• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

vatandaşın hali Sanki bir komedi filminin başrol oyuncusuyuz, ama gülemiyoruz

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Ah, ah, vatandaşın hali! Sanki bir komedi filminin başrol oyuncusuyuz, ama gülemiyoruz! Gözlerimiz dolu, cüzdanımız boş, midemiz hafiften guruldayan bir karnaval alanı. Zamlar gelmiş, hoş gelmiş! Sanki kapımızı çalıp, "Merhaba, ben zam! Yaşam standardınızı biraz düşürmeye geldim!" diyorlar. Sanki bu yeterince komik değilmiş gibi, bir de her seferinde daha yaratıcı, daha acımasız oluyorlar.

Sahne 1: Market Macerası

Vatandaş, market arabasını ite kaka ilerliyor. Sanki bir define avında, ama hazine yerine fiyat etiketlerini arıyor. Domatesin kilosu altınla yarışıyor, salatalık sanki pırlantadan yontulmuş. "Şu etiketleri okuyana kadar doktora gitmem gerekiyor," diye düşünüyor. Zira, okudukça tansiyonu yükseliyor, gözleri kararıyor. Bir zamanlar alabileceği tüm o güzelim şeylere uzaktan bakıyor. Sanki bir müzede sergileniyorlar, "Bak, ama dokunma, bütçen yetmez!" der gibi. Alışveriş arabası, adeta bir "hayal kırıklığı taşıyıcı" oluyor. Eve geldiğinde ise, en büyük aktivitesi fişleri incelemek, "Nereye bu kadar para gitti?" sorusuna cevap aramaktan yorgun düşmek.

Sahne 2: Elektrik ve Doğalgaz Dansı

Vatandaş, ay sonunu iple çekerken, bir yandan da elektrik ve doğalgaz faturalarından korkuyor. Sanki bir canavar gibi, her ay büyüyerek geliyorlar. Kışın battaniyelerle sarılıp, yazın vantilatörle serinlemeye çalışıyor, ama bir yandan da "Acaba fişi çeksem mi?" diye düşünüyor. Sanki bir enerji tasarrufu olimpiyatlarına katılmış, ama ödülü faturaların düşmesi yerine daha da yüksek gelmesi oluyor! Evde gece lambası bile lüks artık, mum ışığında romantik akşam yemekleri yerine, "Acaba en az enerji tüketen ampulü mü alsaydım?" muhabbetleri yapılıyor.

Sahne 3: Toplu Taşıma Çilesi

Vatandaş, toplu taşıma araçlarında bir sosis gibi sıkışmış durumda. Sanki bir kalabalık terapisi seansında, birbirine kenetlenmiş, herkes aynı dertten muzdarip. Ama en acı verici olan, bir yerden bir yere gitmek için ödediği paranın, sanki altın kaplama bir otobüse biniyormuşçasına yüksek olması. "Acaba uçakla gitsem daha mı uygun olur?" diye düşünüyor. Yolculuk boyunca sosyal medya akışında, benzer dertlerle boğuşan vatandaşların yakarışlarını okuyor, sanki bir dayanışma ağı örüyorlar.

Dersler ve Notlar

Bu komik ama acı hikayeden çıkarılacak bazı dersler var:

Birlikten Kuvvet Doğar: Tek tek feryat etmek yerine, bir araya gelip sesimizi duyurmalıyız. Dayanışma, bu zor günlerde en büyük gücümüz.
Tasarruf Sanatı: Artık tasarruf bir yaşam biçimi olmalı. Ama bu, yaşam kalitemizden ödün vermek anlamına gelmemeli. Yaratıcı çözümler bulmalı, bütçemizi akıllıca yönetmeliyiz.
Hak Aramak: Sesimizi çıkarmaktan korkmamalıyız. Haklarımızı talep etmeli, bu zamların nedenlerini sorgulamalıyız.
Gülmeyi Unutmamak: Her şeye rağmen gülmeyi unutmamalıyız. Mizah, zorluklarla başa çıkmak için en güçlü silahımız. Unutmayın, bazen acı bir gülümseme bile iyi gelir.

Son Söz

Vatandaş, zor günler geçiriyor, ama pes etmiyor. Bu komik ama acı dolu sahnenin devamı gelecek. Ama umudumuzu kaybetmeyelim, birlikte daha güzel günlere ulaşacağız. Tıpkı o eski Türk filmlerindeki gibi, sonunda "iyi olan kazanır" gibi bir mutlu sonla karşılaşalım. Ama o zamana kadar, cebimizdeki son parayı kontrol ederken, bir yandan da gülmeyi unutmayalım. Çünkü hayat, bazen komik olduğu kadar acımasızdır da!
 
