Yaşlılıkta yaptırılacak tahliller olası hastalıklara karşı erken tanı sağlayıp yaşam süresi ve kalitesini arttırmada önem taşır. Yaşlanma ile birlikte organlarda ve organ sistemlerinde ortaya çıkan değişiklikler sonucunda bazı sistemik değişiklikler ortaya çıkar.Bunların genel özelliği sistemlerin yavaşlaması ile ilgilidir.Yaşlılarda ortaya çıkan değişiklikler nelerdir birlikte inceleyelim.
1. Böbreğin kanlanması ve süzme fonksiyonunda azalma.
2. Mide-Barsak hareketlerinin yavaşlaması.
3. Mide boşalmasını yavaşlaması.
4. Kas kitlesi ve vücut suyunun azalması.
5.Metabolizmanın da yavaşlamasına bağlı vücut yağ kitlesinin artması.
6.. Karaciğer küçülür ve kanlanması azalır.
7. Tükürük salgısı azalmaktadır.
8. Vücutta ilaçların emilebileceği yüzey azaldığından ilaç kullanımı önemli hale gelir.İlaçlar mutlaka hekim kontrolünde,mümkün olan en düşük dozda verilmelidir.
Yaşlanma ile meydana gelen Fizyolojik değişiklikler biyokimyasal testleri de etkileyebilir. 75 yaşın üzerinde hastaların, %80den fazlasının en az bir ilaç kullanması nedeniyle buna bağlı olarak da biyokimya tahlilleri de etkilenmektedir.Yaşlı hastalarda bulunabilen bir ya da daha fazla hastalık veya kronik durum biyokimyasal parametreleri etkileyebilir.Yaşlı hastanın bir süre hastanede yatması yada yatak istirahati, kalsiyum, sodyum, potasyum ve fosfat değerlerinde atılımı azaltacağından değişiklik yapabilir. Yaşlanmayla değişebilen bazı biyokimyasal tahliller aşağıda belirtilmiştir.Sırasıyla inceleyelim.
Albümin: Hem kadın, hem de erkeklerde yaşlanma ile birlikte serum albümin konsantrasyonu giderek düşmesine rağmen normal sınırlar içinde de kalabilir.
Alkalen fosfataz: 60 yaşından sonra kadınların %25inde alkalen fosfataz artar.Bu menopoz sonrası olabilen hormonal değişikliklerle ilgilidir.. Aynı yaş grubundaki erkeklerde ise normal bulunur. 90 yaş üzeri grupta her iki cinste de alkalen fosfataz yüksek bulunabilir.
Kolesterol: Kadınlarda daha belirgin olmak üzere, 60yaş sonrası total kolesterol düzeyi artar.90 yaş sonrası ise erkeklerdedaha fazla olmak üzere total kolesterol düzeyi düşer. Erkeklerde yaşlanma ile birlikte HDL kolesterol düzeyi yükselirken, total kolesterol ve LDL-kolesterol düzeyi düşer.
Trigliserit: Trigliserit düzeyleri 60 yaş sonrası kişilerde orta yaşa göre belirgin olarak daha yüksektir. 60 yaştan sonraki ileri yaşlarda(80 -90 yaş itibariyle) trigliserit düzeyleri düşmeye başlar.
İnsülin: 60 yaş sonrası grupta insülin düzeyi yükselir, yaşlanma daha da arttıkça 90 lı yaşlara yaklaşıldığında genç erişkinlerdeki düzeyin de altına iner.Yaşlılarda insülin düzeyi şişmanlıkla da ilgilidir.
Luteinizan hormon (LH): Yaşlı kadınlarda ve erkeklerde LH artar.
Kan üre azotu (BUN): Yaşlanma ile birlikte böbrek işlevleri azalırken kan üre azotu hafifçe yükselir.
Yaşlılardayapılan tahliller değerlendirilirken kullanmakta oldukları ilaçlar da göz önüne alınmalıdır. Yaşlılar kendilerine reçete edilen ilaçlarla birlikte kendilerine tavsiye edilen ilaçları da kullanıyor olabilirler.Yaşlı hastalar protein ve lipit metabolizmalarınrında meydana gelen değişiklikler, kan dolaşımının yetersiz olması ve böbrek fonksiyonlarının azalması nedeniyle ilaç yan etkilerine karşı çok daha duyarlıdırlar.Genç hastalarda yan etkiye yol açmayan ilaçlar yaşlılarda yan etki yapabilir.. Yaşlanma ile birlikte ilaçların böbrek ve karaciğerden atılımının azalmasını nedeniyle ilaçların tedavi edici düzeylerinin araştırılmasına genç hastalardan çok daha fazla gereksinim duyulur. Özellikle bazı antibiyotikler,astım ilaçları,psikiatri ve nöroloji ile ilgili ilaçları kullanan yaşlılarda bu ilaçların,kandaki ilaç düzeyi tahlillerine baktırılmalıdır.
