• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Makaleler, Araştırma Yazıları

Araştırma ve gözlemlere dayalı yazı ve makaleler ...
Çevre Sorunlarının Oluşum ve Yayılması
TEMEL ÇEVRE SORUNLARI Çevre sorunlarının gelişimine girmeden önce, dünyamızı ve ülkemizi tehdit eden bazı temel çevre sorunlarının üzerinde durmak gerekmektedir. Böylece, hem bu sorunların niteliği hem de bunlarla ilgili mevzuat ve bilincin gelişim tarihleri daha iyi izlenebilecektir. Aslında bu ayırımın kendisi dahi çevre sorunları gibi yenidir. Zira çevre sorunları ilk kez II. Dünya savaşı sonrası ortaya çıktığında, bunların son tahlilde sanayileşmenin bir sonucu olduğu ve sadece bulundukları bölgeleri ilgilendirdiği sanılıyordu. Böylece, bunlarla ilgili çözüm ve bilinç de bölgesel ve mahallî olarak düşünülüyordu. Çevre sorunlarının ortaya çıktığı bölge/ bölgelerde yaşamayan insanlar bu sorunlara ilgi duymadıkları gibi, çözümü...
Küresel Çevre Sorunları
Dogal Çevreyi Etkileyen Sorunlar 1. Hava Kirliligi 2. Su Kirliligi 3. Gürültü Kirliligi 4. Görüntü Kirliligi 5. Toprak Kirliligi 6. Hızlı Nüfus Artışı "Tanrı affeder, bazen insanlar da, fakat doga hiçbir şeyi affetmez." William JAMES 1. Hava Kirliligi: Atmosferdeki toz, gaz, duman, is ve kokunun canlılara zarar verecek boyuta ulaşmasına hava kirliligi denir. Atmosfer; yerden rüzgârla kalkan tozlar, yanan kömür petrol ve odundan çıkan duman, araba egzozlarından çıkan kurşun ve karbon monoksit ve yanan kömürden çıkan kükürt dioksit ile kirlenmektedir. Özellikle fosil yakıtlardan çıkan karbondioksit gazı atmosferde sera etkisi yapmaktadır. Atmosferdeki karbondioksit gazı dünyadan geriye yansıyan uzun dalga ışınlarının hapsedilmesine ve...
Kafeinle ilgili 5 sürpriz bilgi
Dozunda güzel Uzmanlar, eğer uykusuzluk çekiyorsanız ve sık sık kalp çarpıntısı gibi problemler yaşıyorsanız, kafeini olması gerektiğinden fazla kullandığınız anlamına gelebileceğini belirtiyor. Aslında günde 250 miligram kafein, beyni uyandırıyor, konsantrasyonu arttırıyor, stresi azaltıyor ve daha uzun yaşamanızı sağlayabiliyor. Ancak bu bir bağımlılık haline geldiğinde ve doz arttığında dehidrasyon, uykusuzluk, endişe, mide rahatsızlığı ve hatta hamilelik sırasında düşük riski gibi birçok rahatsızlığa davetiye çıkarabiliyor. Gizli kafeine dikkat Kafeini azaltmaya çalışıyorsanız tükettiğiniz kahve, çay ve gazlı içeceklerin de miktarını azaltmalısınız demektir. Çünkü bu sinsi uyarıcı beklenmedik yerlerde karşınıza çıkabiliyor...
Türkiye'nin aşk raporu: Gerçek aşka inananların oranı yüzde 50
MetroPOLL Araştırma Şirketi'nin 14 Şubat Sevgililer Günü için yaptığı ankete katılanların yüzde 66.4'ü, bu günü kutlamadığını söyledi. Katılımcıların yarısı, gerçek aşka inandığını belirtti. MetroPOLL Araştırma Şirketi, dünya genelinde 'Sevgililer Günü' olarak bilinen 14 Şubat öncesinde bir anket gerçekleştirdi. 18-25 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen ankete 28 ilden toplam bin 926 kişi katıldı. Katılımcıların yüzde 38.4’ü “14 Şubat günü sizin için ne ifade ediyor” sorusuna "Sevgililer Günü" yanıtını verdi. Ankete katılanların yüzde 13.1’i 14 Şubat’ı “Anlamsız bir gün” olarak nitelendirirken, yüzde 2.2 “Para tuzağı” olduğu görüşünü savundu. 14 Şubat için “Özel / güzel bir gün” yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 1.4’te kaldı...
