YÜZEY ŞEKİLLERİ Rize ilinin en önemli engebesini Kuzey Anadolu Dağları'nın kıyı sıraları oluşturur. Birçok vadiyle yarılarak çok engebeli bir görünüş kazanan bu dağ-lar, kıyı boyundan başlayarak güney-doğuya doğru gittikçe yükselir ve Rize- Artvin-Erzurum illerinin komşu olduğu noktada 4.000 m'ye yaklaşır (Kaçkar Dağı).
İKLİM Rize ilinin kıyı kesiminde ılık, çok yağışlı, belirli bir kurak mevsimin ol-madığı bir iklim hüküm sürer. Türkiye'- de mevsimler arasındaki ısı farklarının en az olduğu kesim de burasıdır. İl merkezindeki meteoroloji istasyonunun ölçümlerine göre, en soğuk ay or-talaması 7°C, en sıcak ay ortalaması 22.6°C'dir. Bugüne değin ölçülen en düşük sıcaklık 7°C (19 Mart 1963), en yüksek sıcaklık ise 37,90°'dir (2 Ma-yıs 1935). Türkiye'de en çok yağış alan yöre, söz konusu kıyı kesimidir. Yılda orta-lama 2.357 mm yağış alan Rize istas-yonunun gerisinde yükselen dağlarda ölçüm istasyonları bulunmamakla bir-likte, dağların denize bakan yamaçla-rında bazı elverişli yerlerde, yıllık or-talama yağışların yukarıda verilen de-ğerin iki katını bulabileceği söylenebilir.
BİTKİ ÖRTÜSÜElverişli iklim koşulları dolayısıyla kıyı dağlarının denize bakan yamaçları nemcil bir ormanla örtülüdür. Ormanlar, alçak kesimlerde kızılağaç, gürgen, kestane, kayın, ıhlamur, meşe gibi yayvan yapraklı ağaçlardan ve halkın "orman gülü" dediği bitkilerden (rhododendron) oluşmuş yoğun biror- manaltı topluluğundan, yükseklerdey-se iğne yapraklılardan (köknar ve ladin) meydana gelir.
AKARSULAR Rize ilinin akarsuları birbirine pa-ralel olarak, dağların doruğundan Ka-radeniz'e doğru inerler. Bu akarsuların en önemlileri doğudan batıya doğru Fındıklı Deresi, Büyükdere, Pazar Suyu, Karadere ve İyi Dere'dir. Bunlar şiddetli yağmurlardan sonra ve karlar eriyince hızla kabaran akarsulardır.
GOLLER İl sınırları içinde önemli doğal göl yoktur. Dağların yüksek kesimlerinde, eski buzulların oyduğu çukurlarda su-ların toplanmasıyla oluşmuş küçük buzul göllerine rastlanır.
NÜFUS VE KENTLER 1990 sayımında Rize ilinin nüfusu 348.776 olarak belirlenmiştir. Buna göre km2'ye 89 kişi düşer. Nüfus yoğunluğu bazı ilçelerde 200'ü (Kalkandere ilçesinde 231), bazılarında 300'ü aşar (Merkez ilçede 345), buna karşılık bazı ilçelerde 20'nin bile altına düşer (Ikizdere ilçesinde 17, Çamlıhemşin ilçesinde 16). İlde nüfusun yüzde 27'si nüfusu 10.000'i aşan dört kentte yaşar. Bu kentlerden birinin (Rize) nüfusu 50.000'i bulur. Ötekilerin (Çayeli, Arde- şen, Pazar) nüfusuysa 20.000'in altındadır.
RİZE KENTİ İlin merkezi olan Rize kenti, Karadeniz kıyısında, kuzeybatı rüzgârlarını bir öçüde önleyen Fener Burnu'nun siper olduğu bir koyun kıyısında kurulmuştur. Kıyının dar alanı, yakın yıllarda toprak doldurularak genişletilmiş ve burada liman tesisleri, iş yerleri, oteller yapılmıştır. Kıyı düzlüğünün hemen gerisinde yükselmeye başlayan yeşil yamaçlar üstünde, kent dağınık bir yerleşme halinde yayılır.
