Allah korkusu herkeste bulunmalıdır. Çünkü Allah, emrini tutmayan kimselere azap edeceğini buyurmuştur. Şayet insan yaptıklarından hesap sorulmayacağını bitse hiç kimse korkmadan günah işler. Bundan dolayıdır ki Allah hiç kimseye söz verip seni cehennemden azat ettim dememiştir.
Fakat hiç kimse de Allah'ın rahmetinden de ümitsiz olmamalı. Şayet insanın günahı yer ve gök tabakaları kadar olsa, yine de Allah'ın rahmeti bü*tün günahlardan çoktur. Tövbe eden kimse Allah'ı affedici bulur. Allah'ın, Peygamberleri hariç, günahsız hiç kimse yoktur. Devamlı olarak günah işleyip, tövbe etmemek ve dua ve niyaz da bulunmamak o kimsenin küfre yaklaşmasına sebeb olur. Devamlı işlenen günahlar küçük günahlar bile olsa Allah'ın yanında büyük günah gibi olur.
insan günah işlemeye devam ederse büyük zararlara uğrar. Bu büyük zararların birisi de Allah'ın azabından emin olmaktır, günahlara devam eden kimse Allah'ın azabından kendisini emniyette hisseder.
Allah'ın azabından emin olmak ise o kımsenin günaha ve emre itaatsizliğine devam etmesine sebeb olur.
İnsanın, işlediği günahlara tövbe etmemesi, pişmanlık duymaması, günah işlemekte devam etmesi onun imamının gideceğinin alametidir.
Öyleyse, insan günah işledikten hemen sonra pişmanlık duyup tövbe etmeli ve Allah'a yalvarmalıdır "Ya Rabbi, ben hata ettim. Sen affet, Ya Rabbi benim işlediğim hata rahmetinden büyük değil. Sen şefkat ve rahmet sahibisin diye yalvarıp yakarmalıdır."
Ben çok ibadet ettim, çok namaz kıldım, çok oruç tuttum diyerek yaptığı ameline güvenmekle kurtulacağını ümid eden kimse mutlaka bir aldanış
içindedir insan ne kadar ibadet yapmış olsa, şey*tan kadar yapmış olamaz. Şeytanın felakete gitmesi, yapmış olduğu ameline güvenerek, şu kadar
namaz kıldım, oruç tuttum ve ibadet ettim diye gu*rurlanmış olmasıdır. Amelini görüp gururlanması, kibirlenmesine (büyüklenmesine) ve o da felaketine sebep oldu
Kaç Çeşit Tövbe Vardır?
Halkımız arasında bilinip, yapılan tövbeler 3 çeşittir
1- Kendi kendimize tövbe
2- Camilerde veya dini toplantılarda bir hocanın beraberce tekrarlatarak tövbe
3- Bir Mürşidi Kamil'in elini tutarak yapılan tövbe.
1 ve 2. usul tövbeleri bazılarımız çok defalar yapmışızdır. Netice olarak kendimizde bir değişiklik olmadığı için yeniden tövbeye ihtiyaç duymaktayız.
3. cü usul tövbede, şeriat ve peygamberimizin SAV. : (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetini takip ve tatbik eden bir din aliminin (Mürşidi Kamil) yanına gidilir, ziyaret ederiz ve tövbe etmek istediğimizi bildiririz.
insanı Allah'dan uzaklaştıran ve günaha sürükleyen düşmanları vardır. Bu düşmanlar 3 çeşittir.
1. nci düşmanı insanın kendi nefsidir. Nefs, kendinden üstün hiç bir varlığın bulunmasını istemez. Nefs, büyüyüp terakki etmek ister.
istediği herşeyi elde ettiği zaman da daha yüksek ve son makam olarak bildiği tanrılık davasına kalkışır. (Firavun gibi).
2. ci düşmanımız şeytandır. 3. Düşmanımız kötü arkadaştır. Peygamberimiz (S.A.V.): Bir kimse, arkadaşlık ettiği kimsenin huyunu farkında olmaksızın alır, onunla huylanır.
Zamanımızda bu üç düşmanımızda Silah ve hileleri çok terakki etmiştir, kendi kuvvet ve gayretimizle bu düşmanlarımızı yenemiyoruz. Bize büyük bir yardımcı lazım. O kuvvetli yardımcının sayesinde bu düşmanlardan kurtulabiliriz. Allahu Teala bizim bu durumumuzu bildiği için Peygamberimiz (S.A.V.) in vefatından itibaren kıyamete kadar müslümanlara yardım edecek "ALLAH ASKERLERİ" gönderir. Allah'ın yolundan bizi alıkoyan düşmanlara karşı biz de Allah askerlerinden yardım isteriz. Zaten onlarında istek ve vazifeleri budur, müslümanları bu düşmanlardan korumaktır. Allah'da onları bu vazifelerini yapabilecek şekilde silahlandırmıştır
Tövbeden de Korkan Var mıdır??