Gençlerin yeni fobisi: Telefonda konuşmak
Günümüzde gençler akıllı telefonlarla internette geziyor, birbirleriyle haberleşiyor, müzik dinliyor ya da video izliyor. Ama gençlerin yüzde 17'sinin telefonlaşma fobisi var. Günümüzde telefonsuz bir hayat tahayyül etmek birçok kişi için neredeyse imkansız. Özellikle de gençler için. Ama gündelik yaşamında telefonu video izlemekten mesaj yazmaya, sosyal medya platformlarını kullanmaya kadar farklı amaçlar için kullanan gençlerin bazıları telefonlaşmaktansa korkuyor. Bunlardan biri de Stephanie Cao. Cao sosyal medya platformu Youtube'da 3 bin abonesi olan genç, Berlinli bir üniversite öğrencisi. İnternette dolaşmayı seviyor, çektiği videoları Youtube'a yüklemek ise onun için çocuk oyuncağı. Ama doktor randevusu almak için telefon...
Yeni Bir Araştırmaya Göre Düzenli ve Kararında Kahve İçmek Ömrü Uzatıyor
Kore Bulaşıcı Hastalıkları Önleme ajansı ve Chung-Ang üniversitesindeki araştırmacıların yaptıkları incelemelere göre, düzenli kahve tüketimi normal bir bireyin yaşam kalitesini ve süresini arttırıyor. Ancak aynı araştırmanın gösterdiğini göre, bireyin kahve tüketiminin giderek artması, bireyin ömrünü azaltabiliyor. Kahve ile kaliteli bir yaşam: Araştırmaya katılan gönüllü deneklerin bir kısmına günde 3 bardak diğerlerine ise 3 bardaktan az kahve verildi. 3 bardak kahve içen deneklerde tüketmeyenlere göre kalp krizi riskinin azaldığı gözlemlendi. 3 bardaktan az tüketenlerde ise kalp krizi riskinin küçük bir ölçüde azaldığı tespit edildi. Araştırma için yaşları 18 ila 40 arasında değişen, diyabet, damar tıkanıklığı ve kanser gibi...
Bilim İnsanları, Misfonya Hastalarının Bazı Seslere Neden Katlanamadıklarını Keşfetti
Çiğneme, şapırdama veya yüksek sesle nefes alma gibi seslerden rahatsız oluyorsanız, yalnız değilsiniz. Dünya üzerinde pek çok insan bu durumdan şikâyetçi. İnsani olarak üretilen bu seslerden rahatsız olma durumu da geçtiğimiz günlerde Newcastle Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından ele alındı ve araştırıldı. Bilimde misfonya olarak tanımlanan, halen fizyolojik mi yoksa psikolojik bir rahatsızlık olduğuna dair tartışmalara ev sahipliği yapan bu durum, yoğun fiziksel veya duygusal tepkileri tetikleyebiliyor. Yeni yapılan çalışmada da bilim insanları, bu durumdan muzdarip olan kişilerin beyinlerinin işitsel korteksleri ile ağız, boğaz ve yüzle ilgili motor kontrol alanları arasında daha duyarlı bağlantıya sahip olduğunu keşfetti...
10 dakika telefonla konuşmak daha az yalnız hissetmeye yetiyor
Yalnız hisseden kişilerin kendilerini yargılamayacak kişilerle konuşması öneriliyor Uzmanlar, araştırmaya devam etmeye ve ölçeğini büyütmek istiyor Yapılan yeni bir araştırma, 10 dakika telefonla konuşmanın ve görüşülecek konulara karar vermenin daha az yalnız hissetmeye yettiğini ortaya koydu. Hakemli tıp dergisi JAMA Psychiatry'de yayımlanan araştırmadaki 240 katılımcının yarısı gönüllülerle bir ay boyunca telefon görüşmesi yaparken diğer grup hiçbir çağrı almadı. Gönüllülerle konuşan katılımcıların ortalama yüzde 20 daha az yalnız hissettiği tespit edildi. Araştırmanın başyazarı, Teksas Üniversitesi'nde nüfus sağlığı doçenti Maninder "Mini" Kahlon, gönüllülerin aktif dinleme ve konular hakkında soru sormayı içeren empatik...
Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırma, saçları dökülenlere yönelik ayrımcılığı ortaya koydu
Saçkıran hastaları "kirli", "hastalıklı" veya "akılsız" olarak damgalanıyor Alopesi, şiddetine göre vücuttaki bütün kılların dökülmesine ya da kılların bölgeden bölgeye düzensiz şekilde dökülmesine sebep oluyor. İki bin 15 kişinin katıldığı bir anket, alopesiden (saçkıran) mustarip kişilerin çirkin, kirli, bulaşıcı hastalık taşıyan ya da akılsız bir kişi olarak görülebildiğini ortaya koydu. ABD'deki Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılara göre bulgular, sıradan bireylerin alopesi hastalarını damgaladığını gösterdi. Uzmanlar bu düşüncelerin işyerine kadar sıçradığı konusunda da uyarılarda bulundu. Araştırma ekibi, 6 kişinin saçı bulunan, kel ya da kılları tamamen dökülmüş (kaş, kirpik ve sakal) olmak üzere üç farklı haldeki...
