Türkiye'de İç Borçlanma
Devlet toplumsal ihtiyaçları gidermek amacıyla giderlerini tespit etmek ve gelirleri ile giderlerini denkleştirmekle yükümlüdür. Bunun için devlet kaynaklarını ve harcamalarını gösterecek bir bütçe oluşturur. Devlet bütçesi devletin bir yıllık dönem içindeki gelir tahminleri ile giderlerini gösteren ve bunların uygulanma ve yürütülmesine izin veren bir kanundur. Diğer bir ifade ile kamu gelirleri kamu harcamalarını karşılamak amacıyla toplanmakta ve bu iki kalem bütçede ayrı ayrı belirtilmektedir. Kamu kesimi harcamalarının olağan gelirlerle karşılanamaması sonucunda bütçe açık vermekte bu açığn finanse edilebilmesi için yeni kaynaklara gereksinim duyulmaktadır. Kamu kesiminin finansman açığı arzu edilmeyen bir durum olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde ve gelişmekte olan ekonomilerde bu açığın etkilerinin meydana getirdiği sorunlar son yıllarda yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Kamu kesimi açığının, harcamaların kısılması ya da vergi gelirlerinin artırılması yoluyla finansmanı kısa vadede mümkün olamadığından diğer finansman araçlarına yönelinmektedir.
Kamu kesimi açıkları ilave vergiler dışında üç temel kaynak kullanılarak kapatılmaya çalışılmaktadır:
- Merkez Bankası Kaynakları (Monetizasyon)
- Dış Borçlanma
- İç Borçlanma
Devletin Merkez Bankası kaynaklarından faydalanması borçlanma (avans) şeklinde olmaktadır. Kamu açığının para basımı ile finansmanı emisyon haminin artırılması ile enflasyon arasındaki doğrudan ilişki sebebiyle ekonomik istikrar açısından tercih edilmemektedir.
Dış borçlanma gerekli kaynakların dış piyasalardan faiz karşılığı elde edilmesidir.
İç borçlanma ise devletin iç piyasadan borçlanmasıdır. Ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde iç borçlanmaya fazlasıyla başvurulmaktadır. Türkiye’de iç borçlanma özellikle 1980’li yıllarda önemli bir finansman kaynağı haline getirilmiştir. Kamu finansman açığının giderilmesinde söz konusu kaynaklardan dış borçlanma dış borç teminin güçlüğü ve maliyeti, Merkez Bankası kaynakları ise yukarda anılan olumsuz etkileri nedeniyle tercih edilmediğinden iç borçlanma en uygun kaynak haline gelmektedir. Bu nedenle Türkiye’de iç borç yönetimi ve iç borçlanmanın dikkatle izlenmesi önem arz etmektedir.
Kaynak: Gençbilim