"Rhizos" adlı Orta Çağ kentinin devamı olan Rize, 1461'de Osmanlı egemenliği altına girmiş, 19. yüzyılın ikinci yarısında Batum'un Ruslara bırakılmasından sonra sancak, Cumhuriyet döneminde de il merkezi olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık iki yıl süren Rus işgalinden sonra, önceleri yavaş gelişmiş (nüfusu 1927'de 13.701, 1950'de 15.067), sonradan, özellikle çay ekiminin yayılması nedeniyle hızlı bir gelişme göstermiştir (nüfusu 1975'te 36.044, 1980'de 43.407, 1990'da 52.031).
Rize tarihi konulu makaleler:
Ardeşen kenti Rize'nin kuzeydoğusunda, Pazar ile Fındıklı arasında, Karadeniz kıyısında kurulmuştur. 1953'te ilçe merkezi olan Ardeşen'in nüfusu 1955'te 4.035 iken 1985'te 10.000'i aşmış (13.403), 1990'da 17.340'a yükselmiştir.
Çayeli kenti ilin ikinci büyük kenti olan Çayeii, Rize'nin yaklaşık 20 km doğusunda, Karadeniz kıyısında kurulmuştur (eski adı "Mapavri"). Evleri kenar mahal-lelerde dağınıktır ve geniş bir alana ya- yılır. Nüfusu 1940'ta 6.138 iken 1980'de 15.000'e yaklaşmıştır (14.926). 1985'te 15.000'i de geçen nüfusu (16.561), 1990'da gerileyerek yeniden 15.000'in altına düşmüştür (14.947).
Pazar kenti Aynı adı taşıyan derenin ağız kesi-mi yakınında kurulmuş olan Pazar'ın eski adı "Atina"ydı. Rize'yi Hopa'ya bağlayan kıyı yolu üstünde ve yamaçlarda yayılır. 1927'de nüfusu 521 iken, 1980'de 10.00'i aşmış (10.206) 1985'te 11. 140'a ulaşmış, 1990'da biraz gerileyerek 11.068'e düşmüştür.EKONOMİK YAPI Rize ilinde ekonomi büyük ölçüde tarıma dayanır, ama burada tarım Türkiye'nin öteki bölgeierindekinden oldukça farklıdır. Söz konusu farklılığın başında, ilde buğday tarımının yapıl-maması, buna karşılık mısırın en çok ekilen tahıl türü olması gelir (1988 yı-lında 672 hektarlık bir alanda 2.000 ton mısır üretilmiştir). Baklaoil türlerinden fasulye ekimi önemlidir. Fasulye, mer-kez ilçe dışında bütün ilçelerde önemli bir geçim kaynağıdır. Sanayi bitkilerin-den iri yapraklı puroluk tütün Pazar ve Ardeşen ilçelerinde yetiştirilir. Bunların yanı sıra, Rize ilinde tarımın tanıtıcı öğesi çay bahçeleridir. 1988 yılında 53.0 hektarlık bir alanda 523.000 ton yaş çay yaprağı üretilmiştir. Bu miktar aynı yılın Türkiye çay üretiminin yüzde 69'unu oluşturmuştur. Rize kıyılarında turunçgiller de çok üretilir. En çok mandalina (1988'de 190.000 ağaç) yetiştirilir. Doğu Karadeniz kıyılarında çok yaygın olan fındık ağacı, Rize ilinde elverişli yetişme koşullan bulamamıştır. Fındık üretimi yalnızca Fındıklı, Pazar ve Ardeşen ilçelerinde önemlidir. Hayvancılık gelişmemiştir, büyük-baş hayvan sayısı, küçükbaş hayvan- larınkinden daha büyüktür. Kıyı kesi-minde balıkçılığa önem verilir. En çok hamsi, istavrit ve mezgit avlanır. İl sınırları içinde önemli maden yoktur. İldeki sanayi kuruluşları arasında, çay tarımına paralel olarak sayıları artmış olan çay fabrikaları başta gelir. Ayrıca orman ürünlerini değerlendiren tesisler (Ardeşen kereste-parke fabrikası gibi) de vardır.ULAŞIM Deniz ulaşımının önemini yitirmesiyle, Rize ilinde karayolu ulaşımı ağır basar. Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarını izleyen önemli yol, Rize - Çayeii - Pazar - Ardeşen ve Fındıklı'dan geçer. Bu yoldan ayrılarak iç kesimlere giren yollar pek nitelikli değildir. Bunlar arasında Rize'yi Erzurum'a bağlayan Rize - ispir - Erzurum yolu, Ovit Geçidi'nde 2.600 m'yi aşar ve her mevsimde ulaşıma elverişli değildir.
