UBUT:Ar, edep, tevazu, alçak gönüllülük
UC: Uç, sınır
UCAS: İddia, bahis
UCUD: Yeryüzü, dünya
UCUN: Uçta, sınırda, kenarda, uçbeyi
UÇ: 1- Son, bitim, sınır, kıyı 2- Aşırılık, ekstrem 3- Herhangi bir nesnenin sivri kısmı
4- Ordu kanadı, kol, cenah
UÇA: 1- Koruma, himaye, arka 2- Uç, sınır, limit 3- Kendini aşmış, yüksek, ulu
UÇAR: 1- Haber, havadis 2- Kanıt, delil 3- Göğe yakın, Tanrıya yakın, dindar 4- Uçarı,
vurdumduymaz
UÇBEY: birl. Uç/Bey
Sınır karakollarında görev yapan askeri birlik komutanı
UÇGUN: 1- Kam, baksı, kendinden geçmiş, transa girmiş 2- Kıvılcım
UÇKAN: Uçan, uçucu
UÇKARA: birl. Uç/Kara ..Sırtı renkli, kanatları kara bir kuş türü
UÇKUN: Uçuk, kendinden geçmiş, ateşli, heyecanlı
UÇMAĞ: (Uçmak) Cennet
UÇSIZ: Sınırsız, geniş, büyük, alabildiğine..
UÇUK: Uçmuş, kendinden geçen, mest olan kam, baksı
UÇUMAK: Uçmak, cennet
UÇUR: Devir, dönem
UÇURAN: Kam
UÇURUM: Son, uzak, uzak nokta, uçulan, uzaklaşılan, yüksek ve derin dağ yamacı, yar
UÇUZ: birl. Uç/Uz 1- Alçak gönüllü 2- Basit, kolay
UD: (Ut) 1- Arka, geri, ardından gitme, takip 2- karşılaşma, çatışma, yenme, utku 3- Uyuma, uyku
UDAR: 1- Takipçi, peşini bırakmayan, kovalayan 2- Yener, galip gelir
UDU: Uyku
UDUK: Uyanık, diri
UDUM: Art arka, arkası sıra
UDUN: 1- Hüner, beceri 2- Sönmüş, sönük
UDUZ: 1- Mürşit, yol gösteren, ardından gidilen 2- Yollayan, sevk eden
UGAN: Kaadir, yaratan ve hükmeden, Ali, yüksek, kudretli
Çok eski dönemlerden beri, Tanrı ve Tanrı sıfatı olarak kullanılan bu sözcük, Türklerin ilk
Müslüman oldukları dönemlerde de, bir süre Tanrı adı olarak kullanılmıştır.
UGIN: Fikir, düşünce
UGIŞ: Zeka, üretkenlik
UGUZ: Kutlu, mübarek
UĞRAK: 1- başvurulan kişi, bilge ve deneyimli kişi 2- Savaşa giderken, Askerlerin, aile ya da
eşyalarını topluca bıraktıkları yer 3- Uğranılan yer
UĞRAŞ: 1- Düşünce, tasarı, iş, çaba, meslek 2- Mücadele, savaşım, savaş, Karşılaşma, karşı karşıya gelme
UĞRAŞI: Meslek, iş, çaba, savaşım, geçim
UĞRUK: Savaşa giderken, askerlerin eşyalarını bıraktıkları yer
UĞRUN: Yan bakış, gizlice bakış
UĞUR: 1- Baht, talih, iyilik, güzellik, kut, bolluk, bereket 2- Süre, zaman
UĞURAL: Uğurlu, kutlu, bahtı açık
UĞURÇAL: birl. Uğur/Çal (Sürmek, değdirmek)
UĞUŞ: Akraba, hısım, kan bağıyla birbirine bağlı kişilerden her biri
UKUŞ: Zeka, akıl, yetenek
UL: 1- Temel, esas, kök, oluş, oluşum, doğuş 2- İşaret, nişan, iz
ULA: Temel, esas, esaslı
ULAÇ: 1- Ulaştıran, bağlayan, bağlayıcı 2- İsabet 3- Tim, takım, müfreze
ULAÇLI: Ulaştıran, ulak
ULAĞ: 1- Soy, nesil 2- Maiyet, bütünlük 3- ulak, haberci 4- Bağ, zincir
ULAK: 1- Ulaştırıcı, ulaştıran, haberci, bağlantı sahibi
ULAKÇI: Haberci, ulaştırıcı, bağlayıcı, bağlantı
ULAM: 1- Eklenmiş, katılmış, tim, müfreze 2- Dizi, dizili, bağlı, dizgi 3- yetenek, yetenekli
4- Ululama, selamlama, temenna
ULAN: 1- Bağlayan, bağlayıcı, birleştirici, etkileyici 2- Ulu, ululanmış, saygıdeğer, söz dinleten 3- Taze, tazelik, gençlik, genç, cıvan
ULANBATUR: birl. Ulan/Batur Ünlü ve ulu kahraman
