Türkiye'deki deniz fenerleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
Gemicilerin dostu, tarihin sesiz tanıkları, huzur verici görüntüleri ile deniz fenerleri...

Ülkemiz kıyılarında çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener bulunuyor. Bunlardan 82'i si Karadeniz de, 53 tanesi Marmara da, 85'i Ege kıyılarında, 73'ü Akdeniz de, 23'ü Çanakkale, 38 tanesi de İstanbul da görev yapıyor. Fenerler sadece ışık vermekle kalmıyor. Denizciler için gerekli olan hava raporu, sis işareti yayma, işaret istasyonluğu yapma, bazı fenerlere mahsus özel yansıtma sistemleri ile kayalığa, sığlığa dikkat çekme, olası bir deniz kazasında bunu en kısa zamanda kıyı emniyetine bildirme, kazazedeleri barındırma gibi görevler üstleniyor.


İstanbul'daki deniz fenerleri

Ahırkapı Feneri


Ahırkapı Feneri, İstanbul Ahırkapı semtinde Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'na hizmet veren fenerdir.

Osmanlı döneminde yapılan ilk fener restorasyon kapsamındadır. Fenerin yapılış öyküsü bir deniz kazasına dayanıyor. 1775 yılında Mısır'a gitmekte olan Hacı Kaptan emrindeki bir kalyon Kumkapı'da karaya oturur. Kazayı öğrenen padişah, denizcilerin kurtarılmasında hazır bulunur. Bir denizci "Eğer burada ve bu surlar üzerinde bir fener yapılırsa, uzağa giden, uzaktan gelen gemiler yollarını bulur" deyince Padişah, Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa'ya emir vererek Ahırkapı Feneri'nin yapılmasını buyurur.

Türkiye'nin en yüksek ikinci feneri olan ve 1755 yılında III. Osman tarafından yaptırılan fener beyaz bir kule şeklinde, İstanbul'u çeviren surlardan birisinin üzerine oturtulmuş. Denizden yüksekliği ise 40 metredir.

Ahırkapı Feneri, kurmal fener olarak tanımlanıyor.


Anadolu Feneri

Anadolu Feneri, İstanbul'un Asya yakasında İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'le birleştiği kuzey ucunda Yon (Hrom) Burnu üzerinde bulunan deniz feneridir. Karşısındaki Rumeli Feneri'nden 2 deniz mili uzaktadır. Fenerin bulunduğu köy de aynı isimle (Anadolufeneri) adlandırılır.

Anadolu Feneri, sabit silindir kristalinin içindeki 1000 watlık ampul, kristalin çevresinde elektrik motoruyla dönen bir paravan sayesinde yanıp sönüyor, elektrik kesintilerinde bütangaz ile desteklenir. İlk günkü gibi korunan ve açık havalarda 16 deniz mili açıklığı görebilen fener, İstanbul'un Karadeniz'e açılan kapılarından birinde Karadeniz'den gelip Boğaz'a girecek gemilere rehberlik eder.

Bulunduğu köye de adını veren fener ilk olarak 1834 yılında kurulmuş. Kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz gemilerinin boğazın ve karadeniz'in girişlerini görebilmeleri için yapılmasına karar verilen fener 15 Mayıs 1856'de Fransızlar tarafından karşı sahildeki fenerle beraber kule kısmı yapılarak işletilmeye başlanmış. 1933'de Fransızlara verilen 100 senelik işletme imtiyazı iptal edilmiş ve tamamen Türklere geçmiş.

Beyaz taştan yapılmış fenerin boyu 20 metredir. Yanlızca Beykoz'a dönük yüzünün dar kısmı karanlıkta kalır. Anadolu feneri orijinal halini koruyan nadir fenerlerden biri. Bir tek fenerin kristalini döndüren motor ve ampul sonradan eklenmiş. Denizden 75 m yükseklikteki fener, saniyede bir beyaz ışık veriyor, 18 saniye bekliyor.


Fenerbahçe Feneri

Fenerbahçe Feneri, İstanbul'un Asya yakasında Fenerbahçe burnunda bulunan deniz feneridir.