EĞİTİM Rize ilindeki 513 ilkokulda 39.473, 62 ortaokulda 15.212, 34 lisede 9.367 öğrenci vardır, ilkokullarda 1.654, ortaokullarda 244, liselerde 490 öğretmen görevlidir.
İlde ayrıca, Trabzon'daki Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne bağlı Rize Meslek Yüksekokulu da eğitim vermektedir.
SAĞLIK Rize ilinde tam teşekküllü on hastane vardır. Bunların toplam yatak ka-pasitesi 848'dir. iide ayrıca 33 sağlık ocağı, 156 sağlık evi hizmet vermek-tedir. Rize ilinde sağlık hizmetleri 114'ü pratisyen, 67'si uzman toplam 181 hekim, 213 hemşire, 184 ebe, 69 sağlık memuru 30 diş hekimi ve 77 ec181 hekim, 213 hemşire, 184 ebe, 69 sağlık memuru 30 diş hekimi ve 77 eczacı tarafından yerine getirilmektedir.TURİZM Yeşillikler arasında yayılan bir kıyı kenti olan Rize kentinde ve çevresinde çoğu Osmaniı döneminde yapıl-mış mimari eserler vardır. Rize ili tarihi zenginliklerinin yanı sıra, doğal gü-zellikleriyle de çekici bir turizm beldesi olmaya adaydır.
RİZE TARİHİ VE TURİSTİK YERLER
Rize Kalesi: İl merkezinin güneyba- tısındadır. 1314-1330 arasında Cene-vizliler tarafından yapıldığı sanılıyor. Deniz düzeyinden 160 m yüksekte olan kalenin surları 15-20 m yüksekli- ğindedir. Kalenin çevresinde savunma hendeği yoktur.
islampaşa Camii: 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan cami, Kurşunlu Cami adıyla da anılır. Duvarları kesme taştan örülen camiin son cemaat yeri kubbelerle örtülüdür. Birer şerefeli iki minaresi vardır.
Gülbahar Camii: Kare planlı, kubbeli cami, 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbahar Hatun tara-fından yaptırılmıştır. 1952'de restore edilen camiin, minaresi tek şerefelidir.
Caferpaşa Camii: 16. yüzyılda Rize fatihi olarak bilinen Cafer Paşa ta-rafından yaptırılmıştır. Basit planlı, üstü kiremitle örtülü camiin, giriş kapısında mermer bir yapım yazıtı bulunur.
Çayeli (Zeleki) Kalesi: Çayeli'nin 2 km doğusunda, Artvin-Rize karayolun- daki tünelin üstünde, yıkıntı halindedir. Kalenin 12. yüzyılda Pontoslular tarafından yaptırıldığı sanılıyor.
Kız Kalesi: İlçe merkezi Pazar'ın batı girişinde, denizin içindeki büyük bir kaya üzerindedir. 8. yüzyılda Bizanslılar'ın yaptırdığı kaleden günü-müzde yalnızca bir gözetleme kulesi ulaşabilmiştir.
Zilkale: Çamlıhemşin'in 12 km gü-neyindeki yüksek bir tepenin üzerin-dedir. 6. yüzyılda BizanslIlar tarafından yaptırıldığı sanılan kalenin sekiz burcu ve bir gözetleme kulesi vardır. Kalenin, savunma hendeği durumundaki Zil Deresi'ne bir merdivenle inilir. Kalede su sarnıçları, erzak ambarları ve konak kalıntılarına rastlanır.
Kale-i Bâlâ: Çamlıhemşin'in 40 km güneyindeki Hisarcık Köyü'ndedir. M.Ö. 200'lerde yapıldığı sanılıyor. Ka-lenin 16 burcu ve bir gözetleme kulesi vardır.
Kaçkar Dağları: Dağ sporlarını sevenler için bulunmaz bir tatil merkezidir. Fırtına Deresi, Çiftekavak, Taşlıdere, Dağbaşı ve Ziraat Parkı da, çeşitli doğal güzelliklere sahip dinlenme yerleridir.
