Kafası çok karışmıştı, Şahin' in...
Aslında, Ahu' nun da kendisinden hoşlandığını anlamıştı ama... Ailesinden çekinmesini
anlıyordu. Ailesini hiçe saymaması olağandı. Ama bu durum biraz farklıydı. Ailesine laf getirmek
istemiyordu elbet. Yanlış bir durum yaşamak istemiyordu... Ama ailesi sadece kendi çıkarları
ve cemiyet' te hava atmak için Ahu' ya istediklerini yaptırıyorlardı... Onun düşüncelerinin bir önemi
yoktu onlar için. Oysa o anne ve babasını çok önemsiyor du.
Ahu çıkmazlardaydı, ne yapacağını bilmiyordu. Duygularına yenilmek, bir kere de olsa
istediği bir şeyi yaşamak istiyordu, aslında...
Şahin çoktan yatağa gömülmüş, rüyasında Ahu' yu görmek için, acele uykuya dalmak
istiyordu. Bir taraftan da bu durumun, sadece rüyalarda değil, gerçekte de yaşanması için dua
ediyordu...
Biraz daha umutla güne başladı...
- Annesi:
- Oğlum hiç pas vermiyorsun bu aralar. Dedi.
- Şeyy anne, bu sıralar sınavlarım var o yüzden...
- Kusuruma bakmayın, anneciğim.
- Tamam oğlum. Sen derslerini, sınavlarını ihmal etme.
- Ben çıkıyorum anne.
- Kahvaltı etmeden mi?
- Yolda alırım bir şeyler...
Farkında değil di belki ama artık istemeden yalan söylemeye de başlamıştı ailesine...
Ona göre tatlı yalanlardı... Ya sonra bu yalanlar canını yakacak kadar acıysa...
Ailesine de haykırmak istiyordu ama nasıl bir tepki alacağını bilmiyordu.
- Ne yapıyorum ben! Diye geçiriverdi içinden...
Fakülteye gelmişti... Hemen Ahu'yu görmek istedi, dersi var mı? yok mu?
düşünmeden... Varsa yoksa Ahu. Daha adı koyulmamış bir ilişki, ilişki denilemezdi ya...
Öyle bir tutsaklıktı ki... Aşkını yaşayamamak, ya da yaşayabilmek...
Her iki durumda da tutsaklık değil miydi?
Aslında, Ahu' nun da kendisinden hoşlandığını anlamıştı ama... Ailesinden çekinmesini
anlıyordu. Ailesini hiçe saymaması olağandı. Ama bu durum biraz farklıydı. Ailesine laf getirmek
istemiyordu elbet. Yanlış bir durum yaşamak istemiyordu... Ama ailesi sadece kendi çıkarları
ve cemiyet' te hava atmak için Ahu' ya istediklerini yaptırıyorlardı... Onun düşüncelerinin bir önemi
yoktu onlar için. Oysa o anne ve babasını çok önemsiyor du.
Ahu çıkmazlardaydı, ne yapacağını bilmiyordu. Duygularına yenilmek, bir kere de olsa
istediği bir şeyi yaşamak istiyordu, aslında...
Şahin çoktan yatağa gömülmüş, rüyasında Ahu' yu görmek için, acele uykuya dalmak
istiyordu. Bir taraftan da bu durumun, sadece rüyalarda değil, gerçekte de yaşanması için dua
ediyordu...
Biraz daha umutla güne başladı...
- Annesi:
- Oğlum hiç pas vermiyorsun bu aralar. Dedi.
- Şeyy anne, bu sıralar sınavlarım var o yüzden...
- Kusuruma bakmayın, anneciğim.
- Tamam oğlum. Sen derslerini, sınavlarını ihmal etme.
- Ben çıkıyorum anne.
- Kahvaltı etmeden mi?
- Yolda alırım bir şeyler...
Farkında değil di belki ama artık istemeden yalan söylemeye de başlamıştı ailesine...
Ona göre tatlı yalanlardı... Ya sonra bu yalanlar canını yakacak kadar acıysa...
Ailesine de haykırmak istiyordu ama nasıl bir tepki alacağını bilmiyordu.
- Ne yapıyorum ben! Diye geçiriverdi içinden...
Fakülteye gelmişti... Hemen Ahu'yu görmek istedi, dersi var mı? yok mu?
düşünmeden... Varsa yoksa Ahu. Daha adı koyulmamış bir ilişki, ilişki denilemezdi ya...
Öyle bir tutsaklıktı ki... Aşkını yaşayamamak, ya da yaşayabilmek...
Her iki durumda da tutsaklık değil miydi?