At Hakkında Genel Bilgiler - At Türleri

Amerikan Mustang Atları

mustang-at.webpMustang kelimesi İspanyolca da “sahipsiz, başıboş” anlamına gelen mesfeno kelimesinden gelir. Bu kelime Birleşik Devletlerdeki vahşi atları anlatmak için oldukça uygundur.

Modern at yaklaşık olarak 3 milyon yıl önce evrimleşti ve bu yarıküreden yaklaşık 10000 yıl önce kayboldu. Atın Kuzey Amerika’ya dönüşü Cortes ve De Soto kaşiflerinin Morocco Barbı, Portekiz Sorraiası ve İspanyol Andalusianı olan müthiş atlara binerek gelmeleriyle olmuştur.
Pueblo Kızılderilileri ata binmeyi öğrenmiş ve bu yeteneği diğer kabilelere de geçirmişlerdir. 1680 yılında Kızılderililer İspanyol kurallarına karşı isyan etmişler ve İspanyollar bu hızlı geri çekilme ile binlerce atı arkalarında bırakmışlardır. Kızılderililer bu at sürülerini toplamış olabilirler. Ancak onların özgürce koşmalarını tercih etmişlerdir. İspanyol yerleşim bölgelerine baskınlar düzenleyip atları çalmak çok daha kolaydı. Kızılderili baskınlarını durdurmak için İspanyol hükümeti sağlam at sürülerini Yeni Dünyaya getirdi. Kızılderililerin ‘vahşi’ atların peşine düşecekleri ve İspanyolları rahat bırakacakları umuluyordu.

10000lerce İspanyol atı Rio Grand’e ***ürüldü ve bu atlar 200 yıllık bir süre içinde sahipsiz vahşi atlar haline geldiler. Bu atlar zamanla çiftçilerden ve kovboylardan kaçmış araba ve binek atlarıyla birleşerek sayılarını 1900 yılında 2milyona ulaştırdılar.

Çiftçiler sığır sürülerine yer açabilmek için bu atları öldürmeye başladılar. Bunun ardından 1970 yılında sadece 17000 at kaldı. “Mustang”lar Batının tarihi ve öncü ruhunu temsil eden canlı sembollerdir. 1971 yılında “Vahşi Özgür At Kurultayı” oluşturulmuştur. Halka açık çiftliklerde yaklaşık 41000 mustang’ın bulunduğu tahmin ediliyor ve bunların sadece çok azı İspanyol kanı taşımaktadır.

TÜRÜN ÖZELLİKLERİ
Mustangler tüm şekil, renk, boy ve türde olabilirler. Ortalama uzunlukları 142cm.dir ancak 130cm. veya 160cm. olanlarını da sıklıkla görebilirsiniz. Renkli, Palomino, Appolosa, Buckskin ve yağız renkte olanlar türün gelişimi esnasında zaman içinde oluşmuş türlerdir ancak bunlar da yaygın olarak görülür.
 
AMERİKAN BENEKLİ ATLARI

TÜRÜN TARİHÇESİ ve ORİJİNİ

amerikan-benekli-at.webpİspanyol fatihlerinin soyundan gelen benekli atlar, Amerikanın batı bölümünün bir parçası olmuşlardır. Evcilleştirildikten sonra çalışma kabiliyetleri ve dayanıklılıkları ile kovboyların sürü işlerinde kullanılmışlardır. Amerikan yerlileri, bu beneklerin kutsal işaretler olduğuna inanmaktaydı. Yıllar geçtikçe, vahşi batının dağlık bölgelerine uyum sağlamak için atletik yapılarının gelişmesine rağmen renkleri ve benekleri değişmedi. Bu gelişme benekli atlara mükemmel bir serbest biniş, çiftlik, rodeo, iz sürme, yarış, gösteri ve çocukların yakın arkadaşı olma unvanını kazandırdı.

