Geceye karışmış yıldızlar gibi, gözlerinde kayboluyorum yeniden. Uzaklığın soğukluğunu hissetsem de, kalbinin sıcaklığını içimde taşıyorum. Bu gece, aramızdaki mesafenin anlamsızlığını haykırmak istiyorum; sadece bir adım uzakta olsan bile, özlemin kilometrelerce öteye uzanıyor.
Hatırlıyor musun? İlk defa göz göze geldiğimiz o anı, kalplerimizin sessizce konuştuğu o anı... O zamandan beri her şey değişti, ama değişmeyen tek şey; senin için duyduğum bu tarifsiz özlem. Günler haftalara, haftalar aylara dönüştü; her biri, sensiz geçen bir sonsuzluk gibiydi. Saatler dakikalar gibi ağır ağır akarken, seni düşünmekten başka bir şey yapamıyorum.
Sesini özlüyorum; kahkahaların yankılanırken odanın nasıl aydınlandığını, fısıltılarının kulağımda nasıl bir melodi oluşturduğunu... Ellerinin sıcaklığını özlüyorum; avuç içlerimin boşluğunu doldurmak için yanıp tutuştuğum sıcaklığı... Yüzünün hatlarını özlüyorum; kaşlarının çatıldığı anlarda bile ne kadar güzel olduğunu... Hatta seninle birlikte geçen her anı, her kahkahayı, her tartışmayı, her sessizliği özlüyorum.
Bu gece, sadece seninle olmak istiyorum. Yanımda olmanı, kokunu teneffüs etmeyi, varlığının güvenini hissetmeyi... Sözcükler yetersiz kalıyor hislerimi anlatmaya; bu boşluk, bu özlem, kalbimin derinliklerinde yankılanıyor. Sözcükler kifayetsiz, sessizlik bile yetmiyor bu hissi anlatmaya.
Bilmiyorum, belki de aşktır bu; uzakta olsan bile, kalbimin seni bulduğu bir manyetizma... Belki de sadece bir tesadüf, hayatın bizi bir araya getirip tekrar ayırdığı bir oyun... Ama ne olursa olsun, bu gecenin karanlığında, seninle birlikte olmak için her şeye razıyım. Bu özlemin ateşini, sadece seninle söndürebileceğimi biliyorum. Bu gece benimle ol, yıldızlara bakarken, kalbimizi birleştiren o görünmez bağı yeniden hissedelim. Seni seviyorum.