ULANDI: Ululandı, kutsandı, kutlu
ULANMIŞ: Ulu, kutsal, mübarek, saygıdeğer
ULAR: 1- Bağlayan, birleştiren, birleştirici 2- Erkek keklik
ULAŞ: 1- Ululuk, ululaşma, yücelik 2- Oluş, temel, kök, soy, soyluluk 3- yetişme, kavuşma
Ulaşılacak olan, bağlanılacak olan, ülkü, ideal 4- uluyuş, kurt gibi uluma 5- Savaş uranı,
savaş narası 6- Kent, kent arazisi 7- İsabet
ULAŞLU: 1- Amaçlı, idealist, ne istediğini bilen 2- Ulaşıcı, bağlayıcı, birleştirici
3- Kentli, zengin, varlıklı
ULAT: Bağlayıcı, birleştirici
ULCA: 1- Ezeli, eskiden beri var olan 2- Pay, ganimet, savaş ganimeti
ULCAŞ: 1- Tazim, ululama, büyükleme 2- Bölüşüm, paylaşım, ganimet
ULDIZ: Yıldız
ULIÇ: Yavru, yaren, sevilen ve korunan
ULIÇIM: Yavru, yavrucak
ULIG: Uluma, yakınma, sızlanma
ULIŞ: Uluyuş, kurt gibi ulayış
ULU: (Ulug, Uluğ) Yüce, yüksek, mübarek
ULUCA: 1- Ululuğa yakın, saygıdeğer, hürmetli 2- Üst düzey yönetici, erk sahibi
ULUÇ: 1- Temel, esas, oluş, ulaş 2- Bağ, bağlantı, ilişki 3- Uluyuş, uluma
ULUĞAYGUÇİ: birl. Ulu/Ayguçi
Göktürkler ve özellikle Uygurlar döneminde başbakan ( sadrazam, baş vezir) unvanı olarak
kullanılmıştır.
ULUĞNOYAN: birl. Ulu/Noyan
Çengiz Kagan döneminde “Başkomutanlık” sıfatı olarak kullanılan bir unvan
ULUKOYUN: birl. Ulu/Koyun
Yakut destanlarında adı geçen “Ateş Tanrısı”
ULULA: Yücelt, yükselt, mübarek kıl
ULUM: Debdebe, şaşa, gösteriş
ULUN: (Ulan, İlun) Ulu, ululanmış
ULUNYEGE: birl. Ulun/Yeke Sözü dinlenen, saygı duyulan, bilgi ve deneyimine başvurulan hanım
ULURAK: Ulu, kebir, en büyük
ULUS: 1- Ul (Temel, kök, esas) dan...Ul/Uz 2- Ülüş, bölüm, kesim, topluluk...dan boy, halk, millet,budun (Uygurlarda)
ULUŞ: Pay, bölüm
ULUTOYUN: birl. Ulu/Toyun
Yakut destanlarında, kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen Tanrı
UMAK: Irk, soy, kemik
UMAN: Umutlu, bekleyen
UMANÇ: 1- Umutluluk 2- İntizar
UMAR: Umutlu
UMAY: Koruyucu, şefkatli, iyiliksever
Eski dönem, Tanrıçalarından ( Halen, Altay ve tüm Kuzey Türkleri arasında çocukları sevip,
koruduğuna inanılır)
UMDI: Arzu, beklenti
UMDU: Ümit, ümitli
UMUCA: Umutlu bekleyiş
UMUÇ: Rica, yakarış, beklenti
UMUG: 1- Ümit, destek, dayanak 2- Sığınma, iltica
UMUNÇ: Rica, beklenti
UMUR: Umar, ümitli
UMUŞ: Beklenti
UMUT: Umuş, ümit, beklenti
UNAT: Doğru, yerinde, uygun, olgun, yeterli
UNGAN: (Ungan) 1- Bağlı, bağımlı 2- Bahtiyar, doğru yolda olan
UR: 1- Uğur, baht, mutluluk 2- Vur, vurmak, darbe
URAGUT: Dişi, üretken, tohum, tohumluk
URAK: Orak, doğrayıcı, biçici
URAN: 1- Savaş narası, nara 2- Vuran, vurma eyleminde bulunan, döven 3- parola
URAS: 1-Kut, baht, mutluluk 2- Ateş bakışlı
URAZ: Uras, kut, baht
URAZLI: Mutlu, bahtiyar
URKU: Uğur, baht, talih
URPAK: (Urpağ) 1- Evlat, uşak 2- Kibar, nazik
URUK: 1- Boy, ok, ulus 2- Vuruk, vurgun
URUL: 1- Tür, cins 2- Örs
URULU: Cins, soylu
URUM: 1- Şeref, onur, haysiyet 2- Meleke, beceri, yatkınlık
URUMDAY: Panzehir ve tedavi için kullanılan bir taş
URUN: 1- Orun, şeref, itibar 2- Miktar, adet
URUNÇA: 1- Şerefli, onurlu 2- Emanet, rehin