CİNSİN ÖZELLİKLERİ
Çok yönlü yapıları vardır. Benekli atlar genelde güçlü kemikli ve iyi dengeli atlardır. Boynundaki ve kafasındaki benekler de ayrı bir güzellik katar. Benekli atların renkli derisi soyunu belirler. Çünkü en önemli özellikleri bu beneklerdir. Beneklerin şekilleri sonsuz farklı biçimde olabilir. Derileri daima beyaz ve bilinen diğer at renklerinden birinin kombinasyonu şeklindedir. Benekler yuvarlak hatlı olup, göğüsten boyuna doğru uzanır. Genelde Tobiano'ların yan taraflarında koyu renkler hakimdir. Kuyruk ise çoğunlukla iki renklidir. Overo'ların derisi de koyu veya beyaz olabilir. Ancak Overo'larda beyaz renk atın kürek kemiği ile kuyruğunu geçmez. Ayrıca Overo'ların kafalarında geniş beyaz lekeler vardır ve kuyrukları tek renklidir. Bu atları ilgi çekici yapan lekelerinin genetik yapısının hala anlaşılamamış olmasıdır. Her atın lekesi diğerinden farklıdır
 
TÜRKLER’in soylu atı: AKHAL TEKE

AKHAL-TEKE.webpTürklerde eskiden beri at dilektir, muradına ermektir. At, bayramlarda yer almış, at bayramları düzenlenmiş, at için dileklerde bulunulmuştur.

Kır atlar, altın sarısı atlar, dor atlar, alınlarında çal, bileklerinde halhal atlar. Koşmayı, yarışmayı sabırsızlıkla beklerler.

Nihayet zaman yaklaşır, son söz söylenir.

Binlerce yıldır Türkmen atlarının saflığı, duruluğu için atalar gayret etmişler. Bu atlar birçok savaşlarda Türkmenin en caydırıcı gücü olmuştur.

Türkmenistan’ın da sadece bu atların vatanı değil, bu atların kültürleştirildiği bir yurttur. Bu atların geçmişi MÖ 5000 yıllarına dayanır.

Türkmen atlarının Arap ve İngiliz atlarının kültürü üzerinde rol oynadığı söylenilmektedir. 19.yüzyılda, üç bin civarında Türkmen atının Britanya’ya götürüldüğü, bilinmektedir.

Türkmenistan’da bir menkıbe vardır. Bu gerçek mi, değil mi çok önemli değildir. Önemli olan her Türkmen’in buna yürekten inanmasıdır. Türkmen atının hızlılığı dile getirilir bu menkıbede. Bu menkıbeye göre Ahalteke atı ile bir şahin kuşunu yarıştırmışlar. Kuşun sahibi yarış noktasından uzakta (varış noktası) et gibi kırmızı kumaş parçası asmış. Yarış başlatılmış, at bir ok gibi fırlamış, şahinden önce başlangıç noktasına varmış. Bir başka rivayette de yarışta birinci olan at için, İran Şah’ı Kir: “Sana tahtımı vereyim, sen atını ver.” demiş. Türkmen delikanlısı atını vermemiş.

Türkmen atı susuzluğa dayanıklı, uzun yürüyüşe tahammül eden, koşuda da çok süratlidir. Bu atların bir özelliği de yüksek ve boylarının uzun oluşudur. Bu atlar verilen eğitimi (şartlanmayı) kolayca alırlar. Türkmenler de gerek savaş gerekse başka zamanlar için gerekli terbiyeyi sürekli, bilhassa tay iken vermeyi ihmal etmemişler. Bu atlara zaman zaman ekmek, koyun-keçi iç yağı ve yumurta vermişler. Yonca ve arpa bu atların birinci yemleri olmuş.

Türkmenlerin “alagayış” adını verdikleri eyer altında kullanılan keçeler, gemler, üzengiler yapmışlar. At yarışlarında birinci gelen ata genelde deve vermişler. Koyun da verdikleri mevcuttur. Türkmenler çeşitli zamanlarda atlı yürüyüşleri tertiplemişler. Gerek uzun, gerekse yüksek atlamalarda da Türkmenlerin Ahalteke ve Yomut atları birincilikler alarak dünya rekorlarını elde etmişlerdir. 1986 yılında Paris’te bir Türkmen atı 50 bin dolara, bir başka Türkmen atı da 230 bin dolara satılmıştır.

İngiliz atlarının 200-300 yıllık geçmişi vardır. Türkmen Ahalteke atları ise dünyanın bilinen en eski atlarıdır. Bu atlar Korkut Ata destanına da konu olmuştur.

