• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Google Logoları

Yeni Google Doodle 21.06.2015​


InARmiF.webp

Renkli olayları, önemli günleri ana sayfasında doodle yapan Google bu sefer de Babalar Günü doodle'ı hazırladı.
Google'ın Babalar Günü'nü insan ve hayvan figürleri kullanarak hazırladığı animasyonu oldukça ilgi gördü. Her yıl haziran ayının üçüncü pazar günü yani bugün kutlananan Babalar Günü'nün tarihçesine değinelim.

Babalar günü ilk ne zaman, nasıl kutlandı ve bu yıl hangi güne denk geliyor? İşte detaylar...

Haziran ayının 3. Pazarı kutlanan Babalar Günü'nün tarihçesi için iki farklı kaynak var. Bazı araştırmacılar tarih belirtmezken Babalar Günü'nün Batı Virginia'da ortaya çıktığını savunuyor. Bu araştırmacılar Batı Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin annesi öldükten sonra onun yerini alan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediğini söylüyor.

Diğer araştırmacılar ise 1910 yılında Washington'daki John Bruce Dodd'un 6. Çocuğunun doğumu sırasında hayatını kaybeden annesinin ardından hayatını çocuklarına adayan babası William Smart'a özel bir gün armağan etmek amacıyla bu fikri ortaya attığını belirtiyorlar.

Küçük yaşta annesini kaybeden Dodd'u ve beş kardeşini, babaları William Jackson Smart büyütmüş. Babasının bir yandan çiftlikte çalışıp öte yandan altı çocuğa bakmasının zorluklarını farkeden Dodd, anneler günü kutlanırken babalar gününün olmayışını büyük bir haksızlık olarak nitelendirmiş. Hemen babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın babalar günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış. Ama bu çalışmalar bir sonraki yılın 19 Mayıs'ına kadar sürmüş.

BABALAR GÜNÜ İLK KEZ NE ZAMAN KUTLANDI?

Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'ın Spokane şehrinde kutlanmıştır. Bu tarihten sonra ABD'nin diğer eyaletlerine yayılmıştır. Ancak Babalar Günü resmi olarak 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge'in desteğiyle kutlandı. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazar gününün Babalar günü olarak kutlayacağını açıklayan bir bildiri yayınladı.

Katoliklerin Babalar Günü'ne getirdikleri yorum ise diğer araştırmacılardan çok farklı. Onlar bu kutlamayı dini açıdan ele alıp Hazreti İsa'nın anısına, Mart ayının 19'unu St. Joseph Günü adı altında babalarına armağan ediyorlar.

Ülkemizde 80'li yılların sonlarına doğru kabul gören Babalar Günü, bu yıl da Haziran ayının üçüncü pazarına denk gelen 21 Haziran'da kutlanıyor.
 
Yeni Google Doodle 07.07.2015

Renkli olayları, önemli günleri ana sayfasında doodle yapan Google bu sefer de Eiji Tsuburaya
doodle'ı hazırladı.

Eiji Tsuburaya Kimdir?


Eiji Tsuburaya Japon film yönetmenidir. Doğum tarihi 7 Temmuz 1901'dir. 25 Ocak 1970 yılında hayatını kaybetmiştir. Bilim kurgu filmlerine yönetmenlik yapmıştır.Rn çok bilinen filmi ise Godzilla‘nın ilk serisidir.

Doodle;

 
Yeni Google Doodle 15.07.2015

Önemli gün ve tarihleri unutmayan Google, Plüton'dan gelen ilk görüntü bir doodle hazırladı.

Plüton'dan ilk görüntü geldi
NASA'nın Plüton'a yapacağı en yakın uçuş bugün gerçekleşiyor. NASA Instagram hesabından yayınladığı foto 9 yıldır uzayda seyahat eden uzay aracından gelen ilk görüntü. İşte Plüton'dan gelen ilk görüntü..

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Instagram hesabından yayınladığı foto 9 yıldır uzayda seyahat eden uzay aracından gelen ilk görüntü. Uzay aacı Plüton'a en yakın uçuşu Türkiye saatiyle 14:49'da gerçekleştirdi.Fotoğrafın en dikkat çekici özelliği ise Plüton'un üzerinde beliren kalp şekli.

