Türkiyenin Coğrafi Konumu
Türkiyenin Coğrafi sınırları
Türkiyenin komşuları
Türkiyenin ülke sınırları
Gürcistan Sınırı
Türkiye Gürcistan Sınırı Sarp Köyünden başlar ve 276 km'dir. Eski bir yerleşme olan bu köy, çizilen sınır nedeniyle ikiye bölünmüştür.
Karadeniz kıyılarından hemen sonra, eğimli ve dağlık yerlerden geçen sınır, uzun bir süre dağlar ve platolar üzerinde devam eder. Aktaş gölü (Hazapin = Azap) gölünü ikiye böldükten sonra güneye yönelir ve Ardahan Platosu üzerinde bir süre devam ettikten sonra Ermenistan sınırına ulaşır. Bu sınır üzerinde Sarp gümrük kapısı bulunmaktadır.
Azeri Sınırı
Türkiye ile İğdır'ın Dilucu mevkiinde çok kısa bir sınıra sahiptir.
Azerbaycan, 1991'de SSCB'nin dağılması sonucu bağımsızlığını kazanmıştır. Türkiye Azerbaycan arasında çok sıkı ilişkiler vardır. Ekonomik, siyasî ve kültürel yönden iki ülke arasındaki ilişkiler giderek güçlenmektedir. Latin alfabesini kabul ettikten sonra kültürel ilişkiler daha da güçlenmiştir. Türkiye'de çok sayıda Azerî Türkü yükseköğrenim görmektedir.
Nahcivan Sınırı
Türkiye-Nahcivan sınırı, sadece 18 km uzunluktadır. Üzerinde Umut gümrük kapısı bulunmaktadır.
Ermenistan Sınırı
Genel olarak Arpaçay ve Araş vadisini izleyerek Nahcivan-Türkiye sınırında son bulur. 316 km uzunluğunda olan bu sınır üzerinde. Akyaka gümrük kapısı bulunmaktadır.
İran Sınırı
Aras'ın ülkemizden ayrıldığı yöreden (Dilucu yöresi) başlar ve Türk-iran-lrak sınırlarının kesişme noktasında sona erer Türkiye - iran sınırı, değişik özellikleriyle diğer sınırlarımızdan ayrılır. Bunları kısaca sövle özetleyebiliriz: • Doğal sınır olup genellikle su bölümü çizgisini takip eder.
• Türkiye tarafındaki Van gölü havzası ile iran tarafındaki Urmiye gölü havzasını birbirinden ayrılır. Sınır, bu iki su toplama havzasını birbirinden ayıran dağların, genellikle doruk noktalarından geçer. Bu doruklardan bazıları 3000 metreden fazla yükseklik gösterir.
• Çok eski olan Türikiye - iran sınırı, milli sınırlarımızın politik açıdan en dengelisidir. Sınır 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması iie çizilmiştir. O tarihten bugüne önemli sayılacak bir değişikliğe uğramamıştır.
• Türkiye- iran sının doğal bir sınır olduğu halde karşılıklı geçişleri önleyen bir duvar değildir. Ulaştırmayı sağlayan önemli giriş çıkış kapıları vardır. Sınır, etnik yönden aynı milleti ikiye böler. Çünkü iran Azarbaycan'ı (politik merkezi Tebriz) Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu bir Türk bölgesidir.
Uzunluğu 454 km kadar olan Türkiye-iran sınırı, yukarıda da değinildiği gibi karşılıklı geçişleri zorlaştırmaz. Bu sınır üzerinde bulunan en önemli kapı, Gürbulak Gümrük kapısıdır. Bu kapıdan geçen çok işlek yol (E23 devlet yolu), Anadolu'yu baştan başa kaleden, Avrupa bağlantılı kara yolu olup, Tebriz üzerinden Tahran'a ulaşır. Güzergâh üzerindeki trafik yoğunluğu özellikle 1960 lardan sonra önem kazanan milletler arası TIR taşımacılığı nedeniyle belirgin bir şekilde artmıştır. Türkiye-iran sınırı üzerindeki bir başka Gümrük kapısı da Esendere gümrük kapısıdır.
Türkiye-iran sınırında da, bazı sorunlar vardır: Bunların başında, henüz standartları yüksek işlek bir yol sisteminin geliştirilmemiş olması ve kaçakçılık olayları gelir. Ülkemizden iran'a daha çok hayvan kaçırılır. Oradan Türkiye'ye ise narkotik (uyuşturucu) maddeler, oyuncak gereçler, mutfak eşyaları, saat ve ev eşyaları, mermi silâh gibi malların sokulduğu eskiden beri bilinmektedir. Özellikle 1960 lardan sonra yoğunlaşan TIR taşımacılığının bu gibi olayları hızlandırdığı, 1980 den sonra olayın kısmen denetim altına alınıp sınırlandırdığı bilinmektedir. Bu sorunlara terörist sızmaları da eklenmiştir.