İstanbul Kadıköy ilçesinde, semte adını veren Fenerbahçe Burnu’ndaki bu fenerin tarihi Bizans dönemine kadar inmektedir. Burada tanrıça Hera’ya atanmış bir tapınak olup, Hera ve İreas diye adlandırılan kayalıklara yakın bir yerde imiş. Bu kayalıkların üzerine ise bir ateş kulesi yapılmış. Osmanlı dönemi kaynaklarında bu “Bağçe-i fener “ adı ile 1570 senelerinde kullanıldığı yazılıdır.Kanuni Sultan Süleyman Recep 969 (Mart 1562) tarihli bir fermanında bu fenerden şöyle bahsedilmektedir:

“Kalemiç burnu nâm mahalde Müslümanların ve gayrin gemileri gece ile gelüp geçerken fânûs olmamağın, ekser zamanda taşa çalup zarar ve ziyan olmağın mahâll-i mezkûrda bir fânûs yeri bina etmek murad edinmeğin, buyurdum ki.”

Bu fermandan anlaşıldığına göre, bugün Fenerbahçe Burnu dediğimiz o zamanki (Kalemiç) Burnunda çalışan bir fener olmadığı ve ilk defa Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edildiği anlaşılmaktadır. Kömürciyan 1661’de yazdığı “İstanbul Tarihi” isimli kitabında buradan,

“ …denizin içine atılmış metin bir temel üzerinde yekpare bir heykel gibi yükselen kulenin tepesinde yanan ve gemileri kayalara çarpmaktan korumak için her gece sabaha kadar bir yıldız gibi parlayan”

diye bahsetmektedir.

XVII. yüzyıl Vakanüvistlerinden Râşid 1720-1721’deki tarihinde bu feneri yeni yapılacak fenerlere örnek olarak gösterir. Hüseyin Ayvansarayî de Hadîkatü’l-Cevâmi isimli eserinde:

“Fenerbahçesinde bir mahsus kule vardır ki sefinelerin gecelerde mürûr ve ubûrları içün bâlâsından kebîr kandil yanar”

diye buradan bahsetmektedir. XVIII. yüzyıla ait tarihlerde ise burasının sadrazam ve devlet ricalinden sürgüne gönderildiklerinde kısa bir süre burada tutulduklarını yazar. 1707’de III. Ahmed’in kubbe veziri olan Seyyid Firarî Hasan Paşa Fenerbahçe Feneri’nin fenerci odasında, fenere çıkan kapının dibinde boğdurulmuş ve başı kesilerek vücudu buradan denize atılmıştır. Kesik baş, önce saraya götürülmüş sonra da Sarayburnu’ndan denize atılmıştır.

Bugünkü Fener binası 1837’de II. Mahmut zamanında yenilenmiş ve daha sonra da zaman zaman tamir edilmiştir. Zeminden 21 m. yükseklikteki yuvarlak kulesinin üzerinde iki ayrı kat halinde etrafı parmaklıklı gezinti yeri bulunmaktadır. Kulenin dibinde ise tek katlı bir bina fenere ait depo ve lojman olarak kullanılmaktadır.ayrıca Mercek yapısı sabit kristal olan fener, ışığın 15 deniz mili uzaktan görülmesini sağlıyor. Fenerbahçe Feneri, idamlar dahil pek çok olaya sahne olmuş, ingiliz işgali siırasında İngiliz askerleri kuleye çıkmak istemişler Fenerci Mediha Hanım ve annesi, içkili askerleri elinde sopayla kovalamış.Cumhuriyet'in 10'uncu yıl kutlamalarında ışıklandırılıp süslenmiş.II. Dünya Savaşı yıllarında fenerin kristali siyah perde ile kapatılarak karartılmıştır.


Rumeli Feneri

Rumeli Feneri ya da resmî adıyla Türkeli Feneri[1], İstanbul'un Avrupa yakasında İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'le birleştiği kuzey ucunda yer alan deniz feneridir. Karşısındaki Anadolu Feneri'nden 2 deniz mili uzaktadır. Bu iki feneri birleştiren çizgi İstanbul Limanı'nın kuzey sınırını oluşturmaktadır Fenerin bulunduğu köy de aynı isimle (Rumelifeneri) adlandırılır.

Kırım savaşı sırasında Fransız ve İngiliz gemilerinin boğazın ve karadeniz'in girişlerini görebilmeleri için yapılmasına karar verilen fener 15 Mayıs 1856'de Fransızlar tarafından karşı sahildeki fenerle beraber kule kısmı yapılarak işletilmeye başlanmış. 1933'de Fransızlara verilen 100 senelik işletme imtiyazı iptal edilmiş ve tamamen Türklere geçmiştir.

Deniz yüzeyinden 58 metre yüksekte olan kule 30 metre boyundadır. Fener kulesi üç kademede inşa edilmiş olup lambası ilkin gazyağı ardından asetilen ile çalışmıştır. Günümüzde elektrik enerjisi ile aydınlanan fenere bütan gazı ile yedeği alınmaktadır. Fener beyaz ışığı ile 18 deniz mili uzaktan görülebilir.


