Mevsimler depresyon üzerinde çok etkili oluyor. Bazı kişiler güneş ışığının azaldığı sonbahar ve kış aylarında depresyona yakalanıyor. Güneş ışığı bu durumdaki hastalara ilaç gibi geliyor.
Depresyonun nedenleri neler?
Depresyonun başlıca nedeni soyut ya da somut bir kayıp yaşantısıdır. Bu nedenle, depresyon ilk bakışta herhangi bir matem reaksiyonunu andırır. Ancak her kayıp yaşayan depresyon geçirmez. Bunun nedenleri arasında eğer kaybedilen bir insan ise, onunla önceki dönemde problemli ilişkiler yaşanıyor olması olabilir. Böyle durumlarda kişi gidenin arkasından kendi karmaşık duyguları ile başbaşa kalır.
Ölene karşı öfke de duyabilir, arkada kaldığı için suçluluk hissi de oluşabilir.
Kayıp soyut ya da sembolik de olabilir.
Kişinin onuruyla oynanması da depresyon nedeni olabilir.
Haksızlıklara maruz kalmak ve bunları önlemekte çaresiz olmak, çevresindeki kişilerin ve toplumun kendisine hak ettiği yardımı sunmadığını görmek de kişiye bir kayıp duygusu yaşatır.
Sağlığın kaybı ve önemli bedensel hastalıklara yakalanmak da kimi zaman kişinin hazmedemeyeceği bir darbe niteliği taşır. Kayıp ve hayal kırıklığı olaylarının depresyon yapmasının başlıca nedenlerinden birinin de kişinin alternatif çözümler bulamamasıdır. Belirli bir kişiye, kuruma, fikire olmazsa olmaz derecesinde yatırım yapan ve onsuz bir hayatı hiçbir şekilde düşünemeyen bir insan onu kaybettiğinde boşluğa düşer.
Depresyona yol açan fiziksel sebepler neler?
Depresyon esas itibariyle merkez sinir sistemi içerisinde yönetilen bir durum. Bu beyinde elektriksel ve kimyasal iletişimin gerçekleştiği hücrelerarası bağlantı bölgelerinde (sinapslar) ortaya çıkan değişimler yolu ile gerçekleşir. Günümüzde depresyonun özellikle serotonin ve noradrenalin ve hatta dopamin ve melatonin gibi maddelerle bir ilişkisinin olduğu bilinmektedir. Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar da sinaptik aralıklarda bu maddeleri etkileme yolu ile iletişimi değiştirmekte ve iyilik hali sağlamaktadır. Ancak bu etkiler elektriksel iletişimle sınırlı kalmakta, hormonlar yolu ile de tüm vücuda yayılmaktadır. Sonuçta tüm vücut bu duruma katılmaktadır.
Hastalıklar depresyon eğilimini artırır mı?
Çeşitli fiziksel hastalıklar depresyona eğilimi artırır. Öte yandan, depresyona da çeşitli fiziksel hastalıklar eşlik edebilir. Hatta bedensel sağlığın çok defa yolunun ruhsal sağlıktan geçtiğini biliyoruz. Stres sonrası myokard enfarktüsü ya da mide kanaması geçirilebildiğini, hipertansiyon oluşabildiğini herkes bilir. Hatta kanser hastaları üzerinde yapılan çalışmalar dahi bu tür hastalıkların bir ölçüde de olsa stresle ilişkisine dikkat çekmektedir.
Mevsimler depresyon üzerinde ne kadar etkili?
Biyolojik nedenlerden kaynaklanan depresyon türlerinden biri de mevsimsel depresyondur. Bu gibi kişiler yılın belirli bir döneminde depresyona yakalanır. Bu genellikle gün ışığının azaldığı sonbahar ve kış aylarıdır. Bu ilişki o kadar belirgindir ki bu gibi kişileri belirli bir özellikte ışığa yeterli süre maruz bırakmakla depresyonlarının tedavi edilebildiği ya da önlenebildiği görülmektedir. Bazı insanlarda depresyonun genetik nedenlerinin de olduğu anlaşılmaktadır. Böyle kişilerin ailelerinde depresyon geçirenlere daha sık rastlanmaktadır.
Hormon bozuklukları depresyona neden olur mu?
Hormon bozuklukları depresyona neden olmaktadır. Bunlar içerisinde en sık görülenler menopoz, hamilelik ve loğusalık depresyonları ve tiroid bezi hastalıklarında görülen depresyonlardır.
Depresyon neden bu kadar önemli?
Depresyon önemli, çünkü sık görülüyor. İlk bakışta fark edilmese de yaşam kalitesinde kayba neden oluyor, halbuki tam olarak tedavi edilmesi mümkün. Ağır şekillerinde intihar riski ortaya çıktığından yaşamsal tehlike de doğabilmektedir.
Kimler depresyona girmeye daha meyilli oluyor?
Depresyona meyil iki nedenle olabilir: Biyolojik yani genetik yatkınlık ya da psikolojik etkenlerle oluşan depresyon. Psikolojik etkenler arasında çocukluk çağında kronik travmatizasyon, bunların ileriki hayatta çevreye bakışı etkilemesi başta gelmektedir. Örneğin çocukluğunda aşırı beklentilere maruz kalan ve her yaptığı eleştirilen bir çocuk ileriki yaşamında da bunun tesirinden kurtulamamaktadır. Ya da ters giden olaylarda daima kendisinin bir suçu olduğuna inandırılmış bir çocuk ileriki yaşamında kimi olaylara bu gözlükle bakmakta ve bazı durumlarda daha kırılgan olabilmektedir.
Depresyona giren kişilerin ortak özellikleri var mı?
Depresyona giren kişilerin birçok olumlu özelliği vardır ve genel olarak iyi niyetli insanlardır.
Başkalarını istismar eden, aldatan, çıkar sağlayan, içinde bulunduğu şartlara ve çıkarına göre hareket edenler ise kolay kolay depresyona girmezler. Yani her ne kadar depresyon istenmedik bir durum ise de şunu da söyleyelim ki yüzsüz tabir edilen kişiler depresyona girmez ve kişi depresyon yaşıyorsa en azından kendisini eleştiren, daha iyi olmaya çalışan, kendinde bir şeyleri düzeltmeye çalışan bir insandan bahsediyoruz. Bana hasta olarak gelen, başvuran kişilerin tamamına yakını iyi niyetli, duyarlı, daha iyisini yapmaya çalışan ve çoğu zaman da istismarcı yapıda insanların yarattığı darbelere maruz kalmış kişilerdir. Ama yaşadıkları onlara çok şey öğrettiğinden iyileştiklerinde herkesten daha güçlü olmaktadırlar.
Depresyona girenlerde intihar eğilimi yüksek mi oluyor?
Ağır depresyonlarda intihar eğilimi olur. Gerçekleştirenler vardır. Bu gibi konuların ciddiye alınması gerekir. Çocukluk çağı travmaları ve benzeri psikolojik kökenli kronik depresyon hallerinde ise kimi zaman yıllar içerisinde tekrarlayan ve ölümle sonuçlanmayan girişimlere rastlanabilir. Ancak bu gibi girişimler de bir gün kötü sonuçlanabilir.
HAZIRLAYAN: ÖZGÜR KÖYLÜ