• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Türklerin Anavatanı Ve Göçleri

  • Konuyu açan Konuyu açan dderya
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
OSMANLI TARİHİNE GİRİŞ
Türklerin Anavatanı ve Göçleri


Binlerce yıllık tarih sayfaları karıştırılacak olursa; insanlığın kendini tanımaya ve gelecek günlere intikal edecek eserler bırakmaya başladığı zamanlardan itibaren, Türk kavminin, yakın ve uzak çevresinde tarihin her çağında mühim roller oynadığı, tarih devirlerini kapayıp yeni ve daha ileri devirler le insanlık âleminde geniş ufukların açılmasına sebep ve âmil olduğu görülür.

Milletimize bin beş yüz seneden beri alem olan Türk ismi söylenmeden çok önce de ırkımıza mensup insan toplulukları dünya medeniyetinin temel¬lerine en yapıcı ve zengin harcı koymuşlar, bilhassa İslâmiyet'i kabulden sonra da yeryüzünde Hak dininin en fedakâr koruyucusu, eşsiz ve kahraman alemdarı, asil mücahidi olmuşlardır.

Türklüğün anavatanı haşin tabiat şartlarına malik olduğu için, Türk kavmi zaman zaman anavatanından dışarılara taşmış, kendi öz yurdundan başka topraklar üzerinde de dünya tarihine müessir olmuştur. Anayurt, asırlar boyunca, yakın veya uzak ülkelere, mütemadiyen göç kafileleri halinde Türk ırkından insanlar çıkaran tükenmez bir kaynak saha vazifesini görmüştür.

Anayurt Orta Asya'dan gelen Türklerin kurdukları en son devlet «Osmanlı devleti» dir. Bu kitapta Türk devletleri içinde en uzun ömürlüsü ve diğer Türk devletlerinden daha ziyade dünya tarihine müessir olan Osmanlı devletinin tarihini gözden geçireceğiz.

Fakat menşe ve bağlantı bakımından kısaca da olsa daha eski devirlerdeki Türk devletlerini ve faaliyetlerini de tetkik etmemiz icabeder.

ANAVATAN
Türk kavminin anavatanı Orta Asya'dır. Anavatan toprakları Hazar denizinden Kingan dağlarına, kuzeyde Sibir ovalarından, güneyde Pamir yaylasına, Karanlık dağlar, Altın dağları ve Çin'in kuzey eyaletlerine kadar uzanır. Bu geniş sahada Türklüğün en eski ve kalabalık olarak kaynaştığı yer Hazar denizi ile Balkaş gölü arasıdır. Denizlerden çok uzaklarda kalan Orta Asya'nın iklimi sert ve haşindir. Yüksek dağlar, derin vadiler, uçsuz bucaksız bozkırlar ve çöller Asya'nın bu iç kısmının mühim parçasını kaplarlar. Şehirler kurmaya ve nispeten kalabalık nüfusu beslemeye müsait arazi Aral gölüne dökülen Amuderya (Öküz) ve Siriderya (İnci) ırmakları ile Balkaş gölüne dökülen ırmaklar havzasında, ve biraz da Tanrı ve Altay dağları eteklerinde vardır.

Nehirlerden ve dağ eteklerinden uzaklaşınca geniş bozkırlar başlar.

GÖÇLER
İşte bunun içindir ki, Türk kavmi, sert iklim, kısır topraklar ve haşin tabiat şartları karşısında çok defa Anayurt dışına taşmak ve göçlerle kendisine daha iyi topraklar edinmeye bakmak zorunda kalmıştır. Anayurttan zaman zaman kütleler halinde çıkan Türk kabileleri Çin'e, Hind'e, İran'a, Mezopotamya'ya, Mısır'a, Anadolu'ya ve Avrupa'nın doğusu ile Balkanlara ve Avrupa ortalarına kadar uzanmış ve gittikleri yerlerde muhtelif isimlerle devletler kurmuşlardır.

Orta Asya'nın iklim şartlarının zorlamasının yanında Türk kavminin benliğinde mevcut hareketliliğin de göçlere müessir olduğunu ayrıca hesaba katmak lâzımdır.

Diğer taraftan, Türklerin daima müstakil ve hâkim yaşamak hususundaki yaratılış kabiliyetinin dahi, böylece yayılarak kendilerine müstakil hayat sahaları temin etmelerinde âmil olduğu unutulmamalıdır.
 
Geri
Top