Yeşilköy Feneri

Yeşilköy Feneri, İstanbul Yeşilköy semtinde bulunan deniz feneridir. Marmara Denizi'nden seyirle İstanbul Boğazı'na giriş yapan gemiler ilk önce tarihi Yeşilköy Feneri'yle karşılaşır. Böylece gemiler Boğaz giriş rotalarını tespit etmiş olurlar.

1856 yılında Fransızlar tarafından taş kule olarak inşa edilen bu fener, ilk önce Ayastafonos olarak adlandırılmış. Yeşilköy Burnu'nda bulunan fenerin ismi daha sonra bulunduğu semte uygun olarak değiştirilip, Yeşilköy Feneri adını almış. 23 metre yüksekliğindeki taşkulenin yanı sıra bir de lojmanı olan Yeşilköy Feneri, 1945 - 1988 yılları arasında 3 kez restore edilmiştir.

İnciburnu Feneri

İnciburnu Feneri ya da İnciburnu Mendirek Feneri, İstanbul'un Kadıköy ilçesi kıyısında bir mendirek üzerinde yer alan deniz feneridir. İnciburnu Feneri ile yaklaşık olarak tam karşısında bulunan Ahırkapı Feneri arasındaki hat, İstanbul Boğazı'nın resmî güney sınırını oluşturmaktadır.
Yapı olarak deniz fenerinin yüksekliği 9 metredir. Üzerinde yer aldığı mendirek ile birlikte deniz yüzeyinden yüksekliğiyse 11 metredir. Gemiler için yaklaşık olarak 13 mil uzaklıktan görülebilmektedir.


Şile Feneri

Şile Feneri, İstanbul'un Şile ilçesinde bulunan ve İstanbul Boğazı ile Karadeniz'e hizmet veren deniz feneridir.

Türkiye'nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük feneri Karadeniz'deki kıyı emniyetini sağlayan iki fenerden biri olan Şile Feneri, diğer büyük fenerler gibi, Osmanlı İmparatorluğu zamanında 1859 yılında yaptırılmış. Fener deniz seviyesinden 60 metre yükseklikteki kayalıklar üzerinde 110 cm. kalınlığında kule şeklinde inşa edilmiş. 20 deniz mili görüş mesafesine sahip olan, kurmal sistemli fener, ilk dönemlerde 3 fitilli gaz lambası ile çalışırken, 1968 yılında elektrikle çalışmaya başlamıştır.

Bugün müzeye çevrilen Şile Feneri'nin 150 yıllık bir geçmişi vardır.
 
İĞNEADA FENERİ

Batı Karadeniz den İstanbul Boğazına doğru giriş yapan gemilerin Türk karasularına girdiklerinde ilk gördükleri fener olan İğneada feneri, hırçın Karadeniz'i Kırklareli'ne ait İğneada'nın İğneada burnundan seyrediyor. Oldukça rüzgârlı bir burunda yer alan fener ve bitişiğinde bulunan fenerci koğuşu dışında tarlalar, yabani incir ağaçları, daha gerisinde ise Karadeniz panoramasını fenerle beraber seyreden yazlık villalar bulunuyor. İğneada liman platosu arkasına çıkılan yol ile yanına kadar araçla gidebilme imkânı olan İğneada deniz feneri önünde tertemiz havayı teneffüs edebilir, derin nefes alırken Karadeniz'in ufuk hattına bakarak gözlerinizi dinlendirebilir, fener çevresine yapacağınız turla İğneada gezinizi tamamlayabilirsiniz.