NASA'nın 'görkemli Plüton'dan önizleme' başlığıyla paylaştığı fotoğrafın altına şu not düşüldü: "Cüce gezegen, 9 yıldır 3 milyar mil yol kat eden New Horizons uzay aracımız aracılığıyla dünyaya bir aşk notu gönderdi. Bu fotoğraf, bugünyapılacak en yakın uçuştan önce alınan son ve en detaylı görüntü."

New Horizons, güneş sistemindeki yolculuğuna 19 Ocak 2006'da Florida'daki Cape Canaveral uzay üssünden saatte 58 bin 536 kilometre hızla ilerleyerek başlamıştı.


İŞTE PLÜTON'DAN GELEN İLK GÖRÜNTÜ!

Mars ve Jüpiter'i geçen New Horizons Plüton'a 12 bin kilometre yaklaşacak. 9 yıllık misyonun sonuna gelen New Horizons 1930 yılındaki keşfindörüntülerini Hubble Uzay Teleskobu çekmişti.

VERİLERİN DÜNYA'YA GÖNDERİLMESİ 16 AY SÜRECEK

New Horizons'ın topladığı verileri Dünya'ya geri göndermesi de zorlu olacak. Uzay aracının Plüton'dan elde ettiği bilimsel verileri dünyaya göndermesi tam 16 ayı bulacak.
New Horizons'ın, dünyadan yaklaşık 4,5 milyar kilometre uzaklıktaki Plüton'a seyahati tam 9 yıl sürdü.
Bu seyahat, dünyanın çevresinde tam 120 bin 477 kez dönülmesiyle eşdeğer.
Projenin Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'ya maliyetiyse 720 milyon doları buluyor.


NASA: PLÜTON SANILANDAN DAHA BÜYÜK ÇIKTI

NASA'nın 'New Horizons' adlı uzay aracı, Plüton'un çapını 2 bin 370 kilometre olarak hesapladı. Misyon Başkanı Alan Stern, bilim adamlarının beklediğinden daha büyük çıkan bu 'cüce gezegenin', Kuiper Kuşağı nesneleri arasında lider konumda olduğunu söyledi.

Stern, "Plüton'un çapını ölçmek için 3 farklı yöntem kullandık. Bunun için atmosfere sahip olmayan Charon'u örnek ve dayanak noktası olarak kullandık. Plüton'un beklediğimizden daha büyük çıkması, bizim için sürpriz oldu" diye konuştu.

Plüton'un net çapının 2370 kilometre olduğunu belirten bilim adamı, Güneş Sistemi'nin 'yapı' döküntüsünden oluşan dev bulut şeklindeki Kuiper Kuşağı'ndaki nesneler arasında hangisinin daha büyük olduğu tartışmalarına son verildiğini ifade etti.

Plüton'un bu alandaki en büyük rakibi, çapı 2 bin 336 kilometre olan cüce gezegen Erida'ydı. Neredeyse tüm bilim adamları, dünyadan yapılan ölçümlere dayanarak, Plüton'un Erida'dan küçük olduğunu sanıyordu. New Horizons ile yapılan ölçümler, gerçeğin aslında böyle olmadığını ortaya koydu.

New Horizons, yarın misyonunun en önemli aşamasına geçerek, uzay aracı Plüton ve uydusuna yaklaşacak. Bu randevu sırasında araç, dünya ile iletişimini keserek tüm dikkatini cüce gezegen ile eşini incelemeye verecek.

Uzay aracının Plüton etrafında dönen mikro asteroitlerle çarpışma ve devre dışı kalma olasılığı 10 binde bir. Bunun olmayacağından emin NASA uzmanları, bu tehdidin önümüzdeki uzay şovuna gereken 'drama unsurunu' kazandırdığı esprisini yapıyorlar.


PLÜTON HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ...