URUNGU: 1- Şeref, onur, haysiyet, onurlu davranış 2- Eğitim ve talim kılıcı
URUS: 1- Orus, uras, uraz) 2- Uruş, kırış, savaş
URUŞ: Vuruş, döğüş, kırış, savaş
URUŞKAN: Savaşçı, cengaver
URUT: 1- Aşama, merhale 2- Amaç, maksat, hedef
URUZ: 1- Uraz, uras 2-Vuruş, dövüş
US: Öz, töz, yeti, anlayış gücü, akıl, zeka, uzluk
USAN: Uslu, akıllı, usta, uzman
USBOL: birl. Us/Bol ..Dahi, üstün zekalı
USLU: Akıllı, uzman, üstad
USLUM: Becerikli, mahir
USLUY: Deneyimli, tecrübeli
USUK: Uslu, akıllı, zeki
USUN: 1- Uzun, uzman, derin, engin, deneyimli 2- Gerçek, sahih
UŞAK: Çocuk, genç, taze, ufaklık
UTA: 1- Tedavi, onarım, tamir, iyileştirme 2- Zafer, galibiyet
UTACI: Doktor, eczacı, iyileştirici
UTAMAN: 1- Utkan, galip, muzaffer 2- Eczacı, doktor 3- Edepli, mahçup, sıkılgan
UTAN: 1- Galip, muzaffer 2- Utanma, ar, mahçubiyet
UTANGAN: Utangaç, mahçup, kendi kendini sıkan
UTAR: 1- Yener, utkan, galip 2- İyileştirici 3- Kovalayan, takip eden
UTAŞ. 1- Yardım, imdat 2- Galibiyet, zafer, utku 3- Takip, kovalamaca
UTGUÇU: Galip, muzaffer
UTKU: Zafer, galibiyet, yenme, üstün gelme, güçlüklerden sonra ulaşılan mutlu son
UTLU: 1- Galip, muzaffer 2- Sıkılgan, mahçup
UTUGLU: Galip, muzaffer
UTUŞ: Yenme, galibiyet, zafer
UVUT: Utanma duygusu, edep, ar
UYAN: 1- Dikkat, itina, dikkatlilik, tedbir 2- İman, inanç
UYANIK: Dikkatli, tedbirli
UYAR: Uyumlu, uygun
UYAV: Uyanık, fatin, ferasetli
UYDAÇI: Mürşid, yol gösteren, öğretmen
UYGAN: 1- Uyumlu, geçimli, uysal 2- Bağlı, tabi, muti
UYGAR: (Uygur) çağdaş, uyumlu, uygun, uyarlı, medeni
UYGU: Ahenk, uyum
UYGUL: Uyumlu
UYGUN: 1- Yakışıklı, güzel, elverişli 2- Geçimli, dirlikçi, imtizaçlı
UYGUR: (uygar)
Türk boyları içinde, bu günkü anlamda bir kentleşmeye ilk başlayan Türk boyu. Kağıdı,
akapunkturu, matbaayı, tekstil sanayiini ve daha birçok buluşu gerçekleştiren Türk boyu
UYGUT: Uyumlu, ahenkli, uygar
UYGUTALP: birl. Uygut/Alp
UYLAŞ: 1- Uyum, geçim, dirlik, düzen 2- Fikir, düşünce, tefekkür
UYLAŞI: Uyum, geçim, barış
UYSAL: uyumlu, efendi,yumuşak başlı, halim, selim
UYTUN: Kutlu, mübarek
UYUM: Uygunluk, denklik, ahenk, armoni
UZ: Us, öz, erk, yetme, beceri, başarı, açılma, uzama, genişleme, açılım, yayılım
UZA: 1- uzay, genişlik, uzunluk, yaygınlık 2- Eski, eskiye dayalı, kadim, mazi 3- Geçiş, geçit
UZAK. 1- Uzman, usta, sanatkar 2- Güçlü, egemen, başarılı
UZAM: Uzmanlaşmış, ustalaşmış, usta
UZAN: Uzman, usta, akıllı, bilgili, sanatçı, pir
UZAY: Feza, gök boşluğu, uzamış, genişlemiş, geniş
UZDU: Ezeli, çok eski, kadim
UZEL: birl. Uz/El Usta, maharetli, becerikli, sanat erbabı
UZELLİ: Usta, maharetli, elinden iş gelen
UZLUK: İhtisas, uzmanlık
UZMA: Kalifiye, uzman, pir
UZMAN: Usta, pir, otorite
UZUG: Uyanık, dikkatli, müteyakkız
UZUN: (Usun) 1- Uzman, pir, becerikli, iş bitirici 2- yaygın, geniş 3- kalıcı, daimi
ÜÇ:Üç sayısı. (Türklerin, dokuz, kırk gibi, uğurlu saydığı sayılardan)
ÜGE: (Üyge) Ünlü, meşhur
ÜGİT: Öğüt, nasihat, propaganda, ajitasyon
ÜĞDÜL: Bahşiş, ihsan
ÜKELGE: Armağan, bahşiş
ÜLEGÜ: Bölüm, kısım, pay