KARABURUN DENİZ FENERİ
Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü, Rumeli Karaburun Tahlisiye İstasyonunun hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer alıyor. Fener ışık gücü bakımından dünyanın üçüncü güçlü feneri. Fenerin ışık gücünü uzaklara yansıtması için kristal mercekler kullanılmış. Tavan ve yan cephelerde bulunan kristal aynaların (24 adet) yansımaları orta mercekte toplanarak güçlü bir ışık elde edilmiş. Şile fenerinden sonra Türkiye’nin ışığı en uzun erişime sahip feneri olarak biliniyor. Orijinal bakır kubbenin yanlarında yer alan yağmur suyu saçakları aslan kafaları ile süslenmiş. Yağışlı havalarda saçaklarda biriken sular, aslanların açıkağızlarından aşağı akıyor.
Mercekler gündüz güneş ışığı yansımasından zarar görmesin diye de kristallerin üstü örtü ile kapatılıyor. Fenerin denizden yüksekliği 54, kule yüksekliği 12 metre. Çakar fener 15 mil mesafe görünüme sahip.
Bahçe içinde bulunan direk ve direğe gerili bulunan uzun halat, kötü hava şartlarında sığ zemine oturan bir gemi mahsur kalırsa, roket tarzı ip, geminin üzerinden aşacak şekilde atılıp bağlandıktan sonra, teleferik sistemiyle yolcular kurtarılıyor. Deniz fenerinin denize doğru eteğinde tel örgü ile çevrili “Kimsesizler Mezarlığı” yer alıyor. Tarih boyunca denizden çıkan, kim olduğu bilinmeyen, sahipsiz cesetler buraya gömülmüş. Fenerin bulunduğu burun önceki yıllarda daha ilerdeymiş, liman yapımı için dinamitle patlatılan kayalar buradan alınıp kullanılmış. Kıyıdan deniz fenerine doğru veya fenerden aşağı bakanlar, burun çıkıntısının törpülenmiş yerlerini görebiliyorlar. Bu arada eski fener yerinin temel kaidesi kalıntıları da yeni fenerin biraz önünde olduğu fark ediliyor. Yöreyi ziyarete gelenlerin görmeden geçmedikleri, Karaburun’un simgesi olan ve burunda kuğu gibi duran fenerin çevresini, Mart ayında başlayıp Nisan ortasında kaybolan çiğdem çiçekleri süslüyor. Haziran 2008 itibarıyla önceleri beyaz boyalı bakır kule kubbesi orjinal rengine kavuşmuş.


KIZ KULESİ FENERİ
Marmara denizinden İstanbul Boğazına giriş yapan gemilerin sağında Fenerbahçe feneri, sol taraflarında Ahırkapı feneri yer alırken tam karşılarına Kızkulesi feneri çıkıyor. Tarihi, efsaneleri bir yana Kızkulesi, bulunduğu yer olarak İstanbul siluetinin seyredildiği en güzel panoramaya sahip eşi benzeri bulunmayan bir mevkide yer alıyor. Yoğun deniz trafiğinin içinde gece gündüz hizmet veren fener, bulunduğu adanın turistik gezilere açılmasıyla eski yalnızlığına tezat, sayısız kişi tarafından görülüyor. 25. Aralık. 1857 yılından beri hizmet veren ve kırmızı çakan fener, kâh şehir hatları vapurlarını, kâh feribotları seyrederken İstanbul boğazı geçişi sırasında nefeslerin tutulduğu LPG yüklü tankerlere de yön verirken, yelken yarışlarının yapıldığı özel günlerde şiirsel güzellikler arasında kalıyor. Kızkulesi'ne gitmek isteyenlere ulaşım Salacak sahilinden Kızkulesi'ne yolcu taşıyan teknelerle sağlanıyor.


MARMARA EREĞLİSİ FENERİ
01.01.1861 yılında Ereğli koyunun güney ucunda burun üzerine kurulan fener denizden 52 metreyükseklikte, 26 metre kule yüksekliği ile görev yapıyor. Metal kule üzerinde yükselen fenerin ışığı 16 mil uzaklıktan görülme güçüne sahip. Devvar fener sistemi, elektrik - akülü olup ampul cinsi50 W. Marmara Ereğlisi içindençıkan dar toprak yolla kısa sürede ulaşılan fener ve gardiyan evi etrafında tel ürgü çevresinde boş alan üzerinden dolaşarak burunun her iki yanına gidebiliyorsunuz.
Deniz tarafından dolaşanlar Perinthos antik kentinden kalma antik bir mağara ile karşılaşıyorlar. Fenerin arka tarafından dolaşanlar balıkçı barınağını ve Marmara Ereğlisi'ni yüksekten görebiliyorlar.
Yarımadanın bir bölümü askeri mıntıka sınırları içinde bulunuyor.


HOŞKÖY FENERİ
Marmara Denizi Tekirdağ kıyılarında yer alan Hoşköy de ki rota feneri Hoşköy (Hora) fenerindeyiz.
Metal bir kule ve fenerci koğuşu ile tamamlanan yapı Marmara'yı, Hoşköy'ü, balıkçı barınağını yüksekten seyreden bir tepede yer alıyor. Kule yanına araçla çıkılabildiği gibi, arkasından tarlalara giden toprak bir yol bulunuyor. Fener kulesi çevresinde, meyve ağaçları ve kır çiçekleri göz okşarken, kule ile deniz kıyısı arasından geçen Mürefte sahil yolu üzerinde yazlıklar fenere en yakın komşu yapılar olarak yer alıyor.
Bir rota feneri olan Hoşköy feneri 1861yılında deniz seviyesinden 50 m yükseklikte. Fransa'dan özel olarak kule malzemesi saç ve putrel demirlerle Fransızlar tarafından inşa edilmiş. 20 metre yükseklikte ki kule günümüzde de bu orijinal halini koruyor.
Eski ismi Hora olan Hoşköy feneri, önceki yıllarda gaz yağı ile çalışırken günümüzde işlevini elektrik enerjisi ile gerçekleştiriyor. Işığın görünüş mesafesi 19 deniz mili olan, dönmeli (devvar) Hoşköy feneri iki saate bir kurulan sarkaç sistemi ile çalışıyor.