Plüton, formal adı 134340 Pluto, Güneş Sistemi'nde Eris'ten sonra bilinen en büyük cüce gezegen ve doğrudan Güneş'in etrafında dönen en büyük onuncu cisim. Önceleri gezegen olarak sınıflandırılmıştır. Plüton, birçok cismi barındıran Kuiper kuşağı'nın en belirgin üyelerinden biridir.

Plüton, diğer Kuiper kuşağı üyelerine benzer biçimde taş ve buzdan oluşmaktadır; ancak bu kuşaktaki gezegenlere nispeten oldukça küçüktür. Kütle ve hacim olarak Ay'dan bile daha küçüktür. Plüton, eksenindeki eksantrik (dış merkezli) eğim sayesinde Güneş'e Neptün'den daha yakındır.

Plüton, 1930'da keşfedildikten 2006'ya kadar, Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeni olarak değerlendirilmiştir. 70'li yıllardan sonra Güneş Sistemi'nin dışında bir cüce gezegen olan 2060 Chiron saptanana kadar küçük bir gezegen olarak düşünülen Plüton'u, gezegen olma statüsü tartışılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında, Güneş Sistemi'nin dışında Plüton'a benzeyen birçok cisim saptanmıştır. Bunların en önemlisi 2005'te saptanan ve Plüton'dan yaklaşık %27 daha büyük olan Eris olmuştur. 24 Ağustos 2006'da, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU ya da UAB) Güneş Sistemi'nde bir gezegen olmanın koşullarını tanımlamıştır. Bu tanımlama sonrasında Plüton gezegenlikten çıkartılmış, Eris ve Ceres ile birlikte yeni bir küme olan "cüce gezegenler" sınıfına dahil edilmiştir.Böylece Plüton yeniden sınıflandırılmış, küçük gezegenler dizinine eklenmiş ve astronomik adı yani numarası 134340 olarak değiştirilmiştir.Plüton, bazı araştırmacılar tarafından hâlâ gezegen olarak onaylanmaktadır.

Plüton'un uydusu Charon, Plüton'un yarısı büyüklüğündedir ve bazı bilim insanlarınca ikili uzay sisteminde gösterilir, çünkü yörüngesi başka bir ağırlık merkezinin içinde yer almaz. IAU tarafından Plüton cüce gezegen sınıfına alınana dek geçen sürede, Charon, Plüton'un uydusu olarak kabul edilmiştir. Plüton'un bilinen iki küçük uydusu daha vardır, bunlar Nix ve Hydra'dır. Bu uydular 2005'te saptanmıştır.
 
Yeni Google Doodle 05.08.2015

Google ilk trafik lambasını Doodle yaptı! Google'da ilk trafik lambasının Doodle olma sebebi nedir? İlk trafik lambasını kim icat etti?

101st-anniversary-of-the-first-electric-traffic-signal-system-5751092593819648-hp2x.gif


İlk trafik lambasının Doodle olma sebebi ne? Trafik lambası kim tarafından inşa edildi? İstanbul'da trafik lambasını kim buldu? Gelin haberimizde okuyalım.
Trafik lambası trafiğin kontrollü bir biçimde yönlendirilmesi amacıyla gerekli noktalara konular uyarı araçlarıdır. İlk trafik ışığı 1868’de Londra’da kullanılırken, Türkiye’de ilk kez 1929’da İstanbul’da konulmuştur.

İLK TRAFİK LAMBASI NEREDE KONULDU?

İlk trafik ışığı 1868'de Londra'ya konmuştur. İlk trafik lambaları yedi metre yüksekliğindeki demir kolonlar üzerinde Londra’nın Parlamento Alanı’nda, Bridge Caddesi ile New Palace Yard Caddesi’nin birleştiği köşeye kondu ve 10 Aralık 1868 günü hizmete girdi. Yapım çalışmalarına Londra Emniyet Müdürü Richard Mayne’- nin bizzat nezaret ettiği bu ilk trafik lambası, parlamenterlerin parlamento binasına daha güvenli ulaşabilmelerini kolaylaştırmak için düşünülmüştü. Saxby and Farmer şirketi tarafından yapılan bu ilk trafik lambasında, kırmızı ve yeşil renkli iki fener dönmeli olarak yanıyordu. Kırmızı “dur”, yeşil ise “dikkat” anlamına geliyordu.

