Gel Ablacım, gel! Batan geminin malları bunlar, demişsin ya... Hemen dalalım o zaman bu batık hazineye! Ama dikkat, bu hazine sandığı, sadece altın ve mücevherlerden değil, tuhaf ve komik eşyalarla dolu! Hazırlıklı ol!
Öncelikle, kaptanın müthiş "Kaptan Korsan Mücevherli Göz Bandanası" nı ele geçirdik. Ancak, dikkat! Göz bandanası, gerçekte oldukça ucuz bir kumaştan yapılmış ve gerçek mücevherler yerine parlak renkli plastik boncuklarla süslenmiş. Kaptan, gözlerini korumanın yanında, kör edici şıklığını da sergilemek istemiş ama bütçesi buna yetmemiş anlaşılan.
Sonra, bir sandık dolusu "Kaptan'ın Gizli Yedek Pantolonları" çıktı ortaya! Onlarca, belki yüzlerce pantolon! Her renk, her desen, her kumaştan! Desenlerden biri özellikle dikkat çekici: Dev boyutlu deniz kabukluları ve palmiyelerle süslenmiş pembe bir pantolon. Kaptan, denizcilik modasına ne kadar hakimmiş anlayınca şaşıracaksınız! Belki de her gün bir pantolon değiştirirmiş, kim bilir?
Ve tabii ki, geminin mürettebatının günlük kayıt defteri! Ancak, defterdeki yazıların yarısı, deniz tuzu ve balina kusmuğunun karışımı bir sıvı yüzünden silinmiş. Okunabilen kısımlardan ise şunları öğrendik: "Bugün, kaptan yine uçan balıkları kızartma konusunda başarısız oldu.", "Gemideki tek kedi, kaptanın pembe pantolonuna bayılıyor.", "Çavuş Yavuz, yine yanlış yönlendirme yapıp gemiyi resiflerden geçirmeye çalıştı."
En değerli buluntularımızdan biri ise "Sihirli Deniz Feneri" oldu! Ancak bu fener, gemiyi aydınlatmak yerine, kullanana sürekli olarak denizcilikle ilgili saçma sapan şarkılar söyleten bir aletmiş! Deniz fenerinin şarkıları öyle kötüymüş ki, mürettebatın çoğu, kulaklarının sağır olmasını tercih edermiş. Şimdilik kapatmayı başardık ama şarjı bitince tekrar şarkı söylemeye başlayacak diye endişeleniyoruz.
Bunların dışında, tonlarca şişelenmiş deniz suyu (inanılmaz derecede tuzlu), küflenmiş krakerler (deniz farelerinin en sevdiği yemekmiş), ve bir sürü, "Kaptan'ın Çok Özel Koleksiyonu" adlı bir kutu içinde saklı, tuhaf deniz kabukları da var. Koleksiyonun "özel" olmasının nedeni ise, kabukların hepsinin neredeyse aynı görünüyor olmasıymış. Koleksiyoncu tutkusunun tezahürü mü yoksa?
Ah, unutmadan! Bir de hazine sandığının dibinde, yumuşacık, pelüş bir köpekbalığı bulduk. Neden burada olduğunu bilmiyoruz ama gerçekten çok tatlı. Belki de kaptanın gizli sevgilisinin bir hediyesi?
Görüyorsun Ablacım, batan geminin malları, altın ve mücevherden çok daha ilginç bir şeymiş! Bu komik macera dolu hazineyi keşfetmeye devam edeceğiz. Daha neler çıkacak kim bilir? Umarım, sen de bizimle dalmaya devam edersin. Bir sonraki maceramızda görüşmek üzere!
Öncelikle, kaptanın müthiş "Kaptan Korsan Mücevherli Göz Bandanası" nı ele geçirdik. Ancak, dikkat! Göz bandanası, gerçekte oldukça ucuz bir kumaştan yapılmış ve gerçek mücevherler yerine parlak renkli plastik boncuklarla süslenmiş. Kaptan, gözlerini korumanın yanında, kör edici şıklığını da sergilemek istemiş ama bütçesi buna yetmemiş anlaşılan.
Sonra, bir sandık dolusu "Kaptan'ın Gizli Yedek Pantolonları" çıktı ortaya! Onlarca, belki yüzlerce pantolon! Her renk, her desen, her kumaştan! Desenlerden biri özellikle dikkat çekici: Dev boyutlu deniz kabukluları ve palmiyelerle süslenmiş pembe bir pantolon. Kaptan, denizcilik modasına ne kadar hakimmiş anlayınca şaşıracaksınız! Belki de her gün bir pantolon değiştirirmiş, kim bilir?
Ve tabii ki, geminin mürettebatının günlük kayıt defteri! Ancak, defterdeki yazıların yarısı, deniz tuzu ve balina kusmuğunun karışımı bir sıvı yüzünden silinmiş. Okunabilen kısımlardan ise şunları öğrendik: "Bugün, kaptan yine uçan balıkları kızartma konusunda başarısız oldu.", "Gemideki tek kedi, kaptanın pembe pantolonuna bayılıyor.", "Çavuş Yavuz, yine yanlış yönlendirme yapıp gemiyi resiflerden geçirmeye çalıştı."
En değerli buluntularımızdan biri ise "Sihirli Deniz Feneri" oldu! Ancak bu fener, gemiyi aydınlatmak yerine, kullanana sürekli olarak denizcilikle ilgili saçma sapan şarkılar söyleten bir aletmiş! Deniz fenerinin şarkıları öyle kötüymüş ki, mürettebatın çoğu, kulaklarının sağır olmasını tercih edermiş. Şimdilik kapatmayı başardık ama şarjı bitince tekrar şarkı söylemeye başlayacak diye endişeleniyoruz.
Bunların dışında, tonlarca şişelenmiş deniz suyu (inanılmaz derecede tuzlu), küflenmiş krakerler (deniz farelerinin en sevdiği yemekmiş), ve bir sürü, "Kaptan'ın Çok Özel Koleksiyonu" adlı bir kutu içinde saklı, tuhaf deniz kabukları da var. Koleksiyonun "özel" olmasının nedeni ise, kabukların hepsinin neredeyse aynı görünüyor olmasıymış. Koleksiyoncu tutkusunun tezahürü mü yoksa?
Ah, unutmadan! Bir de hazine sandığının dibinde, yumuşacık, pelüş bir köpekbalığı bulduk. Neden burada olduğunu bilmiyoruz ama gerçekten çok tatlı. Belki de kaptanın gizli sevgilisinin bir hediyesi?
Görüyorsun Ablacım, batan geminin malları, altın ve mücevherden çok daha ilginç bir şeymiş! Bu komik macera dolu hazineyi keşfetmeye devam edeceğiz. Daha neler çıkacak kim bilir? Umarım, sen de bizimle dalmaya devam edersin. Bir sonraki maceramızda görüşmek üzere!