GELİBOLU FENERİ
Çanakkale boğaz girişini kontrol edebilecek konumda bulunan Gelibolu Feneri denizden 50 metre yükseklik bulunuyor. Kâgir bina olarak inşa edilen ve 25 metre yüksekliğe sahip kulesinden çakan ışığı, 19 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Osmanlı İmparatorluğu dönemi 1856 yılından bu yana görev yapan fenerin bulunduğu görkemli panoramaya sahip burun park olarak düzenlenmiş. Fenere giden yolun başında Hallacı Mansur Türbesi, fenerin yanında ise Azebler Camii namazgâh görülürken, çeşitli yerlerde oturup feneri ve denizi seyrederek dinlenme imkânı bulunuyor.


MEHMETÇİK FENERİ
Kilitbahir kalesini, seyit onbaşı anıtını geçip Gelibolu yarımadanın en uç noktasına geldiğiniz zaman solunuzda Seddülbahir Kalesi, Ertuğrul tabyası, yöreye özgü anı eşyaları satan satıcıların tezgâhları, sağınızda Mehmetçik Feneri arkanızda İngiliz Royal Navy Battleship anıtı kalıyor. Yörenin ziyaretçisi çok olsa da kendinizi hüzünlü hissedeceğiniz bu noktada ayçiçeği tarlalarının bitiminde toprak patika yol da bitiyor. Fener, yalnızlığına razı göreve devam ediyor. Bir zamanların savaş alanı fener çaktıkça aydınlanıyor. 1856 yılında Fransızlar tarafından yapılmış olan tarihin görgü tanığı bu fener, Ege Denizinden Çanakkale Boğazına girişte Trakya’nın Gelibolu Yarımadasının en uç noktasında ve çok önemli bir mevkide bulunuyor. Mehmetçik Feneri denizden 50 metre yükseklikte olup kâgir olan fener kulesi ise 25 metre yüksekliğe sahip. Çakma karakteri kırmızı sektörlü FI. W.5 Sn, 19 mil görünüş mesafesi bulunuyor. Fenerde önce ışık kaynağı olarak fitilli gaz lambası, daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu (gömlekli) lambalar kullanılmış ve şu anda 1000 W lik elektrik lambası ile aydınlık sağlanıyor. Işık kaynağını kuvvetlendirerek, uzaktan görünmesini sağlamak için odak uzaklığı 500 mm olan dört adet kododiyoptrik panel kullanılıyor. Söz konusu optik paneller ova banyosu üzerinde dönebilen dairesel platform üzerine, dörtgen teşkil edecek şekilde yerleştirilirken, ışık kaynağı odakta sabit olarak yakılmakta ve platform üzerinde ki optik panellerin döndürülmesi suretiyle fenerin çakar ışık vermesi sağlanıyor. Fenerin kuledeki çelik tellerle aşağıya dik hareket eden ağırlıklara sahip olduğu belirtiliyor. Ağırlık inerken saat harekete geçiyor ve yolda ağırlık yukarı doğru geriye kurulmadığı takdirde ağırlık dibe ulaştığı zaman saat duruyor. Fener bekçileri optik sistemin hemen altında yer alan mekanizmaya bağlı geniş kurma kolu ile deniz feneri optik saatini kuruyorlar. Bu sistem evlerdeki saat makinesi mekanizmasına benzetiliyor. Fener bakıcısı halen üç saatte bir feneri kurmaya devam ediyor. Söz konusu makine ve optik paneller koruma altına alınmış olup halen kullanılıyor. Fener ve gardiyan binası ulusal miras olarak Kıyı Emniyeti ve Gemi kurtarma İşletmeleri genel Müdürlüğünce korunuyor.