ÜLEŞÜR: Bölüşüm, paylaşım, paylaşımcı
ÜLGEN: 1- Ulu, kebir 2- İri, büyük, heybetli, geniş
Eski dönem Tanrılarından ( Türk mitolojisinde İyilik Tanrısı)
ÜLGİ: Örnek, numune
ÜLGÜDÜR: Örnek, numune
ÜLGÜT: Örnek, numune
ÜLKE: Bölüm, parça, toprak, diyar, memleket, vatan, yurt
ÜLKEM: Ülke, memleket sevgisi
ÜLKEN: (Ülgen)
ÜLKER: 1- yıldızlar topluluğu, yıldız kümesi 2- Yedi kardeşler de denen bir yıldız grubu 3- Kadife,peşkir,gibi dokumaların üzerindeki, ince tüy, hav
ÜLKER ÇERİĞ: Savaş hilesi, savaş taktiği
ÜLKÜ: 1- İdeal, hedef, olacağına inanılan..”Olan, değil, olması gereken..” 2- Prensip, adet, düstur 10- Üleşme, bölüşme, pay, pay ortaklığı
ÜLKÜCÜ: Ülkü sahibi, olması gerekeni düşünen
ÜLKÜDAŞ: Aynı ülküyü benimseyen ve aynı ülküyü paylaşan kimse
ÜLKÜM: Ülkü sevgisi
ÜLÜGLÜ: Talihli, kısmetli,bahtı açık
ÜLÜK: (ülüg) Kısmet, nasip, pay
ÜLÜKBULMUŞ: birl. Ülük/Bulmuş
Uygur kağanlarının unvanlarından
ÜLÜŞ: 1- Bölüş, bölüm, bölünen, pay 2- Konuk payı, komşu payı, ailenin ihtiyaçları dışında, konu-komşu için ayrılan ve saklanan pay
ÜMİT: Umut ÜN: 1- Ses, seda 2- Şöhret, nam
ÜNAL: 1- Ün/Al 2- İnal (Han soyundan gelen, soylu ve imtiyazlı bey)
ÜNALDI: birl. Ün/Aldı Ünlü, meşhur
ÜNDEV: Namlı, meşhur
ÜNLÜ: 1- Meşhur, namlı, tanınmış 2- Gür sesli, sesini duyuran
ÜREGEN: Bereketli, münbit
ÜREGİR: Bolluk, bereket, üretkenlik
ÜREK: Yürek, kalp
ÜREKLÜ: Cesur, yiğit
ÜRENTUYUN: birl. Üren/Tuyun
Eski dönem, Yakut Tanrı adlarından
ÜRGAN: Kıvılcım, şerare
ÜRGÜÇ: Körük, demirci körüğü
ÜRK: Dehşet, korku, çekince
ÜRKMEZ: Cesur, korkusuz
ÜRKÜT: Ürkütücü, dehşet verici
ÜRÜK: Süregen, daimi
ÜRÜN: Döl, verim, ekin, üremiş, üretilmiş olan
ÜRÜNDÜK: Verimli, seçkin, güzide
ÜRÜNDÜL: Seçkin, güzide
ÜRÜNG: 1- Maneviyat, manevi güç, 2- Temiz, pak
ÜSTE: Galip, faik
ÜSTEK: Üstün, galip, faik
ÜSTÜN: Üstte olan, galip, faik, muzaffer
ÜSTÜNGÜ: Üstün gelme, üste çıkma, mertebe atlama, derece
ÜTGÜR: Hızlı, seri, çabuk
ÜYEN: 1- İlkeli, özüne bağlı 2- İyilik sever, temiz yürekli
ÜYGE: İyi, yararlı, zararsız
ÜYGEN: İyilik dolu, temiz kalpli
ÜYGENARIK: birl. Üygen/Arık
Altay, Tuva, Sogay destanlarında adı geçen bir Tanrıça
ÜZBE: Üzgün, kızgın, dargın, darlanmış, mahzun, sıkıntılı
ÜZLÜNÇÜĞ: Olağanüstü, fevkalade
ÜZÜT: Can, ruh, öz, tin
UC: Uç, sınır
UCAS: İddia, bahis
UCUD: Yeryüzü, dünya
UCUN: Uçta, sınırda, kenarda, uçbeyi
UÇ: 1- Son, bitim, sınır, kıyı 2- Aşırılık, ekstrem 3- Herhangi bir nesnenin sivri kısmı
4- Ordu kanadı, kol, cenah
UÇA: 1- Koruma, himaye, arka 2- Uç, sınır, limit 3- Kendini aşmış, yüksek, ulu
UÇAR: 1- Haber, havadis 2- Kanıt, delil 3- Göğe yakın, Tanrıya yakın, dindar 4- Uçarı,
vurdumduymaz
UÇBEY: birl. Uç/Bey
Sınır karakollarında görev yapan askeri birlik komutanı
UÇGUN: 1- Kam, baksı, kendinden geçmiş, transa girmiş 2- Kıvılcım
UÇKAN: Uçan, uçucu
UÇKARA: birl. Uç/Kara ..Sırtı renkli, kanatları kara bir kuş türü
UÇKUN: Uçuk, kendinden geçmiş, ateşli, heyecanlı
UÇMAĞ: (Uçmak) Cennet
UÇSIZ: Sınırsız, geniş, büyük, alabildiğine..