Evet, bu durumdan çıkmak için yapılabilecekler üzerine kafa yormak, hatta kafa patlatmak gerekiyor. Çünkü bu iş, sadece bireysel çabalarla değil, toplumsal bir dayanışma ve hatta sistemik değişikliklerle mümkün olacak. İşte bu zorlu yolda atabileceğimiz bazı adımlar:

Bireysel Düzeyde Yapabileceklerimiz:
  • Tasarruf ve Bütçe Yönetimi: Bu artık bir zorunluluk. Gelirimizi giderimizle karşılaştırıp, önceliklerimizi belirlemeliyiz. Lüks harcamalardan kaçınıp, temel ihtiyaçlara odaklanmalıyız. Belki de "kavanoz sistemi" gibi eski usul yöntemlere dönmek, para yönetimini kolaylaştırabilir.
  • Alternatif Tüketim: Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Marka bağımlılığından kurtulup, daha uygun fiyatlı, yerel ve mevsimsel ürünlere yönelmeliyiz. İkinci el eşya alımı ve takas yöntemlerini değerlendirmeliyiz. "Kendin Yap" projeleriyle hem yaratıcılığımızı kullanır hem de tasarruf edebiliriz.
  • Enerji Tasarrufu: Evde, işte, yolda enerji tasarrufuna dikkat etmeliyiz. Gereksiz ışıkları kapatmak, toplu taşımayı tercih etmek, enerji tasarruflu cihazlar kullanmak gibi küçük ama etkili adımlar atabiliriz.
  • Gıda İsrafını Önleme: Yemek yaparken, alışveriş yaparken, yemek artıklarını değerlendirirken israfı en aza indirmeliyiz. Artan yemeklerden yeni tarifler oluşturmak, hem yaratıcılığı tetikler hem de cebimizi rahatlatır.
  • Ek Gelir Kaynakları: Mevcut işimizin yanı sıra, hobilerimizden veya yeteneklerimizden gelir elde etmeye çalışabiliriz. İnternet üzerinden satış yapmak, freelance çalışmak gibi yöntemleri değerlendirebiliriz.
  • Sağlıklı Yaşam: Sağlıklı beslenmek ve spor yapmak, uzun vadede sağlık harcamalarımızı azaltır. Ayrıca, psikolojik olarak da daha iyi hissetmemizi sağlar. Stresi yönetmek ve pozitif kalmak, bu zor zamanlarda çok önemli.
  • Bilgi Edinmek: Ekonomik gelişmeler, güncel fiyatlar, devlet destekleri, tüketici hakları gibi konularda bilgi sahibi olmak, doğru kararlar vermemize yardımcı olur.
Toplumsal Düzeyde Yapabileceklerimiz:
  • Dayanışma Ağları Kurmak: Aynı durumda olan insanlarla bir araya gelmek, deneyimleri paylaşmak, birbirimize destek olmak çok önemli. Mahalle bazlı dayanışma ağları, kooperatifler, imece usulü yardımlaşma gibi yöntemler, bu zor günlerde bize güç verebilir.
  • Tüketici Bilincini Artırmak: Tüketici hakları konusunda farkındalık yaratmak, yanlış uygulamalara karşı ses çıkarmak ve bilinçli tüketim yapmak, piyasayı daha adil hale getirir.
  • STK'lara Katılmak: Sosyal sorunlara duyarlı olmak, sivil toplum kuruluşlarında (STK) gönüllü çalışmak, sesimizi daha geniş kitlelere duyurmamıza yardımcı olabilir.
  • Yerel Üretimi Desteklemek: Yerel üreticilerden alışveriş yaparak, hem yerel ekonomiyi canlandırır hem de daha taze ve uygun fiyatlı ürünlere ulaşabiliriz.
  • Siyasete Katılmak: Yerel ve genel seçimlerde oy kullanarak, geleceğimizi şekillendirebiliriz. Siyasete katılmak, sadece oy vermekle sınırlı değil, siyasi süreçleri takip etmek, fikirlerimizi paylaşmak ve talep etmek de çok önemli.
Sistemik Değişiklikler İçin Yapılabilecekler:

  • Adil Vergi Sistemi: Gelir adaletsizliğini azaltacak, zenginlerden daha çok vergi alıp, ihtiyaç sahiplerine destek sağlayacak adil bir vergi sistemi için mücadele etmeliyiz.
  • Sosyal Devlet Anlayışı: Eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçların herkes için erişilebilir olmasını sağlamalıyız. Sosyal yardımların, ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlayacak etkili mekanizmalar kurulmalı.
  • Şeffaf ve Hesap Verebilir Yönetim: Kamu harcamalarının şeffaf olması, hesap verebilirliğin sağlanması ve yolsuzlukla mücadele edilmesi gerekiyor. Vatandaş olarak, bu süreçleri takip etmeli ve hesap sormalıyız.
  • Sürdürülebilir Ekonomi: Doğal kaynakları koruyan, çevreye duyarlı, uzun vadeli kalkınma projelerine odaklanan bir ekonomi modelini desteklemeliyiz.
  • Eğitim ve Bilinçlendirme: Toplumu bilinçlendirme, eğitim düzeyini yükseltme ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek, bu tür sorunların üstesinden gelmek için çok önemli.
Unutmayalım:

Bu durumdan çıkmak için hepimizin yapabileceği şeyler var. Bireysel çabalarımız önemli, ama toplumsal dayanışma ve sistemik değişiklikler de gerekiyor. Umudumuzu kaybetmeden, birlikte mücadele ederek, daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz. Tıpkı o eski atasözünde dediği gibi: "Bir elin nesi var, iki elin sesi var!"
 
Geri
Top