Irak Sınırı
Türkiye - iran sınırının bitim noktasından başlar. Genellikle doğu batı yönünde uzanır ve Türkiye-Suriye -Irak sınırının kesişme noktası olan Habur-Dicle (Hezil) çayı kavşağında son bulur. 331 km uzunluğunda olan Türkiye-lrak sınırı çok dağlık bir sınırdır. Türkiye-lrak sınırının 107 km lik bir bölümü akarsuların vadilerinden geri kalan bölümü ise çok sarp ve engebeli bir araziden geçmektedir.
Lozon barış görüşmelerinde Türkiye, bölge nüfusunun çoğunun Türk olması nedeniyle Musul ve dolaylarının Türkiye'de kalması gerektiği tezini ileri sürmüştü, ingilizler kendi çıkarlarına uymayan bu teze karşı çıkmıştır, ingiltere ile Türkiye arasındaki uzun görüşmeler sonucu 1926'da imzalanan Ankara Anlaşmasıyla yukarıda belirtilen Türkiye-lrak sınırı çizilmiştir.
Türkiye-lrak sınırının Türkiye kesimi ile Irak kesimi arasında doğal, beşerî ve ekonomik dengesizlikler vardır. Sınırın Türkiye kesimi, büyük çoğunlukla Hakkâri ili sınırları içindedir. Bu arazi; Buzul Dağları ve Hakkâri Dağları gibi, doruk noktaları 3600 ile 4000 m yi bulan, çok engebeli, sarp ve dik yüzeylerden oluşmuştur. Buna karşılık Irak kesimi, yükseltileri 1500-2000 m.yi geçmeyen daha alçak yörelerden oluşur. Bu nedenlerle, sınırın Türkiye kesimi seyrek nüfuslu ve ekonomik açıdan geri bir bölge, Irak kesimi ise petrol üretim nedeniyle zengin bir bölgedir. Sınırlarımıza 130 km kadar uzaklıkta yer alan Musul'un nüfusu 600 bine yaklaşırken Türkiye kesiminin en büyük il merkezi olan Hakkâri, 1990'da 30 000 nüfuslu, kasaba görünümlü bir yerleşmedir.
Sınırın İrak tarafında bulunan Musul, Kerkük (1990'da 250 bin) ve Er-bil (1990'da 334 bin) ile dolaylarında, bugün bile, 700-800 bin dolayında Türk nüfus yaşamaktadır. Bu kalabalık nüfus kitlesi, Irak'ta zaman zaman baskı ve zülüm görmektedir. Olayın temelde gerçek sorumlusu ise, hiç kuşkusuz çıkarcı ingiliz politikasıdır. Çünkü, öncelikle çıkarlarını düşünen bu ülke, Musul-Kerkük ve Erbil dolaylarını, zorla ve oldu bitliye getirerek ülkemizden koparmıştır.
Türkiye-ırak sınırı üzerindeki karşılıklı geçişler, hemen tümüyle Ciz-re-Silopi-Zaho doğrultusunda yoğunlaşmıştır. Milletlerarası E-26 devlet karayolunun bir devamı olan bu güzergâh, istanbul-Bağdat arasında işleyen Musul-Bağdat yolunu, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayan, çok işlek bir yoldur. Özellikle 1960'lardan itibaren yoğun bir TIR taşımacılığına sahne olmaktadır. Burada Türkiye'nin en işlek sınır kapılarından biri olan Habur gümrük kapısı bulunmaktadır.
Sınır üzerindeki diğer geçiş noktaları, patika yollarla her iki ülkeye bağlı olup genellikle sınır ticareti ve kaçakçılık olayları bu yollardan yapılır. Irak'ta otorite boşluğu doğması sonucu, terörizm hareketleri meydana gelmiştir. Türkiye düşmanı bölücü eşkıya grupları, bu bölgede eğitim kampları kurarak, cinayet şebeke timlerini yurdumuza sokmuş ve pek çok katliam yaptırmıştır. Türkiye zaman zaman askeri güç kullanarak, bu bölgeye hava saldırıları 've kara harekâtı yapmak zorunda kalmıştır. Kuzey Irak'ta yaşayan Kürt grupların örgütlenmiş olmalarına rağmen, 1 milyon dolayındaki Türkün herhangi bir örgüte sahip olmaması düşündürücüdür.