ÇİMENLİK FENERİ
Boğaz havasının doya doya teneffüs edildiği bir yerde Çimenlik Kalesinin önünde yer alıyor. Çeşitli topların sergilendiği Çimenlik Kalesi açık hava müzesi bahçesinde yapılan yürüyüş sonrasında sağınızda deniz kıyısında görülen Çimenlik Feneri 14 metrelik sade bir kuleden ibaret, önemli mevkide görev yapıyor. Denizden kale ile birlikte oldukça anlamlı ve güzel görünen fener, 01. 01.01.1856 yılında denizden 26 metre yükseklikte kurulmuş. Elektrik akülü çakar karakterli fenerin 24 voltluk ampulü ile ışığı,10 mil uzaktan görünüyor.


KEPEZ FENERİ
Sinyal adı Kanlıdere olan Kepez Feneri 01.01.1936 kurulmuş ve Kanlıdere Mevkiinde bulunuyor.
Denizden yüksekliği 10 metre, kule yüksekliği 10 metre, görünme mesafesi 10 mil. Sesiz ve sakin ortamda görev yapıyor, bahçesinde antika fenerler barındırıyor. Fenere gitmek için Kepez’in geniş asfalt yollarından geçiyor, denize paralel ilerliyor, Kepez Belediyesi kampını sağınızda bırakıyor, asfalt yolu deniz seviyesinde takip ederek fenerin her iki yönde ki kapısına kadar gelebiliyorsunuz.


BABAKALE FENERİ
Asya kıtasının en uç noktasında bulunan Çanakkale'ye bağlı Tarihi Babakale kalesinin ucunda bulunan fener inşa edilmiş bir kule olmamasına rağmen konumu ve bulunduğu nokta itibari ile özellikli fenerlerimizden biri olarak görülüyor. Osmanlı döneminde yapılmış olan son kalenin uç noktasında balıkların geçiş noktasına hâkim bir burunda yer alan Babakale feneri çevresinde gezilebilen bir antik kale ve tarihi mezarlık ile yakınlarda oruç Baba türbesi bulunuyor.


SİVRİCE FENERİ
Işığını Midilli Adasının seyrettiği fener, 01.01.1863 yılında Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi sınırları içinde bulunan Sivrice Doğu Burnu üzerinde hizmete girmiş. Denizden yüksekliği 16 metre, kule yüksekliği, 12 metre, görünme mesafesi 15 mil. Elektrik akülü 40 Watt ampullü Çakar fener, oldukça bakir bir alanda bulunuyor. Sokakağzı koyu pansiyonlarına tatil geçirmek üzere gelenlerin ziyaret ettiği Sivrice feneri, Sarpıncık, Babakale fenerleri gibi Anadolu’nun Ege denizine açılan en uç noktalarında gemicilere, balıkçı teknelerine, yatlara yol gösteriyor.
 
BATI BURNU PONENTE DENİZ FENERİ
1861 yılında inşa edilmiş ve bir ada feneri olan Pononte feneri Çanakkale'ye bağlı Bozcaada'nın güneydoğu burnunda yer alıyor.
Denizden yüksekliği 32 metre olan fener, çakar sistemli olup, 100 mm billur tipinde ve güneş enerjisi ile çalışırken, ışığının görünme mesafesi 15 deniz mili olduğu belirtiliyor.
Bozcaada bulunan Batı Burnu Pononte Feneri çevresinde ki rüzgârla elektrik üreten pervanelerle yer alıp, konum olarak önemli bir noktada bulunuyor. Çok önceki yıllarda Bozcada çevresinde gece seyir halindeki tekne ve gemilerin kayalıklara çarpıp batmaması, gemicilere yön göstermesi amacıyla burunlarda yağlı kandiller, bezler yakıldığı anlatılıyor.


FOÇA DEĞİRMEN BURNU FENERİ
Gün batımında Değirmen Burnunda olup Foça Limanı ve kıyılarını, giriş çıkış yapan tekneleri, seyretmeye doyum olmuyor. Özellikle kıyılara veya burun da yer alan deniz feneri çevresine kadar araçla gidilebilen geniş toprak alandan, Beş Kapıların seyri büyük zevk veriyor. Girişteki tepeye tırmananlar yel değirmenleri kalıntılarından daha panoramik fotoğraf çekim imkânına kavuşuyorlar. 1887 yapım tarihli, denizden 20 metre yüksekte ki tepede yer alan kule yüksekliği 12 metre. Işığın görünme mesafesi 8 deniz mili olan Değirmen Burnu Feneri, çevrede dolaşan martıların üssü konumunda.


