Bizim Hikayemiz, Asım ve Ayşe adında iki canlının, "Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim, Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" sendromuyla tanışmasıyla başlar. Asım, mahallenin en beceriksiz tesisatçısı, Ayşe ise internette örgü kursları satan, hayallerindeki prensi bir türlü bulamayan genç bir kadındır.
Asım, Ayşe'nin apartmanında bir su borusunu tamir etmeye çalışırken, tamirattan çok, apartmanı sele boğmayı başarır. Ayşe, "Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim" modunda, musluklardan fışkıran suları izlerken, bir yandan da Asım'ın acemiliğine gülmekten kendini alamaz. Asım ise, "Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" ruh haliyle, o su baskını arasında Ayşe'nin gözlerinin derinliğine doğru bir dalış yapar.
Asım, Ayşe'yi etkilemek için romantik akşam yemekleri organize etmeye karar verir. İlk denemede, yemeği pişirirken mutfağı havaya uçurur (bunu da romantizm sayar). İkinci seferde, mumları yakarken yanlışlıkla perdeleri tutuşturur. Ayşe, her seferinde itfaiyeyi aramak zorunda kalır. Ama "Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim" modunda olduğu için, bu felaketleri bir çeşit "macera" olarak görmeye başlar.
Asım, sonunda cesaretini toplar ve Ayşe'ye aşkını ilan etmeye karar verir. Yanında getirdiği kocaman peluş ayıyı, kucağına bırakmak isterken, yere düşürüp kafasını koparır. O kadar romantik bir anda, ayının pamukları etrafa saçılırken, Ayşe gülmekten yerlere yatar. Asım, "Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" diyerek, yere düşen ayının kafasını tekrar dikmeye çalışır.
Asım ve Ayşe, tüm bu olayların ardından, bir ilişkiye başlarlar. Ama bu ilişki, uzun bir aşk masalı olmaktan ziyade, komedi filmine dönüşür. Asım'ın sürekli sakarlıkları, Ayşe'nin bitmek bilmeyen örgü projeleri ve ikisinin de birbirlerine karşı garip takıntıları (Asım'ın Ayşe'nin kedisinin tüylerini yeme hastalığı, Ayşe'nin Asım'ı yün yumağı gibi görmesi) izleyicileri kahkahaya boğar.
Yıllar geçer, Asım hala tesisat tamir ederken yangınlar çıkarır, Ayşe hala örgü örmeyi bırakmaz. Ama birbirlerine olan "sevgi"leri asla değişmez. Onlar için "uzun aşk masalı", hiç bitmeyen bir kahkaha şölenine dönüşür.
"Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim, Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" diyerek yola çıkan Asım ve Ayşe, belki de aşkı hiç ummadıkları bir yerde, en komik ve beklenmedik halleriyle bulurlar. Belki de aşk, böyle bir şeydir; kusurlarla, sakarlıklarla, bitmeyen kahkahalarla dolu bir macera...
Asım, Ayşe'nin apartmanında bir su borusunu tamir etmeye çalışırken, tamirattan çok, apartmanı sele boğmayı başarır. Ayşe, "Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim" modunda, musluklardan fışkıran suları izlerken, bir yandan da Asım'ın acemiliğine gülmekten kendini alamaz. Asım ise, "Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" ruh haliyle, o su baskını arasında Ayşe'nin gözlerinin derinliğine doğru bir dalış yapar.
Asım, Ayşe'yi etkilemek için romantik akşam yemekleri organize etmeye karar verir. İlk denemede, yemeği pişirirken mutfağı havaya uçurur (bunu da romantizm sayar). İkinci seferde, mumları yakarken yanlışlıkla perdeleri tutuşturur. Ayşe, her seferinde itfaiyeyi aramak zorunda kalır. Ama "Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim" modunda olduğu için, bu felaketleri bir çeşit "macera" olarak görmeye başlar.
Asım, sonunda cesaretini toplar ve Ayşe'ye aşkını ilan etmeye karar verir. Yanında getirdiği kocaman peluş ayıyı, kucağına bırakmak isterken, yere düşürüp kafasını koparır. O kadar romantik bir anda, ayının pamukları etrafa saçılırken, Ayşe gülmekten yerlere yatar. Asım, "Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" diyerek, yere düşen ayının kafasını tekrar dikmeye çalışır.
Asım ve Ayşe, tüm bu olayların ardından, bir ilişkiye başlarlar. Ama bu ilişki, uzun bir aşk masalı olmaktan ziyade, komedi filmine dönüşür. Asım'ın sürekli sakarlıkları, Ayşe'nin bitmek bilmeyen örgü projeleri ve ikisinin de birbirlerine karşı garip takıntıları (Asım'ın Ayşe'nin kedisinin tüylerini yeme hastalığı, Ayşe'nin Asım'ı yün yumağı gibi görmesi) izleyicileri kahkahaya boğar.
Yıllar geçer, Asım hala tesisat tamir ederken yangınlar çıkarır, Ayşe hala örgü örmeyi bırakmaz. Ama birbirlerine olan "sevgi"leri asla değişmez. Onlar için "uzun aşk masalı", hiç bitmeyen bir kahkaha şölenine dönüşür.
"Aşkın Sarhoşluğundan Bilmeden İçtim, Sevda Yolundan Bilmeden Geçtim" diyerek yola çıkan Asım ve Ayşe, belki de aşkı hiç ummadıkları bir yerde, en komik ve beklenmedik halleriyle bulurlar. Belki de aşk, böyle bir şeydir; kusurlarla, sakarlıklarla, bitmeyen kahkahalarla dolu bir macera...