin gelismesini saglamıstır. M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalıların cepte tasınabilir parayı bulmaları, satın alınabilir hizmetlerin tarihsel süreç içerisinde ve kısa bir zamanda artmasına yol açmıstır. Böylece dünyadaki ilk hizmet sektörü olarak görülebilen turizm sektörü ortaya çıkmıstır. Ticaretteki artısa, yol aglarının genislemesine, güvenilirligin artmasına baglı olarak Anadolu kıyıları da turizmden ciddi paylar almıstır. Önemli bir turizm merkezi olan Troia'yı turistler İlyada'dan bölümler okuyan, egitimli, ayrıntıları gözden kaçırmayan rehberler esliginde gezmislerdir. Ancak genel olarak rehberlik henüz kisinin geçimini saglayabilecegi bir is degildir.
Rehberlerin anlatımları gerçeklere degil, söylencelere, kulaktan dolma bilgilere dayalıdır, bu nedenle güvenilirlikleri sınırlıdır. Ortaçağa gelindiginde 11. - 16. yüzyıllarda gerçeklestirilen Haçlı Seferleri büyük kitlesel hareketler açısından genis organizasyonlu yolculukların ilk örnegini olusturmuslardır. Bu seferler Avrupalıları Ön Asya ülkelerinin esrarlı ve egzotik atmosferiyle karsı karsıya getirmis, İslam medeniyetini yakından tanıma fırsatı vermistir. Bu seferlerden sonra Avrupalı asillerin satoları dogu kaynaklı halılarla süslenmistir. Çesitli kumaslar, güzel halılar, ipek ve pamuklu dokumalar, belki o çaglarda da tercüman rehberlerin özel çabalarıyla Avrupaya gitmistir.
Daha sonraları da arkeolojiye duyulan ilginin gerçeklestirilen gezilerde önemli bir rol oynadıgı görülmektedir. Asıl amaçlarının eski eserleri ortaya çıkarmak ve yörenin tarihini aydınlatmak degil, bu eserleri çalmak olan sözde arkeologlar kazı yerlerini saptamada genellikle yöre insanının rehberliginden yararlanmıslardır. 16. yüzyılda İngiliz seyahatleri önemli bir döneme ulasmıstır.
İngiltereden Avrupa kıtasına yapılan seyahatler, Grand Touru (Büyük Tur) baslatmıstır. Bu tur, soylu ve zengin aristokratların egitimleri için Avrupa kıtasının önemli sehirlerine yaptıkları, üç yıl süren bir gezidir. Genç centilmenlerin seyahatlerini anlatan rehber kitaplar, günlükler bu dönemde çogaltılmıstır. Bu ziyaretlerde, Avrupa Kıtasında zengin ziyaretçilerin antik sehirleri, kültür merkezlerini, mimari yapıtları gezmesi rehberlere ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur. 17. yüzyılda Fransız, İngiliz elçi, seyyah ve yazarların hatıraları, turizmle ilgili literatürün temelini olusturur. İlk gezi rehberi, bu dönemde Saint - Morice Piskoposu tarafından 1672de hazırlanmıstır.19. yüzyılda motorlu araçların icat edilmesiyle turizm hareketlerinde bir canlanma görülmüstür.
