Rüya Gibi Bir Başlangıç
Güneş, ufukta yavaşça kaybolurken, İstanbul'un silueti altın rengi bir ışığa bürünmüştü. Boğaz'ın suları, hafifçe çarpan dalgalarla şehrin kalbine doğru akıyordu. Leyla, köprünün üzerinde durmuş, bu manzarayı izliyordu. Rüzgâr saçlarını havalandırıyor, yüzüne serin bir nefes gibi dokunuyordu. O an, her şeyin mümkün olduğunu hissediyordu. Hayat, tam da burada, bu şehirde, onun için bir şeyler saklıyor gibiydi.Leyla, yirmi beş yaşında genç bir kadındı. Hayallerinin peşinden koşmak için küçük bir kasabadan İstanbul'a gelmişti. Şehrin karmaşası, kalabalığı ve hızı onu hem korkutuyor hem de büyülüyordu. Bir yandan da geçmişinden kaçıyordu. Geçmişi, onu her zaman bir gölge gibi takip ediyor, unutmak istediği anıları sürekli hatırlatıyordu.
O akşam, köprüde dururken, telefonu çaldı. Arayan, en yakın arkadaşıydı.
"Leyla, neredesin? Partiye gelecek misin?" diye sordu arkadaşı.
Leyla, bir an tereddüt etti. Partiler, kalabalıklar, sosyal ortamlar onun için her zaman biraz yorucuydu. Ama o gece, içinde bir şeyler değişmişti. Belki de yeni bir başlangıç yapmanın zamanı gelmişti.
"Geliyorum," diye cevap verdi.
Kaderin Dokunuşu
Parti, şehrin en gözde mekânlarından birinde yapılıyordu. Leyla, içeri girdiğinde, müziğin ritmiyle sarsılan bir kalabalıkla karşılaştı. Işıklar, renkler, sesler... Her şey birbirine karışmıştı. Leyla, bir köşeye çekilip etrafı izlemeye başladı. O sırada, gözleri bir adamın üzerine takıldı.Adam, odanın diğer ucunda duruyordu. Uzun boylu, koyu renk saçları hafifçe dalgalı, yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Gözleri, Leyla'nın gözlerine takıldığında, zaman durmuş gibi hissetti. O an, her şey silinmiş, sadece ikisi kalmıştı.
Adam, yavaşça Leyla'ya doğru yürüdü. Her adımı, Leyla'nın kalbini biraz daha hızlı çarptırıyordu. Sonunda, onun yanına geldi ve hafifçe eğilerek, "Merhaba, ben Kerem," dedi.
Leyla, ne diyeceğini bilemedi. Kerem'in sesi, onu büyülemişti. "Ben Leyla," diye mırıldandı.
Kerem, Leyla'nın yanına oturdu ve sohbet etmeye başladılar. Saatler nasıl geçti, anlamadılar. Her ikisi de birbirlerine anlatacak o kadar çok şey bulmuştu ki... Kerem, bir mimardı. Şehrin farklı yerlerinde projeler yürütüyor, hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyordu. Leyla ise bir yazardı. Henüz yeni başlamıştı, ama içinde büyük bir tutku vardı.
O gece, ikisi de birbirlerine bağlanmıştı. Ama her şey bu kadar kolay olmayacaktı. Geçmiş, her zaman olduğu gibi, onları takip ediyordu.
Geçmişin Gölgesi
Leyla, Kerem'le geçirdiği o geceden sonra, kendini farklı hissediyordu. Ama geçmiş, onu rahat bırakmıyordu. Birkaç gün sonra, telefonu çaldı. Arayan, yıllardır görmediği babasıydı."Leyla, annen hastalandı. Onu görmek ister misin?" diye sordu babası.
Leyla'nın yüreği ağzına geldi. Annesi, onun için her şeydi. Ama aynı zamanda, geçmişte yaşadıkları acılar, onu annesinden uzaklaştırmıştı. Şimdi, ne yapacağını bilemiyordu.
Kerem, Leyla'nın bu halini fark etti. Ona sarıldı ve "Ne olursa olsun, yanındayım," dedi.
Leyla, Kerem'in desteğiyle, annesini görmeye karar verdi. Ama bu yolculuk, onu sadece geçmişle yüzleştirmekle kalmayacak, aynı zamanda Kerem'le olan ilişkisini de test edecekti.
Aşk ve Acı
Leyla, memleketine döndüğünde, annesini hastanede buldu. Annesi, onu görünce gözleri doldu. "Leyla, özür dilerim," dedi. "Seni hep sevdim, ama bunu gösteremedim."Leyla, annesine sarıldı. Yılların acısı, o anda eriyor gibiydi. Ama aynı zamanda, Kerem'i özlüyordu. Onsuz geçen her gün, ona daha da zor geliyordu.
Kerem ise İstanbul'da, Leyla'nın dönmesini bekliyordu. Ama beklediğinden daha uzun sürünce, endişelenmeye başladı. Leyla'ya ulaşmaya çalıştı, ama telefonlarına cevap vermiyordu.
Sonunda, Leyla, annesinin durumu düzelince İstanbul'a döndü. Kerem'i bulduğunda, ikisi de birbirlerine sarıldı. Ama Leyla'nın geçmişi, onları bir kez daha zorlayacaktı.
Unutamam Seni
Leyla ve Kerem, aşklarını korumak için mücadele etmeye devam ettiler. Geçmişin gölgesi, onları her zaman takip etti. Ama aşk, her şeyin üstesinden gelmek için yeterliydi.Leyla, bir gün Kerem'e döndü ve "Seni asla unutamam," dedi. "Sen benim her şeyimsin."
Kerem, Leyla'nın gözlerine baktı ve "Ben de seni asla unutamam," diye cevap verdi.
Ve böylece, iki kalp, geçmişin acılarını geride bırakıp, geleceğe doğru birlikte yürümeye başladı.