UÇUK: Uçmuş, kendinden geçen, mest olan kam, baksı
UÇUMAK: Uçmak, cennet
UÇUR: Devir, dönem
UÇURAN: Kam
UÇURUM: Son, uzak, uzak nokta, uçulan, uzaklaşılan, yüksek ve derin dağ yamacı, yar
UÇUZ: birl. Uç/Uz 1- Alçak gönüllü 2- Basit, kolay
UD: (Ut) 1- Arka, geri, ardından gitme, takip 2- karşılaşma, çatışma, yenme, utku 3- Uyuma, uyku
UDAR: 1- Takipçi, peşini bırakmayan, kovalayan 2- Yener, galip gelir
UDU: Uyku
UDUK: Uyanık, diri
UDUM: Art arka, arkası sıra
UDUN: 1- Hüner, beceri 2- Sönmüş, sönük
UDUZ: 1- Mürşit, yol gösteren, ardından gidilen 2- Yollayan, sevk eden
UGAN: Kaadir, yaratan ve hükmeden, Ali, yüksek, kudretli
Çok eski dönemlerden beri, Tanrı ve Tanrı sıfatı olarak kullanılan bu sözcük, Türklerin ilk
Müslüman oldukları dönemlerde de, bir süre Tanrı adı olarak kullanılmıştır.
UGIN: Fikir, düşünce
UGIŞ: Zeka, üretkenlik
UGUZ: Kutlu, mübarek
UĞRAK: 1- başvurulan kişi, bilge ve deneyimli kişi 2- Savaşa giderken, Askerlerin, aile ya da
eşyalarını topluca bıraktıkları yer 3- Uğranılan yer
UĞRAŞ: 1- Düşünce, tasarı, iş, çaba, meslek 2- Mücadele, savaşım, savaş, Karşılaşma, karşı karşıya gelme
UĞRAŞI: Meslek, iş, çaba, savaşım, geçim
UĞRUK: Savaşa giderken, askerlerin eşyalarını bıraktıkları yer
UĞRUN: Yan bakış, gizlice bakış
UĞUR: 1- Baht, talih, iyilik, güzellik, kut, bolluk, bereket 2- Süre, zaman
UĞURAL: Uğurlu, kutlu, bahtı açık
UĞURÇAL: birl. Uğur/Çal (Sürmek, değdirmek)
UĞUŞ: Akraba, hısım, kan bağıyla birbirine bağlı kişilerden her biri
UKUŞ: Zeka, akıl, yetenek
UL: 1- Temel, esas, kök, oluş, oluşum, doğuş 2- İşaret, nişan, iz
ULA: Temel, esas, esaslı
ULAÇ: 1- Ulaştıran, bağlayan, bağlayıcı 2- İsabet 3- Tim, takım, müfreze
ULAÇLI: Ulaştıran, ulak
ULAĞ: 1- Soy, nesil 2- Maiyet, bütünlük 3- ulak, haberci 4- Bağ, zincir
ULAK: 1- Ulaştırıcı, ulaştıran, haberci, bağlantı sahibi
ULAKÇI: Haberci, ulaştırıcı, bağlayıcı, bağlantı
ULAM: 1- Eklenmiş, katılmış, tim, müfreze 2- Dizi, dizili, bağlı, dizgi 3- yetenek, yetenekli
4- Ululama, selamlama, temenna
ULAN: 1- Bağlayan, bağlayıcı, birleştirici, etkileyici 2- Ulu, ululanmış, saygıdeğer, söz dinleten 3- Taze, tazelik, gençlik, genç, cıvan
ULANBATUR: birl. Ulan/Batur Ünlü ve ulu kahraman
ULANDI: Ululandı, kutsandı, kutlu
ULANMIŞ: Ulu, kutsal, mübarek, saygıdeğer
ULAR: 1- Bağlayan, birleştiren, birleştirici 2- Erkek keklik
ULAŞ: 1- Ululuk, ululaşma, yücelik 2- Oluş, temel, kök, soy, soyluluk 3- yetişme, kavuşma
Ulaşılacak olan, bağlanılacak olan, ülkü, ideal 4- uluyuş, kurt gibi uluma 5- Savaş uranı,
savaş narası 6- Kent, kent arazisi 7- İsabet
ULAŞLU: 1- Amaçlı, idealist, ne istediğini bilen 2- Ulaşıcı, bağlayıcı, birleştirici
