Yüce Tanrım, ulu Tanrım; Eğer bir gün bayrağımız yere düşecekse, korkunç bir şekilde canımızı al o günü bize gösterme, eğer bir gün bayrağımız namussuzların eline geçerse bizi acıların en acısı ile cezalandır.
Bağlantıyı görüntüleme izniniz yok, görüntülemek için:
Giriş yapın veya üye olun.
Türk Bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3. maddesine göre, “şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.” Diğer bir ifadeyle Türk Bayrağının şekli, yapımı ve kullanım biçimleri anayasanın değişmez bir maddesi tarafından korunur. Buna ek olarak Türk Bayrağı Kanunu da bulunur.
Bu nedenle Türk insanları için bayrak kutsaldır. Milli bayramlarda insanlar evlerinin balkonuna bayrak asar. Düğünlerde, milli spor maçlarının olduğu günlerde, asker uğurlamalarında, toplumsal olaylarda Türk Bayrağı kullanılır. Türk Bayrağına sözle, yazıyla hareketle ya da herhangi bir şekilde hakaret edilmesi kanun tarafından yasaklanmıştır. Bayrağın yırtılması, yakılması, yere atılması kabul edilemez. Tüm bu durumlara yönelik yasal düzenlemeler mevcuttur, fakat yasalardan önce Türk insanının vicdanı bayrağa yönelik en ufak bir saygısızlığı kabul etmez. Yani Türk insanları için Türk Bayrağının çok özel ve değerli bir yeri vardır.
Türk Bayrağının Tarihi
Türk bayrağının hikayesi hakkında kesin bir bilgi yok. Ancak yine de bayrağın nasıl oluştuğuna dair çeşitli rivayetler var. Bilinen en net bilgi bayrakta bulunan hilal ve yıldızın tarihin çeşitli dönemlerinde Türk ve İslam devletleri tarafından da kullanıldığı yönünde. Özellikle yabancı ülkelerde Hıristiyanlığı haçın, İslamiyeti de hilal ve yıldızdan oluşan bir sembolün temsil ettiği de görülebilir.
Bugün kullanılan Türk bayrağına en yakın bayrağın Osmanlı Devleti döneminde meydana gelen 1. Kosova Savaşı sonrası kullanılmaya başlandığı söylenegelmiştir. Savaş, Osmanlı Devleti’nin zaferiyle sonuçlanmasına rağmen binlerce asker bu savaşta hayatını kaybetmiştir. Rivayete göre savaşın gerçekleştiği 28 Temmuz 1389 günü gökyüzünde belirgin şekilde görünen Jüpiter ve hilal şeklindeki ay, savaş meydanında askerlerden akan kanın üzerine yansıma yapmış ve bugünkü Türk bayrağına benzer bir şekil oluşmuştur.
Ayrıca günümüzdeki astronomi araçlarıyla yapılan araştırmalarda 28 Temmuz 1389 günü, Kosova semalarındaki gök cisimlerinin bugünkü Türk bayrağını andıran bir pozisyonda olduğunu da görebilmekteyiz.
Buna karşın bugünkü Türk bayrağına en yakın kullanımın 18. yüzyılda, Osmanlı Devleti Hükümdarı 3. Selim zamanında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu durum ise 14. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasındaki 400 yıllık zamanı açıklama konusunda Kosova Savaşı hikayesinin doğruluğunu sorgulamaya neden oluyor.
1839 yılında Osmanlı Devleti içinde çeşitli reformların uygulamaya konmasına yol açan Tanzimat Döneminde Sultan Abdülmecit, o zamana kadar 8 köşeli olan yıldızın 5 köşeli yıldız haline getirilmesini sağlamıştır. 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti döneminde ise 29 Mayıs 1936 günü Türk bayrağının şekil ve kullanımına yönelik bir yasa çıkarılmış, bu yasaya 25 Ocak 1985 günü Bakanlar Kurulu tarafından da bayrağın ölçülerine yönelik bir ekleme yapılmıştır.
Bayrağın üretiminde aşağıda belirtilen oranlara uymak Türk Bayrağı Kanunu tarafından zorunlu tutulmuştur.
Türk Bayrağının Anlamı
1.Kosova Savaşı esnasında şehit askerlerin kanıyla oluşan kan gölünün üstüne yansıyan hilal ve yıldız görüntüsüne yapılan ithaflar nedeniyle Türk bayrağının kan renginde olduğu, bu bayrağı ve devleti savunmak için insanların kanlarını döktükleri düşüncesi yaygın olarak kabul görür. Türk bayrağının kutsal ve değerli kabul edilmesinin nedeni de tam olarak budur. Örneğin yalnızca şehit askerlerin tabutlarına Türk bayrağı örtülür. Bu şerefe en çok Türkiye’yi savunmak için canını feda eden insanların layık olduğu düşünülür.
Türk bayrağındaki hilalin İslam dinini temsil ettiği, yıldızın ise bağımsızlığı temsil ettiği düşünülür. İnsanların zihinlerindeki düşüncelerden öte, her ne olursa olsun Türk bayrağı, hem Türkiye’de yaşayan insanlar için hem de Türkiye’ye sevgi ve sempatiyle yaklaşan dost ülke insanları için güven verici bir simgedir.