Akvaryum Suyunun Özellikleri:
Su, akvaryumda yaşayan bütün canlılarla devamlı karşılıklı ilişki içinde olduğundan onların yaşam sürecine doğrudan doğruya etki eder. Suyun yapısında olacak değişiklikler balıkların uygun ortam şartlarının sınırlarını aştığında toplu ölümlere sebep olabilir. Aynı şekilde akvaryumdaki balıklar ile bitkiler ve bunların organik artıkları, akvaryum içine konan malzemeler, hatta balıkları beslemede kullandığımız fazla miktardaki tüketilmeyen yem artıkları ve uzaklaştırılmayan ölü balıklar da sürekli olarak akvaryum suyunun özelliklerini değiştirir. Akvaryum suyunun özelliklerinin değişmesi demek biraz öncede bahsettiğimiz gibi akvaryumdaki balık ve bitkilerin yaşan koşullarının değişmesi demektir ki bu onlar için en büyük tehlikelerden biridir. Bizim için soluduğumuz hava ne anlama geliyorsa balıklar için de su aynı anlama gelir. Bu sebeple suyun kalitesinin sürekli olarak kontrol altında tutulması gerekir. Ancak bu demek değildir ki suyu temiz tutmak için sık sık suyu değiştirmeliyiz. Bir çok amatör akvaryum meraklısın yaptığı gibi suyu sık sık değiştirmek balıklara zarar verir.
Suyun Phı (Suyun Asiditesi): Balıklar için en uygun pH değeri, balığın türüne göre değişmekle birlikte bir genelleme yaparsak 5 ile 8 arasındadır. Narin balıklar için; 6,0-7,6 yumurtlayan balıklar için; 6,4-7,0 canlı doğuran türler içinse; 7,0-7,6 arasındaki pH değerleri bu genelleme içine alınabilir. Yumurta gelişimi için en uygun pH aralığı 6,6-7,0 dır. Narin bitkiler için; 7,0-7,4 kuvvetli bitkiler içinse 7,6-8,0 arasındaki pH uygundur. Akvaryumdaki suyun pH ı sık sık değişir. Bu, özellikle suyun orjinine ve biyolojik yapısına bağlıdır. Ayrıca çok bitkili akvaryumlarda kuvvetli Güneş ışığı da suyun pH değerini hızla yükseltir. Amatör akvaryumcular için suyun pH değerini 7,0-7,4 aralığında tutmaları ve her 15 günde bir suyun pH kontrolünü yapmaları önerilir. Yumurtlama kaplarında ise bu kontrolün sıklığı çok daha fazla olmalıdır.
Suyun Sertliği: Balık üretiminde pH ile birlikte en önemli faktörlerden biriside suyun sertliğidir. Uygun değerler yine balıktan balığa değişmektedir. Özellikle üretimi zor olan balıklar için memba suları kullanılabilir.
Oksijen: Dışarıdan hava taşlarıyla veya filtreden çıkan hava kabarcıklarıyla suya oksijen sağlanabileceği gibi yeşil bitkilerin asimilasyonları sonucu ve hava ile temas eden su yüzeyinden de suya oksijen girişi olur. Su yüzeyi geniş ve içinde az balık ve hiç canlı bitki bulunmayan akvaryumlarda havalandırma yapılmasa bile havadan giren oksijen yeterli olur. Oksijen azlığı veya fazlalığı durumlarının balıklardaki etkilerine balık hastalıkları bölümünde değinilmiştir.
Amonyak: Su içinde balıkların dışkısı, idrarı, sümüksü salgı maddeleri ya da çürüyen yem artıklarıyla suya verilen azot bileşikleri bakteriler tarafından parçalanarak amonyağa dönüştürülür ve amonyakta çok kuvvetli bir zehir etkisi gösterir. Amonyak sadece yüksek pH değerlerinde zararlıdır. Düşük pH değerlerinde amonyum halinde bulunacağından zararsızdır. Bundan korunmak için mutlaka akvaryumda sık sık Ph kontrolü yapmamız gerekir.
Akvaryumun Su İle Doldurulması: Yukarıda anlattığımız noktalara uygun olacak şekilde akvaryuma koyacağımız suyu balıkları almadan daha önce temin edip dinlendirmemiz gerekir. Bu esnada havalandırmada yapabiliriz. Akvaryumu doldururken de mümkün olduğunca suyu bulandırmamalıyız. Daha sonra havalandırma ve ısıtıcıyı çalıştırarak suyu birkaç gün daha dinlendirmeliyiz. Balıkları ancak daha sonra Akvaryumun Balık İle Donatımı ve Bakımı konusunda anlattığımız şartlara uyarak akvaryuma koyabiliriz.