Türkiyenin Coğrafi sınırları
Türkiyenin komşuları
Türkiyenin ülke sınırları
Gürcistan Sınırı
Türkiye Gürcistan Sınırı Sarp Köyünden başlar ve 276 km'dir. Eski bir yerleşme olan bu köy, çizilen sınır nedeniyle ikiye bölünmüştür.
Karadeniz kıyılarından hemen sonra, eğimli ve dağlık yerlerden geçen sınır, uzun bir süre dağlar ve platolar üzerinde devam eder. Aktaş gölü (Hazapin = Azap) gölünü ikiye böldükten sonra güneye yönelir ve Ardahan Platosu üzerinde bir süre devam ettikten sonra Ermenistan sınırına ulaşır. Bu sınır üzerinde Sarp gümrük kapısı bulunmaktadır.
Azeri Sınırı
Türkiye ile İğdır'ın Dilucu mevkiinde çok kısa bir sınıra sahiptir.
Azerbaycan, 1991'de SSCB'nin dağılması sonucu bağımsızlığını kazanmıştır. Türkiye Azerbaycan arasında çok sıkı ilişkiler vardır. Ekonomik, siyasî ve kültürel yönden iki ülke arasındaki ilişkiler giderek güçlenmektedir. Latin alfabesini kabul ettikten sonra kültürel ilişkiler daha da güçlenmiştir. Türkiye'de çok sayıda Azerî Türkü yükseköğrenim görmektedir.
Nahcivan Sınırı
Türkiye-Nahcivan sınırı, sadece 18 km uzunluktadır. Üzerinde Umut gümrük kapısı bulunmaktadır.
Ermenistan Sınırı
Genel olarak Arpaçay ve Araş vadisini izleyerek Nahcivan-Türkiye sınırında son bulur. 316 km uzunluğunda olan bu sınır üzerinde. Akyaka gümrük kapısı bulunmaktadır.
İran Sınırı
Aras'ın ülkemizden ayrıldığı yöreden (Dilucu yöresi) başlar ve Türk-iran-lrak sınırlarının kesişme noktasında sona erer Türkiye - iran sınırı, değişik özellikleriyle diğer sınırlarımızdan ayrılır. Bunları kısaca sövle özetleyebiliriz: • Doğal sınır olup genellikle su bölümü çizgisini takip eder.
• Türkiye tarafındaki Van gölü havzası ile iran tarafındaki Urmiye gölü havzasını birbirinden ayrılır. Sınır, bu iki su toplama havzasını birbirinden ayıran dağların, genellikle doruk noktalarından geçer. Bu doruklardan bazıları 3000 metreden fazla yükseklik gösterir.
• Çok eski olan Türikiye - iran sınırı, milli sınırlarımızın politik açıdan en dengelisidir. Sınır 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması iie çizilmiştir. O tarihten bugüne önemli sayılacak bir değişikliğe uğramamıştır.
• Türkiye- iran sının doğal bir sınır olduğu halde karşılıklı geçişleri önleyen bir duvar değildir. Ulaştırmayı sağlayan önemli giriş çıkış kapıları vardır. Sınır, etnik yönden aynı milleti ikiye böler. Çünkü iran Azarbaycan'ı (politik merkezi Tebriz) Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu bir Türk bölgesidir.
Uzunluğu 454 km kadar olan Türkiye-iran sınırı, yukarıda da değinildiği gibi karşılıklı geçişleri zorlaştırmaz. Bu sınır üzerinde bulunan en önemli kapı, Gürbulak Gümrük kapısıdır. Bu kapıdan geçen çok işlek yol (E23 devlet yolu), Anadolu'yu baştan başa kaleden, Avrupa bağlantılı kara yolu olup, Tebriz üzerinden Tahran'a ulaşır. Güzergâh üzerindeki trafik yoğunluğu özellikle 1960 lardan sonra önem kazanan milletler arası TIR taşımacılığı nedeniyle belirgin bir şekilde artmıştır. Türkiye-iran sınırı üzerindeki bir başka Gümrük kapısı da Esendere gümrük kapısıdır.
Türkiye-iran sınırında da, bazı sorunlar vardır: Bunların başında, henüz standartları yüksek işlek bir yol sisteminin geliştirilmemiş olması ve kaçakçılık olayları gelir. Ülkemizden iran'a daha çok hayvan kaçırılır. Oradan Türkiye'ye ise narkotik (uyuşturucu) maddeler, oyuncak gereçler, mutfak eşyaları, saat ve ev eşyaları, mermi silâh gibi malların sokulduğu eskiden beri bilinmektedir. Özellikle 1960 lardan sonra yoğunlaşan TIR taşımacılığının bu gibi olayları hızlandırdığı, 1980 den sonra olayın kısmen denetim altına alınıp sınırlandırdığı bilinmektedir. Bu sorunlara terörist sızmaları da eklenmiştir.
