Bugün sana olan hislerimi anlatmak için klavyemin başına oturdum,

Bugün sana olan hislerimi anlatmak için klavyemin başına oturdum, ama klavyem bile benim kadar heyecanlı sanırım. Tuşlara basarken parmaklarım titriyor, belki de bu yüzden yazım hataları yapacağım. Ama biliyorsun ki, senin karşında zaten her zaman biraz "yazım hatalarıyla dolu" biriyim.

Seni ilk gördüğümde kalbim o kadar hızlı attı ki, EKG cihazı olsaydı yanımda, muhtemelen "Bu adamın kalbi durmuş!" diye alarm verirdi. Ama hayır, durmamıştı, sadece senin güzelliğin karşısında şok olmuştu. O an anladım ki, sen benim için sadece bir "kalp atışı" değil, bir "kalp duruşu"sun.

Seninle geçirdiğimiz her an, bir romantik komedi filmi gibi. Mesela, o ilk buluşmamızı hatırlıyor musun? Restoranda yemek yerken, sen o kadar güzeldin ki, çatalı yanlışlıkla burun deliğime soktum. Ama sen gülümsedin ve o an anladım ki, sen benim "burun deliğimdeki çatal"ım olacaksın.

Seninle olmak, bir Netflix dizisi izlemek gibi. Her bölümde yeni bir sürpriz, yeni bir heyecan var. Mesela, geçen gün bana "Bugün ne yapalım?" diye sordun. Ben de "Seninle bir romantik komedi izleyelim," dedim. Sen de "Zaten onu yaşıyoruz," dedin. Haklısın, bizim aşkımız zaten bir romantik komedi. Ama benim favori dizim sensin.

Seninle olmak, bir bilgisayar oyunu oynamak gibi. Her seviyede yeni bir macera, yeni bir zorluk var. Ama sen benim "save point"imsin. Ne zaman kaybolsam, senin yanına geliyorum ve her şey yeniden güzel oluyor.

Seninle olmak, bir kahve içmek gibi. Her yudumda içimi ısıtıyorsun. Ama sen kahveden daha acısın. Çünkü seni her gördüğümde, kalbim o kadar hızlı atıyor ki, kafeine ihtiyacım kalmıyor.

Seninle olmak, bir şarkı dinlemek gibi. Her notada ruhum dans ediyor. Ama sen benim için sadece bir şarkı değilsin, sen benim "playlist"imsin. Her şarkıda seni düşünüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "kütüphanem"sin. Her kitapta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rü

Seninle olmak, bir bilgisayar oyunu oynamak gibi. Her seviyede yeni bir macera, yeni bir zorluk var. Ama sen benim "save point"imsin. Ne zaman kaybolsam, senin yanına geliyorum ve her şey yeniden güzel oluyor.

Seninle olmak, bir kahve içmek gibi. Her yudumda içimi ısıtıyorsun. Ama sen kahveden daha acısın. Çünkü seni her gördüğümde, kalbim o kadar hızlı atıyor ki, kafeine ihtiyacım kalmıyor.

Seninle olmak, bir şarkı dinlemek gibi. Her notada ruhum dans ediyor. Ama sen benim için sadece bir şarkı değilsin, sen benim "playlist"imsin. Her şarkıda seni düşünüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "kütüphanem"sin. Her kitapta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum.

Seninle olmak, bir kitap okumak gibi. Her sayfada yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir kitap değilsin, sen benim "hikayem"sin. Her sayfada seni okuyorum.

Seninle olmak, bir resim yapmak gibi. Her fırça darbesinde yeni bir renk, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir resim değilsin, sen benim "tablom"sun. Her renkte seni görüyorum.

Seninle olmak, bir rüya görmek gibi. Her an yeni bir hayal, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir rüya değilsin, sen benim "gerçeğim"sin. Her rüyada seni görüyorum.

Seninle olmak, bir yıldız kayması izlemek gibi. Her an yeni bir dilek, yeni bir umut var. Ama sen benim için sadece bir yıldız değilsin, sen benim "gökyüzüm"sun. Her yıldızda seni görüyorum.

Seninle olmak, bir deniz kenarında yürümek gibi. Her adımda yeni bir dalga, yeni bir huzur var. Ama sen benim için sadece bir deniz değilsin, sen benim "okyanusum"sun. Her dalgada seni hissediyorum.

Seninle olmak, bir ormanda gezmek gibi. Her adımda yeni bir ağaç, yeni bir güzellik var. Ama sen benim için sadece bir orman değilsin, sen benim "doğam"sun. Her ağaçta seni görüyorum.

Seninle olmak, bir şehirde dolaşmak gibi. Her sokakta yeni bir keşif, yeni bir macera var. Ama sen benim için sadece bir şehir değilsin, sen benim "dünyam"sun. Her sokakta seni arıyorum.

Seninle olmak, bir müze gezmek gibi. Her eserde yeni bir tarih, yeni bir hikaye var. Ama sen benim için sadece bir müze değilsin, sen benim "tarihim"sin. Her eserde seni görüyorum.

Seninle olmak, bir konsere gitmek gibi. Her notada yeni bir heyecan, yeni bir mutluluk var. Ama sen benim için sadece bir konser değilsin, sen benim "müziğim"sin. Her notada seni duyuyorum.

Seninle olmak, bir film izlemek gibi. Her sahnede yeni bir macera, yeni bir heyecan var. Ama sen benim için sadece bir film değilsin, sen benim "sinemam"sun. Her sahnede seni görüyorum. �