3- Kentli, zengin, varlıklı
ULAT: Bağlayıcı, birleştirici
ULCA: 1- Ezeli, eskiden beri var olan 2- Pay, ganimet, savaş ganimeti
ULCAŞ: 1- Tazim, ululama, büyükleme 2- Bölüşüm, paylaşım, ganimet
ULDIZ: Yıldız
ULIÇ: Yavru, yaren, sevilen ve korunan
ULIÇIM: Yavru, yavrucak
ULIG: Uluma, yakınma, sızlanma
ULIŞ: Uluyuş, kurt gibi ulayış
ULU: (Ulug, Uluğ) Yüce, yüksek, mübarek
ULUCA: 1- Ululuğa yakın, saygıdeğer, hürmetli 2- Üst düzey yönetici, erk sahibi
ULUÇ: 1- Temel, esas, oluş, ulaş 2- Bağ, bağlantı, ilişki 3- Uluyuş, uluma
ULUĞAYGUÇİ: birl. Ulu/Ayguçi
Göktürkler ve özellikle Uygurlar döneminde başbakan ( sadrazam, baş vezir) unvanı olarak
kullanılmıştır.
ULUĞNOYAN: birl. Ulu/Noyan
Çengiz Kagan döneminde “Başkomutanlık” sıfatı olarak kullanılan bir unvan
ULUKOYUN: birl. Ulu/Koyun
Yakut destanlarında adı geçen “Ateş Tanrısı”
ULULA: Yücelt, yükselt, mübarek kıl
ULUM: Debdebe, şaşa, gösteriş
ULUN: (Ulan, İlun) Ulu, ululanmış
ULUNYEGE: birl. Ulun/Yeke Sözü dinlenen, saygı duyulan, bilgi ve deneyimine başvurulan hanım
ULURAK: Ulu, kebir, en büyük
ULUS: 1- Ul (Temel, kök, esas) dan...Ul/Uz 2- Ülüş, bölüm, kesim, topluluk...dan boy, halk, millet,budun (Uygurlarda)
ULUŞ: Pay, bölüm
ULUTOYUN: birl. Ulu/Toyun
Yakut destanlarında, kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen Tanrı
UMAK: Irk, soy, kemik
UMAN: Umutlu, bekleyen
UMANÇ: 1- Umutluluk 2- İntizar
UMAR: Umutlu
UMAY: Koruyucu, şefkatli, iyiliksever
Eski dönem, Tanrıçalarından ( Halen, Altay ve tüm Kuzey Türkleri arasında çocukları sevip,
koruduğuna inanılır)
UMDI: Arzu, beklenti
UMDU: Ümit, ümitli
UMUCA: Umutlu bekleyiş
UMUÇ: Rica, yakarış, beklenti
UMUG: 1- Ümit, destek, dayanak 2- Sığınma, iltica
UMUNÇ: Rica, beklenti
UMUR: Umar, ümitli
UMUŞ: Beklenti
UMUT: Umuş, ümit, beklenti
UNAT: Doğru, yerinde, uygun, olgun, yeterli
UNGAN: (Ungan) 1- Bağlı, bağımlı 2- Bahtiyar, doğru yolda olan
UR: 1- Uğur, baht, mutluluk 2- Vur, vurmak, darbe
URAGUT: Dişi, üretken, tohum, tohumluk
URAK: Orak, doğrayıcı, biçici
URAN: 1- Savaş narası, nara 2- Vuran, vurma eyleminde bulunan, döven 3- parola
URAS: 1-Kut, baht, mutluluk 2- Ateş bakışlı
URAZ: Uras, kut, baht
URAZLI: Mutlu, bahtiyar
URKU: Uğur, baht, talih
URPAK: (Urpağ) 1- Evlat, uşak 2- Kibar, nazik
URUK: 1- Boy, ok, ulus 2- Vuruk, vurgun
URUL: 1- Tür, cins 2- Örs
URULU: Cins, soylu
URUM: 1- Şeref, onur, haysiyet 2- Meleke, beceri, yatkınlık
URUMDAY: Panzehir ve tedavi için kullanılan bir taş
URUN: 1- Orun, şeref, itibar 2- Miktar, adet
URUNÇA: 1- Şerefli, onurlu 2- Emanet, rehin