Su, akvaryumda yaşayan bütün canlılarla devamlı karşılıklı ilişki içinde olduğundan onların yaşam sürecine doğrudan doğruya etki eder. Suyun yapısında olacak değişiklikler balıkların uygun ortam şartlarının sınırlarını aştığında toplu ölümlere sebep olabilir. Aynı şekilde akvaryumdaki balıklar ile bitkiler ve bunların organik artıkları, akvaryum içine konan malzemeler, hatta balıkları beslemede kullandığımız fazla miktardaki tüketilmeyen yem artıkları ve uzaklaştırılmayan ölü balıklar da sürekli olarak akvaryum suyunun özelliklerini değiştirir. Akvaryum suyunun özelliklerinin değişmesi demek biraz öncede bahsettiğimiz gibi akvaryumdaki balık ve bitkilerin yaşan koşullarının değişmesi demektir ki bu onlar için en büyük tehlikelerden biridir. Bizim için soluduğumuz hava ne anlama geliyorsa balıklar için de su aynı anlama gelir. Bu sebeple suyun kalitesinin sürekli olarak kontrol altında tutulması gerekir. Ancak bu demek değildir ki suyu temiz tutmak için sık sık suyu değiştirmeliyiz. Bir çok amatör akvaryum meraklısın yaptığı gibi suyu sık sık değiştirmek balıklara zarar verir.
Suyun Phı (Suyun Asiditesi): Balıklar için en uygun pH değeri, balığın türüne göre değişmekle birlikte bir genelleme yaparsak 5 ile 8 arasındadır. Narin balıklar için; 6,0-7,6 yumurtlayan balıklar için; 6,4-7,0 canlı doğuran türler içinse; 7,0-7,6 arasındaki pH değerleri bu genelleme içine alınabilir. Yumurta gelişimi için en uygun pH aralığı 6,6-7,0 dır. Narin bitkiler için; 7,0-7,4 kuvvetli bitkiler içinse 7,6-8,0 arasındaki pH uygundur. Akvaryumdaki suyun pH ı sık sık değişir. Bu, özellikle suyun orjinine ve biyolojik yapısına bağlıdır. Ayrıca çok bitkili akvaryumlarda kuvvetli Güneş ışığı da suyun pH değerini hızla yükseltir. Amatör akvaryumcular için suyun pH değerini 7,0-7,4 aralığında tutmaları ve her 15 günde bir suyun pH kontrolünü yapmaları önerilir. Yumurtlama kaplarında ise bu kontrolün sıklığı çok daha fazla olmalıdır.
Suyun Sertliği: Balık üretiminde pH ile birlikte en önemli faktörlerden biriside suyun sertliğidir. Uygun değerler yine balıktan balığa değişmektedir. Özellikle üretimi zor olan balıklar için memba suları kullanılabilir.
Oksijen: Dışarıdan hava taşlarıyla veya filtreden çıkan hava kabarcıklarıyla suya oksijen sağlanabileceği gibi yeşil bitkilerin asimilasyonları sonucu ve hava ile temas eden su yüzeyinden de suya oksijen girişi olur. Su yüzeyi geniş ve içinde az balık ve hiç canlı bitki bulunmayan akvaryumlarda havalandırma yapılmasa bile havadan giren oksijen yeterli olur. Oksijen azlığı veya fazlalığı durumlarının balıklardaki etkilerine balık hastalıkları bölümünde değinilmiştir.
Amonyak: Su içinde balıkların dışkısı, idrarı, sümüksü salgı maddeleri ya da çürüyen yem artıklarıyla suya verilen azot bileşikleri bakteriler tarafından parçalanarak amonyağa dönüştürülür ve amonyakta çok kuvvetli bir zehir etkisi gösterir. Amonyak sadece yüksek pH değerlerinde zararlıdır. Düşük pH değerlerinde amonyum halinde bulunacağından zararsızdır. Bundan korunmak için mutlaka akvaryumda sık sık Ph kontrolü yapmamız gerekir.
Akvaryumun Su İle Doldurulması: Yukarıda anlattığımız noktalara uygun olacak şekilde akvaryuma koyacağımız suyu balıkları almadan daha önce temin edip dinlendirmemiz gerekir. Bu esnada havalandırmada yapabiliriz. Akvaryumu doldururken de mümkün olduğunca suyu bulandırmamalıyız. Daha sonra havalandırma ve ısıtıcıyı çalıştırarak suyu birkaç gün daha dinlendirmeliyiz. Balıkları ancak daha sonra Akvaryumun Balık İle Donatımı ve Bakımı konusunda anlattığımız şartlara uyarak akvaryuma koyabiliriz.