Sinirbilimciler ortaya koydu: Beynimiz düşüncelerimizi topluma uyduruyor
Diğer insanlarla aynı fikirde olmamak beyinde "iz" bırakıyor Çalışmada beyin aktivitesini ayrıntılı olarak görmeyi sağlayan manyetoensefalografi kullanıldı. Bilim insanları, bir kişi diğer bireylerle fikir ayrılığı yaşadığında beyninin "iz" bıraktığını tespit etti. Beynin daha sonra düşünceleri topluma uydurduğu da ortaya çıktı. İnsanlar, başka bireylerin etkisiyle fikirlerini sık sık değiştiriyor. "Uyma" denen bu sosyal davranış, seçimlerde oy vermekten moda anlayışına kadar pek çok alanda etkili oluyor. Son zamanlarda toplumsal etkinin karar verme üzerindeki kısa vadeli etkilerine dair araştırmalar yürütülüyor. Ancak bir fikir edindikten ve başkalarının görüşünü öğrendikten bir süre geçtikten sonra, toplumun insanların...
"Dayak, özel hayata girer; biz karışamayız" diyen kadın kimdi?
Bir kadın düşünün: Kocası tarafından öldürülesiye dövülüyor. Annesi de defalarca aynı adamın saldırısına uğruyor. Karakola gidip şikayet ediyor, koruma istiyorlar, ama tehdit karşısında şikayetlerini geri çekmek zorunda kalıyorlar. Yasa, tehdide karşı çaresiz, kadını korumakta yetersiz: “Neden şikayetten vazgeçtin” diye sormuyor. “Aile içi sorun” diyerek müdahale etmiyor. “Evin mahremiyeti”, dayağa mazeret oluyor. Sonunda kadının annesi, dayak seanslarından birinde ölüyor. Kadın dava açıyor. Dava 7 yıl sürüyor. Adam tahliye ediliyor. Kadın ölüm tehdidi altında… Devlet yine yok. Kadın, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürüyor. AİHM, Türkiye’yi, tehdidi bildiği halde “aile içi sorun” diyerek kadını...
İslam ve "müzik" üzerine
Yıllardan beri İslami çevrelerde "müziğin haram olup olmadığı" tartışması sıklıkla gündeme gelir. Son günlerde bir ilahiyatçının açıklamaları da yine gündemin ibresini kısa süreliğine de olsa bu yöne çevirdi. Yakın geçmişte İslam dinini seçen bazı yabancı müzisyenlerin ilk iş olarak müziği bırakıp tövbekar olduklarını çok okuduk. Ama bunlardan en ünlüsü olan Yusuf İslam (Cat Stevens) geçen yıl tekrar müziğe döndü, turnelere başladı ve hatta heavy-metal müziğin çılgın vokalisti Ozzy Osbourne ile sahne bile aldı! Bu tartışmalar bitecek gibi görünmüyor. Dolayısıyla, İslam'ın gerçekten müzik ile bir sorunu var mıdır ve İslam mantığı içinde müzik "haram" olarak değerlendirilebilir mi, buna sinirbilimlerini temel alan bir yorum eklemek...
Kelsen ve Hukuksal Pozitivizm (Türkiye)
Genelde felsefi pozitivizm (olguculuk), en temel belirlenimini metafiziğin reddiyle gösterir. Bu anlayışa göre araştırmalarımız olgulara, gerçeklere dayalı olmalıdır; fizikötesi açıklamalar kuramsal olarak olanaksız, pratik olarak da yararsızdır. Bilgi deneysel alanın dışına çıkmamalı, deneye dayanmalıdır. Dolayısıyla deneyle denetlenmeyen bilgi türleri pozitivizmin reddettiği bilgi türleridir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta pozitivizmin metafiziği reddinin bir olumsuzlama (yani metafiziğin içeriğine ilişkin bir tartışmaya girme)değil bir kayıtsızlık olduğudur. Metafizik bilgi bizi bir yerlere götürmez ;çünkü insanın bilgi yetisinin sınırlarını aşar. Dolayısyla felsefi olguculuk tüm olarak metafiziği (o arada dini) boş ve...
Geri
Top