Koroner Kalp Hastalığı Olan Yaşlılarda Yapılan Laboratuvar Tahlilleri: Yaşlı hastaların koroner kalp hastalığı gelişmesi yönünden sahip olduğu bireysel risk, serum total kolesterol, trigliserid, LDL, HDL, yüksek duyarlı CRP düzeyi, homosistein ve lipoproteinlere bakılarak değerlendirilebilir. 65-70 yaş üstü yaşlılarda lipit düşürücü tedavinin mutlak gerekli olduğu söylenebilen bir kolesterol düzeyi olmadığından hastanın doktorunun muayene sonrası klinik değerlendirmesi daha çok öne çıkmaktadır.
Alzheimer Hastalığı için Laboratuar Tahlilleri: Alzheimer için kan ve beyin omurilik sıvısında beta-amiloid artışınıngösterilmesi yararlıdır. Ancak kesin tanı için yeterli değildir.
Prostat kanserinde Tahliller 70 yaş ve üzeri erkeklerde prostat kanseri görülme sıklığı %50dir. Prostat spesifik antijen (PSA) yükselmesinin ardından prostat kanserinin klinik belirtileri ortalama 6-7 yıl sonra çıkmaktadır. 50 yaş ve üzeri erkeklerde PSA taraması ise prostat kanseri erken tanısında yol göstericidir.
Diğer Tarama Tahlilleri: 60 yaş üzeri kişilerde ortalama 3 yılda bir TSH bakılmalıdır. Koroner kalp hastalığı olan yaşlılarda ise kolesterol takibi önerilmektedir.
Kadınlarda rahimden yapılan servikal smear tahlilinin 70 yaşına kadar 1-2 yılda bir yapılması önerilmektedir.Meme kanseri yönünden ise en az 70 yaşına kadar 1-2 yılda bir mamografi yapılmalıdır.
Kolon(barsak) kanseri taraması için ise en pratik yol 50 yaşından sonra yılda bir kez dışkıda gizli kan bakılmasıdır.
1. Böbreğin kanlanması ve süzme fonksiyonunda azalma.
2. Mide-Barsak hareketlerinin yavaşlaması.
3. Mide boşalmasını yavaşlaması.
4. Kas kitlesi ve vücut suyunun azalması.
5.Metabolizmanın da yavaşlamasına bağlı vücut yağ kitlesinin artması.
6.. Karaciğer küçülür ve kanlanması azalır.
7. Tükürük salgısı azalmaktadır.
8. Vücutta ilaçların emilebileceği yüzey azaldığından ilaç kullanımı önemli hale gelir.İlaçlar mutlaka hekim kontrolünde,mümkün olan en düşük dozda verilmelidir.
Yaşlanma ile meydana gelen Fizyolojik değişiklikler biyokimyasal testleri de etkileyebilir. 75 yaşın üzerinde hastaların, %80den fazlasının en az bir ilaç kullanması nedeniyle buna bağlı olarak da biyokimya tahlilleri de etkilenmektedir.Yaşlı hastalarda bulunabilen bir ya da daha fazla hastalık veya kronik durum biyokimyasal parametreleri etkileyebilir.Yaşlı hastanın bir süre hastanede yatması yada yatak istirahati, kalsiyum, sodyum, potasyum ve fosfat değerlerinde atılımı azaltacağından değişiklik yapabilir. Yaşlanmayla değişebilen bazı biyokimyasal tahliller aşağıda belirtilmiştir.Sırasıyla inceleyelim.
Albümin: Hem kadın, hem de erkeklerde yaşlanma ile birlikte serum albümin konsantrasyonu giderek düşmesine rağmen normal sınırlar içinde de kalabilir.
Alkalen fosfataz: 60 yaşından sonra kadınların %25inde alkalen fosfataz artar.Bu menopoz sonrası olabilen hormonal değişikliklerle ilgilidir.. Aynı yaş grubundaki erkeklerde ise normal bulunur. 90 yaş üzeri grupta her iki cinste de alkalen fosfataz yüksek bulunabilir.