Sovyet Rusya zamanında asil Ahalteke atlarına dahi tahammül edilememiş ve binlercesi katledilmiştir.

Korkut Ata;
”Yaya adamın umudu olmaz.”

Kaşgarlı Mahmut;
”At Türk’ün kanadı dır.”

Günümüz Türkmenistan’ında iki cins at yetiştirilmektedir: Adlarını boylardan alan bu atlardan biri Ahal-Teke, diğeri Yomut atlarıdır. Ahal-Teke atı, “Ahal” olarak bilinen bir yanı Kopet dağları ile çevrili olan başkent Aşkabat’ın da yer aldığı bölgede yoğun olarak yaşayan Teke Türkmenleri tarafından geliştirildiği için bu adı almıştır. Dünyaca ünlü Türkmen atının güzelliği, görkemi bu atlarda gizlidir. Büyük İskender Asya Seferinde bu atların suretine ve güzelliğine hayran kalmıştır. 15. ve 16. yüzyılda bu at Rusya’da tanındı ve Rus zenginleri tarafından satın alındı. Bu arada Almanya’ya götürüldü. Almanların ünlü atı Trackhaner atının kökeni Ahal-Teke atıdır. Michael Schafer’e göre Türkmen atları Arabistan’a geldi Arap atı oldu. Kuzey Afrika’ya geldi Berberi atı oldu, İspanya’ya geldi Endülüs atı oldu.

Zarif ve ince yapıya sahip olan Ahal-Teke Atı’nın kulakları dik ve ince; gözleri canlı ve parlak; boynu ince ve uzun; cidagosu yüksek; sırt ve bel kasları kuvvetli; sağrısı geniş ve hafif eğimli; incikleri kısa, kolları uzun; tırnakları küçük ve sağlam; burun delikleri geniş; burun uçları hareketli; tüyleri parlak, ince ve kısa; alnı yumru ve sert; kafası kuru ve etsiz, çene kemikleri iri, çene kemiklerinin arasına bir yumruk sığacak kadar geniş; göğsü geniş ve serttir. Halk arasında kamışkulaklı, ince belli, kalkan göğüslü olanlar tercih edilir. Kuyruğu ve yelesi genellikle kısa; kuyruk kılları incedir. Ahal-Teke atı boynunu, saldırıya hazırlanan bir kobra gibi dik tutar. Bu haliyle saltanat sahibi padişahı andırır. Gözleri keskin olduğundan uzağı görür ve tehlikeyi önceden tespit eder. Tırnaklarının sağlam olması uzun mesafeleri kat etmesinde ona önemli bir özellik sağlar. İnce yapısı nedeniyle az yem yer, az su içer. Açlığa ve susuzluğa dayanıklı, dağlık araziye ve çöl şartlarına elverişli bir varlıktır. Yeryüzünde çöle en dayanıklı atların başında Türkmen atları gelir. Bunda içinde Türkmenistan topraklarının da bulunduğu Kara kum çölünün etkisi vardır. Çöl ve çöle yakın yaylalarda, Kopet dağları eteklerinde gelişimini sürdürmekte olan bu atlar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de bu niteliklere sahiptirler. Her türlü yürüyüşü (adi, tırıs, dörtnal) iyi şekilde gerçekleştirir. Enerjisini birden bire harcamaz. Dörtnala, binicisini incitmeden uzun mesafeleri kat edebilir. Binicisine sadık olan bu at Türkmenin can dostu, arkadaşıdır.

Ahal-Teke atları cennet atları olarak bilinir. Bu konuda pek çok efsane veya inanış vardır. Çinlilerin M.Ö. 126 yıllarında verdiği bilgilere göre bu atlar kan terlemektedir. Yine burada bildirildiğine göre bu atlar 24 saat içinde 500 km. yol alabiliyorlardı.

1935 ve 1988 yıllarında Türkmen atçılarının Aşkabat - Moskova koşusunda Ahal-Teke atları uzun mesafeli koşulardaki dayanıklılıklarını bir kere daha ispatlamışlardır. Günümüzde saf kan Ahal- Teke atlarının yetiştirilmesinde modern metotlar uygulanmaktadır. Damızlık atların seçiminde atların saf kan olmasına dikkat edilmektedir. Bu çerçevede 13 soyun nesli üretilmektedir
 
Geri
Top