Elazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri;Elazığ ve köylerinde evlenme yaşı kızlarda genelde 17’dir. Erkeklerde ise askerlik yapması ve iş sahibi olmasına bağlıdır. Evlenme görücü usulü ile olmakla birlikte son yıllarda gençler önceden çeşitli bahaneler yaratılarak birbirlerini görürler. Eskiden de çok az olan beşik kertmesi geleneği günümüzde tamamen ortadan kalkmıştır.
Görücüye gitme
Genelde kız evine ilk defa, oğlanın anası veya hala veya teyzesi ile en yakınlarından birkaç kadının birleşerek görücü sıfatıyla gitmeleriyle başlanırdı. Bu toplu ziyaretlerden, kız tarafı bazen haberdar edildiği halde, çok defa da habersiz olurdu. Haberleri varsa evin her tarafına çeki düzen verilir.Oğlanın anası ve kız kardeşi, evlenme çağına giren genç için gittikleri her davet veya köylerde kız bakarlar.Oğlanın anası uygun gördükleri kız için bir tanıdığıyla kız görmeye gider. Kız ve evi tepeden tırnağa gizlice incelenir, kız hakkında olumlu düşünceleri oluşursa istemeye giderler. Oğlan anası bu kez geliş sebebini kızın anasına açıklar. Kız anası, “çocuğumuzun yaşı küçük” veya “başkasına sözümüz var” derse bu olumsuz bir işaret sayılır; “ne diyelim kısmetse olur, babasına bir danışalım” derse bu olumlu bir işaret sayılır. Kız tarafı bu arada oğlanın ahlakı iyi mi, işi gücü var mı, kötü alışkanlıklar edinmiş mi, diye soruştururlar.
Görücüye çıkacak kızlar şu şekilde giydirilirdi: İpekli veya basmadan, etekleri geniş, boyları ayakları kapatır biçimde uzun bir entari… Belinde, ya Van işi gümüş bir kemer veya renkli kadife üzerine gümüş plakalar işlenmiş yerli bir kemer ve yahut kızların kendi elleriyle ördüğü bir bel bağı… Bunların arasına sıkıştırılmış bir ipek mendil… Ayaklarında rugan bir kundura veya basık bir pabuç… Başında dört başlı iğne danteli bir oya.
Arkasında beline kadar uzayan örgülü saçları bölük, bölük… Boynunda iri ve renkli Neceflerle dizili ve ortasında bir beşi birlik, yan taraflarında birer ikişer altın bulunan bir gerdanlık… Elleri titrek, göğsü kabarık, yüzünün alı al moru mor… Mahcubiyetten ayakları bir birine dolaşmakta… İşte Harput’ un bu tipteki asil ve melek yüzlü kızları, bu eda ve tavırları ile görücüye çıkarlardı. Kimsenin yüzüne bakmadan ve kimse ile konuşmadan misafirlere tepsilerle kahve getirilir ve gelenlere görünürdü.
Görücüler, bütün dikkat ve nazarlarını kızın üzerine çevirince kız, büsbütün şaşırır, yüzü renkten renge girerdi. Görücüler, her şeyden evvel kızın vücudunda herhangi bir arıza olup olmadığını, sonra yüz güzelliğini, boyunu, gezmesini, hizmet etmesini iyiden iyiye incelemek ve kızı daha yakından görmek için her birisi ayrı ayrı, kızdan bir şeyler isterler…
Kimisi su, kimisi konsolun veya masanın üzerindeki herhangi bir süs eşyasını bahane ederek kızdan isterler… Hülasa kızı haddeden geçirdikten sonra, kız evinden çıkarlar. Muvafık mı, değil mi münakaşası kız evinin hemen kapısının önünde başlar… Eve dönülünce, görüşlerini aile büyüklerine anlatır, şöyle soylu, şöyle boylu diye överlerdi. Bazen de bunu aksi olabilirdi. Karar verilince, evvela hususi bir aracı gönderilerek karşı tarafın düşünceleri sorulur… Muvafık cevap alınırsa kız istemeye geçilirdi.