Zamanımızda maalesef çok müslüman kardeşlerimiz tövbeden korkmaktadırlar. Korkularının sebebi hep aynıdır. Hepside tövbeden sonra tövbelerinde durabilecekleri ümidini kaybetmişlerdir. Nasıl olsa ben tövbemde duramam, yine günaha dönerim. Belki bana bir zarar da gelebilir, hatta bazıları çarpılmanın bile mümkün olduğunu zannederler veya birisi kendisine yanlış bir hadise anlatmıştır. Tövbe edemeyenlerin 1 .ci korkusu olan tövbesinde duramam hali üzerinde duralım:
Tövbe edecek kimse, tövbeden sonra da halinin ibadet ve günah işlere karşı zaafının içindeki Din ve Allah sevgisinin, Allah'ın koruyucu Askerinden gelecek manevi görünmez (gizli) kuvvetin varlığını tatmadığını ve bu hususlara dair bir kuvvetli bilgisi de olmadığı için korkar.
Halbuki, bu hususlara dair bilgisi olanlarda tövbeden korkanların hallerine acırlar.
Çünkü tövbeden sonra insanın halinde çok büyük değişiklikler olur. Evvelce yaptığı günahlar onun nazarında çok kötü ve iğrençlesin Kendisinin evvelce hoşuna giden kötü işler onun nazarında iğrenç olunca tekrar işlemek aklından bile geçmez ve hatta onları yapanlara da bu defa kendi de acımaya, onlarında bu halden kurtulabilmesi için içinden gizlice Allah'a yalvarır.
Tövbeden sonra, günah işler iğrençleştiği gibi iyi işler, ibadetleri de onun nazarında o kadar güzel ve tatlı olur ki bu defa artık ibadete yüzünü çevirir. Yaptıkça daha çok hoşuna gider.
içinde, dine ve Allah'a ve bütün müslümanlara karşı bir sevgi hasıl olur. Allah'ın müsiümanları yukarıda anlatılan 3 düşmanından korunmakla görevli olan ASKERLERi (Mürşitler), tövbeden sonra da daima ona manevi bir kuvvetle yardım eder, düş*manlarına ona manevi bir kuvvetle yardım eder, düşmanlarına karşı korurlar. Tövbeden sonra bu anlatılan değişiklikler ancak Allah'ın vazifeli memurları veya Askerleri olan Mürşitler yanındaki tövbe ile olur. Bu durumları bilmeyen müslüman kardeşlerimiz korkmaktadırlar. Bilseler muhakkak korkmayıp hepside tövbeye koşacaklardır.
Tövbeden korkutan 2. ci sebep:tövbesinde duramazsa çarpılacağı Hakikaten böyle bir şey varmıdır? Yoksa bu laf nereden çıktı?
Tövbesinde duramayan katiyetle çarpılmaz.
Kur'an-ı Kerim, Hadis Kitapları, Büyük Mürşidlerin hayatlarını ve menkıbe, kerametlerini anlatan hiçbir kitapta tövbesinde duramıyanın çarpıldığına dair en küçük bir hadiseye rastlanmaz, insanları çok ayetlerinde tövbeye çağıran Allah'u Teala'nm böyle bir adeti yoktur, ilerde tövbesinde duramayanlar diye ayrı bir mevzuda bu mesele çok açık olarak anlaşılacaktır
Bu çarpılma lafı nereden çıktı?
Allah'ın Askerleri olan Mürşitler nasıl bizi mane*vi düşmanlarımıza karşı koruyorlarsa, Allah da ken*di Askerlerini (Mürşitleri) her türlü gizli ve açık düş*manlardan korur. Allah'ın kendi askerlerini korumaktaki gayreti o kadar fazla büyüktür ki insan buna hayran olmaktan başka birşey yapamaz.
Allah'ın Mürşitlerine kim hakaret etse, yahut onun gıyabında kötü söz söylerse, iftira etse onun üzerine Allahu Teala çok kısa zamanda büyük bir bela gönderir ve cezasını verir. Allahu Teala kendi*sine yapılan kötü söz ve iftiralara kıyamete kadar sabreder. Dostlarına (Mürşitlere) yapılana ise cazasini çok tez verir, işte bu lafın çıktığı yer burasıdır, insan Allah'ın Askerlerini her yerde hürmetle anmalı, onlara karşı terbiyesizlik etmemelidir. Onların türbelerine bile yapılan terbiyesizliklerin cezasının nasıl verildiğini gören büyüklerimiz memleketlerimizde çoktur.
