Mujdeler var yurdumun topragina tasina
Erdi Cumhuriyetim elli seref yasina
Bu ruzgarla sahlanmis dalga dalga bayragim
Baska bir tug yarasmaz Turk'un ozgur basina.
Cumhuriyet, ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Yillari bir cig gibi asarak hafta hafta
Kosuyoruz durmadan kadin-erkek bir safta
Elimizde mesale, ilke ilke Ataturk
Isiklara donattik ulkeyi her tarafta
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Ayni kandan feyz alir bunca toprak, bunca tas
Kilic tutan bilekler, verdi sabanla savas
Teknigin dev nabzinda her adim, her dakika
Carklarda ayni tempo, yureklerde ayni mars
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Biz yurekten bagliyiz elli yildir bu yolda
"Yurtta baris" ilk hedef, "Cihanda sulh" parola
Koparamaz hicbir guc bizi milli birlikten
Ata'mizin izinde kosuyoruz kol kola
Cumhuriyet ozgurluk, insanca varlik yolu
Ataturk'un cizdigi cagdas uygarlik yolu
Gökten geldiler.........
Önde gök gözlü Gökkurt
Bozkurtlar düşmüş ardına
Mayısın ondokuzuydu
Dalga dalga geldiler
Ayak bastılar Anadoluya
Efeler Reisler Beyler Paşalar
Diz kırdı gök gözlü Gökkurda
Tanrı adıyla Tuğ çektiler
İkiyüzbin bozkurt sardı dünyayı
Cehennem topçu döverken palikaryayı
Beşbin atlı yardı kuşatmayı
Kral Arthur ters döndü mezarında
Secde etti Zeus Tanrıın Ordusuna
Heeey gök gözlü Gökkurt
Reislerin Paşası, Paşaların Reisi
Tanrıın süngüsü , Allahn askeri
Dediğin gibi
Daha çok meydan muharebesi vereceğiz
Ve sen hep en önde olacaksın
Ve hep sen kazanacaksın!
GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN !
Siz beni halâ anlayamadınız .
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u" diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz .
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Bana, muştular getirin bir daha,
uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz .
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın !
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl'i anlamak gözboyamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil..
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ;
laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter !
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil...
Sabahlar, her zaman güzel değildir,
Her zaman ayrılık akşamla gelmez.
Al atlar sırtında hoyrattır fecir,
Hoyrattır, ne kalbler kırmıştır, bilmez.
Sabahlar her zaman güzel değildir.
Vakti, bir yerinden bölünce şafak
İri ve rüyalı gözlerle müphem;
Nur olmuş içimde sanırım ak pak
Ayrı bir mânada korktuğum adem,
Eski düşüncemde, rahat ve uzak.
Fethe çıkmış gibi duyarım birden
Eşsiz gururunu bir cihangirin.
Ufuklar üstünde yüzen tekbirden
Vatanca büyümüş asil ve derin
Bir matem tütmekte şimdi fecirden
Nefti yalnızlığı başlar zamanın
Mağfiret ürperir, dağılır, uçar.
Ölüm korkusuyle dolu bir anın
Müphem uzletinde ebedî ruhlar;
Nefti yalnızlığı başlar zamanın.
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur,
Bir garip hali var Dolmabahçe'nin;
Hala içimizde yüzen gecenin
Aydınlık bilmeyen devamı durur,
Rüzgar esmez olmuş, sular durgundur.
Ruh için, ölümsüz, derler cihanda,
Her mevsim onunla güzel her seher
Bütün esatiri parçalasan da
Atatürk önünde mağlupsun kader!
Ruh için, ölümsüz derler cihanda.
Vehbi KIZILGÜL
"1919-1933"TEN BİR PARÇA
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun'a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk'ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız.
O kimdir? Bakışları deniz kadar yumuşak,
Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak.
O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında,
Ondört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.
O kimdir? Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa,
Can veriyor sararmış ota, yaralı kuşa.
O kimdir? Gözlerinde bir tılsım gizleniyor,
Bastığı topraklarda bahar filizleniyor.
Alev saçlı bir volkan bazı bir dağ başında,
Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında.
Güneşten birer oktu ondan gelen her emir,
Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir
O kimdir? Milyonla Türk birleşip bir tek olmuş,
Yıkılan memlekete kolları destek olmuş.
Öz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu,
Bir yandan da yürüdü Halife'nin ordusu.
