Rugan (lake) üstüne gerçekçi motifler taşıyan ciltlerle birlikte, “yekşah” adı verilen türün yaygınlaşmaya başladığı görülür. Önceleri kullanılan motiflerdeki çiçeklerin yanı sıra, gül, karanfil, yabangülü, lale, narçiçeği, lotus, haşhaş, nilüfer, sümbül ağırlık kazanır. Bu motifler bazen serpiştirilerek, bazen buket, bazen de tekli, çiftli, üçlü bordürler içinde ve ince bir sanat beğenisi yanında ince bir sanat özenini de yansıtan ciltleri süsler. 18. yy. ciltlerinin öbür özellikleri arasında, deri üstüne sırma işleme ile halkar tezyinatı (noktalı süsleme) kullanılması ve cilt kapakları üstüne sanatçıların imzalarını koymaları sayılabilir.
18. yy. sonlarından başlayıp, 19. yy’da süregelen bazı dış etkiler, Türk cilt sanatının ana yapısını pek değiştirmemiştir. Ama barok ve rokoko üsluplarının etkisi, az da olsa klasik Türk ciltçiliğine yansımıştır. Dönemin belirgin özelliği, kapak kompozisyonlarında deforme olmuş şemse, köşebent ve bordürler, kartuşlar ve buketler biçiminde rengarenk çiçeklerden yapılan süslemelerdir. Osmanlı Imparatorluğu’nun çöküş dönemine girmesiyle birlikte kendini gösteren parasal sıkıntılar, sanatın her dalında olduğu gibi Türk ciltçiliğini de etkilemiş, 20. yy’ın başlarından sonra klasik Türk ciltçiliğinin yerini, çağdaş ciltçilik almıştır.
18. yy. sonlarından başlayıp, 19. yy’da süregelen bazı dış etkiler, Türk cilt sanatının ana yapısını pek değiştirmemiştir. Ama barok ve rokoko üsluplarının etkisi, az da olsa klasik Türk ciltçiliğine yansımıştır. Dönemin belirgin özelliği, kapak kompozisyonlarında deforme olmuş şemse, köşebent ve bordürler, kartuşlar ve buketler biçiminde rengarenk çiçeklerden yapılan süslemelerdir. Osmanlı Imparatorluğu’nun çöküş dönemine girmesiyle birlikte kendini gösteren parasal sıkıntılar, sanatın her dalında olduğu gibi Türk ciltçiliğini de etkilemiş, 20. yy’ın başlarından sonra klasik Türk ciltçiliğinin yerini, çağdaş ciltçilik almıştır.