Kız İsteme
Kız evinden muvafakat cevabı alınca evlenmenin ilk olayları başlamış demektir. Baba, amca, dayı veya yakın akrabalardan bir kaçı kızın babasına gider, kızı resmen isterdi. Cevap: Allah kısmet etmiş ise biz ne diyebiliriz? Hayırlı ise olsun… Değilse olmasın!.. gibi alçak gönül ve tevekkül ile ya bir Evet! veyahut bir bahane ile hayır! diye de cevap verilebilirdi. Evet cevabı alınırsa birkaç gün sonra da, oğlanın yakınlarından birkaç kadın, kız evine gider annesinden de kız istenirdi. Bu o demektir ki, o zamanlarda bile bu gibi içtimai ve önemli işlerde kadınlara da yer veriliyordu. Bundan sonra taraflar arasında “şerbet içme” merasimi yapılırdıElazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri;Şerbet içme
Oğlan evi tarafından yakınları, dostları ve konu komşudan hatırı sayılanlar birkaç gün önceden bu merasime davet edilirler. Belli gün ve saatte oğlan evine gelen davetti topluluğu topluca oğlan evinde kız evine kadar yürüyerek giderler ve kız evi tarafında karşılanırlar. Kız evinde de aynı nicelikte davetliler bulunurdu. Bu misafirler hep bir arada büyük selamlık odalarında veya geniş sofalarda otururlar, zemin ve zamana göre konuşulurken. Tarafların arasında işten anlayan birkaç kişi seçilerek başka bir odada oğlan tarafının vereceği başlık ve diğer eşyanın cinsi ve miktarı üzerine görüşmeler başlardı. Bazen bu işte taraflar arasında çok sert tartışmalar ve büyük anlaşmazlıklar olur ve bu soğuk hava içinde evlenmenin geri bırakıldığına ve davetlilerin şerbet içmeden dağıldığına da tesadüf edilirdi. Anlaşmada muvafakat oldu mu, güzel sesli hafızlar tarafından Aşr-i şerifler okunur, büyük tepsiler içerisinde ya hint işi madeni kupalar veya çok eski devirlere ait renkli, çiçekli, kesme billur bardaklarla şerbetler dağıtılır, içildikten ve taraflar tebrik edildikten sonra merasime son verilirdi.Nişan
Oğlan evi tarafından kız evine nişan bohçası gönderilir. Nişan gününde oğlan evi çeşitli hediyeler alır, şerbet malzemesini kız evine gönderir. Yüzük takılır. Nişan şerbeti içilir. Nişanlılar, düğün tarihine kadar görüşemezler. Günümüzde şehirde kısmen de olsa belli şartlarda görüşmelerine izin verilmektedir. Düğünden önce, alınan eşyalar ve kızın çeyiz sandığı sergilenir. Komşular çeyiz görmeye giderken hediye götürürler. Düğünden önce kız evinde sergilenen çeyiz bir listeye yazılır. Nikah bedeli olarak erkek ve kız tarafından “mihr-i muaccel” i hesaplanır. Çeyizi oğlan evine düğünden önce getirirler. Buna “veç” denir. Eskiden veç alayları olurdu. Harput’ta gelin hamamı kına hamamı geleneği vardı. Bu çeyizin koyulduğu günün ertesinde yapılırdı.Nişan Bohçasından sonra, nişanlı kızın, oğlan evine mensup kadınlardan kaçmaması, yani yüzünü gözünü örtmemesi ve sonrada hayırlı olsun demek için oğlan evine mensup kadınlardan bir grup misafirleriyle birlikte kız evine giderler. Kız evinde gelinlik kız süslenmiş, bezenmiş, takmış takıştırmış ve fakat başı ve yüzünün tamamı örtülü ve yalnız gözlerinin açık bulunduğu bir kıyafetle ortaya çıkarırlar. Baş da kayın validenin, görümcenin ve sırasıyla misafirlerin ellerini öper, öptükçe her biri ayrı ayrı kızın boynuna, ya bir beşi birlik veya bir altın veya münasip birer hediye vermekle kızın başındaki örtü açılınca, yüzü, başı meydana çıkar ve bir daha örtünmez. Serbest olarak misafirlerin yanlarına her zaman için girer çıkar ve konuşur da…
Çeyiz Görme