Birisi gökyüzünden bombalar atıyordu,
Biri elinde salip, biri elinde Mushaf,
İçli dışlı düşmanlar geliyorlardı saf saf.
Bunların karşısında göğsü açık bir azim,
Süngüye, topa karşı diyordu: Zafer bizim!
Bunların karşısında ikişimşekli nazar
Diyordu: Bu topraklar size olacak mezar!
Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna,
Dağılan kuvvetleri topladı avucuna.
Topladı avucuna yıldırımı, şimşeği,
Yoktan var ediyordu Tanrı gibi her şeyi.
Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu,
Sınırlar baştan başa bir çelik örgü oldu.
Şimşek yüklü bulutlar ufku kaplarsa nasıl
Bir süngü ormanıyle dağlar doldu muttasıl.
Bir kale heybeti var vatanın her taşında,
Her işin başında O, her iş O'nun başında
Tükenir elbet
Gökte yıldızlar denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez
Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün göçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona her şeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın kasımlarda
Fatihler, Kanuniler ölmez
İnanın Mustafa Kemaller tükenmez
Düşmanların elinden
Bizi kurtaran Atam
Bu vatanı yeniden,
Özenle kuran Atam.
Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran Atam.
Gökte güneşe, aya
Benzer kahraman Atam.
Adını küçük,büyük,
Anıyoruz her zaman
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman
Bir bölünmez vatansın,
Ey ölümsüz Atamız
Gönlümüzde yatarsın
Seni unutamayız.
M.Necati Öngay
ATATÜRK'ÜM
Seninle doluymuş ninnilerim,
Resmini bırakmazmışım elimden
Sana benzemekmiş ilk dileğim
Görmeden sevdiğim , bilmeden ağladığım
"Yerine ölseydim" dediğim Mustafa'm...
Bu senin aydınlığın,
Anlatamazdı annem maviliğini,
Bu senin sıcaklığın,
Ne varsa iyi , yeni
Nehirlerde , rüzgarlarda türkün
Kemal'im
Vatan kadar büyüksün...
Bir işaretinle
Akdeniz şahlanırdı.
Bayraklar yarıya inmiş, cana kıyar
Önceleri sanki kanın dalgalanırdı,
Gönüllere sığmayan
Atatürk'üm
Her şey sana kucak açar.
Bu vatan seninle dolu
Bölünmez aydınlığı Türkiye'min,
Gök kartalsız olur mu?
10 Kasım'da yaprak yaprak dökülürüm
Mustafa'm,
Kemal'im,
Atatürk'üm...
Yekta Güngör ÖZDEN
HER TÜRK BİR ATATÜRK
Atlar koşturduk güneşe
Atlar, yeleleri başak
19 Mayıs'tan İnönü,Sakarya,Dumlupınar
Costuk, dağ dağ , ova ova, ırmak ırmak
Buyruğunla vardık Akdeniz'e
İşte yoktan var olmak.
Sendin umudu Türkiye'min
Çağımın gereği sen,
Sana borçluyuz neyimiz varsa , ne isek
Gittin, düştük acı yalnızlığa
Düştük birbirimize
Bir bilsen
Yokluğun belli ATAM , çok acı
Sana yönelik tüm kötülükler
Deniz durgun,kuşlar suskun , ağaç donuk
Kalmadı dirlik-düzenlik , mutluluk
Korkmuyoruz yaşadıkça yaşatacağız
Demiştin ya "Her Türk,bir Atatürk"
Bilincimizle , inancımızla , usumuzla
Yine 19 Mayıs, yine 29 Ekim
Neredesin Atatürk'üm benim ?