RİZE İÇMELER VE KAPLICALAR Şifalı su kaynakları bakımından çok zengin bir il olan Rize'deki içme ve Kaplıcaların bazıları şunlardır: An- don İçmesi, Ayder Kaplıcaları, Çimil Ilıcası, Çamlıhemşin Ilıcası, Aşağıköy İçmeleri, Şimşirli ve Ilıca içmeleri. Ayder (Arder) Kaplıcası: Kaçkar Dağları'nın yamaçlarında yer alan Ayder Kaplıcası'na, Çamlıhemşin'den 18 km'lik bir dağ yoluyla ulaşılır. Oligo- metalik, termal ve radyoaktif olan kap-lıcanın suları, mide, bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi gelir. Andon İçmesi: Rize'den 30 km uzaktadır. Karbondioksitli, demirli, al-kalin ve toprak alkalin, acı ve bikarbo- natlı olan sular, karaciğer, safrakesesi, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Gut hastaları ve zayıflamak isteyenler de buraya gelir.
Ikizdere (Şimşirli) İçmesi: Rize'ye 53 km uzaklıktadır. Bol karbondioksitli olan içme, sindirimi kolaylaştırır.
KÜLTÜREL YAŞAM Rize ilinde, sahne sanatları (tiyatro, opera, bale vb), alanında olsun, müzik alanında olsun yerleşik profesyonel topluluk yoktur. Bazı okullarda amatörce tiyatro, müzik ve halk oyunları çalışmaları yürütülür. İlde piastik sanatlarda da (resim, heykel, seramik vb.) kayda değer bir etkinlik görülmez. Az sayıda sinema salonunun bulunduğu ilde sinema sanatını yakından izleme olanağı yoktur. Edebiyatla uğraşanlar, yazılarını ya da şiirlerini, yerel basında ya da İstan-bul'da yayımlanan dergilere gönderirler.
Rize Kültürü Konulu makaleler:
GELENEKLER VE TÖRELER Halkın çok dindar olduğu Rize ilinde akrabalığa ve hemşeriliğe büyük önem verilir. Çeşitli batıl inançlara da rastlanır. Perilerin, din ulularının bere-ket, kötülüklerden koruma ve yardım için, türlü biçimlerde insanlara görün-düğüne inanılır. Bunun gizli tutulması gerektiği, açığa vurulursa kişinin çeşitli biçimlerde cezalandırılacağı inancı güçlüdür. Bazı yerlerin "kutsal" ya da "tekinsiz" oiduğu, bu nedenle oralarda abdestsiz bulunmamak gerektiği söylenir. Halk sık sık hocalara, tür-belere, yatırlara ve din adamlarına başvurur.
DÜĞÜN DOĞUM VE ÖLÜM GELENEKLERİ Beşik kertmesi, imam nikâhıyla ev-lilik, başlık gibi geleneksel uygulama-ların giderek ortadan kalktığı yörede, evliliklerin çoğu hâlâ görücü usulüyle yapılır. Kızların 14-15 yaşlarında, er-keklerin de askere gitmeden önce ev-lendikleri Rize'de köy ya dâ yakın çev-re içinde evlenilir. Akraba evlilikleri yaygındır. Yörede görücü olarak gidil-diğinde kız ve erkek babası konuşmaz, "vekiller" dilekleri açar, takı, giysi, çeyiz konuşulur, anlaşmaya varılırsa kız evi konuklara sofra çıkarır. Başlık parası verilecekse damat babası parayı sofraya koyar. Yemekten sonra silah atılır ve söz kesildiği duyurulur. Nişan törenlerinin yaygın olmadığı yörede düğün hazırlıkları birkaç ay sürer ve tüm masrafları erkek tarafı karşılar. Düğün haftası başında erkek tarafı, kız evine, içinde takı ve giysi bulunan bir "sandık" gönderir. Konuklar "lokum" denen kurabiyeler dağıtılarak düğüne çağrılır. Kına gecesinin sabahı gelin alayı yola çıkar. Gelin alayını, "donanma" denen silahlı gençler çevirir. Yol boyunca silah atılır, kemen- çe, tulum ya da zurna çalınır. Düğün alayı, damat evine geldiğinde eğlenceler düzenlenir. Akşam namazından sonra da dini nikâh kıyılır.