Kolesterol: Kadınlarda daha belirgin olmak üzere, 60yaş sonrası total kolesterol düzeyi artar.90 yaş sonrası ise erkeklerdedaha fazla olmak üzere total kolesterol düzeyi düşer. Erkeklerde yaşlanma ile birlikte HDL kolesterol düzeyi yükselirken, total kolesterol ve LDL-kolesterol düzeyi düşer.
Trigliserit: Trigliserit düzeyleri 60 yaş sonrası kişilerde orta yaşa göre belirgin olarak daha yüksektir. 60 yaştan sonraki ileri yaşlarda(80 -90 yaş itibariyle) trigliserit düzeyleri düşmeye başlar.
İnsülin: 60 yaş sonrası grupta insülin düzeyi yükselir, yaşlanma daha da arttıkça 90 lı yaşlara yaklaşıldığında genç erişkinlerdeki düzeyin de altına iner.Yaşlılarda insülin düzeyi şişmanlıkla da ilgilidir.
Luteinizan hormon (LH): Yaşlı kadınlarda ve erkeklerde LH artar.
Kan üre azotu (BUN): Yaşlanma ile birlikte böbrek işlevleri azalırken kan üre azotu hafifçe yükselir.
Yaşlılardayapılan tahliller değerlendirilirken kullanmakta oldukları ilaçlar da göz önüne alınmalıdır. Yaşlılar kendilerine reçete edilen ilaçlarla birlikte kendilerine tavsiye edilen ilaçları da kullanıyor olabilirler.Yaşlı hastalar protein ve lipit metabolizmalarınrında meydana gelen değişiklikler, kan dolaşımının yetersiz olması ve böbrek fonksiyonlarının azalması nedeniyle ilaç yan etkilerine karşı çok daha duyarlıdırlar.Genç hastalarda yan etkiye yol açmayan ilaçlar yaşlılarda yan etki yapabilir.. Yaşlanma ile birlikte ilaçların böbrek ve karaciğerden atılımının azalmasını nedeniyle ilaçların tedavi edici düzeylerinin araştırılmasına genç hastalardan çok daha fazla gereksinim duyulur. Özellikle bazı antibiyotikler,astım ilaçları,psikiatri ve nöroloji ile ilgili ilaçları kullanan yaşlılarda bu ilaçların,kandaki ilaç düzeyi tahlillerine baktırılmalıdır.
Koroner Kalp Hastalığı Olan Yaşlılarda Yapılan Laboratuvar Tahlilleri: Yaşlı hastaların koroner kalp hastalığı gelişmesi yönünden sahip olduğu bireysel risk, serum total kolesterol, trigliserid, LDL, HDL, yüksek duyarlı CRP düzeyi, homosistein ve lipoproteinlere bakılarak değerlendirilebilir. 65-70 yaş üstü yaşlılarda lipit düşürücü tedavinin mutlak gerekli olduğu söylenebilen bir kolesterol düzeyi olmadığından hastanın doktorunun muayene sonrası klinik değerlendirmesi daha çok öne çıkmaktadır.
Alzheimer Hastalığı için Laboratuar Tahlilleri: Alzheimer için kan ve beyin omurilik sıvısında beta-amiloid artışınıngösterilmesi yararlıdır. Ancak kesin tanı için yeterli değildir.
Prostat kanserinde Tahliller 70 yaş ve üzeri erkeklerde prostat kanseri görülme sıklığı %50dir. Prostat spesifik antijen (PSA) yükselmesinin ardından prostat kanserinin klinik belirtileri ortalama 6-7 yıl sonra çıkmaktadır. 50 yaş ve üzeri erkeklerde PSA taraması ise prostat kanseri erken tanısında yol göstericidir.
Diğer Tarama Tahlilleri: 60 yaş üzeri kişilerde ortalama 3 yılda bir TSH bakılmalıdır. Koroner kalp hastalığı olan yaşlılarda ise kolesterol takibi önerilmektedir.
Kadınlarda rahimden yapılan servikal smear tahlilinin 70 yaşına kadar 1-2 yılda bir yapılması önerilmektedir.Meme kanseri yönünden ise en az 70 yaşına kadar 1-2 yılda bir mamografi yapılmalıdır.
Kolon(barsak) kanseri taraması için ise en pratik yol 50 yaşından sonra yılda bir kez dışkıda gizli kan bakılmasıdır.