Kitap kronolojik olarak dördüncü ve beşinci kitaplar arasında geçecektir. Stephen King okuyucalarına yazdığı mektupta kitabın konusu hakkında bilgi vermiştir:
Değerli sadık okurlarıma,
Bir sonraki kitabımın düzenlenmiş müsveddesine bakıyordum ki, bir noktada Orta Dünya ile ilgili tekrar düşünmeye –ve hayal etmeye – başladım. Roland ve ka-tet’in başlıca hikâyesi anlatıldı ama fark ettiğim üzere anlatım sürecinde en azından bir delik vardı: Roland, Jake, Eddie, Susannah ve Oy’un başına Zümrüt Ülkesi’ni terk ettiklerinde (Büyücü ve Cam Küre’nin sonu) ve onları Calla Bryn Sturgis civarlarında tekrar ele aldığım dönem arasında (Calla’nın Kurtları’nın başları) neler oldu?
Karar kıldığım üzere bir fırtına vardı. Ani ve berbat şiddetli olanlardan bir tane. Öyle ki bilhassa Oy gibi ahmak-billylerin* duyarlı olduklarından. Hikâye, azar azar vücut bulmaya başladı. Binicilerden oluşan bir sıra gördüm, birisi yüksekten esen rüzgârların kaldırdığı tozların arasından çıkıyor, Roland’ın eski dostlarından Jamie DeCurry. Bir çit direğinin üzerine asılmış, kopmuş bir kafa gördüm. Tamamen tehlikeler ve dehşetler ile dolu bir bataklık gördüm. Devamını görmeyi isteyecek kadarını gördüm. Uzun lafın kısası, bir süre için dostlarımla an-tet’e bir yolculuğa çıktım. Sonuç ise “Anahtar Deliğinden Sızan Rüzgâr (The Wind Through the Keyhole)” adlı bir roman. Şu anda bitmiş durumda ve gelecek yıl basılmasını umuyorum.
Roland ve arkadaşları hakkında pek yeni şeyler anlatmayacak ama Orta Dünya ile ilgili hiç birimizin daha önce bilmediği geçmişe ve şimdiye ait anlatacakları çok. Roman, Kara Kule ikinci ve yedinci kitaplarından daha kısa ama ilk ciltten daha uzun – buna 4.5 diyebilirsiniz. Kimsenin hayatını değiştirmeyecek, ama ‘tanrım!’ eğlenceliydi.
Değerli sadık okurlarıma,
Bir sonraki kitabımın düzenlenmiş müsveddesine bakıyordum ki, bir noktada Orta Dünya ile ilgili tekrar düşünmeye –ve hayal etmeye – başladım. Roland ve ka-tet’in başlıca hikâyesi anlatıldı ama fark ettiğim üzere anlatım sürecinde en azından bir delik vardı: Roland, Jake, Eddie, Susannah ve Oy’un başına Zümrüt Ülkesi’ni terk ettiklerinde (Büyücü ve Cam Küre’nin sonu) ve onları Calla Bryn Sturgis civarlarında tekrar ele aldığım dönem arasında (Calla’nın Kurtları’nın başları) neler oldu?
Karar kıldığım üzere bir fırtına vardı. Ani ve berbat şiddetli olanlardan bir tane. Öyle ki bilhassa Oy gibi ahmak-billylerin* duyarlı olduklarından. Hikâye, azar azar vücut bulmaya başladı. Binicilerden oluşan bir sıra gördüm, birisi yüksekten esen rüzgârların kaldırdığı tozların arasından çıkıyor, Roland’ın eski dostlarından Jamie DeCurry. Bir çit direğinin üzerine asılmış, kopmuş bir kafa gördüm. Tamamen tehlikeler ve dehşetler ile dolu bir bataklık gördüm. Devamını görmeyi isteyecek kadarını gördüm. Uzun lafın kısası, bir süre için dostlarımla an-tet’e bir yolculuğa çıktım. Sonuç ise “Anahtar Deliğinden Sızan Rüzgâr (The Wind Through the Keyhole)” adlı bir roman. Şu anda bitmiş durumda ve gelecek yıl basılmasını umuyorum.
Roland ve arkadaşları hakkında pek yeni şeyler anlatmayacak ama Orta Dünya ile ilgili hiç birimizin daha önce bilmediği geçmişe ve şimdiye ait anlatacakları çok. Roman, Kara Kule ikinci ve yedinci kitaplarından daha kısa ama ilk ciltten daha uzun – buna 4.5 diyebilirsiniz. Kimsenin hayatını değiştirmeyecek, ama ‘tanrım!’ eğlenceliydi.