Kısırlık kadına bağlı olarak değer-lendirildiğinden, yörede erkeğin ikinci kez evlenmesi doğal sayılır. Kadınlar çocuk sahibi olabilmek için, yatırlara gider, adak adar, muska yazdırır ve kocakarı ilaçları kullanırlar. Doğumu kolaylaştırmak için gebe, kilim ya da yorgan içinde sallanır, karnına zey-tinyağı sürülür. Gebenin cenazeye bakması, doğacak çocuğun yüzünün solgun olacağına yorulur. Doğumdan sonraki ziyaretlerde çocuğa ve loğu-saya "şor" denen armağanlar götürülür. Ziyaretlerden sonra çok ağlarsa nazar değdiğine inanılır ve bir tas suda üç parça köz söndürülüp, su çocuğa içirilir. Kırk basmasını önlemek için çocuk ve gebe yalnız bırakılmaz. Za-manında yürümeyen çocuklar için "ayak bağını kesme" töreni yapılır Ço-cuğun ayakları kırmızı iple bağlanır ve başka bir çocuğa kestirilir.
FOLKLOR Rize folkloru, maniler, atasözleri, deyimler, tekerlemeler ve bilmeceler bakımından zengindir. Halk müziği ve oyunları Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tipik özelliklerini taşır.
Horon ve karşılama yöresi olan Ri-ze'de kemençe, tulum, zurna, darbuka, kaşık gibi müzik aletleri eşliğinde söylenen türkülerin bazıları şunlardır: "Hey Rizeli", "Şişmanoğlu", "Kerez Çiçek Açıyor", "Ha Buranın Ekini", "Çayeli'nden Öteye", "Neren Ağrır Ne-ren".
Rize'de doğal güzelliklere ve ke- mençeye ilişkin birtakım efsaneler an-latılır. Kemençenin ortaya çıkışını an-latan efsaneye göre, Rizeli iki aileden birinin oğluyla öbürünün kızı birbirine sevdalanır. İki âşık, kavuşacakları gü-nü düşlerken, ailelerin arası açılınca, çareyi kaçmakta bulurlar. Aileleri peş-lerine düşer ve onları bir ormanın kı-yısında sıkıştırır. Çaresiz kalan genç-ler, "Bizi bunların elinden kurtar, Al-lahım!.. Dal olup bölüşelim, saz olup söyleşelim" diye dua ederler ve son kez kucaklaştıktan sonra kök salıp dal-lanmaya, budaklanmaya başlarlar. Kız limon, erkek servi ağacı olur. Bir süre sonra limon ağacından kemençe, servi ağacından da yay yapılır. İki sevdalı böylece saz olup söyleşir, söz alıp sevdalarını dile getirirler. En iyi kemençe- nin limon ağacından, en iyi yayın da servi ağacından yapılması bundandır.
Yörede geleneksel kadın giyimi, entari, peştamal gibi giysilerden oluşur. Kadınlar, günlük giyimde pamukludan "has takım", özel günlerde ipekliden yapılan "has takım" giyerler.
Erkekler ise işlik, gömlek, yelek, cepken, "zıpka" denen şalvar giyer, bellerine pamuklu kuşak sararlar. Fort- lu çizme, "sabuk" ya da çarık, erkek giyimini tamamlayan öğelerdir.
YÖRESEL YEMEKLER Mısır, karalahana, hamsi ve fasul-ye Rize mutfağının temel öğeleridir. Yörede mandalina, portakal gibi tu-runçgillerin yanı sıra elma, armut, dut gibi meyveler çok tüketilir. Hamsi ve mısır ekmeği yaygındır. Haşlama, çırpma, Laz böreği, iç yağlı patates, koz kaldıran, kaymaklı höşmerim, "pepe- çura" denen pelte "tavali" ve "muhlama" Rize'nin yöresel yiyecek- lerindendir. Tavali: Suda bekletilerek tuzu alı-nan fasulye turşusu, elle ezilip, kılçık-ları ayıklandıktan sonra topaklanarak bir kaba konur. Daha sonra fasulyeler soğan, sarmısak, maydanoz ve kıy-mayla birlikte tereyağında kavrulur. Muhlama: Rize peyniri küçük kü-çük doğranarak tuzu ve sertliği gitsin diye suya konur. Başka bir kapta mı-sır unu, yağda pembeleşinceye kadar kavrulur, daha sonra su katılır. Kayna-maya yakın peynirlerde eklenerek mu-hallebi kıvamına gelinceye değin ka-rıştırılır. Yemek ateşten indirildikten sonra üzerine kızgın yağ gezdirilir.