Elektrikli trafik Iambalarının ilki, 5 Ağustos 1914 günü, ABD’de, Ohio Cleveland kentinde hizmete girdi. American Traffic Signal Co. adlı şirket tarafından üretilen 5 metre yüksekliğindeki lamba, Euclid Bulvarı ile 105. Cadde’nin birleştiği köşeye dikildi. Kırmızı ve yeşil ışıkların dışında bir de uyarıcı ses vardı. Kırmızı ışık “dur”, yeşil ışık “geç” anlamındaydı. Bu ışıkların değişim sürelerine çok az bir süre kala, sesle uyarı yapılıyordu. Fransızlar da 1923 yılında, Paris’te, Grands Boulevards ile Strasbourgh Bulvarı’nın birleştiği köşeye diktikleri trafik lambasında ses ve ışık düzeninden yararlandılar


TRAFİK LAMBALARINDAKİ İLK RENKLER NEYDİ?

Demiryolları ilk faaliyeti geçtiği 1830’lu yıllarda uyarı ışığının rengi yeşil, geç ışığı ise beyazdı. Bir süre sonra beyaz sinyal problem yaratmaya başladı. Beyaz renkli “geç” sinyali diğer sokak lambaları ile karıştırılıyordu. Ama daha kötüsü “dur” işaretlerine konulan kırmızı mercekler yerlerinden düşünce ışık beyazlaşıyor, “geç” sinyali olarak algılanıyor ve kazalara yol açabiliyordu.

Sonunda demir yolunda seyahat edenler kırmızıyı “dur”, yeşili “geç”, sarı rengi de “uyarı” sinyali olarak kullanmaya başladılar.


İLK ELEKTRİKLİ OTOMATİK TRAFİK IŞIĞI ne zaman KULLANILDI?

Günümüzdekilere benzeyen ilk elektrik otomatik trafik lambalısını, ilkokul mezunu ve ABD’deki Cleveland’da Otomobil sahibi ilk siyah olan Garrett Morgan geliştirdi. 1914’de ilk denemelerine başlayan Morgan 1923’de de patentini aldı. Morgan 1963’de ölümünden az önce patentini 40 bin dolara General Electric firması sattı.

Morgan’ın lambaları demiryollarına benzer şekilde bir “T” üzerinde kırmızı ve yeşil iki lambadan ibaretti. Çok geçmeden “uyarı” anlamında sarı lamba da ilave edildi ve uygulama bütün dünya ya süratle yayıldı. Aradan geçen yıllara rağmen sarı renk hala “uyarı” anlamındadır.

TÜRKİYE’DE TRAFİK IŞIĞI KULLANIMI ne zaman BAŞLADI?

Türkiye'de ise ilk trafik ışığı 1929'da İstanbul'a konmuştur. Ülkemizde 2918 sayılı trafik yasası 47-1-b maddesi gereği kırmızı ışıkta araçların geçmeleri yasaktır.
Trafik ışıkları olmayan yerlerde ilk geçiş hakkı yayalarındır. Trafik yasası 74'üncü madde gereği bu kurala uymayanlar ülkemizde cezalandırılır.
 
Son düzenleme:
Yeni Google Doodle 27.08.2015

Halet Çambel Doodle Ekranına Taşındı

Google Halet Çambel'i Doodle yaptı! Google'da Halet Çambel'in Doodle olma sebebi nedir?

Halet Çambel (26 Ağustos 1916, Berlin - 12 Ocak 2014, İstanbul), Türk arkeologtur.

Hattuşaş'ın bulunduğu Boğazköy'de, stajyer olarak başladığı kazıları hayatı boyunca sürdüren Halet Çambel, bilim dünyası tarafından “Hitit hiyerogliflerinin çözüldüğü yer” olarak tanınan Karatepe-Arslantaş Höyüğü'nde, Türkiye’nin ilk açık hava müzesini kurmuştur. Karatepe kalıntılarının ortaya çıkarılmasına ve Hitit dilinin çözülmesine katkısı büyüktür.

