Buz tutmuşum yüreğinde yarin
ve üşümüşlüğü ayrılığın....
Geceleri kapımı çalan yalnızlığın açılışını hepmi yapar benim ellerim
Vedasını boynuma taktığım acılarımdan boğuluyorum
Dudaklarımın yüreğini öpemediği musalla taşlarına kapattım gidişini
Mektupluyorum şiirlerimin her mısrasına ağıtlarımı
Harf harf perişan hatıraların noktasına varamadan yığılıyorum
Ey Sevgili !
Aşkın hangi vaktinde almışım yüreğime seni
Kafi değilmi Haps-i Münferid kalbime yaşattığın kafi değilmi
Gölgesı oldum ayrılığın her dem peşinde
Hüzünbaz sesiyle engin Bir musiki
Sükutum sakinliğimi haykırır katre katre
Mağrur oldum yar, Mağrur...
Sığdıramadım kendimi aşkına..
Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendim..
Ben, bu beni ağrılarımın üstüne gömdüm
Hangi günahımın bedeliydin kırıp geçtin
Ey yüreğini bağrımda bırakan
Söyle hangi senlerime kefen biçip giyineyim
Gözlerinin sözlerinde yığıldım
Canım gidişinden arda kalan enkaz
Bir başıma kaldım kalkamıyorum
Hatıralarının bedenimi kuşatmışlığı başımda bela
Yardan arda kalan her zamanın selasını okudum
Günahı boynuna perişan hallerimin
Gözlerimde kıyamet kopuyor, unutuyorum işte
Hangi Yar/a yar diye kalıyor ki son durakta
Üstüme gelsin herşey bırakın
Aminledim artık bu AŞKI sarıp sarmalandım dualara
Keder yok, Kadere uzandım boylu boyunca
Hasret gecelerini yaktım içimde
Bu Aşkın yorgunluğu bildiğiniz gibi birşey değildi
Yorulmuş günahlarımın tövbesine atıyorum bedenimi...
Rukiye KÖKSAL