KARABURUN SARPINCIK FENERİ
İzmir Çeşme Yarımadası Urla-Karaburun yönünde yol alınca deniz kokulu birbirinden güzel koylara tepeden bakıp Karaburun’a ulaşıyorsunuz. Karaburun merkezinde bulunan Yeni iskele’den sonra 12 km daha ileriye, yarımadanın uç noktasına yaklaşınca önce Sarpıncık Köyüne, sonra da tepelere çıkıp en uç noktada Sarpıncık Deniz Feneri tabelalarını takip ederek toprak patika yollardan inişe geçiyorsunuz. Yarım adanın yalnızlığında masmavi Ege Denizinin fon oluşturduğu manzara içinde 12 metrelik beyaz kulesi ve bahçe içinde fener evi ile Sarpıncık Deniz Feneri ile karşılaşıyorsunuz. Çevrenizde uzun boylu bitkilere rastlamıyor fakat genziniz kuvvetli kekik otu kokusuyla yanıyor. Bu güçlü kokuya denizden süzülerek gelen yosun kokulu, iyot yüklü kuvvetli ve sık esen Ege rüzgârı karışıyor. Yarımadanın deniz seviyesinde biçimli kayalar ilgi çekiyor.
Denizden 97 metre yükseklikte bulunan Sarpıncık Feneri güneş enerjisi ile çalışıyor.
12 mil görünme erişimi olan çakar fener, kurulmuş olduğu 10.01.1938 yılından bu yana hizmet veriyor.


BODRUM FENERİ
Bir fener için bundan daha güzel bir manzara ve konum olamaz herhalde. Belki de Türkiye’de en güzel, en hareketli liman girişinde yer alan fener çevresinde hizmet veren restoranda oturanlar manzara ile bütünleşip, denizden esen rüzgârla hem serinletiyor, hem göz okşayan manzarayı seyrediyorlar. İsteyenler barda oturup içkilerini fonda Bodrum Kalesinin yer aldığı fener kulesine bakarak içiyor, isteyenler aynı manzaraya bakarak havuza giriyor. Gün batımında asil renklerle yıkanan kırmızı kubbeli fener kulesi, her fotoğrafa her açıdan ruh ve coşku katıyor.


BODRUM TURGUT REİS HÜSEYİN BURNU FENERİ
Bodrum Yarımadası Turgut Reis de bulunan fenere, su kanallarının çevrelediği lüks marinayı ve Sabancı parkını geçerek ulaşılıyor. Ağaçlarla kaplı burunda ve denizden 15 metre yükseklikte yer alan, 9 metre yükseklikte ki fenerin eteğinde, fenere komşu fener restoran yer alıyor. Elektrik akülü enerjisi ile ışığı 10 mil uzaktan görünme gücü olan fenerin her iki yanında bulunan koyları, turizmin hizmetinde plajlar, turistik tesislerle kaplı.
01.01.1964 yılından bu yana Turgut Reis Hüseyin Burnunda Akdeniz’den geçen gemilere göz kırpıyor.
Bembeyaz fener kulesi ve fener evinin lacivert denizle ahenkli uyumu göz okşuyor. Kıyı boyunca kumsalda güneşlenip denize girenler feneri zevkle seyrediyorlar.


DEVEBOYNU KNİDOS FENERİ
Anadolu'nun Akdeniz'e uzanan en uç noktasında, Datça'nın Knidos antik kentinde yer alan Deveboynu feneri,1931 yılında yapılmış. Konum itibariyle Ege ve Akdeniz'i birbirinden ayıran nokta olarak belirtilen mevkii aynı zamanda coğrafi bakımdan deve şeklini andırması nedeniyle fenere Deveboynu olarak isimlendirilmesine neden olmuş. Deniz seviyesinden 104 metre yükseklikte ki kule 9 metre olup yapıldığı tarihte gazyağı ile çalışırken, sonraları asetilen gazı ile çalışmasına devam etmiş. Fenerin Akdeniz ve egeye uzanan ışığının görünüş mesafesi 12 deniz mili.


GELİDONYA FENERİ
Akdeniz'in kılavuz fenerlerinden biri olan Gelidonya deniz feneri Antalya'nın Kumluca İlçesi Taşlık Burnunda yer alıyor. Türkiye kıyılarının en yüksek feneri olup 227 m yükseklikte ki fener denizden 3 km içerde yer alıyor. Sivri kayalıklar üzerinde inşa edilen ulaşımı oldukça zor olan Gelidonya Fenerine elektrik ulaştırılamadığı için günümüzde bile hala elle kurularak çalıştırıldığı belirtiliyor. Doğanın yalnızlığında, çam ağaçları kokuları arasında Akdeniz güneşiyle yıkanan Gelidonya Feneri altında bulunan tarihi Likya antik yolu, bilhassa yaz aylarında Adrasan, Kumluca gibi tatil köylerine gelenlerin kullandıkları güzergâhta, uzaktan da olsa tüm heybeti ile görülüyor.