Türkiye’yi eskrim dalında temsil ederek Suat Fetgeri Aşeni ile birlikte “Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu” ünvanını kazanmıştır.

Akyaka evlerinin mimarı olmakla ünlü Nail Çakırhan'ın eşidir.

1946 yılında Kayseri-Adana arasında kalan bölgedeki Hitit eserlerini incelemek için Bossert ile bilikte çıktıkları gezide Karatepe bölgesindeki kalıntılara ulaşmaları kariyerinde belirleyici oldu. Araştırma ekibi, Hitit hiyeroglifleri ve Fenike yazısının bir arada kullanıldığını görmüş ve Fenike yazısı tercüme edilebildiği için, bu keşif Hitit hiyerogliflerinin nihai çözümü olmuştur. Karatepe-Arslantaş Höyüğü’nde Bossert tarafından başlayan kazı çalışmalarına 1952’den sonra Çambel başkanlık etti. Karatepe’de ortaya çıkarılan arkeolojik buluntuların restorasyonu, korunması ve sergilenmesi için bir açık hava müzesi kurulmasına ön ayak oldu. Mimar Turgut Cansever’in yaptığı projenin uygulanması işini Çambel’in eşi Nail Çakırhan yürüttü.

1948-199 yıllarında, Karatepe'deki çalışmaların yanı sıra Fransız Arkeoloji Enstitüsü'yle birlikte Yazılıkaya/Midas şehri kazısını yürüttü.

1960 İhtilali'nden sonra 147'ler listesinde yer alarak üniversiteden ihraç edildi. Eşiyle birlikte Karatepe’de çalışmalara devam eden Çambel, 1962-1963’te Almanya'da Saarbrücken Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi’ndeki görevine döndü ve Prehistorya Kürsüsü’nü kurdu.

1964 yılında Chicago Üniversitesi'nden Robert J. Braidwood ve eşi Linda S. Braidwood'la birlikte Ergani'de Çayönü höyüğü kazısına başladı. Kote Çemi (Hilar - Çayönü) kalıntılarını gün ışığına kavuşturdu; bu bölgede günümüzden 8.000 yıl önce avcı-toplayıcılıktan tarıma geçildiğinin kanıtlarını ortaya çıkardı.

Çambel'in çabalarıyla kurulan İstanbul-Chicago Üniversiteleri Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırma Kamu Projesi çerçevesinde, 1964’te Urfa-Bozova’da Biris Mezarlığı ve Söğüt Tarlası, 1968 ve 1970’de Diyarbakır Girikihacıyan kazıları gerçekleştirildi.

Çambel, Keban Barajı’nın yapımıyla su altında kalacak olan alanların taranması için 1966’da başlayan çalışmalara öncülük etti.

1976'da Tübitak'a bağlı bir Arkeometri Ünitesi kurulmasına katkıda bulundu.
 
Yeni Google Doodle 01.09.2015

Google logosunun tarihçesi Doodle oldu
Google logosunun tarihçesi bugün Google tarafından Doodle yapıldı. Peki Google logosunun tarihçesi neden Doodle yapıldı? Sizler için ünlü arama motoru Google logosunun anlamı çıkış hikayesi tarihçesi hakkında bilgi derledik.


Google logosunun tarihçesi Google tarafından Doodle yapıldı. Google logosunun tarihçesini sizler için derledik..

Google’ın kurucularından, Sergey Brin sitenin logosunu ilk başta kendi tasarlamaya çalışmış. Daha sonra, ortağı Page ile Kedar Designs’ın sahibi Ruth Kedar ile tanışmışlar. Kedar’ın birkaç tasarımını gördükten sonda, sitenin ve logonun tasarımı için onunla çalışma kararı almışlar.