URUNGU: 1- Şeref, onur, haysiyet, onurlu davranış 2- Eğitim ve talim kılıcı
URUS: 1- Orus, uras, uraz) 2- Uruş, kırış, savaş
URUŞ: Vuruş, döğüş, kırış, savaş
URUŞKAN: Savaşçı, cengaver
URUT: 1- Aşama, merhale 2- Amaç, maksat, hedef
URUZ: 1- Uraz, uras 2-Vuruş, dövüş
US: Öz, töz, yeti, anlayış gücü, akıl, zeka, uzluk
USAN: Uslu, akıllı, usta, uzman
USBOL: birl. Us/Bol ..Dahi, üstün zekalı
USLU: Akıllı, uzman, üstad
USLUM: Becerikli, mahir
USLUY: Deneyimli, tecrübeli
USUK: Uslu, akıllı, zeki
USUN: 1- Uzun, uzman, derin, engin, deneyimli 2- Gerçek, sahih
UŞAK: Çocuk, genç, taze, ufaklık
UTA: 1- Tedavi, onarım, tamir, iyileştirme 2- Zafer, galibiyet
UTACI: Doktor, eczacı, iyileştirici
UTAMAN: 1- Utkan, galip, muzaffer 2- Eczacı, doktor 3- Edepli, mahçup, sıkılgan
UTAN: 1- Galip, muzaffer 2- Utanma, ar, mahçubiyet
UTANGAN: Utangaç, mahçup, kendi kendini sıkan
UTAR: 1- Yener, utkan, galip 2- İyileştirici 3- Kovalayan, takip eden
UTAŞ. 1- Yardım, imdat 2- Galibiyet, zafer, utku 3- Takip, kovalamaca
UTGUÇU: Galip, muzaffer
UTKU: Zafer, galibiyet, yenme, üstün gelme, güçlüklerden sonra ulaşılan mutlu son
UTLU: 1- Galip, muzaffer 2- Sıkılgan, mahçup
UTUGLU: Galip, muzaffer
UTUŞ: Yenme, galibiyet, zafer
UVUT: Utanma duygusu, edep, ar
UYAN: 1- Dikkat, itina, dikkatlilik, tedbir 2- İman, inanç
UYANIK: Dikkatli, tedbirli
UYAR: Uyumlu, uygun
UYAV: Uyanık, fatin, ferasetli
UYDAÇI: Mürşid, yol gösteren, öğretmen
UYGAN: 1- Uyumlu, geçimli, uysal 2- Bağlı, tabi, muti
UYGAR: (Uygur) çağdaş, uyumlu, uygun, uyarlı, medeni
UYGU: Ahenk, uyum
UYGUL: Uyumlu
UYGUN: 1- Yakışıklı, güzel, elverişli 2- Geçimli, dirlikçi, imtizaçlı
UYGUR: (uygar)
Türk boyları içinde, bu günkü anlamda bir kentleşmeye ilk başlayan Türk boyu. Kağıdı,
akapunkturu, matbaayı, tekstil sanayiini ve daha birçok buluşu gerçekleştiren Türk boyu
UYGUT: Uyumlu, ahenkli, uygar
UYGUTALP: birl. Uygut/Alp
UYLAŞ: 1- Uyum, geçim, dirlik, düzen 2- Fikir, düşünce, tefekkür
UYLAŞI: Uyum, geçim, barış
UYSAL: uyumlu, efendi,yumuşak başlı, halim, selim
UYTUN: Kutlu, mübarek
UYUM: Uygunluk, denklik, ahenk, armoni
UZ: Us, öz, erk, yetme, beceri, başarı, açılma, uzama, genişleme, açılım, yayılım
UZA: 1- uzay, genişlik, uzunluk, yaygınlık 2- Eski, eskiye dayalı, kadim, mazi 3- Geçiş, geçit
UZAK. 1- Uzman, usta, sanatkar 2- Güçlü, egemen, başarılı
UZAM: Uzmanlaşmış, ustalaşmış, usta
UZAN: Uzman, usta, akıllı, bilgili, sanatçı, pir
UZAY: Feza, gök boşluğu, uzamış, genişlemiş, geniş
UZDU: Ezeli, çok eski, kadim
UZEL: birl. Uz/El Usta, maharetli, becerikli, sanat erbabı
UZELLİ: Usta, maharetli, elinden iş gelen
UZLUK: İhtisas, uzmanlık
UZMA: Kalifiye, uzman, pir