SPOR Modern sporlar, Halkevi açıldıktan sonra baladı. Kulüplerin kurulması ve tesislerin açılmasıyla gelişti.ilde futbol, Halkevi'nin spor kolundaki gençlerin kurdukları takımla başladı. 1936'da kurulan Şarkspor, Halkevi ile birleşerek Halkspor adını aldı, daha sonra Pazarspor, Güneşspor, Fe- nergençlik, Çayelispor, Ardeşen Gençlik, YSE Rizegücü, Çamlıhemşin, De- repazarı, Esnafspor, Fındıkspor, Gün- doğduspor, iyiderespor, Islampaşa- spor, Salarhaspor, Sahil Gençlik, Selimiye, Pazar Doğuşspor, Müftüspor, Kale Gülhabarsporve Rizespor kulüpleri kuruldu. 1963'te, ilin adını taşıyan bir kulüp kurma çalışmaları sonunda Rizespor oluştu. 1963/64 sezonunda Rize Amatör Ligi'nde şampiyon olan Rizespor 1968'de 3. Lig'e girdi. 1972/73 sezonunda 2. Lig'e 1978/79 sezonunda da 1. Lig'e yükseldi, ama 1980/81 sezonunda 2. Lig'e düştü. 1984/85 sezonun-da ikinci kez 1. tig'e çıkan Rizespor, 1988/89 sezonunda yeniden 2. Lig'e düştü. Şimdi Çaykur Rizespor adıyla 2. Lig'in A Grubu'nda oynuyor.
Rize'nin 3. Lig'deki temsilcileri şunlardır Çayelispor, Pazarspor ve Ar- deşenspor.
İlde en yaygın spor dalı futboldur (lisanslı 6.030 futbolcu vardır). Beşik-taş'ta futbol oynarken, "Şenol-Birol gol!" sloganının doğmasına yol açan ve daha sonra Fenerbahçe'ye transfer olan Şenol-Birol, Trabzonspor ve Sam- sunspor'da oynayan Sami Tali, Ankara Demirspor, Adana Demirspor ve Şe- kerspor formalarını giyen Ahmet Yet-kin, Orduspor ve Rizespor'da oynayan Musa Can ile Recep Kulak, Mehmet Salih, Muharrem Kürkçü, Metin Ak- mehmet. Murat Kumbasar, Erdoğan Kolçak, İsmail Karaali, Zafer Kambu- roğlu, İsmail Bakır, Lokman Koçan, Za-fer Dinçer, Hüsnü Kürkçü, Hamit Ka-zancı, Arif Kocabıyık, Hakan Tecimer ve Haşan Vezir Rize'den yetişen futbolculardır.
ilde güreş de yaygındır. Lisanslı 107 güreşçinin bulunduğu Rize'den 1956 Dünya Kupası, 1959 Akdeniz Oyunları ve Balkan şampiyonu Dursun Ali Erbaş, 1958 ve 1962'de gerekoro-mende Dünya şampiyonu olan Kâzım Ayvaz ve Necati Morgül gibi güreşçiler yetişti. Rize'de boks da gelişmiştir. Milli boksörlerden Maksut Küçük burada yetişmiştir. İlde hentbol takımları da vardır. Karşılaşmalar erkekler arasında dü-zenlenir. Milli Takım'a kadar yükselen A.Rıza Çakmak ve Yakup Durmuş ilden yetişen hentbolculardır. Çaykur- spor, hentbol 2. Ligi'nde oynamaktadır. ilde 106 judocu ve karateci etkinlik göstermektedir. Türkiye ve Kıbrıs Zafer Kupası üçüncüsû Judocu Sabri Aycıbın ve karateci Sabahattin Bacak Rize'den yetişmiştir.
SPOR TESİSLERİ ilde merkezde 18.000 kişilik stad-yum, 2.000 kişilik spor salonu ve ant-renman salonu, atış poligonu ve spor-cu kamp tesisi, 500 kişilik futbol sa-hası, birer basketbol ve voleybol sahası, hizmet binası, Ardeşen'de 500 kişilik futbol sahası, yapımı süren 500 kişilik antrenman salonu, Kalkandere ve Çamlıhemşin'de futbol sahaları, Fındıklı'da 500 kişilik futbol sahası, Çayeli'nde 4.000 kişilik stadyum, 250 kişilik spor salonu, Pazar'da yapımı süren 500 kişilik futbol sahası vardır.