Yekta Güngör Özden
Atatürk
Benim, baş öğretmenim
Baş öğretmenimin;
Adı: Mustafa Kemal
Soyadı: ATATÜRK
Mustafa Kemal ATATÜRK
Baş öğretmenim
En büyük Türk
Atatürk,
Bir sen, fani Mustafa Kemal
Bir de biz, Mustafa Kemal’ler
Cumhuriyeti, siz kurdunuz
Biz yaşatacağız
Baş öğretmenimi gördüm, fikirleriyle
Yürüyeceğim, daima
Baş öğretmenimin izinde
Bitmeyen görevini
Biz tamamlayacağız
Son nefese kadar, çalışıp
Bizden sonrakilere
Türk ulusunun
Nefesinin, sönmeyeceğini
Onun ebedi olduğunu, göstererek
Parolanı anlatacağız
Türk’üm, bizim için
Yüksekliğin hududu yok
Çalışmak, çalışmak, çalışmak var
Asla, yılmak yok
Kurtardın, Türk milletimi
Hitap ettin, Türk gençliğine
Yürüyor Türk gençliği,
Baş öğretmenim, senin ilkelerinle
Seni, Dünyaya yazdım, almadı
Arşa yazdım,, arşta yer kalmadı
Yirmidört kasım öğretmenlerinin günü
Kalbimde, gönlümde, her an sen varsın
Her yılın,, üçyüz altmışbeş günü
Baş öğretmenimsin ATATÜRK
Berkan Gürsoy
Mustafa Kemal
Selanikte doğdu yurdun güneşi
Bir daha batmadı Mustafa Kemal
Gelmedi cihana gelmez bir eşi
Sancağı atmadı Mustafa Kemal
Gitti Balkanlara Trablusgarp'a
Cepheden cepheye koştu hep harbe
Çanakkale vurdu düşamana darbe
Günlerce yatmadı Mustafa Kemal
İşgal edilmişti her yandan vatan
Oydu ilk adımı Samsun'dan atan
Kadın erkek eli top mermi tutan
Tüfeği çatmadı Mustafa Kemal
Egede son buldu Büyük Taarruz
Hıyanet edene karşı dururuz
Genç Cumhuriyeti bizler koruruz
Tereddüt etmedi Mustafa kemal
Cephede masada o hep kazandı
Türkün tarihini baştan yazandı
Düşman oyununun adı Lozandı
Planı yutmadı Mustafa Kemal
Bütün Türkiye'ye gerdi kol kanat
Halifelik bitti kalktı saltanat
Mürşit ilim dedi gelişsin sanat
Batıl'ı tutmadı Mustafa Kemal
Dedi köylü halkın efendisidir
Kadına hak veren ta kendisidir
Atatürk kalplerin esintisidir
Sulhu unutmadı Mustafa Kemal
İstedi hep olsun halkı medeni
Buydu devrimlerin esas nedeni
Bağımsız olmadan naçiz bedeni
Vermeden gitmedi Mustafa Kemal
Rahim TAŞ
KUVAYI MILLIYE'DEN
Dusundu birdenbire kayalardaki adam
kaynaklari ve yollari dusman elinde kalan butun nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar buyuk
ne kadar uzundular?
Bircogunun adini bilmiyordu
yalniz, Yunan'dan once ve Seferberlik'ten evvel
gecerdi Gediz'in sularini basi donerek.
Daglarda tek
tek
atesler yaniyordu
Ve yildizlar oyle isiltili, oyle ferahtilar ki
sayak kalpakli adam
nasil ve ne zaman gelecegini bilmeden
guzel, rahat gunlere inaniyordu
ve gulen biyiklariyla duruyordu ki mavzerinin yaninda
birdenbire bes adim saginda onu gordu.
Pasalar onun arkasindaydilar.
O, saati sordu.
Pasalar: "Uc" dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gozleri cakmak cakmakti.
Yurudu ucurumun basina kadar,
egildi, durdu.
Biraksalar
Ince, uzun bacaklari ustunde yaylanarak
ve karanlikta akan bir yildiz gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasina atlayacakti.
Nazim Hikmet
Ana Sütü Gibi Mustafa Kemal
O nu sadece anmak değil anlamak gerek
Emek, kan ve gözyaşlarıyla kurulan
Bu nadide Cumhuriyeti yüceltmek,
Yerinmek yerine övünmek gerek.
Bu topraklarda yaşayan ve bizden sonra da yaşayacak olanlar;
Unutmayınız ki!
'' Cumhuriyeti biz kurduk onu yüceltecek sizlersiniz''
Bu sözleri düşünmek gerek
Güneşe sermekle onanmaz aksaklıklar
Aşılmaz yollar
Onları birlikte gidermek gerek
Güzellikler önce beyinde başlar
Gel yanıma bugün el ele tutuşmak var
Bak önünde duruyor dev gibi bir yol
Kalksın yüreğin şaha
Ellerin kor olsa da üzerine koy
İşte
Ana sütü gibi Mustafa Kemal
Ve senin bir Çanakkalen var
Ahmet Nural Öztürk