FERHUNDE'NİN YIKILDIĞI ANLAR
Ertesi gün Gülşen ile birlikte eşyalarını almaya gelen Ferhunde'yi kötü bir sürpriz daha bekliyordu. Aynı anda Şevket'i görmeye hapishaneye giden ve oğullarına aldatıldığını nasıl söyleyeceklerini hesaplamaya çalışan Ali Rıza Bey ve Hayriye Hanım, ailelerine felaketten başka birşey getirmeyen Ferhunde'yi taksinin içinde görünce sinirlerine hakim olamadılar. Ali Rıza Bey, her zamanki soğukkanlılığını koruyarak Ferhunde'ye "Hasar tesbiti mi yapmaya geldiniz. Çıkardığınız yangın sönmedi ama sönecek elbet. Biz yine bir aile olarak sımsıkı birarada olacağız, ben size acıyorum.Siz zavallı bir insansınız. Sevgi acımak, insanlık vasfıdır. Bu bizim hatamız oldu. İziniz kalmasın istiyorum bu evde, hayatımızda" dedi.
Her durumda kendisini haklı çıkarmayı başaran Ferhunde, içten içe bu sözlerle ezilse de Şevket'in bir an önce peşini bırakmasını söyleyerek Hayriye Hanım'ı bir kez daha çıldırttı. Ferhunde böyle anlarda ekran başındakileri sinirlendirse de yalnız kaldığında ve kendiyle hesaplaşmaya başladığında izleyenleri ikilemde bırakıyor. Bu sahneden sonra eve girip odasına son kez bakan ve evle vedalaşan Ferhunde'nin hali biraz kafaları karıştırsa da Ferhunde, tuzağına çoktan büyük bir avı düşürmüştü bile.
ŞEVKET DUYGULANDIRDI
Bir gece önce revire kaldırılan Şevket'in anne ve babasıyla yaptığı konuşma da ekran başındakileri hayli duygulandırdı. Anne ve babasının Ferhunde ile ilgili gerçekleri açıklamasına fırsat kalmadan Şevket, olanları anlamıştı bile. Babasının Ferhunde için "Serbest olmak istiyor" sözleri üzerine Şevket, "O halde ne bekliyor? Kapı açık. Zorla tutan yok. Keşke öyle bir şey yoksa da hem kendimi hem bizi büyük bir dertten kurtarsa. Bu kadından yakamızı kurtardığımız gün dünyanın en mutlu insanı olacağım" diyerek karşısında kıvranan anne ve babasını biraz olsun rahatlattı.
Ferhunde'nin evi terkettiğini öğrenen Şevket'in duygu dolu anları ise izleyicileri bir kez daha hüzünlendirdi. Ferhunde'nin kendi hayatında ve ailesinde açtığı yaraların farkında olan Şevket, aldatıldığını hissettiğinde içine bir başka acı daha oturdu. Yüzünü çıkarıp masaya bırakan Şevket, "Aldattı değil mi? Bu işin er geç böyle biteceğini biliyordum. Ama bu kadar çabuk kurtulacağımızı ümit edememiştim. Ben zindanların en büyüğünden kurtuldum. Hepimize geçmiş olsun" diyordu ama içinden büyük bir parçanın koptuğu da yüzünün her halinden belliydi.