Kassandra
Usta
Atatürk Güneş Dil Teorisi üzerinde uzmanlar ile çalışırken bir kelimenin kökeni hakkında yanındakilerin görüşünü alır. Ve herkes başka bir şekilde görüş bildirir. Atatürk, buna fena halde üzülmüştü:
- Dil işi böyle bir çıkmaza girdi. Şimdi ne yapacağız? diye sordu. Dil kurumunun önemli erkânından bir zat da:
- Nasıl emrederseniz öyle yaparız, deyince, Atatürk bir bomba gibi infilâk etti:
- Eş… Eş… bak, nasıl emrederseniz diyor, diye haykırdı. Bu iş benim emrimle olur mu? Ben size bu dili nüanslandırmak için çare sordum. Bana geyiğin kırk türlü adı olduğunu söylediniz. Ne dedinizse yaptım. Şimdi iş çıkmaza girince nasıl emrederseniz diyorsunuz, tş benim emrimle olsaydı ben bu milletten yeni bir dil öğrenmesini isterdim. Bu milletin bana itimadı öyledir ki, onu bile kabul ederdi. Şimdi beni millete rezil ettikten sonra: Nasıl emrederseniz, diyorsunuz. Defolun.
Vakit, sabaha yaklaşıyordu. Hasan Reşit Tankut ve bir iki kişiden masada herkes döndü. Atatürk bahçeye çıktı. Bir söğüt dalı kopararak onunla meşgul olmaya başladı. Nihayet:
- Bana zeki iki talebe bulun, emrini verdi. Gazi Terbiye Enstitüsünden iki talebe geldi.
Atatürk, her kelimenin Türkçe olacağını anlatan güneş dil teorisini onlara benimseterek ilân etti.
- Dil işi böyle bir çıkmaza girdi. Şimdi ne yapacağız? diye sordu. Dil kurumunun önemli erkânından bir zat da:
- Nasıl emrederseniz öyle yaparız, deyince, Atatürk bir bomba gibi infilâk etti:
- Eş… Eş… bak, nasıl emrederseniz diyor, diye haykırdı. Bu iş benim emrimle olur mu? Ben size bu dili nüanslandırmak için çare sordum. Bana geyiğin kırk türlü adı olduğunu söylediniz. Ne dedinizse yaptım. Şimdi iş çıkmaza girince nasıl emrederseniz diyorsunuz, tş benim emrimle olsaydı ben bu milletten yeni bir dil öğrenmesini isterdim. Bu milletin bana itimadı öyledir ki, onu bile kabul ederdi. Şimdi beni millete rezil ettikten sonra: Nasıl emrederseniz, diyorsunuz. Defolun.
Vakit, sabaha yaklaşıyordu. Hasan Reşit Tankut ve bir iki kişiden masada herkes döndü. Atatürk bahçeye çıktı. Bir söğüt dalı kopararak onunla meşgul olmaya başladı. Nihayet:
- Bana zeki iki talebe bulun, emrini verdi. Gazi Terbiye Enstitüsünden iki talebe geldi.
Atatürk, her kelimenin Türkçe olacağını anlatan güneş dil teorisini onlara benimseterek ilân etti.