Fakat hiç kimse de Allah'ın rahmetinden de ümitsiz olmamalı. Şayet insanın günahı yer ve gök tabakaları kadar olsa, yine de Allah'ın rahmeti bü*tün günahlardan çoktur. Tövbe eden kimse Allah'ı affedici bulur. Allah'ın, Peygamberleri hariç, günahsız hiç kimse yoktur. Devamlı olarak günah işleyip, tövbe etmemek ve dua ve niyaz da bulunmamak o kimsenin küfre yaklaşmasına sebeb olur. Devamlı işlenen günahlar küçük günahlar bile olsa Allah'ın yanında büyük günah gibi olur.
insan günah işlemeye devam ederse büyük zararlara uğrar. Bu büyük zararların birisi de Allah'ın azabından emin olmaktır, günahlara devam eden kimse Allah'ın azabından kendisini emniyette hisseder.
Allah'ın azabından emin olmak ise o kımsenin günaha ve emre itaatsizliğine devam etmesine sebeb olur.
İnsanın, işlediği günahlara tövbe etmemesi, pişmanlık duymaması, günah işlemekte devam etmesi onun imamının gideceğinin alametidir.
Öyleyse, insan günah işledikten hemen sonra pişmanlık duyup tövbe etmeli ve Allah'a yalvarmalıdır "Ya Rabbi, ben hata ettim. Sen affet, Ya Rabbi benim işlediğim hata rahmetinden büyük değil. Sen şefkat ve rahmet sahibisin diye yalvarıp yakarmalıdır."
Ben çok ibadet ettim, çok namaz kıldım, çok oruç tuttum diyerek yaptığı ameline güvenmekle kurtulacağını ümid eden kimse mutlaka bir aldanış
içindedir insan ne kadar ibadet yapmış olsa, şey*tan kadar yapmış olamaz. Şeytanın felakete gitmesi, yapmış olduğu ameline güvenerek, şu kadar
namaz kıldım, oruç tuttum ve ibadet ettim diye gu*rurlanmış olmasıdır. Amelini görüp gururlanması, kibirlenmesine (büyüklenmesine) ve o da felaketine sebep oldu
Kaç Çeşit Tövbe Vardır?
Halkımız arasında bilinip, yapılan tövbeler 3 çeşittir
1- Kendi kendimize tövbe
2- Camilerde veya dini toplantılarda bir hocanın beraberce tekrarlatarak tövbe
3- Bir Mürşidi Kamil'in elini tutarak yapılan tövbe.
1 ve 2. usul tövbeleri bazılarımız çok defalar yapmışızdır. Netice olarak kendimizde bir değişiklik olmadığı için yeniden tövbeye ihtiyaç duymaktayız.
3. cü usul tövbede, şeriat ve peygamberimizin SAV. : (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetini takip ve tatbik eden bir din aliminin (Mürşidi Kamil) yanına gidilir, ziyaret ederiz ve tövbe etmek istediğimizi bildiririz.
insanı Allah'dan uzaklaştıran ve günaha sürükleyen düşmanları vardır. Bu düşmanlar 3 çeşittir.
1. nci düşmanı insanın kendi nefsidir. Nefs, kendinden üstün hiç bir varlığın bulunmasını istemez. Nefs, büyüyüp terakki etmek ister.
istediği herşeyi elde ettiği zaman da daha yüksek ve son makam olarak bildiği tanrılık davasına kalkışır. (Firavun gibi).
2. ci düşmanımız şeytandır. 3. Düşmanımız kötü arkadaştır. Peygamberimiz (S.A.V.): Bir kimse, arkadaşlık ettiği kimsenin huyunu farkında olmaksızın alır, onunla huylanır.
Zamanımızda bu üç düşmanımızda Silah ve hileleri çok terakki etmiştir, kendi kuvvet ve gayretimizle bu düşmanlarımızı yenemiyoruz. Bize büyük bir yardımcı lazım. O kuvvetli yardımcının sayesinde bu düşmanlardan kurtulabiliriz. Allahu Teala bizim bu durumumuzu bildiği için Peygamberimiz (S.A.V.) in vefatından itibaren kıyamete kadar müslümanlara yardım edecek "ALLAH ASKERLERİ" gönderir. Allah'ın yolundan bizi alıkoyan düşmanlara karşı biz de Allah askerlerinden yardım isteriz. Zaten onlarında istek ve vazifeleri budur, müslümanları bu düşmanlardan korumaktır. Allah'da onları bu vazifelerini yapabilecek şekilde silahlandırmıştır
Tövbeden de Korkan Var mıdır??