Turistik amaçlı organize turlar, önce İngilterede daha sonra Batı Avrupada endüstri devriminin baslamasıyla 1800lerde İngilterede görülmüstür. Böylece turizm hareketlerinde de degisiklikler görülmüstür. Thomas Cookun düzenledigi ve belli bir grubu alıp, konaklama ve tasıma hizmetlerini de sunarak, gezdirmesi bugünkü anlamda organize turların baslangıcı kabul edilmektedir. Düzenli olarak tur düzenleyen ilk seyahat acentası Thomas Cooktur. 1863de Almanya Breslauda Stangen tarafından kurulan ikinci bir kurulus, turistlerden aldıgı belirli bir ücret karsılıgında, seyahatlerini ve konaklamalarını saglamıstır. I. ve II. Dünya Savasları her ne kadar bir süre turizmin kesilmesine yol açmıssa da, savaslar sırasında gelistirilen ve yaygın olarak kullanılan motorlu araçların ve uçakların savas sonrası sivil toplumlara hizmet vermek zorunda kalması turizme olan ilgiyi arttırmıstır. Ayrıca askerlerin savas esnasında tanıdıkları toplumları bu kez barıs ortamı içerisinde ziyaret etme isteği de bu artısa destek olmuştur. Bu tür seyahatlerde rehberligi bizzat savasa katılan insanların kendileri üstlenmistir. 20. yüzyıl basında Londra Kulesi ve Windsor Satosu rehberli gezilere açılmıs durumdaydı. Bazı seyahat acentaları ve tur operatörleri düzenli olarak rehber istihdam etmeye baslamıslardır. Özellikle İngiltereyi ziyarete gelen Amerikalı turistlere limuzinli, soförlü ve rehberli geziler tertip edilmekteydi. Yerel rehberlerin egitimi ve organizasyonu 1930lu yıllardan sonra gerçeklesmistir. Kitle turizmi, profesyonel turist rehberliginin organizasyonunu zorunlu kılmıstır. İlk geziden yaklasık 150 yıl sonra günümüzde turizm, önceki nesillerin gitmeyi hayal bile edemeyecekleri kadar genis bir alanda yer degistirebilen kitleleri, gezinin her karesini planlayan tur profesyonellerini, hizmetiçi egitimleri baska meslek gruplarıyla kıyaslanamayacak ölçüde süreklilik gösteren turist rehberlerini kapsamaktadır.
Modern anlamda turizm olayı ilk kez antik Anadolu ve Yunanistanda belirgin bir sekilde görülmeye baslanmıstır. İ.Ö. 700 yıllarında olimpiyat oyunlarının baslamasıyla spor karsılasmalarına aktif olarak katılmak veya izlemek amacıyla bugün de görülen sportif turizm olayı gerçeklesmistir (İ.Ö. 480421). Antik Anadolulu tarihçi ve cografyacı Heredotos (Halikarnassos/Bodrum) ülkesinin ilk tercüman rehberlerinden birisi olmuştur. Gezdigi yerlerin adetlerini ve geleneklerini ögrenerek beraberindekilere aktarmıs ve böylece kültür turizminin öncülügünü yapmıstır. Resmi is gezilerinde gezgincilere yol gösteren, yardım eden kisi anlamına gelen tur liderligi gelenegini baslatanlar da Helenlerdir. Praxemos adındaki ilk rehber kitap da bu dönemde yazılmıstır. Hastalıkların tedavisinde oldukça önemli bir yer tutan Asklepionların ve kaplıcaların Antik Anadoluda ve Yunanistanda da pek yaygın oldugu bilinmektedir. Bunlardan en önemlileri olan Bergama, Kos, Epidauros ve Atina Asklepionlarının bu dönemde turizme olanak sagladıkları görülmektedir. Yine Romada zenginler, asiller ve yönetici sınıf Yunanistana, Mısıra ve Anadoluya seyahat ediyorlardı. Romalıların zevk için seyahat eden ilk turistler oldukları kanısı yaygındır.
Romalıların suya ve banyolara düskünlükleri, dönemlerinde termal turizminin gelismesine neden olmuştur. Roma İmparatorlugunun merkezi ve güçlü bir devlet olması, ayrıca ülkede can ve mal güvenliginin saglanması, seyahatlerin artmasını ve turizmin gelismesini saglamıstır. M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalıların cepte tasınabilir parayı bulmaları, satın alınabilir hizmetlerin tarihsel süreç içerisinde ve kısa bir zamanda artmasına yol açmıstır. Böylece dünyadaki ilk hizmet sektörü olarak görülebilen turizm sektörü ortaya çıkmıstır. Ticaretteki artısa, yol aglarının genislemesine, güvenilirligin artmasına baglı olarak Anadolu kıyıları da turizmden ciddi paylar almıstır. Önemli bir turizm merkezi olan Troia'yı turistler İlyada'dan bölümler okuyan, egitimli, ayrıntıları gözden kaçırmayan rehberler esliginde gezmislerdir. Ancak genel olarak rehberlik henüz kisinin geçimini saglayabilecegi bir is degildir.