MERSİN FENERİ
1.1.1865 kuruluş tarihli fener Mersin'in bir mil güney batısında çevresi park ve yürüyüş alanı olan bir burunda ağaçlar arasında yer alıyor. Denizden 14 metre yükseklikte bulunan deniz feneri, kule yüksekliği 12 metreyi buluyor. Işığı 15 mil uzaktan görülen Mersin Feneri, elektrik akülü, ampul tipi 100 V halojen.

Akdeniz deniz fenerlerine devam edeceğiz şimdi Karadeniz'e çıkıyor ve turistik olarak oldukça fazla ziyaretçi ağırlayan Kafken, Cebeci sahillerinin biraz açığına uzanıyor ve ana karadan devam ettiğimiz yolculuğumuza ara verip Kafken adasına yanaşıyoruz.


KEFKEN ADASI DENİZ FENERİ
İskeleye yanaşır yanaşmaz rakı yapımında kullanılan kendi kendine yetişmiş anason bitkileri kokuları ile ilginizi çekmeye başlıyor. Defne ağaçlarının hâkimiyetinde ki adada, fener kulesine ulaşmak için, anıt haline gelmiş, kimsenin temasıyla karşılaşmadan büyümüş incir ağaçları, zakkumlar arasından geçiliyor. Oldukça bakımlı ünitelerin bulunduğu, Karadeniz'in sert rüzgârına, ayazına, iklim koşullarlarına dayanıklı kalın duvarlı yapıların bulunduğu tepede Bembeyaz gövdesiyle deniz feneri yükseliyor. 30 Kasım 1879 tarihinde inşa edilmiş olup, sonraki yıllarda yenilenen deniz feneri karadan çekilmiş deniz altı hattı sayesinde elektrikle çalışıyor. Fener ışığı 15 mil uzaklıktan görülebiliyor, 360 derece görüş açısına sahip fener kulesi, Ereğli, Amasra, Trabzon yönüne giden gemilere yön veriyor.
Denizden 13 metre yükseklikte, 14 metre kule boyu ile adayı süslüyor.
3 saniyede bir 3 çakıyor, 6 saniye dinleniyor.
Kafken Adası içinde barındırdığı kale kalıntıları, antik sarnıçları gibi tarihi eserlere sahip olması nedeniyle sit alanı ilan edilmiş. Deniz feneri ve gemi kurtarma görevlileri, dalgakırana sığınan tekneler dışında ziyaretçisi olmuyor.


GERZE FENERİ
Karadeniz'in Sinop ili Gerze sahilinde deniz seviyesine yakın bir burunda dalgalarla çarpışan, adeta sürekli yıkanan deniz feneri, çevresinde dolaşma imkânı bulunan geniş bir platformla ziyaretçileri karşılıyor. Kıyıda ki yeri, yerleşim birimlerine çok yakın olmasına karşın, yalnızlığın buram buram yaşanıp, hissedildiği, huzur veren, senarist olup film, fotoğraf çekmeye özendiren özel bir konuma sahip. Etrafında bulunan balıkçı barınağı ve dalgakıran, arkasında yer alan restoranla bütünleşip seyir ve hoşça vakit geçirecek kompozisyonlar oluşturuyor. Fenerde yaşayan bulunmuyor.


ZONGULDAK FENERİ
1908 yılında inşa edilmiş olan Zonguldak feneri Karadeniz sahili, Zonguldak ilinin denizden yüksekliği 53 metre olan bir burunda yer alıyor. 1985 yılından bu yana elektrikle çalışan fenerin 9 metre yükseklikteki kulesinden çıkan 500 Watt'lık ışığı 20 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor.


KEREMPE DENİZ FENERİ
Her biri ayrı efsane olan fenerlerimizden biri olan Kerempe feneri Cide ilçesinde bulunan Kerempe burnunda yer alıp, denizden 82 metre yükseklikte bulunuyor. Yüksekliğine Karadeniz'in sis'i bile ulaşamadığı belirtilen Kerempe feneri yanında sis düdük binası yer alıyor.

Deniz fenerleri, Kızılırmak nehrinin denize döküldüğü yerde Bafra feneri, Hopa-Sarp hudut feneri, İskenderun-Arzus Işıklı Köyü yakınlarında Akıncı feneri, Alanya kalesi üzerinde ki Alanya feneri, Anamuryum antik kentinde Anamur Feneri, İzmit'te, Antalya-Lara'da, Marmaris-Keçi Adası gibi daha birçok yerde bulunuyor.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top