Zamanımızda maalesef çok müslüman kardeşlerimiz tövbeden korkmaktadırlar. Korkularının sebebi hep aynıdır. Hepside tövbeden sonra tövbelerinde durabilecekleri ümidini kaybetmişlerdir. Nasıl olsa ben tövbemde duramam, yine günaha dönerim. Belki bana bir zarar da gelebilir, hatta bazıları çarpılmanın bile mümkün olduğunu zannederler veya birisi kendisine yanlış bir hadise anlatmıştır. Tövbe edemeyenlerin 1 .ci korkusu olan tövbesinde duramam hali üzerinde duralım:
Tövbe edecek kimse, tövbeden sonra da halinin ibadet ve günah işlere karşı zaafının içindeki Din ve Allah sevgisinin, Allah'ın koruyucu Askerinden gelecek manevi görünmez (gizli) kuvvetin varlığını tatmadığını ve bu hususlara dair bir kuvvetli bilgisi de olmadığı için korkar.
Halbuki, bu hususlara dair bilgisi olanlarda tövbeden korkanların hallerine acırlar.
Çünkü tövbeden sonra insanın halinde çok büyük değişiklikler olur. Evvelce yaptığı günahlar onun nazarında çok kötü ve iğrençlesin Kendisinin evvelce hoşuna giden kötü işler onun nazarında iğrenç olunca tekrar işlemek aklından bile geçmez ve hatta onları yapanlara da bu defa kendi de acımaya, onlarında bu halden kurtulabilmesi için içinden gizlice Allah'a yalvarır.
Tövbeden sonra, günah işler iğrençleştiği gibi iyi işler, ibadetleri de onun nazarında o kadar güzel ve tatlı olur ki bu defa artık ibadete yüzünü çevirir. Yaptıkça daha çok hoşuna gider.
içinde, dine ve Allah'a ve bütün müslümanlara karşı bir sevgi hasıl olur. Allah'ın müsiümanları yukarıda anlatılan 3 düşmanından korunmakla görevli olan ASKERLERi (Mürşitler), tövbeden sonra da daima ona manevi bir kuvvetle yardım eder, düş*manlarına ona manevi bir kuvvetle yardım eder, düşmanlarına karşı korurlar. Tövbeden sonra bu anlatılan değişiklikler ancak Allah'ın vazifeli memurları veya Askerleri olan Mürşitler yanındaki tövbe ile olur. Bu durumları bilmeyen müslüman kardeşlerimiz korkmaktadırlar. Bilseler muhakkak korkmayıp hepside tövbeye koşacaklardır.
Tövbeden korkutan 2. ci sebep:tövbesinde duramazsa çarpılacağı Hakikaten böyle bir şey varmıdır? Yoksa bu laf nereden çıktı?
Tövbesinde duramayan katiyetle çarpılmaz.
Kur'an-ı Kerim, Hadis Kitapları, Büyük Mürşidlerin hayatlarını ve menkıbe, kerametlerini anlatan hiçbir kitapta tövbesinde duramıyanın çarpıldığına dair en küçük bir hadiseye rastlanmaz, insanları çok ayetlerinde tövbeye çağıran Allah'u Teala'nm böyle bir adeti yoktur, ilerde tövbesinde duramayanlar diye ayrı bir mevzuda bu mesele çok açık olarak anlaşılacaktır
Bu çarpılma lafı nereden çıktı?
Allah'ın Askerleri olan Mürşitler nasıl bizi mane*vi düşmanlarımıza karşı koruyorlarsa, Allah da ken*di Askerlerini (Mürşitleri) her türlü gizli ve açık düş*manlardan korur. Allah'ın kendi askerlerini korumaktaki gayreti o kadar fazla büyüktür ki insan buna hayran olmaktan başka birşey yapamaz.
Allah'ın Mürşitlerine kim hakaret etse, yahut onun gıyabında kötü söz söylerse, iftira etse onun üzerine Allahu Teala çok kısa zamanda büyük bir bela gönderir ve cezasını verir. Allahu Teala kendi*sine yapılan kötü söz ve iftiralara kıyamete kadar sabreder. Dostlarına (Mürşitlere) yapılana ise cazasini çok tez verir, işte bu lafın çıktığı yer burasıdır, insan Allah'ın Askerlerini her yerde hürmetle anmalı, onlara karşı terbiyesizlik etmemelidir. Onların türbelerine bile yapılan terbiyesizliklerin cezasının nasıl verildiğini gören büyüklerimiz memleketlerimizde çoktur.