Rehberlerin anlatımları gerçeklere degil, söylencelere, kulaktan dolma bilgilere dayalıdır, bu nedenle güvenilirlikleri sınırlıdır. Ortaçağa gelindiginde 11. - 16. yüzyıllarda gerçeklestirilen Haçlı Seferleri büyük kitlesel hareketler açısından genis organizasyonlu yolculukların ilk örnegini olusturmuslardır. Bu seferler Avrupalıları Ön Asya ülkelerinin esrarlı ve egzotik atmosferiyle karsı karsıya getirmis, İslam medeniyetini yakından tanıma fırsatı vermistir. Bu seferlerden sonra Avrupalı asillerin satoları dogu kaynaklı halılarla süslenmistir. Çesitli kumaslar, güzel halılar, ipek ve pamuklu dokumalar, belki o çaglarda da tercüman rehberlerin özel çabalarıyla Avrupaya gitmistir.
Daha sonraları da arkeolojiye duyulan ilginin gerçeklestirilen gezilerde önemli bir rol oynadıgı görülmektedir. Asıl amaçlarının eski eserleri ortaya çıkarmak ve yörenin tarihini aydınlatmak degil, bu eserleri çalmak olan sözde arkeologlar kazı yerlerini saptamada genellikle yöre insanının rehberliginden yararlanmıslardır. 16. yüzyılda İngiliz seyahatleri önemli bir döneme ulasmıstır.
İngiltereden Avrupa kıtasına yapılan seyahatler, Grand Touru (Büyük Tur) baslatmıstır. Bu tur, soylu ve zengin aristokratların egitimleri için Avrupa kıtasının önemli sehirlerine yaptıkları, üç yıl süren bir gezidir. Genç centilmenlerin seyahatlerini anlatan rehber kitaplar, günlükler bu dönemde çogaltılmıstır. Bu ziyaretlerde, Avrupa Kıtasında zengin ziyaretçilerin antik sehirleri, kültür merkezlerini, mimari yapıtları gezmesi rehberlere ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur. 17. yüzyılda Fransız, İngiliz elçi, seyyah ve yazarların hatıraları, turizmle ilgili literatürün temelini olusturur. İlk gezi rehberi, bu dönemde Saint - Morice Piskoposu tarafından 1672de hazırlanmıstır.19. yüzyılda motorlu araçların icat edilmesiyle turizm hareketlerinde bir canlanma görülmüstür.
Turistik amaçlı organize turlar, önce İngilterede daha sonra Batı Avrupada endüstri devriminin baslamasıyla 1800lerde İngilterede görülmüstür. Böylece turizm hareketlerinde de degisiklikler görülmüstür. Thomas Cookun düzenledigi ve belli bir grubu alıp, konaklama ve tasıma hizmetlerini de sunarak, gezdirmesi bugünkü anlamda organize turların baslangıcı kabul edilmektedir. Düzenli olarak tur düzenleyen ilk seyahat acentası Thomas Cooktur. 1863de Almanya Breslauda Stangen tarafından kurulan ikinci bir kurulus, turistlerden aldıgı belirli bir ücret karsılıgında, seyahatlerini ve konaklamalarını saglamıstır. I. ve II. Dünya Savasları her ne kadar bir süre turizmin kesilmesine yol açmıssa da, savaslar sırasında gelistirilen ve yaygın olarak kullanılan motorlu araçların ve uçakların savas sonrası sivil toplumlara hizmet vermek zorunda kalması turizme olan ilgiyi arttırmıstır. Ayrıca askerlerin savas esnasında tanıdıkları toplumları bu kez barıs ortamı içerisinde ziyaret etme isteği de bu artısa destek olmuştur. Bu tür seyahatlerde rehberligi bizzat savasa katılan insanların kendileri üstlenmistir. 20. yüzyıl basında Londra Kulesi ve Windsor Satosu rehberli gezilere açılmıs durumdaydı. Bazı seyahat acentaları ve tur operatörleri düzenli olarak rehber istihdam etmeye baslamıslardır. Özellikle İngiltereyi ziyarete gelen Amerikalı turistlere limuzinli, soförlü ve rehberli geziler tertip edilmekteydi. Yerel rehberlerin egitimi ve organizasyonu 1930lu yıllardan sonra gerçeklesmistir. Kitle turizmi, profesyonel turist rehberliginin organizasyonunu zorunlu kılmıstır. İlk geziden yaklasık 150 yıl sonra günümüzde turizm, önceki nesillerin gitmeyi hayal bile edemeyecekleri kadar genis bir alanda yer degistirebilen kitleleri, gezinin her karesini planlayan tur profesyonellerini, hizmetiçi egitimleri baska meslek gruplarıyla kıyaslanamayacak ölçüde süreklilik gösteren turist rehberlerini kapsamaktadır.