UZMAN: Usta, pir, otorite
UZUG: Uyanık, dikkatli, müteyakkız
UZUN: (Usun) 1- Uzman, pir, becerikli, iş bitirici 2- yaygın, geniş 3- kalıcı, daimi
ÜÇ:Üç sayısı. (Türklerin, dokuz, kırk gibi, uğurlu saydığı sayılardan)
ÜGE: (Üyge) Ünlü, meşhur
ÜGİT: Öğüt, nasihat, propaganda, ajitasyon
ÜĞDÜL: Bahşiş, ihsan
ÜKELGE: Armağan, bahşiş
ÜLEGÜ: Bölüm, kısım, pay
ÜLEŞÜR: Bölüşüm, paylaşım, paylaşımcı
ÜLGEN: 1- Ulu, kebir 2- İri, büyük, heybetli, geniş
Eski dönem Tanrılarından ( Türk mitolojisinde İyilik Tanrısı)
ÜLGİ: Örnek, numune
ÜLGÜDÜR: Örnek, numune
ÜLGÜT: Örnek, numune
ÜLKE: Bölüm, parça, toprak, diyar, memleket, vatan, yurt
ÜLKEM: Ülke, memleket sevgisi
ÜLKEN: (Ülgen)
ÜLKER: 1- yıldızlar topluluğu, yıldız kümesi 2- Yedi kardeşler de denen bir yıldız grubu 3- Kadife,peşkir,gibi dokumaların üzerindeki, ince tüy, hav
ÜLKER ÇERİĞ: Savaş hilesi, savaş taktiği
ÜLKÜ: 1- İdeal, hedef, olacağına inanılan..”Olan, değil, olması gereken..” 2- Prensip, adet, düstur 10- Üleşme, bölüşme, pay, pay ortaklığı
ÜLKÜCÜ: Ülkü sahibi, olması gerekeni düşünen
ÜLKÜDAŞ: Aynı ülküyü benimseyen ve aynı ülküyü paylaşan kimse
ÜLKÜM: Ülkü sevgisi
ÜLÜGLÜ: Talihli, kısmetli,bahtı açık
ÜLÜK: (ülüg) Kısmet, nasip, pay
ÜLÜKBULMUŞ: birl. Ülük/Bulmuş
Uygur kağanlarının unvanlarından
ÜLÜŞ: 1- Bölüş, bölüm, bölünen, pay 2- Konuk payı, komşu payı, ailenin ihtiyaçları dışında, konu-komşu için ayrılan ve saklanan pay
ÜMİT: Umut ÜN: 1- Ses, seda 2- Şöhret, nam
ÜNAL: 1- Ün/Al 2- İnal (Han soyundan gelen, soylu ve imtiyazlı bey)
ÜNALDI: birl. Ün/Aldı Ünlü, meşhur
ÜNDEV: Namlı, meşhur
ÜNLÜ: 1- Meşhur, namlı, tanınmış 2- Gür sesli, sesini duyuran
ÜREGEN: Bereketli, münbit
ÜREGİR: Bolluk, bereket, üretkenlik
ÜREK: Yürek, kalp
ÜREKLÜ: Cesur, yiğit
ÜRENTUYUN: birl. Üren/Tuyun
Eski dönem, Yakut Tanrı adlarından
ÜRGAN: Kıvılcım, şerare
ÜRGÜÇ: Körük, demirci körüğü
ÜRK: Dehşet, korku, çekince
ÜRKMEZ: Cesur, korkusuz
ÜRKÜT: Ürkütücü, dehşet verici
ÜRÜK: Süregen, daimi
ÜRÜN: Döl, verim, ekin, üremiş, üretilmiş olan
ÜRÜNDÜK: Verimli, seçkin, güzide
ÜRÜNDÜL: Seçkin, güzide
ÜRÜNG: 1- Maneviyat, manevi güç, 2- Temiz, pak
ÜSTE: Galip, faik
ÜSTEK: Üstün, galip, faik
ÜSTÜN: Üstte olan, galip, faik, muzaffer
ÜSTÜNGÜ: Üstün gelme, üste çıkma, mertebe atlama, derece
ÜTGÜR: Hızlı, seri, çabuk
ÜYEN: 1- İlkeli, özüne bağlı 2- İyilik sever, temiz yürekli
ÜYGE: İyi, yararlı, zararsız
ÜYGEN: İyilik dolu, temiz kalpli
ÜYGENARIK: birl. Üygen/Arık
Altay, Tuva, Sogay destanlarında adı geçen bir Tanrıça
ÜZBE: Üzgün, kızgın, dargın, darlanmış, mahzun, sıkıntılı
ÜZLÜNÇÜĞ: Olağanüstü, fevkalade
ÜZÜT: Can, ruh, öz, tin