İŞTE GOOGLE'IN YENİ LOGOSU

Google, farklı vizyonunu yansıtacak ve o anki en ünlü arama motorlarından (Yahoo, Excite, HotBot, LookSmart and Lycos) tamamen farklı bir logo tasarlatmak istiyordu.Logo’nun tasarımcısı Kedar şu anda yıllar önce yaptığı logosunu, yaptığı işler kategorisinde sergilemekten gurur duyuyor olmalı. Sanırım bundan daha iyi bir referans olamaz. Kedar logo ile ilgili şunları söylüyor: “Eğlenceli ve basit. Sade tasarım, tasarım gibi bile durmuyor ve kolay okunabilir. Renkler, çocukların oynadıkları oyunları anımsatıyor. Her harfin dokusu ve gölgesi fark edilmeyecek kadar hafif ama aynı zamanda da logoya hacim ve ışık katıyor.

Google Logosunun Tarihçesi “O zamandalar web’de Times-Roman fontları tercih edilirken, basılı kaynaklarda sans-serif fontları kullanılıyordu. Bir serif fontun okunabilirliğini, aynı zamanda da aradığımız kaliteyi birleştirmek istedim. Seçtiğimiz font Catull isimli eski bir serif puntosuydu. Arama, geçmişe bakılarak yapılan bir aktivite olduğu için, Catull’un tarih ile olan bağı uygun görünüyordu. Eski çağ ile yeni dijital çağ arasında bir köprü gibi…”

Bir de Google’ın “Doodle” adı verdiği ve özel günlerde değişen logoları var. Bunları fark etmemek mümkün değil. Sevgililer Günü, Yılbaşı gibi özel günlerin yanında, önemli isimlerin doğum günlerinde değişen bu logolar kim tarafından yapılıyor acaba? 2000 yılında, Google’ın kurucuları, Fransız’ların Bastille Günü için bir logo yaptırmak istemişler. Bu görev o zamanlar Google’da stajyer olan Dennis Hwang’a verilmiş. İşte o günden sonra, bu harika logoların tasarımlarını o yapmaya başlamış. Hwang şu anda Google’da web yöneticisi olarak çalışıyor. Google Doodle’ların yapımı ise, işlerinin sadece %20’lik kısmını oluşturuyor...
 
Yeni Google Doodle 01.09.2015


9 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na özel Doodle!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta sevinçle karşılanırken ünlü arama motoru Google'da bu özel güne kayıtsız kalmadı. Özel günler ve kişiler için hazırladığı Doodle tasarımlarını bu kez 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için hazırladı.

29 Ekim cumhuriye bayramı Google tarafından atlanmadı ve bu özel güne Doodle hazırlandı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı bugün tüm yurtta coşku ile kutlanacak. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hakkında tüm detay ve merak edilenleri sizler için derledik...

Cumhuriyet Bayramı’nda 28 Ekim öğleden sonra ve 29 Ekim tam gün olmak üzere bir buçuk gün resmi tatil ilan edilir. 29 Ekim’de stadyumlarda gösteriler yapılır, akşam ise geleneksel fener alayı düzenlenir. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin onuncu yılı kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933’te verdiği 10. Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirdi.

Cumhuriyetin İlanı
Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919'da Osmanlı hükümeti tarafından Samsun'a gönderilmiştir. Bazı illerde kongreler düzenlemiş ve "Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Milletin egemenliğini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." ilkesiyle ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisii'nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Atatürk’ü 'Meclis Başkanı' seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Halk ve Ordu düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir.

Kurtuluş Savaşı'nın zaferinden sonra TBMM, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırmıştır. Padişah Vahdettin, 'vatan haini' ilan edilmiş ve yurdu terk etmiştir.

24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ileİngiltere,Fransa, İtalya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Portekiz, Belçika, Sovyet Birliği,Japonya ve Yugoslavya temsilcileri Lozan Barış Antlaşması'nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmıştır. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos'ta ilk toplantısını gerçekleştirip 13 Ekim'de başkenti Ankara ilan etmiştir. Bu dönemde Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başlamıştı. Atatürk 28 Ekim akşamı dostlarını Çankaya'da yemeğe çağırmış ve onlara "Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz," demiştir.

