Özelleştirme Politikaları
1930'lu yıllardan sonra izlenen devletçilik politikalarının bir sonucu olarak kurulan KİT'lerin özelleştirilmeleri 1980'lerden sonra yoğun olarak gündeme gelmiş ve nitekim 1985 yılından sonra fiilen özelleştirme uygulamaları başlamıştır.
Türkiye'de tarıma hizmet veren KİT'ler zaman içerisinde ihtiyaca göre ortaya çıkmıştır. TC. Ziraat Bankası tarıma finansman sağlamış, Sümerbank bugüne kadar pamuk, yapağı, yağlı tohumlar ve deri Ürünlerinin işlenmesini Üstlenmiş Şeker Fabrikaları A.Ş. şekerpancarı, ayçiçeği tarımı gibi Ürünlerin değerlendirilmesinin yanında, çiftçilere modern tarımı öğretmiş, EBK ve SEK hayvancılığın gelişmesi ve hayvansal Ürünlerin değerlendirilmesine katkıda bulunmuş, TÜGSAŞ, Yem Sanayi A.Ş., TZDK tarımsal girdi Üretimini Üstlenmiş, TMO Ülkenin tahıl, bakliyat ve haşhaş Üretimi ve pazarlamasında etkin rol Üstlenmişlerdir. Ayrıca ÇAYKUR ve TEKEL çay, tütün, arpa, şerbetçiotu, ve anason Üretimi, değerlendirilmesi ve pazarlamasında, TİGEM damızlık hayvan, tohum ve fide Üretimi ile satımında önemli görevler Üstlenmişlerdir.
1985 Yılından sonra başta TZDK, TİGEM, TÜGSAŞ, bazı şeker ve sigara fabrikaları, EBK, YEMSAN ve SEK olmak Üzere birçok tarımsal KİT'in özelleştirilmesi gündeme gelmiştir.
Diğer KİT'lerde olduğu gibi tarımsal KİT'lerin de en büyük sorunları; yönetim, kapasite kullanım oranının düşük olması, teknoloji yetersizliği, fazla işçi çalıştırılması, yatırım fiyat belirleme gibi konularda kuruluş dışı ve politik müdahaleler, denetleme yetkisinin birden fazla kuruluşa ait olması ve etkin bir pazarlama sisteminin olmamasıdır.
KİT'lerin. özelleştirilmeleri konusunda beklenen gelişmelerin olduğunu ifade etmek güçtür. Fakat özelleştirme konusu ile ilgili genel kanı ve ekonominin dengesi göz önüne alındığında özelleştirmeye olumlu bakılması ancak istismarı önleyici uygulamaların titizlikle yürütülmesi gerekir.