Irak Sınırı
Türkiye - iran sınırının bitim noktasından başlar. Genellikle doğu batı yönünde uzanır ve Türkiye-Suriye -Irak sınırının kesişme noktası olan Habur-Dicle (Hezil) çayı kavşağında son bulur. 331 km uzunluğunda olan Türkiye-lrak sınırı çok dağlık bir sınırdır. Türkiye-lrak sınırının 107 km lik bir bölümü akarsuların vadilerinden geri kalan bölümü ise çok sarp ve engebeli bir araziden geçmektedir.
Lozon barış görüşmelerinde Türkiye, bölge nüfusunun çoğunun Türk olması nedeniyle Musul ve dolaylarının Türkiye'de kalması gerektiği tezini ileri sürmüştü, ingilizler kendi çıkarlarına uymayan bu teze karşı çıkmıştır, ingiltere ile Türkiye arasındaki uzun görüşmeler sonucu 1926'da imzalanan Ankara Anlaşmasıyla yukarıda belirtilen Türkiye-lrak sınırı çizilmiştir.
Türkiye-lrak sınırının Türkiye kesimi ile Irak kesimi arasında doğal, beşerî ve ekonomik dengesizlikler vardır. Sınırın Türkiye kesimi, büyük çoğunlukla Hakkâri ili sınırları içindedir. Bu arazi; Buzul Dağları ve Hakkâri Dağları gibi, doruk noktaları 3600 ile 4000 m yi bulan, çok engebeli, sarp ve dik yüzeylerden oluşmuştur. Buna karşılık Irak kesimi, yükseltileri 1500-2000 m.yi geçmeyen daha alçak yörelerden oluşur. Bu nedenlerle, sınırın Türkiye kesimi seyrek nüfuslu ve ekonomik açıdan geri bir bölge, Irak kesimi ise petrol üretim nedeniyle zengin bir bölgedir. Sınırlarımıza 130 km kadar uzaklıkta yer alan Musul'un nüfusu 600 bine yaklaşırken Türkiye kesiminin en büyük il merkezi olan Hakkâri, 1990'da 30 000 nüfuslu, kasaba görünümlü bir yerleşmedir.
Sınırın İrak tarafında bulunan Musul, Kerkük (1990'da 250 bin) ve Er-bil (1990'da 334 bin) ile dolaylarında, bugün bile, 700-800 bin dolayında Türk nüfus yaşamaktadır. Bu kalabalık nüfus kitlesi, Irak'ta zaman zaman baskı ve zülüm görmektedir. Olayın temelde gerçek sorumlusu ise, hiç kuşkusuz çıkarcı ingiliz politikasıdır. Çünkü, öncelikle çıkarlarını düşünen bu ülke, Musul-Kerkük ve Erbil dolaylarını, zorla ve oldu bitliye getirerek ülkemizden koparmıştır.
Türkiye-ırak sınırı üzerindeki karşılıklı geçişler, hemen tümüyle Ciz-re-Silopi-Zaho doğrultusunda yoğunlaşmıştır. Milletlerarası E-26 devlet karayolunun bir devamı olan bu güzergâh, istanbul-Bağdat arasında işleyen Musul-Bağdat yolunu, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayan, çok işlek bir yoldur. Özellikle 1960'lardan itibaren yoğun bir TIR taşımacılığına sahne olmaktadır. Burada Türkiye'nin en işlek sınır kapılarından biri olan Habur gümrük kapısı bulunmaktadır.
Sınır üzerindeki diğer geçiş noktaları, patika yollarla her iki ülkeye bağlı olup genellikle sınır ticareti ve kaçakçılık olayları bu yollardan yapılır. Irak'ta otorite boşluğu doğması sonucu, terörizm hareketleri meydana gelmiştir. Türkiye düşmanı bölücü eşkıya grupları, bu bölgede eğitim kampları kurarak, cinayet şebeke timlerini yurdumuza sokmuş ve pek çok katliam yaptırmıştır. Türkiye zaman zaman askeri güç kullanarak, bu bölgeye hava saldırıları 've kara harekâtı yapmak zorunda kalmıştır. Kuzey Irak'ta yaşayan Kürt grupların örgütlenmiş olmalarına rağmen, 1 milyon dolayındaki Türkün herhangi bir örgüte sahip olmaması düşündürücüdür.