29 Ekim’de Mustafa Kemal Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir. Türkiye Devleti'nin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır. Cumhuriyette,Mustafa Kemal Atatürk'ün de belirttiği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın Kabul Edilmesi
29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Bu ilan, atılan 101 pare top ile kutlanmıştır. 1924 yılında ise cumhuriyetin ilanı şenliklerle kutlanmıştır. 2 Şubat 1925'te düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerilmiştir. Bu teklif Meclis AnayasaKomisyonu tarafından incelenmiş ve 18 Nisan'da karara bağlanmıştır. 19 Nisan'da ise teklif TBMM tarafından kabul edilmiştir. 628 sayılı bu kanun ile 29 Ekim, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır
 
Yeni Google Doodle 01.09.2015

George Boole kimdir? - George Boole'u bakın nereden tanıyoruz!

Google ana sayfasında George Boole Doodle oldu. George Boole'un 200. doğum gününü unutmayan Google, kullanıcılarına sürpriz yaptı. Peki George Boole kimdir? İşte İngiliz matematikçi ile ilgili ilginç detaylar..

Google tarafından hazırlanan özel tarihlerde hazırlanan Doodle'lara bir yenisi daha eklendi. Ünlü matematikçi ve filozof olan George Boole'un doğum günü olması nedeniyle George Boole’nin 200. Doğum Günü Doodle konusu oldu. Peki George Boole kimdir?

George Boole kimdir?

George Boole (1815-1864), 2 Kasım 1815’te İngiltere’nin Lincolnshire şehrindeki Lincoln kasabasında dünyaya geldi. Önce Lincoln’de bir okula giden Boole, daha sonra özel bir okula devam etti. Fakat matematikle ilgili ilk eğitimini, aynı zamanda optik cihazların yapımına ilgi duymasının da sebebi olan babasından aldı. Daha sonra yabancı dillere ilgi duymaya başladı. Yerel bir kitapçıdan Latince dersleri aldı. 12 yaşında Latince’de o derece becerili hâle gelmişti ki, Latin şair Horace’ın bir şiirini tercüme etti. Bundan büyük övünç duyan babası bu şiiri yayımlattı. Fakat Boole’un 12 yaşındaki birinin yazamayacağını düşündüren kabiliyeti sebebiyle, yerel okullardan birinin müdürüyle aralarında bir tartışma yaşandı.

Akademik bir derece için çalışmamasına rağmen Boole, 16 yaşında asistan öğretmen olmuştu. Yabancı dillere olan ilgisi devam ediyordu. Kiliseye katılmak istiyordu, fakat 1835’te fikri değişti. Kendi okulunu açtı ve orada kendi başına matematik çalışmaya başladı. Daha sonraları, iyi bir öğretmenden ders almak yerine, kendi başına çalışarak beş yılını ziyan ettiğini anlayacaktı.

Bu sıralarda Laplace ve Lagrange’ın çalışmalarını inceliyordu. Bunlardan, daha sonra ilk matematik makalesinin temelini oluşturacak olan notlar çıkarıyordu. O sırada yeni kurulmuş olan “Cambridge Matematik Dergisi”nin editörü olan Duncan Gregory tarafından desteklendi. Duncan Gregory, ona Cambridge’de matematik dersi almasını tavsiye etti. Fakat ailesine bakmak zorunda olan Boole, okulunu terk edemedi. Bununla beraber, “Cambridge Matematik Dergisi”ne yazı yazmaya başladı. Duncan Gregory’den etkilenen Boole, cebir çalışmaya başladı. Cebirsel metotların diferansiyel denklem çözümlerine, uygulamasına ilişkin bir makalesi Kraliyet Derneği’nce yayınlandı ve bu çalışmasıyla Kraliyet Derneği Madalyası kazandı.

1849’da Cork’taki Queens Koleji’nde Matematik Kürsüsü başkanlığına getirildi. Hayatının sonuna kadar burada şöhretli, tanınmış ve kendini işine adamış bir insan olarak ders verdi.