Başta kızın rahle’si pembe tüllere sarılmış olduğu halde çeyiz eşyasının üst başında yer alır. Bunun yanında büyük bir cam çekmece vardır ki, içi gelinin altın ,gümüş ve elmas gibi kıymetli emaretleri ile dolu ve diğer ev eşyaları Karşı tarafta ise yataklar, yorganlar,yastıklar, makatlar,oda takımları,Sandıklar,Kilimler ve halılar.Bunlardan sonra kahve , şerbet ve matbah takımları, tunç mangallar ve saire gelirdi. Bu eşya ve bu sergi , bir hafta kadar şehrin bütün kadınlarına açıktır ve serbesttir. Kadınlar kafile kafile gelir, çeyiz odasını seyr-ü temaşa eder ve hayırlı olsun temennileriyle dönerlerdi ki, bu merasime de Çeyiz Görme denilirdi.Elazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri;Kına Hamamı
Çeyizin konulduğu günün ertesi gününde ise Kına Hamamı töreni yapılırdı. O gün için herhangi bir hamam, kız evi tarafından hariçten bir tek müşteri kabul edilmemek suretiyle öğleden akşama kadar kabul edilir ki, bu zenginlere mahsustur. Orta ve diğer aileler umum arasında herhangi bir hamama misafirlerini davet ederlerdi. Oğlan ve kız evlerinin davetlileri belli saatte hamama gider, tefler ve türkülerle karşılanırlardı. Misafirler, hamamın dört bir tarafında yerlerini alınca evvela şerbetler ikram edilir ve sonra yıkanmaları için her misafirin kildan’ına birer kalıp sabun konulur, o sıralarda gelin kızda hamama getirilmiş bulunurdu… Yine tefçiler çalarak, çağırarak gelini karşılarlar…Gelin yerine oturur, elbiselerini çıkarır, havlulara sarılır, natırlar kollarına girer ve iç hamama doğru yönelince bütün misafirlerde gelini takip ederler… Tefler çalınarak, tefçiler tarafından uzun havalar ve türküler söylenerek iç hamama geçilir…Göbek taşının etrafında gelin ve tefçiler ayakta yerlerini alınca gençler oynamaya başlar…Neş’e ve gülüp söylemeler arasında gelini yine natırları koltuklayarak ısı kürüne götürür…Natırlar tarafından yıkanır ve yine aynı şekilde göbek taşına getirilerek oturtulur.
Elazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri
Kına gecesi
Düğün günlerinin arifesinde oğlan evinde erkekler; kız evinde ise kadınlar tarafından yapılan törenlerdir. Erkek evi tarafından yapılan gecede bütün tanıdıklar çağrılır. Çalgı takımları gecenin geç saatlerine kadar çalar, oyunlar oynanır, türküler söylenir, silahlar atılır. Misafirlere yemek ikram edilir. Diğer köylerden gelen yabancı misafirler, paylaşılarak konuk edilir. Elazığ’da güvey çalma diye bir gelenek vardır. Oğlanın sağdıcı düğün boyunca damat adayını saklar. Damadı çaldırırsa, çalanlara bir ziyafet sözü vermek zorunda kalır.Elazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri;Güveyi çalma
Düğünün başlangıcından Gerdek (Zifaf) gecesine kadar Harput’ta garip ve garip olduğu kadarda eğlenceli ve gülünç bir adet daha vardır ki, buna Güveyi çalma veya Güveyi kaçırma denilirdi. Güveyi ancak Sağdıcından çalınır, bu yüzden Sağdıç kolay, kolay Güveyiyi gözü önünden ayırmazdı . Buna rağmen en ufak fırsattan istifade arayan bir takım muzipler, Güveyiyi alarak başka bir odaya veya başka bir eve götürerek saklıya bilirler. Güveyi bu olaya itiraz edemediği gibi istenilen yere gitmemek veya saklanmamak gibi hiçbir harekette bulunamazdı. Güveyi ortadan kaybolunca Sağdıcı telaş alır ve en son sağdıç, Güveyiyi çalanlara ya ağır bir hediye veya bir ziyafet vadiyle Güveyi , bulunduğu yerden çıkarılırdı Eğer sağdıç varlıklı ve birazda sünepe ise vay haline .. Olay ikinci ve üçüncü gurup tarafından tekrarlandıkça bütün düğün halkı tarafından duyulur ve duyulunca da sağdıçla alay eden edene .. Bu suretle Düğüncüler arasında gülme,söyleme, latife etme fırsatı elde edilmiş bulunurdu.Elazığ Yöresi Söz Nişan Düğün Adetleri