1854’te “Mantık ve Olasılıkların Matematiksel Teorileri”nin temelini oluşturan “Düşünce Yasaları Üzerine Bir Araştırma”yı yayınladı. Boole, mantığı yeni bir tarzda ele aldı, basit bir cebir haline getirerek matematikle birleştirdi. Mantıksal sembollerle cebir sembollerinin benzerliğini ortaya koyarak matematiğe “Boole Cebiri”ni kazandırdı. Bu cebirde kümesinde tanımlı iki işlem vardır. “+” sembolü VEYA işlemini ifade ederken, “·” sembolü VE işlemini ifade etmektedir. Bu mantık, modern sayısal bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanılmaktadır.

Boole diferansiyel denklemler, sonlu farklar hesabı ve olasılıkta genel metotlar üzerine de çalışmalar yaptı. 1859’da “Diferansiyel Denklemler Üzerine Bir Araştırma” ve 1860’ta “Sonlu Farklar Hesabı Üzerine Bir Araştırma” adlı oldukça etkili tezleri yayınlandı. Elli civarında bilimsel makale yayınlayan Boole, sayıların dağılma özelliği gibi temel özelliklerini de ilk inceleyenlerden olmuştur.

Çalışmalarındaki dehası keşfedildikçe Boole’a çeşitli ödüller verildi. Dublin ve Oxford Üniversitelerinden onursal derceler aldı. 1857’de Kraliyet Topluluğu’na üye olarak kabul edildi. Fakat geç başlayan kariyeri erken noktalandı. 1864’te bir gün evinden okula kadar olan iki millik yolu ağır bir yağmur altında yürümek zorunda kaldı ve ıslak elbiseleriyle ders verdi. Bunun neticesinde ağır bir soğuk algınlığı ve akciğer hastalığı oldu. George Boole, 8 Aralık 1864’te İrlanda, County Cork’un Ballintemple kasabasında hayata gözlerini yumdu.
1849 yılında matematik profesörü olan Boole'un 1854 yılında, mantık ve olasılıklar üzerine büyük bir eseri yayınlandı.

İki-değerli Aristoteles mantığını matematiksel temellere oturtan simgesel mantığı yaratmışttı. Buna Boole mantığı, Boole cebiri, matematiksel mantık, simgesel mantık, vb adlar verilmektedir.
 
Yeni Google Doodle 21.06.2015

Adolphe Sax kimdir? Google'dan yeni doodle


Arama devi Google, saksafonu icat eden ve ilk kullanan kişi olan Adolphe Sax'ı 201. doğum gününde doodle yaptı.

Dünyanın en çok kullanılan arama motoru Google, özel günler için özel Doodle'lar hazırlamaya devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde George Boole'ın 200. doğum günü, Karin Boye'un 185. doğum günü, Lygia Clark'ın 95.doğum günü Doodle'ları ile bize dünya tarihini yaşatan Google, bugün ise saksafonu icat eden ve ilk kullanan kişi olarak tanınan Adolphe Sax'ın 201. doğum gününü bir doodle ile hatırladı.


ADOLPHE SAX KİMDİR?

Antoine-Joseph "Adolphe" Sax (6 Kasım 1814 – 4 Şubat 1894) günümüzde kullanılan haliyle saksafonu icat eden ve ilk kullanan kişidir. Belçika'nın Dinant şehrinde doğmuştur. Babası Charles-Joseph Sax da bir müzik aletleri yapımcısıydı.

Adolphe genç yaşlarında enstrüman üretmeye başlamıştır. İki flüdü ve bir klarnetiyle on beş yaşında bir yarışmaya katılmıştır. Sonradan bu iki enstrümanı öğrenmek için Brüksel'deki Royal School of Singing'e gitmiştir.

Okulu bıraktıktan sonra, babası ürettiği enstrümanlarla eve para getirirken, Adolphe'da enstrüman tasarımlarıyla gündeme gelmiştir. Adolpe'un ilk önemli icadı bas klarnette tasarım değişikliğidir. 20 yaşında ürettiği enstrümanın patenti Adolf'a aittir.

Dinant şehrinin halen saksafon üretiminde önemli merkezlerden biri olması, Adolphe Sax'ın yerleştirdiği üretim biçiminden kaynaklanmaktadır.
 
Geri
Top